Fayda: Mal ve hizmetlerin insanların ihtiyaçlarını giderme niteliğine denir



Yüklə 111,63 Kb.
səhifə2/6
tarix14.09.2018
ölçüsü111,63 Kb.
#68540
1   2   3   4   5   6

V.       Holdingler:Esas amacı rekabeti sınırlandırmaktan çok bir şahsa veya şirkete ait çeşitli işletmelerin yönetimini kontrol altına almak ve daha iyi denetlemektir.Holding,bir şirketin başka şirketlerin hisse senetlerinin büyük bir bölümüne sahip olmak suretiyle yönetim ve denetimini ele geçirmesiyle oluşan şirketler grubudur.Ana şirket yavru şirketin yönetimini ele geçirdikten sonra bu şirketin başka şirketlerin yönetimini ele geçirmesini isteyerek piramit şeklinde başka şirketlerin yönetimini ele geçirir.

VI.     Tam birleşmeler(Merger,Füzyon):İki veya daha fazla işletmenin tek işletme haline gelmesi halidir.Bir işletme diğerini satın alıp ona katılabileceği gibi bunların yeni bir işletme olarak ortaya çıkmaları da mümkündür.

 

HUKUKİ AÇIDAN İŞLETME ÇEŞİTLERİ



 

TTK’ ya göre “ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletme sayılır.” Ticaret sicili tüzüğüne göre(TST’ ye göre):Ticari işletme gelir sağlamak amacıyla kurulmuş,devamlılığı ve bağımsızlığı olan esnaf faaliyetlerini aşmış müesseselerdir.

Bir işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye(gerçek veya tüzel kişi) tacir denir.

 

I.       Özel işletmeler:



 

Tek kişi işletmeleri:İşletmenin sahibi aynı zamanda tek yetkili ve sorumlu kişidir.Her türlü işletme faaliyetiyle ilgili kararı kendisi alır,uygular ve denetler.Tüm karlar ve riskler ona aittir.İşletmenin tüzel kişiliği yoktur.

Şirketler(ortaklıklar):Bir işletmenin şirket sayılabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir:

          Şirketi kuranların sayısı birden fazla olmalıdır.

          Ortak bir amaç bulunmalıdır.

          Ortak amaca ulaşmak için ortaklar arasında bir anlaşma bulunmalıdır.

          Belirlenen hedefe ulaşmak için para,mal veya emek sermaye olarak konmalıdır.

Adi şirketler(ortaklıklar):BK’ ya göre;bir şirket TTK’ da tanımlanan şirketlerin ayırt edici niteliklerini taşımıyor ise adi şirket sayılır.Adi şirketlerde ticaret şirketlerinden farklı olarak şirket sözleşmesi şekle bağlı değildir;sözlü veya yazılı olabilir.Açık ya da kapalı anlaşma ile adi şirket kurulabilir.Şirketin onu oluşturan kişilerden ayrı bir kişiliği yoktur.

        

Şirket kazançları ve zararları ortaklar arasında belirlenen oranlarda veya eşit olarak dağıtılır.Her ortağın sorumluluğu sınırsız olup tüm şirket borçlarından kişisel varlığı ile sorumludur.Her ortağın yönetim yetkisi vardır,ama yönetim bir veya birkaç ortağa bırakılabilir.

 

Ticaret şirketleri:Adi şirketlerden farklı olarak şirket sözleşmesi yazılı olmak ve bu kanunun bulunmasını istediği asgari unsurları taşımak zorundadır.Bu şirketlerde adi şirketlerden farklı olarak şirketin tüzel kişiliği olabilir.İki ana gruba ayrılır:



        

Şahıs şirketleri(Kolektif şirketler,komandit şirketler):Kuruluş ve faaliyetler süresince ortakların kendi varlıklarının,yeteneklerinin ve kredilerinin büyük önemi vardır.

          Sermaye şirketleri(Anonim şirketler,limited şirketler,sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler):Birer sermaye teşkilatlandırılması şeklindeki yapılardır.

 

Kollektif şirketler:Her ortağın işletme faaliyetlerinden doğan borçlardan kendi koyduğu sermaye ile sınırlı olarak değil tüm varlıklarıyla sınırsız ve müteselsilen sorumlu olduğu şirket türüdür.Ancak şirket borçlarında dolayı öncelikle şirketin kendisi sorumludur.



        

Kollektif şirket,ancak gerçek kişilerce kurulur ve bütün ortaklar tarafından yönetilir.Ana sözleşme ile yönetim bir veya birkaç ortağa bırakılabilir.Şirketin sermaye gücü ortakların varlıklarına bağlıdır.Kazançlar şirket sözleşmesinde belirtilen biçimde dağıtılır.Ortaklar arasında değişiklik yapılması zorlaştırılmıştır.

 Komandit şirketler:Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan,şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış,diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirket türüdür.Bu tür şirkette komandite ortak sınırsız sorumlu,komanditer ortak ise sınırlı sorumludur.Komandite ortaklar gerçek kişi olmalıdır ve bunlar yönetime hakimdirler.Komanditer ortaklar tüzel kişi olabilir ve taahhüt ettikleri sermaye payı ile sorumludurlar.Sermaye paylarına göre kar payı alırlar,şirketin yıl sonu hesaplarını denetleyebilirler.

Anonim şirketler:Bir unvana sahip ana sermayesi belli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız varlıkları ile sorumlu bulunan şirkettir.Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlıdır.Buna karşılık şirket alacaklılarına karşı tüm varlığı ile sorumludur.Bir anonim şirketin kurulabilmesi için en az 5 ortağın olması zorunludur.

        

Anonim şirketlerin kuruluşu iki türlüdür:

Ani kuruluş:Sermayenin tamamının kurucular tarafından taahhüt edildiği kuruluş türüdür.

Tedrici kuruluş:Sermayenin en az yüzde 10’ unun kurulurca taahhüt edilmesi ve geri kalanının halka satış yoluyla tamamlanmasıdır.

 

Anonim şirketi kural olarak pay sahiplerinin oluşturduğu genel kurulun seçtiği(veya bazen ana sözleşme ile belirlenen) en az üç kişiden oluşan yönetim kurulu yönetir.Yönetim kurulu pay sahibi üyelerden seçilir veya pay sahibi üyelerden seçilmişse pay sahibi sıfatını kazanınca işe başlayabilir.Ayrıca,yönetim ve uygulama için yönetim kuruluna bağlı olarak çalışan ana sözleşme veya genel kurulca veya yönetim kurulunca seçilen bir şirket müdürü atanır.Şirket müdürleri ve diğer müdürler yönetim kuruluna,hisse sahiplerine ve alacaklılara karşı sorumludurlar.Yönetim kurulu ise pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına müteselsilen sorumludurlar.Anonim şirketlerin denetimi de en az bir en çok beş kişiden oluşan denetçiler tarafından yapılır.



