İŞLETME VE İŞLETME YÖNETİMİ
İşletme ile ilgili bazı temel kavramlar:
Fayda:Mal ve hizmetlerin insanların ihtiyaçlarını giderme niteliğine denir.
İktisadi mal ve hizmetler:İnsanların ihtiyaçlarını giderme niteliği ya da faydası olan madde ve hizmetlere denir.
Üretim:İktisat biliminde her türlü fayda yaratmaya diğer bir deyişle iktisadi mal ve hizmetler meydana getirmeğe üretim denir.
Fayda yaratma başlıca dört şekilde meydana gelir:
Şekil değişikliği yoluyla:Girdilerin veya malların ekonomik,fiziksel,kimyasal veya bunların karşımı olan değişimlere uğratılmasıyla fayda yaratılır.Bu anlamda üretim şekil faydası yaratan bir faaliyettir.
Zaman değişikliği yoluyla:Malların kıt olduğu zamanlarda pazara sunulmak üzere depolanması ve muhafaza edilmesiyle ilgili faaliyetlerle zaman faydası yaratılır.
Yer değişikliği yoluyla:Malların taşınıp kıt olduğu bölgelere ve yerlere ulaştırılması yer faydası yaratır.
Mülkiyet değişikliği yoluyla:Malların mülkiyetinin değiştirilmesiyle ilgili olan değişim faaliyeti ile mülkiyet faydası yaratılır.
Üretim faktörleri:Üretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için bir araya getirilmesi gereken bazı temel nitelikli unsurlara denir.Dört grupta toplanır: Emek, Sermaye,Doğal kaynaklar, Müteşebbis
İşletmenin tanımı:Alfred Isaac’ a göre “üretim faaliyetlerinde bulunan ve ihtiyaçların tatminine doğrudan veya dolayısıyla katılan her iktisadi birime işletme” denir.
İşletme geniş kapsamlı ve basit olarak; “başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal veya hizmet üreten ekonomik birimdir.”
Fiziksel mal ve hizmet üretimi ile fayda yaratılabileceği gibi hizmet üretimi ile de insanların ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışılabilir.
İşletme “başkaları için-pazar için-üretim yapar,dolayısıyla kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretim yapan kişi ya da kuruluşlar bir işletmeyi oluşturamazlar.
İşletmenin konusu olan mal ve hizmetler-ki bu ikinci gruba fiziksel mal karşıtı olarak soyut mallar da denir-iktisadi mallar ve hizmetlerdir.İnsanların “ihtiyaçlarını giderme niteliğine sahip olmaları” yanında “kıt” ya da “sınırlı olma” özellikleri de vardır.Doğada bol miktarda bulunup da,hiçbir çaba sarf etmeden insan ihtiyacını karşılayan mallar iktisadi mallar olmayıp “serbest mallar” dır ve işletme faaliyetlerine konu olmazlar.
İşletme ile teşebbüs ayrımı:Teşebbüs daha geniş bir kavram iken işletme daha dar bir kavramdır.İşletme “teknik” mal veya hizmet üreten fabrika,atölye,mağaza gibi bir birimdir;teşebbüs de hukuki,iktisadi ve mali birimdir.Her teşebbüs bir işletmedir ama her işletme bir teşebbüs değildir.Örneğin,Türkiye Şeker fabrikaları AŞ birçok işletmesi olan bir teşebbüs;Alpullu Şeker fabrikası ise bir işletmedir.
Müteşebbis ve profesyonel yönetici kavramları:Müteşebbis emek,sermaye ve doğal kaynaklar olarak belirtilen üretim faktörlerini başkalarının ihtiyacını karşılayacak mal ve hizmetler üretmek üzere tedarik eden ve uygun şekilde birleştiren kimsedir.Girişimci genellikle kar etme ana amacı ile hareket eder ve riske de katlanır.Kendisi de bir üretim faktörüdür.
Yönetici ise aynı faaliyeti başkaları adına bir ücret karşılığında yapar ancak kar da zarar tehlikesi de işletmenin sahibine aittir.