 

Üstünlükleri:

          Ortakların sorumlulukları payları ile sınırlıdır

          Yönetim çoğu kez profesyonel yöneticilere bırakılır

          Şirketin veya payların devri kolaydır,şirket uzun süre yaşayabilir

          Büyüme yeteneği fazladır

          Büyüklüğün çeşitli avantajlarına sahiptir

 

Sakıncaları:



          Kuruluş işlemleri karmaşıktır

          Hareket serbestisi sınırlı olup kanun hükümleri ve formaliteler fazladır

          Özel durumlarda kredi bulma güçlüğü olabilir

          Yönetimi daha güçtür

 

Limited şirketler:İki veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup,ortaklarının sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve ana sermayesi belirli şirket türüdür.Ortaklarının sayısı en az 2 en çok 50 olabilir.Hisse senedi çıkarma yetkisi yoktur.



 

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler:Sermayesi paylara bölünen ve ortaklardan bir veya bir kaçının şirket alacaklarına karşı komandite ortak sorumluluğuna sahip olduğu,diğerlerinin komanditer ortak sorumluluğuna sahip olduğu şirket türüdür.Ortak sayısı hiç olmazsa biri komandite olmak şartıyla 5’tir.

 

Kooperatifler:Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortakların ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım,dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile mahalli idareler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli teşekküllerdir.Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından kurulur.



 

II.      Kamu işletmeleri

 

Katma bütçeli işletmeler:Bu işletmelerin kendilerine bağlı gelir getiren işletmeleri vardır.Bu işletmelerin kendi tüzel kişilikleri yoktur.Sağladıkları gelir fazlası bütçeye gelir olarak kaydedilir.Tekel,devlet üretme çiftlikleri,karayolları ve üniversiteler örnek olarak verilebilir.



Döner sermayeli işletmeler:Genel bütçeye bağlı dairelerin Bütçe kanunu ile verilen ödeneklerle kurulan işletmeleri olup yine tüzel kişilikleri yoktur.Sağlık bakanlığı hastaneleri,darphane ve damga matbaası örnektir.

Yerel yönetim(mahalli idare işletmeleri):Daha çok kamu ve belediye hizmetlerinin görülmesi bir kısım kamu mallarının işletilerek gelir sağlanması amaçlarını güderler.

Kamu iktisadi teşebbüsleri:İkili bir ayrıma tabi tutulmuşlardır:

İktisadi devlet teşekkülleri(İDT)

Kamu iktisadi kuruluşları(KİK)

 

İktisadi devlet teşekkülleri(İDT):Ekonomik gereklere uygun olarak “verimlilik” ve “karlılık” ilkeleri doğrultusunda kendi aralarında ve ulusal ekonomi ile uyum içinde çalışarak sermaye birikimine yardım etmeleri ve bu suretle daha fazla yatırım kaynağı yaratmaları gereken KİT lerdir.Diğer bir deyişle İDT,sermayesinin tamamı Devlete ait iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan KİT lerdir.Bu kuruluşların tüzel kişilikleri vardır ve sorumlulukları sermayeleri ile sınırlıdır.Devletin genel muhasebe kanununa ve Sayıştay denetimine tabi değildirler.Yönetim organları,en üst düzey karar ve sorumlu organı yönetim kurulu,yetkili ve sorumlu yürütme organı genel müdürdür.



Kamu iktisadi kuruluşları(KİK):Kendilerine verilen görev ve kamu hizmetlerini ekonomik ve sosyal gereklere uygun olarak “verimlilik” ilkesi doğrultusunda yürütmeleri gereken işletmelerdir.KİK ler sermayesinin tamamı devlete ait olup tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan KİT lerdir.Bu kuruluşlar tüzel kişiliğe sahiptirler.Özel hukuk hükümlerine tabidirler.Genel muhasebe kanuna ve Sayıştay denetimine tabi değildirler.Sorumlulukları sermayeleri ile sınırlıdır.Organları İDT deki gibidir.

III.     Yabancı sermayeli işletmeler

 

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ



 

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ ÖLÇÜLERİ

 

Kantitatif büyüklük ölçüleri



I.       Yıllık satışlar(çoğunlukla gelir-ciro)

II.      Yıllık karlar

III.     Varlıklar(net aktifler)

IV.     Öz sermaye miktarı

V.       Yatırım toplamı

VI.     Çalışanların sayısı

 

Bunların dışında kullanılan makine ve tezgah sayısı veya gücü,kullanılan hammadde miktarı veya harcanan enerji miktarı başlı başına bir kriter olmamakla birlikte yıllık ihracat değeri de büyüklük ölçüsü olarak belirtilebilir.Ama tek kriter yerine iki veya daha fazla somut kriteri esas almak ya da kantitatif kriterlerle bazı kalitatif kriterleri kombine etmek daha yararlı olur.



 

Kalitatif büyüklük ölçüleri

I.       Sermaye koyanların sayısı

II.      Yönetim biçimi

III.     Bölgeye yönelik olup olmama

IV.     Endüstri dalındaki göreli durum

V.       Hukuki şekil

 

Küçük işletmelerde sermayedar bir kişi veya küçük bir gruptur,büyük işletmelerde ise genellikle çok sayıda hissedar vardır.Küçük işletmelerde yönetim mal sahibindedir ve daha çok kendi bölge ve çevresine yönelik olarak faaliyet görülür.Büyük işletmelerde işletme sahipleri ile yönetim kadrosu ayrılmıştır ve sadece bölgeye değil ulusal hatta uluslar arası pazarlara yönelik faaliyet görülür.



Büyük işletmelerin başlıca üstünlükleri

        

Makineleşme ve gelişmiş üretim metotlarıyla büyük ölçekli üretim yapılabilir böylece birim maliyetler düşer.

        

Üretimde ileri teknoloji kullanma yanında araştırma ve geliştirmeye daha çok kaynak ayırıp buluş ve yeniliklerden daha fazla yararlanılabilir.

         

Modern işletmecilik uygulamaları daha çok görülür.

Daha kaliteli personel çalıştırıldığı gibi onlara daha iyi eğitim imkanı sağlanır.

Yüksek finans gücü sayesinde daha kolay ve düşük maliyetli para ve kredi sağlanır.

Küçük işletmelerin başlıca üstünlükleri

Talep değişmelerine sınırlı sabit varlıkları nedeniyle hızlı uyum sağlarlar,esneklikleri fazladır.

Dar bir çevreye hitap ettiklerinden müşterileriyle yakın temas kişisel ilişkiler geliştirirler.

Müşterilere mal ve hizmetlerle daha iyi hizmet verirler.

Makineden çok emeğe iş gücüne dayanırlar.

Büyük işletmelere cazip olmayan küçük Pazar bölümlerini hedef pazar seçip buralarda karlı çalışabilirler.

Mülkiyet yönetimde bağımsızlık söz konusu olup çoğunlukla yönetimde sahip-yönetici vardır.

 

 

İşletme büyüklüğünü etkileyen faktörler



Pazar şartları ve talep durumu

Kurucuların finansman imkanları

Kurucuların yönetim becerileri veya yetenekleri

İşletme kurulurken üretilmesi düşünülen mamulle ilgili önce talep tahminleri sonra da bu genel talepten işletmenin kendisinin sunacağı mallara ait satış tahminleri yapılır.Ancak talep oldukça dinamik bir yapıdadır ve zaman içinde devamlı değişmeler gösterir.Bugünkü talebi esas alarak kurulacak bir işletme zamanla talebin artması ile yetersiz kalacak buda işletmenin genişleme yatırımlarına yönelmesine yol açacaktır.