FREDERİCK W. TAYLOR VE “BİLİMSEL YÖNETİM”
İşçilik,hammadde ve malzemede büyük ölçüde israf olduğunu saptamış;bunu önleyerek verimliliği artırmanın yollarını araştırmıştır.Hem işçiler hem de yöneticiler yönünden bilgisizliğin,cehaletin,üretimin artmasını engellediğini;böylece daha fazla ücret alma olanağı varken çalışanların farkında olmadan daha düşük ücrete razı olduklarını gözlemlemiştir.
İşçilerin malzeme ve makineleri kullanış tarzını ve bununla ilgili hareketlerini ölçüm aletleriyle ölçme yoluna gitmiştir.Kronometre ve çeşitli mühendislik ölçüm aletleriyle yaptığı çalışmalarla gereksiz zaman ve materyal kaybını minimum düzeye indirmiş,yapılan işin kalitesini ve miktarını artırarak daha fazla üretim yanında daha yüksek ücretin kazanılmasına yönelik metotlar geliştirmiştir.
Özellikle zaman etüdü adı verilen çalışmaları parça başına ücret uygulaması ile fazla üretim yapan kimselerin yüksek ücretle ödüllendirildiği teşvikli ücret sistemlerinin geliştirilmesiyle sanayi üretiminde ortalama %400’ ü aşan verimlilik artışı sağlayabilmiştir.
Taylor’a göre bilimsel yönetim ilkelerini üç amacı vardır:
I. Örnekler vererek verimsiz çalışmanın sebep olduğu büyük zararları göstermek
II. Bu verimsizliği önlemenin tek yolunun sistemli bir yönetim uygulaması olduğunu okuyucuya kanıtlamak
III. Yönetimin belirli kanun,kural ve ilkelere dayanan bir bilim olduğunu ortaya koymak
Taylor’un bu yeni yönetim anlayışında görevin planlanması işinin onu performansını(yerine getirilmesini) işinden ayırması gerektiğini vurgulamıştır.Planlama yanında denetime de büyük önem vermiştir.Taylor temelde üretim sorunlarıyla ve üretimin verimliliğinin artırılmasıyla uğraşmıştır.Bu akımın temsilcileri arasında F. ve L. GİLBERT,GANTT,EMERSON,BARTH ve COOKS sayılabilir.
HENRİ FAYOL,”YÖNETİM SÜRECİ YAKLAŞIMI VE YÖNETMİN EVRENSELLİĞİ”
Yönetim olayını tepe yönetimi bakış açısıyla ele alan Fayol,yönetim biliminin evrensel olduğunu ve birtakım ilkelere bağlı olarak bir takım fonksiyonlarca yürütüldüğünü ileri sürmüştür.Yönetim ilkelerini koyarken kendisininkilerin yol gösterici olduğunu başka ilkelerinde var o labileceğini belirtmiştir.
Bu yaklaşım bir sanayi işletmesinde bulunan başlıca faaliyetleri sınıflandırarak 6 fonksiyon haline getirmiştir:
I. Teknik(üretim)
II. Ticari(satın alma,satma ve değişim)
III. Mali(finansal)
IV. Muhasebe(istatistik dahil)
V. Güvenlik
VI. Yönetim
Fayol yönetimi birbirini izleyen aşamalardan oluşan bir süreç olarak ele almış;bu sürecin aşamalarını da yönetim fonksiyonları olarak 5 grupta toplamıştır:
I. Planlama(ileriyi görme)
II. Örgütleme(organize etme)
III. Yöneltme(yürütme)
IV. Koordinasyon(düzenleştirme)
V. Denetim(kontrol etme)
Fayol planlama ve örgütlemeyi en önemli;diğer üçünü ise ikinci derecede önemli yöneticilik fonksiyonları olarak kabul etmiş ve dolayısıyla denetime yeterince önem vermemiştir.
Fayol da Taylor gibi yöneticiliğin teknik bilgiden farklı olduğunu işçi için gerekli bilginin teknik bilgi olup,orta ve üst kademelere doğru çıkıldıkça teknik bilgi ihtiyacının yerini giderek artan ölçüde yönetim bilgisi ihtiyacının aldığını ileri sürmüştür.