Pazar şartları özellikle talepteki artışa ilişkin tahminler işletmenin bugünkü talebe göre daha büyük olarak kurulmasını gerektirir.Talebin dinamik bir yapıya sahip olmasından kaynaklanan bu soruna en uygun çözüm yolu gelecekteki talep miktarını karşılayacak büyüklükte ama şimdiki talebe göre çalışma giderlerini koruyabilecek bir işletme büyüklüğünün belirlenmesidir.Talebin dinamik yapısı yanında pazarın coğrafi dağılımı da önemlidir.

        

Büyüklük sorununu etkileyen önemli faktörler arasında işletme kurucularının finansman sağlama imkanları ile yönetim yeteneği de başta gelir.Sermaye ihtiyacının sınırlı olduğu hizmet işletmeleri dışında mal üretim ve satışı yapan işletmeler için sermaye tedarik imkanları büyük,orta ve küçük işletme kurmada belirleyici rol oynar.

        

İşletme büyüklüğünü sınırlayıcı yönde etkileyen diğer bir faktör de daha çok gelişmiş ekonomilerde önem kazanan işletmelerle birleşmeleri önleyici nitelikteki anti tröst yasalardır

Optimum işletme büyüklüğü

        

Ortalama maliyet masraflarının veya giderlerinin en düşük olduğu işletme büyüklüğüdür.İşletme büyüklüğü küçükten optimum düzeye gelinceye kadar ortalama maliyetlerde bir azalma optimal büyüklükte en düşük düzeye indikten sonra aşırı büyüklüğe gidişte ise ortalama maliyetlerde bir artış görülür.Optimum büyüklüğe sahip olmayan işletmeler maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle rekabet güçlüğü çekerler.

        

İşbölümü ve uzmanlaşmanın ileri teknoloji kullanımı ve makineleşmenin fazla olduğu büyük ölçekli üretimde bu büyüklükten kaynaklanan önemli tasarruflar sağlanır.Uzmanlaşma aşırı düzeylere ulaşarak monotonluktan doğan bezginlik derecesine çıkmadıkça işgücünün verimliliği önemli ölçüde arttırmaktadır.

        

Öte yandan işletme büyüklüğü arttıkça makineleşme ve özellikle ileri teknolojilerden yararlanma imkanlarının artması da birim başına maliyetleri düşürebilir.Ayrıca büyük ölçekli üretimde birim maliyetlerin daha düşük olmasını sağlayan önemli bir unsurda sabit masraflardır.Eğer iş yeri kirası veya hazırlık masrafı gibi bir takım masraflar bir kez yapılıyor ve belli bir dönem için tekrarlanmıyorsa üretim arttıkça bir birime de düşen pay azalır.

 

KAPASİTE VE ÇEŞİTLİ KAPASİTE KAVRAMLARI



Kapasite ve kapasite ölçütleri:İşletmelerin mal veya hizmetleri üretebilme yetenek ve imkanlarının belli bir ölçü ile ifade edilmesine işletme kapasitesi denir.Kapasite ölçüsü olarak çoğunlukla üretim kullanılır ve belirli bir süre içindeki üretim miktarı olarak ifade edilir.Üretim biriminin fiziksel miktarıyla ilgili ölçüler,uzunluk,ağırlık,hacim veya sadece sayı olabilir.Bir sanayi işletmesinin ürettiği mal tek tür ise kapasiteyi fiziksel birimlerle ölçmek daha kolaydır.Değişik mallar üretiliyorsa bazı indekslerden yararlanılarak değe ölçüsü kullanma veya saat ölçüsünü temel alma yoluna gidilir.

Maksimum(teorik)kapasite:Bir işletme makine veya teçhizatın hiçbir bekleme,gecikme,arıza,aksama veya duraklama olmadan ulaşabileceği en yüksek üretim miktarıdır. Diğer bir deyişle,maksimum kapasite,teknik açıdan yapılabilir nitelikte olup,üretimde herhangi bir sıkılma,bozulma,işgücü veya hammadde tıkanıklığı,diğer üretim darboğazları ile maliyetleri göz önünde bulundurmaz.Maksimum üretime ulaşmak için fazla çalışma kadar,yardımcı hizmetler,araç-gereç ve aşırı yıpranma da üretim maliyetlerinin normal düzeyini aşmasına yol açar.

Normal(pratik) kapasite:Maksimum kapasiteden bakım-tamirler,beklemeler,duraklamalar,montaj ve ayarlamalar,çalışmaya hazır hale getirmeler vb. faaliyet kesilmelerinin çıkarılmasıyla ulaşılan kapasitedir.

Optimum kapasite:Birim başına sabit ve değişken giderler toplamının minimum olduğu kapasiteye denir.Konuyu maliyetlerle ilişkili olarak ekonomik açıdan ele alan bu kapasite kavramı üretim tekniği değişmediğinde bir işletmenin minimum maliyetlerle üretebileceği mamul miktarını vermektedir.Maksimum kapasitenin teknik niteliğine karşın ekonomik bu kapasite ekonomik kapasitedir.

Fiili kapasite:İşletmenin herhangi bir dönemdeki fiili veya gerçekleşen üretim kapasitesini ifade eder.

Atıl(boş,kullanılmayan)kapasite:İşletmenin belirli bir dönemdeki üretim miktarı(fiili kapasitesi)normal kapasitenin altında ise aradaki “atıl kapasiteyi” gösterir.

Kapasite kullanım oranı(çalışma derecesi):Fiili kapasitenin normal kapasiteye oranıdır.Bu oran normal kapasitenin ne kadarının kullanıldığını yüzde cinsinden gösterir.

 

Kapasite kullanım oranı=             Fiili kapasite



                                       Normal kapasite

 

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELER(KOBİ’LER)



          Başarılı olarak ayakta kalmak ve başarılı olmak motivasyonu ile yönlendirilip yönetilen bu işletmelerin dinamik olması ve ekonomiye canlılık kazandırması en önemli ekonomik özellikleridir.Bunların esnek üretim sistemleri ile değişen Pazar ve talep koşullarına kolayca uyabilmeleri ve dinamizmi ekonominin dayanma gücünü artırmaktadır.

          KOBİ’ lere ilişkin genel bir tanım veya ortak ölçü bulunmamaktadır.En çok kullanılan kantitatif(niceliksel) ölçü işçi sayısıdır.Ayrıca zaman zaman sermaye miktarı veya yıllık satış geliri,makine parkı gibi ölçülere de yer verilmektedir.KOBİ’ leri Avrupa Komisyonu;en fazla 250 çalışanı işletmeler olarak tanımlamıştır.

          Kalitatif(niteliksel) ölçüler olarak da bağımsız yönetim,yöresel pazara   yönelik olma,kendi işkolunda küçük bir yere sahip olma ve sermayenin büyük bölümünün işletme sahibince karşılanmış olması sayılmaktadır.