MAX WEBER VE “BÜROKRASİ YAKLAŞIMI”
Max Weber’ in üzerinde durduğu bürokrasi,günlük dilde kullanılan “işlerin yokuşa sürülmesi”, “geciktirilmesi” anlamının tam aksine etkinlik açısından ideal bir organizasyon yapısını göstermektedir.Sosyal açıdan bürokratik yapıların neden gerekli olduğu ve etkin bir organizasyon yapısının özellikleri üzerinde duran Weber’ in görüşlerinin temel noktaları şunlardır:
I. Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayan bir iş bölümü
II. Açık/seçik belirlenmiş bir hiyerarşik yapı ve böylece her kademenin bir üst kademece kontrol edilmesi
III. Her kademede işlerin yapılışına ilişkin pozisyonlara gelen herkesin uyacağı ilke ve yöntemler
IV. Kişisel ve duygusal olmayan,rasyonel ve ilkeler doğrultusunda ilişkiler
V. Teknik yeteneğe dayalı personel seçim ve terfi sistemi
VI. Organizasyon birimlerinin yasal yetkilerle birbirine bağlanması
ELTON MAYO VE”BEŞERİ İLİŞKİLER YAKLAŞIMI”
İşletme yönetiminde beşeri ilişkiler yaklaşımı ya da daha yeni ifadesiyle davranışsal yaklaşım psikoloji,sosyoloji ve sosyal psikoloji alanlarındaki bulguların ve geliştirilen yöntemlerin örgütsel davranış biçimlerinin anlaşılması yolunda kullanılmasına dayanır.
Bu yaklaşımın ele aldığı başlıca konular şunlardır :
İnsan davranışı
Kişiler arası ilişkiler
Grupların oluşması
Grup davranışları
İnformel organizasyon
Algılama ve tutumlar
Motivasyon
Liderlik
Organizasyonlarda değişme ve gelişme
Elton Mayo ve F.Roethlisberger liderliğindeki bilim adamlarının Hawtorne fabrikalarında gruplar halinde çalışan çok sayıdaki işçi üzerinde yaptığı araştırmalar,önceleri ışıklandırma,ısıtma,yorgunluk ve dinlenme zamanları gibi fiziksel faktörlerin işçilerin verimliliği üzerindeki etkilerini belirleme amacına yönelmiştir.Ancak,bu tür faktörlerdeki iyileştirmelerin üretim verimliliğini artırması beklenirken umulan sonuç alınamamıştır.Bunun üzerin araştırmacılar dikkatlerini fiziksel faktörlerden sosyal ve psikolojik faktörlere çevirmişlerdir.
Bu yeni yönde yapılan deneyler üretim düzeyini ve verimliliği esas itibariyle sosyal faktörlerin etkilediği görüşüne yol açmıştır.Sosyal faktörlerin etkisini belirlemeyi amaçlayan deneylerden birinde işçilerin kendi aralarında oluşturdukları gruplarda üretim düzeyinin ne olması gerektiği konusunda kendi aralarında bir standart ya da norm belirledikleri daha fazla üretim yapanlara bu norma uymaları için baskı yaptıkları belirlenmiştir.
Hawtorne araştırmaları ile işletme organizasyonunun bir sosyal sistem olduğu bu sistemin en önemli unsurunun da insan olduğu sonucuna varılmıştır.Belirli bir organizasyon yapısı içinde bir araya gelen kişilerin kendi aralarında İnformel gruplar oluşturduğu grup özelliklerini de kişilerin sahip olduğu inançlar,alışkanlıklar,amaçlar,gelenekler ve değer yargılarının belirlediği böylece oluşan sosyal sistemin kişiler üzerindeki etkisinin fiziksel faktörlerden fazla olduğu bulgusu ortaya konmuştur.
Genel olarak beşeri ilişkiler yaklaşımı işletmede personele önem verilmesi,tatmin edilmesi ve yüksek moralli olmasının üretim verimliliği üzerindeki etkisi üzerinde durmakta,verimlilik için işe özendirme de başlıca ilgi alanını oluşturmaktadır.