 

 



İŞLETMENİN KURULUŞ YERİNİN SEÇİMİ

 

Kuruluş yerinin seçiminde gereken özen gösterilmezse başlangıçta iyi olan bir yerin değişen koşullar nedeniyle elverişsiz bir duruma gelmesi de mümkündür.Gerek daha başlangıçta gerekse sonradan görülen değişmeler yüzünden uygun olmayan yerde faaliyetlerini sürdüren bir işletme maliyet giderlerinin yüksekliği nedeniyle diğer işletmelerle rekabet edemez.



        

Planlama organlarının(DPT vs) kullandıkları kriterler, ulusal gelirin maksimum kılınması,tam istihdamın sağlanması,geri kalmış bölgelerin geliştirilmesi,yoğun yerleşim bölgelerinin birikimli sosyolojik ve çevresel sorunlarına çözüm bulunması gibi genel kriterler veya ölçütlerdir.

        

Müteşebbis açısından ön planda tutulan kriterler ise işletme karının maksimum kılınması veya toplam satış gelirlerinin maksimum kılınmasıdır.Ancak uygulamada en uygun kuruluş yeri sorunu daha çok,kar ya da gelirlerin maksimizasyonu yerine toplam maliyetlerin minimizasyonu açısından çözümlenmeye çalışılmaktadır.

İşletme açısından optimal kuruluş yeri,toplam üretim masraflarının en düşük olduğu ve işletme amaçlarının en iyi biçimde gerçekleştirildiği yerdir.

 

Kuruluş yeri bakımından işletmeler:



          Hammaddeye dönük

          Pazara dönük

        

Hammadde veya pazara yakın olması fark etmeyen Kuruluş yerinin seçimini etkileyen faktörler:Bir işletme veya fabrikanın kuruluş yerinin seçiminin genellikle üç aşaması vardır:

Kuruluş bölgesi seçimi

Kuruluş yerinin seçimi

Şehrin hangi noktasında kurulacağının tespiti

 

Bölge seçimini etkileyen faktörler:



Pazara yakınlık:Özellikle ulaştırma sisteminin yetersizliği ve taşıma maliyetlerinin yüksek olduğu durumlarda daha da önem kazanır.Genel olarak küçük bir Pazar alanı için faaliyet gösteren KOBİ’ lerin kuruluş yerlerinin pazara dönük olacağı söylenebilir.Tüm ülkeye mal arz eden işletmelerde pazara yakınlık avantajından yararlanmak için ya çeşitli yerlerde üretim bölümleri açma yoluna giderler ya da merkezde üretip dağıtım için bölge depoları veya satış şubeleri kurma yoluna giderler.

        

Hammadde,enerji,iklim ve su:Hammadde ve diğer yardımcı maddeler sürekli tedarik imkanları,kalite,fiyat ve taşıma maliyetleri gibi yönlerden kuruluş yerini kendilerine çekerler.Günümüzde bir yandan ulaştırma sisteminin gelişmesi öte yandan sentetik hammaddelerin doğal hammaddeleri ikame etmesi kuruluş yerinin hammaddeye olan bağımlılığını azaltmıştır.

        

İşgücü:Geniş ölçüde işgücü kullanan büyük işletmelere emek yoğun teknolojiyi seçen işletmeler yeterli sayıda kalifiye elemanı kolayca tedarik edebilecekleri bölgelere yönelirler.

        

Taşıma:Limanlar,demiryolu ve karayolu yakınları veya kavşaklar sırf ulaşım olanakları ve taşıma kolaylığı nedeniyle pek çok işletmeye kuruluş yeri olur.

        

Devletin teşvik ve sınırlamaları:Devletin etkisi teşvik,sınırlandırma veya yasaklama şekillerinde görülür.Belirli yerlerde işletme kurulması zorlaştırılabilir veya kamu yararı için gerekli görülürse tamamen yasaklanabilir.

        

Diğer faktörler:İşletme dışı tasarruflar,sosyal ve kültürel şartlar ile politik etki ve tercihlerdir.

Kuruluş yöre ve noktasının seçimini etkileyen faktörler:Kuruluş bölgesi belirlendikten sonra bu bölge içinde çeşitli il ve ilçe aday kuruluş yerleri olarak saptanır.Bu aday yöreler arasında toplam maliyetleri minimum kılan yöre optimum kuruluş yeri olarak seçilir.Daha sonra belirli bir yörenin şehri seçilmekle kalmayıp bu şehrin hangi kısmı,hangi arsa ve arazisinin daha uygun olduğu belirlenir.

 

Kuruluş yeri seçimi yöntemleri:



I.       Karşılaştırmalı yöntemler

II.      Ulaştırma modeli

III.     Doğrusal programlama modeli

IV.     Karma tam sayılı programlama modeli

İşletmenin en uygun kuruluş yerinin seçimi,ölçülebilir maliyet unsurları ile uzun vadeli ve görünmeyen maliyet unsurlarının toplamını minimum kılan çözüm şeklinin bulunmasıdır.

 

Faktör karşılaştırma yöntemi ve puanlama modeli:İki şekilde uygulanır:



          Kuruluş yeri özellikleri bir liste halinde belirlendikten sonra şu aşamalardan geçilir:

I.       Faktörlerin çeşitli yoğunluk dereceleri için bir dereceleme yapılır.

II.      Tüm kuruluş yeri faktörlerine alınacak karar içindeki önemlerine göre tartı veya ağırlık verilir.

III.     Her kuruluş yeriyle ilgili çeşitli faktörlerin derece sayısı ile sabit tartı sayısı çarpılarak tartılı değerler bulunup tablo düzenlenir.

        

Her kuruluş yeri faktörünün alınacak karar içindeki önemine göre tartı veya ağırlık verilir.Sonra her faktörün tartısını tam puan derecesi olarak kabul edilip aday kuruluş yerlerinde o faktör için ayrı ayrı puan verme yoluna gidilir.Daha sonra her faktörün puan derecesi ile her aday yerdeki puanı çarpılarak ağırlıklı puan bulunur.Toplam ağırlıklı puanı en yüksek olan yer seçilir.

Maliyetleri karşılaştırma yöntemleri:Bu yöntemde iki şekilde uygulanır:

        

Çeşitli aday kuruluş yerlerinden en düşük birim üretim maliyetine sahip olacağı tahmin edilen yer en uygun kuruluş yeri olarak belirlenir.Bu yöntemin uygulanmasında en büyük sorun maliyetlerin önceden tahmin edilmesinde görülür.

        

Toplam maliyetlerin ağırlıklı miktarları karşılaştırılır.En düşük toplam maliyetleri gösteren yer seçilir.

 

Karlılıkları karşılaştırma yöntemi:Maliyetlerin yanında satışları da göz önünde bulundurur.İşletmenin aday kuruluş yerlerinde kurulmaları halinde karlılıkların karşılaştırılması yöntemidir.Ancak maliyet ve özellikle satış gelirleri unsurlarının ağırlıklı bir şekilde tahmin edilmesinin güçlüğü bu yöntemin uygulanabilirliğini geniş ölçüde kısıtlamaktadır.



Organize sanayi bölgeleri:Kapsamlı bir plan gereğince parsellenip,yol,su,elektrik,kanalizasyon gibi altyapı tesislerine sahip kılınmış arazi parçalarının beraberce yararlanabilecekleri her türlü hizmetle birlikte girişimcilerin yararlarına sunuldukları organizasyonlardır.