EKONOMİK BİR BİRİM OLARAK İŞLETME
İŞLETMENİN BAZI ÖZELLİKLERİ
Geniş kapsamlı ve basit olarak ele alındığında işletme; “başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal veya hizmet üreten ekonomik birimdir.”Bu tanıma göre,hayır cemiyetleri,vakıflar,hatta devlet ve devletin çeşitli dairlerin işletme sayılabilir.
Dar anlamlı olarak işletme; “başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal veya hizmetleri üretmek ve sahibine kar sağlamak amacıyla faaliyet gösteren iktisadi birimdir.”Dar anlamda düşünüldüğünde işletmenin karlılık(rantabilite) ve verimlilik(prodüktivite) esaslarına göre faaliyette bulunması temel alınmaktadır.
Özetlenecek olursa;iktisadi biri birim olarak işletme,ister özel sektörde ister kamu sektöründe olsun;tek veya çok sahipli olsun;kişi veya sermaye şirketi şeklinde bulunsun;kapitalist veya sosyalist bir ekonomik düzende faaliyet göstersin müteşebbise veya devlete üretim faktörlerine yaptığı harcamaların üzerinde net gelir sağlamak durumundadır.
İşletmenin amaçları:
I. Kar sağlama:Klasik iktisatçılardan beri geleneksel olarak işletmenin kar sağlamak amacıyla kurulduğu ve müteşebbisin maksimum kar peşinde koştuğu varsayımı genellikle kabul edilmiştir.Kar,işletmenin belirli bir dönemdeki faaliyetleri sonucu olup,genellikle toplam gelirlerin toplam giderlerden farkı olarak düşünülür.
İşletmelerde karı hesaplama nedenleri;
Devlete vergi ödeme
Ortaklara ne kadar kar payı dağıtılacağına karar verme
İşletmenin başarı durumunu değerlendirme ve politikalarını saptamak için temel oluşturma
Kısaca söylemek gerekirse,kar işletme için çok önemli bir kavramdır;işletmenin başarı derecesini ölçme aracı,denetleme aracı,verimli çalışanları özendirme aracı ve hepsinden önemlisi varlığını,yaşamını sürdürme aracıdır.
II. Satış geliri sağlama:Satış gelirlerinin maksimizasyonu bazen amaçlar sırasında karın yerini alabilmektedir.Bu görüşü ileri süren Amerikalı iktisatçı William J. Baumol’ a göre özellikle az sayıda işletmenin pazara hakim olduğu oligopol piyasalarında işletme yöneticileri en çok karı değil,belirli düzeyde karı sağlamak kaydıyla satış gelirlerini maksimum düzeye çıkarmaya çalışmaktadır.Böylece maksimum kardan kısmi bir fedakarlıkla daha çok satış sağlamayı yeğlemektedirler.
III. İşletmenin(ya da yöneticinin)sosyal sorumluluğu:İktisadi işletmelerin bir ölçüde kamu kurumlarına benzemesine yol açan bu kavram;
Ortaklara uygun veya adil bir kar payı
Personele uygun ücret ve iyi çalışma şartları
Tüketicilere uygun fiyat ve kaliteli mal
Hammadde ve malzeme satıcılarına uygun fiyat
Çevre halkına karşı çevreyi koruma ve iş imkanı sağlama
Devlete vergi verme
gibi görev ve sorumlulukları yüklemektedir.
IV. Varlığını sürdürme ve büyüme:İşletme varlığını tehdit eden sayısız tehlikelerle dolu bir iktisadi çevre içerisindedir.Bu çevrenin her zaman değişiklik gösteren koşullarına ayak uydurarak yaşamını sürdürmesi ve büyüyüp gelişmesi gerekir.Büyüme karlarda,satışlarda,pazar payında,üretimde veya bunların birkaçında artışlar şeklinde kendini gösterebilmektedir.
İŞLETMENİN KAYNAKLARI
Üretim miktarı üretimde kullanılan kaynaklara bağlı olarak değiştiğine göre üretim fonksiyonu;
Q=(E,S,Dk,Y)
Q=Üretim miktarı
E=Emek
S=Sermaye
Dk=Doğal kaynaklar
Y=Yönetim
Emek=İnsan emeği olup en önemli üretim faktörüdür.Aslında,işletmede tümüyle insan en önemli unsurdur.En modern araç,gereç ve makinelerin kullanıldığı bir işletmede bile onları kullanan,yönlendiren ve tüm faaliyetleri yöneten insan unsurudur.