Sanayi bölgeleri:Organize sanayi bölgelerinin küçük ölçekli tipleridir.Kente daha yakın yerlerde daha çok küçük ve orta ölçekli işletmeleri barındırmak için hazırlanan site tipi binalardır.

 

YÖNETİM


Süreç olarak yönetim bir takım faaliyet veya fonksiyonları,sanat olarak bir uygulamayı,bilim olarak da sistemli ve bilimsel bilgi topluluğunu ifade eder.

        

Bir bilim dalı ve uygulama alanı olan yönetimin temel özelliği çeşitli disiplinler tarafından geliştirilmiş bilgilerin ve analitik yöntemlerin birleştirilerek uygulanmasıdır.Yönetici işletmeyi bir bütün olarak ve bölümleriyle birlikte ele alarak çeşitli bilgi ve teknikleri mevcut şartlara uygunluklarına göre kullanmalı ve uygulamak durumundadır.

 

Yönetimin tanımı ve anlamı:



İnsanların gruplar halinde birlikte çalışarak seçilmiş amaçları verimli bir şekilde gerçekleştirecekleri bir ortamın yaratılması ve sürdürülmesi sürecidir.

        

Örgütsel kaynakların planlanması,örgütlenmesi,yönetilmesi ve denetimi yoluyla örgüt amaçlarına etkili ve verimli bir şekilde ulaşılmasıdır.

Yönetim,işletme amaçlarına etkili ve verimli bir şekilde ulaşmak üzere planlama,örgütleme,yöneltme,koordinasyon ve denetim fonksiyonlarının yerine getirilmesidir.

Bu tanımların önemli bir ortak yanı,yönetimi birtakım faaliyetlerden oluşan bir süreç olarak el almaları ve ortak amaca ulaşma yolunda işbirliğidir.

 

Yönetimin unsurları:



I.       Amaçlar

II.      Amaçlara ulaştıracak işler,faaliyetler

III.     Amaçlara ulaşmada etkili ve verimli olma

Etkinlik(etkili olma):Amaca ulaştırıcı yönde olma

Verimli olma:En az emekle hedefe ulaşılması.

 

Yönetimin fonksiyonları ve işletmenin diğer fonksiyonları ile ilişkileri     



Yönetim sürecinin aşamalarını oluşturan faaliyet grupları yönetim fonksiyonunun alt fonksiyonlarıdır.Bunlar aslında yönetici ne yapar? Sorusunun cevabı olarak kategorik bir biçimde yöneticinin görevlerinin neler olduğunu göstermektedir.

I.       Planlama:Geleceğe yönelik gelişmelerin tahmin edilmesi,işletme amaçlarının ve bu amaçlara nasıl ulaşılacağının belirlenmesidir.

II.      Örgütleme:İşletme yapısının oluşturulması,işlerin ve çalışanların belirlenmesi,amaçlara ulaşmayı sağlayacak ortamın oluşturulmasıdır.

III.     Yöneltme(yürütme):Grup halinde örgütü oluşturan insanları amaçlara ulaşma yolunda isteklendirme,yönlendirme ve harekete geçirmedir.

IV.     Koordinasyon:Çalışmayı kolaylaştırmak ve başarıyı sağlamak için bütün faaliyetlerin ve çalışanların uyumlaştırılmasıdır.

V.       Denetim:Amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığı veya ne ölçüde ulaşıldığının belirlenip düzeltici tedbirlerin alınmasıdır.

 

Yönetim kademeleri ve yönetici becerileri:



 

I.       Üst kademe yönetimi ve yöneticileri:İşletmede en fazla yetki ve güce sahip olan grupturlar ve tüm işletmenin yönetim sorumluluğunu taşırlar.İşletmenin amaçlarını,uzun dönemli politika ve stratejilerini belirler,şirketi dışarıda en geniş yetkilerle temsil ederler.

II.      Orta kademe yönetimi ve yöneticileri:Tepe yönetimince belirlenen genel amaçları gerçekleştirmeye yönelik uygulama planları geliştiren,alt kademe yöneticilerin çalışmalarını koordine eden gruptur.

III.     Alt kademe yönetimi ve yöneticileri:Günlük faaliyetleri gerçekleştiren gruptur.

 

Yönetici becerileri:



Başkaları vasıtasıyla iş görmek ve etkili ve verimli bir şekilde amaçlara ulaşmayı sağlayabilmek için yöneticilerin nisbi önemleri kademelere göre değişen bir takım becerilere sahip olmaları gerekmektedir.

 

I.       Teknik beceri:Geniş anlamı çerçevesinde muhasebe,finans,pazarlama gibi yöneticilerin fonksiyonel uzmanlık alanını ifade eder.Bu çerçevede bir görevin başarılması için gerekli özel bilgi,ustalık,taktik ve metodların tümü teknik kapsamına girer.



II.      Beşeri ilişkiler becerisi:Yöneticinin kademesi yükseldikçe sorunları teknik bilgisiyle çözme ve teknik destek verme yerine başkalarının faaliyetlerini planlama,yöneltme ve koordinasyon vb ön plana çıkar;dolayısıyla insan ilişkileri önem kazanır.

III.     Kavramsal beceri:Yöneticinin işletme örgütünün tamamını bir bütün olarak görebilmesini ifade eder.Kavramsal beceri,çeşitli bölümlerin işletme amaçlarına katkılarını değerlendirmeyi her parçanın bütün ile ve birbirleriyle ilişkilerini en uygun hale getirmeyi sağlar.

 

İyi bir yöneticinin özellikleri:



M       İnsanları tanıma,insan sevgisi

M       Objektif ve adil olma

M       Mantıklı olma,analiz,sentez ve muhakeme gücü

M       Teknik bilgi ve tecrübe

M       Girişken,dinamik ve azimli olma

 

PLANLAMA



Belirli bir gelecekte nereye ulaşılmak istendiğinin ve oraya nasıl ulaşılacağının önceden belirlenmesidir.Planlama ile “neyin,niçin,nasıl,ne zaman,nerede,kim tarafından yapılacağı kararlaştırılır.”

Yönetim sürecinin bu ilk aşamasında çeşitli konuların önceden belirlenmesiyle bulunulan yer ile gelecekte ulaşılmak istenen yer arasında bir köprü kurulmakta gelecekte ortaya çıkacak olay ve durumları şansa bırakmamaya çaba gösterilmektedir.Böylece işletmenin riski azaltılmaya çalışılmaktadır.

Planlar olmadan denetim anlamsız olur;çünkü önce nereye gidileceğinin belirlenmesi gerekir ve planlar denetim için gerekli standartları veya ölçüleri sağlar.

 

Planlama ve plan çeşitleri:



Plan,amacın ve buna ulaştıracak araç,yol ve olanakların genel çizgilerle belirlenmesidir.