Sermaye=Özellikle iktisatçılarla kastedilen,fiziksel sermaye olup,iktisatta basit olarak üretime tahsis edilen üretim araçlarını ifade eder.
Doğal kaynaklar=Çoğunlukla toprak,arazi veya tabiat şeklinde ifade edilirse de daha geniş kapsamlıdır;maden,orman,petrol,su ve benzeri kaynakları kapsar.
Müteşebbis=Genellikle kar etme ihtimali yanında zarar etme tehlikesine de katlanmak suretiyle üretim faktörlerini tedarik eden ve üretime yönlendiren kişi olarak düşünülür.
İŞLETMENİN DIŞ ÇEVRESİ VE EKONOMİK YAPI İÇERİSİNDEKİ YERİ
İşletme,birbirleriyle ilişkili çok sayıda değişkenin karşılıklı etkileşim içinde olduğu bir dış çevrede faaliyet gösterir. “Çevre” genellikle; bir kişi veya topluluğu etkileyen fiziksel ve sosyal şartların toplamı olarak düşünülür.İşletme çevresi ise;işletmeleri ve onların faaliyetlerini etkileyen işletme dışı her türlü şartların toplamıdır.
İşletmenin dış çevresi;
I. Doğal(fiziksel)çevre:Hava,toprak,su ve bütün doğal kaynaklardan oluşur ki bunların hepsi iş hayatı için önemlidir.
II. Ekonomik çevre:En fazla önem verilenidir.Zira toplumca da kabul edilen görüşe göre işletmenin fonksiyonu katı bir şekilde ekonomiktir.Yönetimin yatırılan kaynakları en etkili bir biçimde kullanarak yatırılandan fazlalılığı(karı)olan bir geliri hatta maksimum karı sağlamsı gerektiği,bunun için mamullerin satışında fiyat ve miktar değişkenlerini manipüle etmesi gerektiği görüşleri genel kabul görmüş ve ayrıca iktisatta firma teorisinin bir parçası olmuştur.
III. Sosyal ve kültürel çevre: “Sosyal” yönüyle işsizliğin önlenmesi,sakatlara iş verilmesi,mamul kalitesini geliştirme,yanıltıcı reklam yapılmaması gibi konularla; “kültürel” yönüyle ise iş dünyasının sanat galerilerini,eğlence merkezlerini,eğitim ve çeşitli sanat dallarına hibe ve diğer yollardan destek sağlanması vb. konularla ilişkilidir.
IV. Politik-hukuki çevre:Yasalar,yönetmelikler ve diğer kurallardan oluşur.İşletmeler faaliyetlerini bu sınırlamalar çerçevesinde yürütürler.
İşletmenin dış çevresi ve ekonomi içindeki yeri:İşletmenin tüketici ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmet üretme yolundaki çalışmalarını bazı soruların cevapları yönlendirecektir.Bunlar;
Ne üretilecek?
Nasıl üretilecek?
Ne miktar üretilecek?
Ne maliyetle üretilecek?
İşletme sahip veya yöneticisi birinci veya üçüncü soruya cevap ararken tüketici istek ve ihtiyaçlarını bunların miktarını ve değişme eğilimlerini belirlemeye çalışacaktır.Başta fiyat olmak üzere çeşitli faktörlerin etkili olduğu bu soruların cevapları ciddi araştırmaları ve tahminler yapmayı gerektirir.İkinci soru bir teknoloji ve üretim metodu seçimi sorunu olup,dördüncü soru da hem teknoloji hem de bir ve üçüncü soru ile ilgilidir.
İŞLETME FONKSİYONLARI
İşletmelerin çeşitli yönleriyle incelenmesi iki şekilde olabilir:1)Statik bakımdan veya durgun halde 2)Dinamik bakımdan veya faaliyet halinde iken.