Kapsanan zamana göre planlar:

M       Kısa vadeli planlar(1 yıla kadar olan)

M       Orta vadeli planlar(2-3 arası planlar)

M       Uzun vadeli planlar(3-5 yıl arası planlar)

M       Perspektif planlar(5- + yıllık planlar)

Kullanımın tek veya sürekli olmasına göre:

M       Genel    “işletme planları”(tüm işletmeyi kapsarlar)

M       Bölüm veya birim planları(üretim,paz. planları)

Planların hangi yönetim kademesine ait olduklarına göre:

M       Tepe yönetimince yapılanlar(amaçlar,politikalar,stratejiler,uzun vadeli stratejik planlar)

M       Orta kademe yönetimince yapılanlar(tamamlayıcı amaçlar,bölüm planları,politikaları ve                   stratejileri)

M       Alt kademe yönetimince yapılanlar(kısa dön amaçlar,projeler,tarifler,iş programları)

Amaçlar:Ulaşılmak istenen şeydir ve planlamanın değil tüm yönetim faaliyetlerinin bitiş noktalarıdır.Başarıya ulaşmak iççin amaçların açık-seçik belirlenmiş olması ve işlerin yürütülmesinde göz önünde tutulması gerekir.

Politikalar:Bir faaliyet veya eylemde yol gösterici ilkeler ve bunlardan doğan kurallar dizisidir.Politikalar hem üstlerin,hem çalışanların davranış ve tutumlarını kolaylaştıran işletmenin resmi tutumudur.

 

Prosedürler(usuller):Hedefe ulaşmak için adım adım nasıl hareket edileceği birbirini izleyen hangi işlerin görüleceğini belirtir.



 

Stratejiler ve stratejik planlar:İşletme ve çevresi arasındaki ilişkilerin analiz edilerek,amaçları ve bunlara ulaşmanın yollarını belirler;işletmenin hangi alanlarında faaliyette bulunulacağı hangi hareket tarzları ile ve hangi kaynaklarla amaçlara ulaşılacağı kaynakların nasıl tahsis edileceği gibi en temel konuları kapsar.

Bütçeler:Beklenen sonuçların sayılarla açıklanmış şeklidir;birçok işletmede hem temel planlama aracı hem de iyi bir denetim aracıdır.

Programlar:Bir amacın gerçekleştirilmesi için gerekli aşama ve adımları,bunların her birinden sorumlu olan kimseleri ve her aşamanın süresini belirleyen bir ayrıntı planıdır,dolayısıyla kısa süreli planlardır.

 

Projeler:Genel bir programın diğerlerinden oldukça kesin bir şekilde ayrılan bir bölümüdür.Projeler daha çok araştırmaya dayanan özel nitelikli ayrıntı planlarıdır.



Planlamanın yararları

v       Yöneticinin sistemli olarak geleceği düşünmesine yol açar.

v       Yöneticiye uzun dönemli düşünme alışkanlığı kazandırır.

v       Emek,sermaye ve zaman gibi kaynakların daha rasyonel kullanımını ve böylece tasarruf sağlar.

v       Faaliyetlerin daha iyi koordinasyonunu sağlar.

Planlamanın sakıncaları

v       Planlama masraflı bir faaliyettir;önemli zaman ve enerji harcanmasını gerektirir.

v       Planlama sonucunda ortaya çıkan plan yöneticinin dikkatini gereğinden çok geleceğe yönelterek içinde bulunulan zamanın ihmal edilmesine yol açabilir.

 

Planlama sürecinin aşamaları



I.       Amaçların belirlenmesi:İşletmenin bütünü ve bölümleri için nelere öncelik verileceği,politikalar,bütçeler,programlar ve stratejiler ile nelerin başarılacağı belirlenir.

II.      Temel varsayımların belirlenmesi:Planın dayanak noktalarını oluşturacak olan gelecekte karşılaşılması muhtemel olaylar,geleceğe yönelik tahmin verileri,uygulanması muhtemel temel politikalar ve mevcut işletme planları vb. dir.Böylece işletmenin içindeki ve dışındaki koşullar kısaca planın çerçevesi belirlenir.

III.     Alternatiflerin belirlenmesi:Amaca yönelik bütün alternatifler belirlenir ve ayrı ayrı değerlendirilir.Alternatiflerin olumlu ve olumsuz noktaları incelenip,amaçların ve temel varsayımların ışığında çeşitli faktörleri de tartarak karşılaştırması yapılır.

IV.     En uygun alternatifin seçimi:Yönetici veya uzman plancı eldeki olanaklara göre amaca ulaşmak için en uygun hareket tarzını seçerek karara ulaşır.Bu karar belirli bir davranış biçiminin seçilmesi yolunda olumlu olabileceği gibi plandan vazgeçme veya erteleme şeklinde de olabilir.

 

***Planlamada en büyük güçlük geleceği tahminle ilgilidir.Geleceği isabetli tahmin etmek planda başarı için zorunlu olduğu ölçüde zordur.



İyi bir planda bulunması gereken özellikler:

I.       Açık,seçik ve geçerli bir amaca yönelik olmalıdır.

II.      Değişik uzmanlarca hazırlanan planların,bu uzmanlar arasında etkin bir haberleşme ile koordinasyon sağlanmalıdır.

III.     İşletmenin iç ve dış koşullarına uyabilecek şekilde esnek olmalıdır.

IV.     İşletmenin çeşitli kademelerine yayılmalıdır.

V.       Optimal bir süre için hazırlanmalıdır.

VI.     Planın hazırlanması ve uygulanması rasyonellik ilkesine uygun olmalı,fazla giderleri gerektirmemelidir.

VII.    Planın ayrıntı düzeyi ve kapsayacağı zaman önemli olup süreyi kısaltmak yararını azaltırken süreyi uzatmakta isabet derecesini azaltır.

 

ÖRGÜTLEME(ORGANZİASYON)



          Organizasyon terimi iki farklı anlamda kullanılmaktadır:

v       Organize etme işlemi

v       Bu işlem veya süreç sonunda ortaya çıkan yapı

 

Örgütleme veya organize etme genel bir ifade ile beşeri ve maddi faktörlerin işletme amaçlarını etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirmek üzere düzenlenmesidir.Etkin bir örgütleme işlemiyle ortaya çıkan iyi bir örgüt yönetimin yöneltme,koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarını kolaylaştırmak ve etkinliği artırmak için gereklidir.Bu şekilde organizasyon yönetimin diğer tüm fonksiyonları ile yakından ilişkilidir.



Örgütlemede işletme amaçlarını verimli bir şekilde gerçekleştirmek için oluşan unsurlar:

I.       Yapılacak işler

II.      İşleri yapacak insanlar ve bu insanlar arasında yetki ve sorumluluk ilişkileri

III.     İşleri yapmaya yarayacak yer,araç ve yöntemler

 

Örgütlemenin aşamaları:



I.       İşlerin organizasyonu:Plandan daha ayrıntılı olarak amaçların,faaliyetlerin ve işlerin belirlenip gruplandırılması.Bu aşama planlama aşamasında tasarlanan işlerin programlanmasıdır ki işleri benzerliklerine göre gruplara ve bölümlere ayırmayı gerektirir.Böylece her grup bir bölüm veya departmanı meydana getirir ve her bölümde alt bölümlerden oluşur.Gruplama ve bölme bir ferdin yapabileceği ölçüdeki iş birimlerini ortaya çıkarır.Bunun sonucu olarak belli bir işbölümü ve dolayısıyla belli bir uzmanlaşma derecesi meydana gelir.

Dikkat edilmesi gereken husus optimal sayılabilecek bir işbölümü belirlemektir.Aksi halde aşırı uzmanlaşmanın yarattığı moral düşüklüğü ile onun sonucu olan israf ve verimsizlikten kurtulmak mümkün olmaz.

II.      İnsan gücünün organizasyonu:Personelin belirlenip görevlendirilmesi ve karşılıklı yetki ve sorumlulukların belirlenmesidir.İşletmenin dikey şekilde düzenlenmesinden hiyerarşi (kademeleşme) ortaya çıkar.Hiyerarşi personelin alt-üst ilişkilerini ve bu yöndeki yetki ve sorumluluklarını belirler.Personelin yatay şekilde düzenlenmesinden fonksiyonel bölünme ortaya çıkar.Fonksiyonel bölünme aynı düzeydeki insanları gruplamaktır.

İşler ve faaliyetlerle ilgili çalışmalardan sonra,sıra bunları kimlerin yapacağının belirlenmesine gelir.Böylece her ferdin ne iş yapacağı,sorumlulukları ve kime karşı sorumlu olacağı belirlenir.Bu amaçla organizasyon şemalarından ve organizasyon el kitaplarından yararlanılır.

        

Organizasyon şemaları,işletme içi yetki yapısını ve hiyerarşisini gösteren şekillerdir.Organizasyon el kitapları ise,organizasyon şemasında görülen her pozisyonun amacının ne olduğunu,yetki ve sorumluluklarının nelerden oluştuğunu açıklar.

        

Organizasyon şemaları ve el kitapları bir işletmenin formel ya da biçimsel organizasyonunu belirler.İşletmelerde ve her türlü örgütte bir de bu şemalarda görülmeyen İnformel organizasyon vardır ki,örgütün faaliyetlerinde ve başarısında büyük rolü vardır.

 

III.     Yer,araç ve yöntemlerin belirlenmesi:İşyerinde kullanılacak maddi araçlar ve fiziksel çevre koşulları üzerinde durulur.



 

Örgüt yapısını belirleyen unsurlar:Örgütleme ile formel örgüt yapısı ortaya çıkar ki bu yapının sürekli olarak değişen şartlara göre değiştirilmesi de amaçlanmaktadır.İnformel organizasyon yapısı ise işletmede kendiliğinden ve doğal olarak oluşan ilişkilerin ifade ettiği yapıdır.

Unsurlar:

I.       Amaç:Ulaşılmak istenen amaçların ve bu amaçlara ulaşmak için gerekli işlerin ve faaliyetlerin niteliği organizasyon yapısını etkiler.

II.      İşbölümü ve uzmanlaşma derecesi:İşlerin çok küçük parçalar halinde görevlere ayrılması ve böylece işbölümüne gidilmesi ile her görevin sürekli olarak bir kişi tarafından yapılması demek olan uzmanlaşma,etkinliği ve verimliliği artırır.

III.     Denetim alanı ve kademe sayısı:Bir üste kaç astın bağlanacağını ifade eder.Bir üstün kaç astı etkili ve verimli olarak denetleyebileceği ile ilgilidir.Denetim alanının geniş olması halinde geniş tabanlı,az kademeli bir yapı,dar olması halinde ise yüksek tavanlı çok kademeli bir yapı ortaya çıkar.

IV.     Merkezileşme derecesi:Karar verme yetkisinin kademeler arasında dağıtımıyla ilgilidir.Bu yetkinin alt kademelere kaydırılması ile ademi merkeziyetçi,yetkinin üst kademelerde toplanması halinde ise merkeziyetçi bir yapı söz konusudur.

V.       Bölümlere ayırma:İşbölümü ve uzmanlaşma derecesine göre belirli işler bir araya getirilerek de bölümler oluşturulur.Söz konusu bölümlerin ayrılmasında temel alınacak kriter önemlidir.

VI.     Komuta ve kurmay organları ve ilişkileri:Organizasyonda yürütme işini üstlenecek komuta organlarının ve ayrıca bu iki birim arasındaki ilişkilerin belirlenmesi önemlidir.

                     

Başlıca örgütleme ilkeleri                                          

 

Organizasyon yapısı ve bölümlere ayırma şekilleri:Klasik organizasyon teorisinin temelinde işlerin ve görevlerin daha etkin nasıl yapılacağı düşüncesi vardır.Yapının temel birimi de kişilerce yerin getirilecek görevlerden oluşan pozisyon ya da mevkiidir.



 

Fonksiyonlara göre bölümlere ayırma:Aynı işler ve görevler niteliklerine göre bir araya getirilerek aynı bölüme konulur.İşletme birbirinden çok farklı mallar da üretse üretim,pazarlama ve diğer türsel faaliyetler tek elden birer fonksiyonel bölüm eliyle yürütülür.Böylece üretim,pazarlama,finansman,personel ve diğer bölümlerden oluşan bir yapı meydana getirilir.Birinci kademede fonksiyonlara göre oluşturulan yapı,ikinci ve daha alt kademelerde en uygun diğer kriterlere göre alt birimlere ayrılır.

 

Fonksiyonel organizasyon:



 

Fonksiyonel organizasyonun yararları:

I.       Uzmanlaşmayı kolaylaştırması,basit ve mantıklı olması

II.      Her fonksiyonun kendi içinde koordinasyonunu kolaylaştırması

III.     Faaliyetlerde iktisadiliği sağlamsıdır.

Fonksiyonel organizasyonun sakıncaları:

I.       Aşırı merkeziyetçiliğe yol açması

II.      Fonksiyonlar arası koordinasyon ile kontrolün zarlaşması

III.     Haberleşme kanallarının iyi işlememesi ve kararların gecikmesi

Bölge esasına göre bölümlere ayırma:İşletmenin belli başlı faaliyetleri belirli coğrafi bölgelere göre gruplandırılarak bölümler halinde örgütlenmelidir.Coğrafi bakımdan çok geniş ve değişik alanlara yayılmış olan işletmelerde belirli bölgelerdeki faaliyetler o bölge yöneticisinin sorumluluğuna verilmektedir.

 

Bölge esasına göre bölümlemenin yararları:



I.       Bölgesel istek ve ihtiyaçlara cevap verebilmesi

II.      Daha düşük maliyetlerle çalışılabilmesi

III.     Haberleşme ve karar vermeyi hızlandırması

 

Bölge esasına göre bölümlemenin sakıncaları:



I.       Büyük ölçekli faaliyetlerin sağlayacağı tasarruflardan yararlanılamaması

II.      Tek çeşit iş yapan araç ve aletlerden ve çok uzmanlaşmış personelden yararlanılamaması

III.     Merkez faaliyetleri ile bölge faaliyetlerinin koordinasyonun güçlüğü

 

Matris organizasyon:Bu organizasyon diğer organizasyon tiplerinden tamamen farklıdır ve klasik yaklaşımın bazı temel ilkelerine de aykırıdır.Özellikle bir astın tek üste bağlanması anlamındaki komuta birliği ilkesi matris organizasyonunda tamamen terk edilmekte,belirgin bir nitelik olarak bir ast iki ayrı üste karşı sorumlu olmaktadır.