Statik inceleme tarzında, işletmenin yapısı,kısımları ve organları üzerinde durulur.İşletmenin üretim faktörleri,maddi ve beşeri faktörler olarak ele alınır,organizasyon yapısı incelenir.
Dinamik inceleme tarzında ise işletmenin çeşitli kısım ve organlarının fonksiyonlarını,gördükleri iş ve faaliyetleri ele alma yoluna gidilir.
Konunun dinamik açıdan incelenmesiyle birlikte işletme faaliyetlerinin gruplandırılmış hale getirilmesi söz konusu olur.Böylece işletme fonksiyonları sekiz grupta ele alınır:
I. Yönetim
II. Üretim
III. Pazarlama
IV. Finansman
V. İnsan kaynakları
VI. Muhasebe
VII. Halkla ilişkiler
VIII. AR-GE
Bazı yazarlar çeşitli işletme fonksiyonlarını, “genel”(yönetim), “türsel”(üretim ve pazarlama), “kolaylaştırıcı”(finans ve insan kaynakları) ve “destekleyici”(muhasebe,halkla ilişkiler ve AR-GE) olarak sınıflandırırlar.
İŞLETME ÇEŞİTLERİ
Ekonomik yapı bakımından işletmeler:
I. Mal üreten işletmeler:Tarım,inşaat ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren ve fiziksel mal üreten işletmelerdir.
II. Satıcı işletmeler:Genellikle ticaret sektöründe çalışan,toptancılık,yarı toptancılık ve perakendecilik yapan işletmelerdir.
III. Hizmet üreten işletmeler:Doğrudan doğruya hizmet üretimi ve satışı ile uğraşan işletmelerdir.
Ülkeler sanayileştikçe ve geliştikçe genelde üretici işletmelerin sayıları ve büyüklükleri artmakta ise de sayıları en hızlı artan işletmeler hizmet işletmeleri olmaktadır.
İşletmelerin faaliyet konuları bakımından sınırlandırılması:Üç ana sektöre göre sınıflandırma yapılabilir:Tarımla uğraşan,sanayi ile uğraşan ve hizmet sektöründe çalışan işletmeler.Ülkemizde milli gelir hesaplamaları yapılırken bu alanın ayrımı sekize ayrılmıştır.Bunlar:
Tarımlar uğraşanlar
Sanayi ile uğraşanlar
İnşaat ile uğraşanlar
Ticaretle uğraşanlar
Ulaştırma ve haberleşme ile uğraşanlar
Finansal kuruluşlar
Serbest meslek ve hizmetler
Konut geliri sağlayan işletmeler
İşletmelerin sermaye mülkiyeti bakımından sınıflandırılması:
I. Özel sektör işletmeleri:Sermayenin tamamı veya büyük kısmının özel kişilere ait olduğu işletmeler.
II. Kamu sektörü işletmeleri:Bunlar sermayesinin tamamı veya büyük kısmının devletçe konulanlar,yerel yönetim kuruluşları ve KİT ler.
III. Yabancı sermayeli şirketler:Bunlar dış ülkelerin girişimcilerinin girdikleri ülkede özel veya kamu işletmeleri ile işbirliği yaparak kurdukları işletmelerdir.
İşletmelerin hukuki açıdan sınıflandırılması
İşletmelerin uluslar arası olup olmamalarına göre sınıflandırılması:
I. Ulusal işletmeler:Ülke içinde kurulmuş,sermaye ve yönetim bakımından dışa bağımsız özel veya kamu işletmeleridir.
II. Uluslar arası işletmeler:Yalnız ülke içinde değil yabancı ülkelerde de çeşitli faaliyet dallarından biri veya birkaçında üretim veya satış yapan özel veya kamu işletmeleridir.
III. Çok uluslu işletme:Bir uluslar arası işletmenin yabancı ülkelerdeki üretimi,toplam üretimin en az %25-30 unu geçtiği zaman veya üretimi bilinmiyorsa yabancı ülkelerdeki karlar toplam karların önemli bir oranına veya bunlar da bilinmiyorsa,yabancı ülkelerdeki personeli toplam personelin önemli bir oranına ulaştığı zaman bu işletmeye çokuluslu işletme denebilir.(ICC’ nin tanımı).Başka bir deyişle üretim,kar veya istihdam edilen personel olmak üzere üç ayrı kriterden birinin temel alınarak toplam içindeki önemli bir orana ulaşması halinde çokuluslu işletmeden söz edilebilir.
İşletmelerin işletmeler arası anlaşmalar bakımından sınıflandırılması:
I. Centilmenlik anlaşması yapan işletmeler:Buna taraf olanların karşılıklı söz vermelerine dayanan ve tarafların veya bunlardan birinin vazgeçmesi halinde hiçbir yaptırımın söz konusu olmadığı anlaşmalardır.Centilmenlik anlaşması politikada ve hukukta da söz konusu olabilir;yazılı veya sözlü olabilir.İki veya daha fazla işletme,hammadde kaynaklarını veya pazarları paylaşmak,yahut fiyat rekabetini kaldırarak fiili tekeller kurmak için geçici veya sürekli olarak centilmenlik anlaşması yapabilirler.
II. Konsorsiyumlar:Belirli bir iş için kurulan birlik veya ortaklık anlamına gelir.Genellikle büyük çaplı taahhüt işlerinde ihaleyi kazanabilmek için aynı veya farklı ülkelerden aynı dalda veya farklı ihtisas alanlarındaki işletmeler finansal olanaklarını veya teknolojik ya da diğer üstünlüklerini birleştirip işbirliği yapmalarıdır.
III. Karteller:Aynı dalda çalışan iki veya daha fazla işletmenin rekabeti azaltmak veya ortadan kaldırmak için hukuki bağımsızlıklarını yitirmeden yaptıkları anlaşma ile oluşturdukları tekelci birliktir.Kartelin en önemli özelliği tüketicilere veya rakiplere karşı örgütlü bir grup olarak ortaya çıkarak kolektif bir satıcı grubu veya kolektif tekel olmasıdır.Kartelin pazarda güçlü ve etkili olabilmesi için katılan işletmelerin o malın en büyük bölümünü ellerinde bulundurmaları gerekir.Kartel şeklindeki işbirliğinde sermayelerin birleştirilmesi değil de sadece belirli bir amaç için sermaye güçlerinin birlikte kullanılması söz konusudur.
Karteller fiyat karteli,satış karteli,lota veya kontenjan karteli biçimlerinde olurlar.Fiyat kartelinde fiyatları birlikte saptayarak;satış kartelinde satış bölgelerini paylaşarak,kota kartelinde arz miktarını kotalar halinde paylaşıp bu kotalar dahilinde faaliyet gösterip üretime ve arz hakim olma amacı vardır.
Kartele benzeyen diğer bir birleşme şeklide konsern dir.Konsern,genellikle daha az firmanın daha yakın ilişkilerle bir araya gelerek karlarını arttırmaya çalışmasıdır.Bu türde hukuki bağımsızlık vardır ama iktisadi bağımsızlık ortadan kalkar.
IV. Tröstler:Bu birleşme türünde işletmeler hem hukuki hem de iktisadi bağımsızlıklarını yitirirler.İki veya daha fazla işletmenin tekelci güç oluşturmak maksadıyla hukuki bağımsızlıklarını yitirerek sermaye ve yönetimlerini birleştirmeleridir.Kartel belirli bir dal veya konu ile sınırlı iken tröstler her konuya el atarlar.Açık ya da gizli olurlar.Daha çok imalat sanayi ile petrol ve madencilik sektöründe görülür.Tröstlerin başlıca çeşitleri yatırım ve oylama tröstleridir.Yatırım tröstleri daha çok sermaye piyasasının geliştiği ülkelerde görülür.Uzman yöneticiler eliyle sermaye kaynaklarının birleştirilerek en karlı alanlara ya da işletmelere sermaye yatırımı yapılması amacını güderler.
Oylama tröstleri bir işletmenin yönetimini ele geçirmek için hisse senetlerinin temsil ettiği oy haklarını birleştirme amacını güderler.Bunlardan başka işletmelerin fiilen bir tröst olarak hareket etmeleri gizli anlaşmalarda tröst oluşturmaları haline fiili tröst denir.
Dostları ilə paylaş: |