        

Matris organizasyonda biri fonksiyonel hizmetlerle ilgili diğeri mal veya hizmetlerle ilgili iki yapı yer almakta olup bu iki tip örgütün olumlu yanlarını tek bir yapıda toplama yoluna gidilmektedir.Yetki ve sorumlulukların birbirleriyle karışmış göründüğü bu yapı anlaşmazlık ve çatışmalara çok müsait bir ortam oluşturur.

 

Şebeke(network) organizasyonu:Bir mal veya hizmeti üretmek için iki veya daha fazla kuruluşun aralarında iş bölümüne giderek uzun süreli işbirliğine yönelmelerinden oluşan yapıdır.



        

Şebeke organizasyonun başta gelen özelliği bir mal veya hizmeti üretebilmek için yapılması gereken faaliyetleri ve bunları destekleyecek kaynakları tek bir işletme bünyesinde toplam yerine farklı işletmeler dağıtıldığı bir yapı olmasıdır.

        

Şebeke organizasyonunda temel faaliyetlerin her biri ayrı bir yönetim altında çalışan ayrı bir organizasyonun konusu olmaktadır.Örneğin;satın alma işleri satın alma konusunda uzmanlaşmış ayrı bir işletme,üretim ve pazarlama işleri bu konularda uzmanlaşmış ayrı ayrı işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir.

        

Bu organizasyon tipinin ortaya çıkma nedeni işletmenin çevresel değişmelere hemen cevap verebilecek bir kıvraklığa kavuşması böylece etkinliğin arttırılması,büyük işletmenin kendi iyi bildiği işi yapıp diğer işleri bir piyasa disiplini içinde başka organizasyonlara devretme düşüncesidir.

Organizasyonla ilgili diğer sorunlar:

Yetki ve yetki devri:En basit ifadeyle başkalarına iş gördürme,belirli faaliyetleri yaptırma hakkıdır.Yönetici belirli amaçlara ulaşmak için gerekli işlerin yapılmasını başkalarından isteme hakkına sahip olmalıdır ki görevini yapabilsin.

        

Yetki devri;yöneticinin iş gördürme,belirli faaliyetleri başkalarına yaptırma hakkı konusunda başkalarını yetkili kılmasıdır.Ancak belirli görevlerin yapılması ve kararların alınması için geçici veya sürekli olarak başkalarına yetki tanınmasını ifade etmektedir.

Komuta ve kurmay yetkileri:Komuta yetkisi ast ile üst arasındaki hiyerarşiyi gösteren yetkidir.Üst,ast üzerinde komuta yetkisine sahiptir.Her şahıs kendi bölümü veya biriminde kimden emir alacağını kime karşı sorumlu olacağını bilir.

        

Kurmay yetkisi ise,yöneticiye yardımcı olunması fonksiyonunu görür.Kurmay personel veya yetkili kendi uzmanlık alanı,bilgi ve tecrübesi ile yöneticiye vereceği kararlarda yardımcı olur.

Fonksiyonel yetki:Kurmaylık yetkisinin istisnai bir çeşididir.Fonksiyonel yetkiye sahip kimse belirli bir iş ve görevlerle ilgili olarak direkt kendisi emir verebilir.

Sorumluluk:Görevlerin yerine getirilmesi bakımından hesap sorulabilmesidir.Yönetim ve organizasyonda temel ilkelerden biri yetki ve sorumlulukların denkliğidir.Çünkü yetkisiz sorumluluk işlerin yapılmamasına,sorumluluk olmadan yetki ise yetkinin kötüye kullanılmasına yol açar.

 

YÖNELTME(YÜRÜTME)



Yöneltme,planlar yapılıp organizasyon yapısı oluşturularak işlerin gereğine göre kişiler görevlendirildikten sonra bu organizasyonun ortak amaç doğrultusunda hareket geçirilmesi demektir.Bu aşamada artık örgüt amaçlara yöneltilmeli,işletme içindeki kişiler ve gruplar bu amaçları gerçekleştirecek yönde motive edilmelidir.

        

Yönetimin ilk aşamasında yapılan çalışmalarla ortaya çıkan plan tahminlere dayanmakta ve olması arzu edilenleri göstermekte;örgütleme,plan hedefleri yönünde iyi işleyen bir yapı ve süreç oluşturmayı hedef almakta ve nihayet yürütme organizasyonu plan hedeflerine göre yürüten bir yönetsel faaliyet olarak örgütlemeyi izlemektedir.

        

Yöneltme,yöneticinin astlarının faaliyetlerini etkilemesi ve onlara ne yapmaları gerektiğini bildirmesiyle ilgili bir yönetsel faaliyettir.Bu,yöneticinin genel tutumuyla ilgili olup tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra personeli çalışmaya sevk etme süreci olarak kabul edilebilir.

        

Yöneltme süreci;

I.       Yöneticinin,açık-seçik ve tam olarak astlarının yeteneklerine göre onlara yapabilecekleri emir ve talimatları vermeyi kapsar.

II.      Astların mevcut durumda belirli görevleri sürdürmelerinde yol gösteren devamlı eğitim faaliyetini ifade eder.

III.     Yöneticilerin beklentilerini karşılama yolunda işçilerin motivasyonu ile gerekli şekilde ilgilenir.

IV.     Çalışmada disiplin sağlamayı ve iyi çalışanları ödüllendirmeyi kapsar.

 

Yöneltme süreci içersinde;



v       Astlara ne yapmaları gerektiğini bildiren emir ve talimatlar açık,kesin,eksiksiz ve akla uygun olmalıdır.

v       Eğer astların eğitim düzeyi düşükse yöneticinin ayrıntılı bilgiler içeren basit emir ve talimatlar vermesi önemli olacaktır.

v       İşletmede,iyi çalışmayanlar terfi ettirilmezken iyi çalışanların terfisi gerçekleştirilmeli ve maaşları artırılmalıdır.

v       Bir haberleşme ve iletişim faaliyetini kapsamaktadır.

 

İyi bir talimatın özellikleri:



I.       Talimat makul olmalıdır:Bir asttan makul olmayan bir işi yapması istenirse o astın morali bozulur,güç durumda kalır.

II.      Talimat tam olmalıdır:Yapılacak işin amacı bildirilmeli ve astın zihninde bunun neye yarayacağı konusunda karanlık nokta kalmamalıdır.

III.     Talimat açık-seçik olmalıdır:Talimat veren açısından değil alan açısından açık-seçik olmalıdır.

 

Liderlik tipleri



I.       Diktatör lider:İşlerini ceza korkusu ile tenkit edici ve olumsuz sayılabilecek tavırlarla sürdürür.Astların çok iyi çalışmalarını bekler aksi halde cezalandırır.Kısa dönemde etkili olabilen bu yaklaşımla uzun dönemde astların iş tatminini yok etmesi nedeni ile başarılı bir çalışma ortamı yaratılamaz.

II.      Otokratik lider:Astların iş tatminine önem veren ve kendisine güven duyulmasını isteyen babacan kişi rolündedir.Bu tip liderliğin başarısı saygı ve bağlılık yaratacak kişilikte,güçlü ve akıllı olması ile mümkündür.Astların tatmini,üstlerin iyi niyetine bağlıdır.Genellikle tek başına karar verir.Astların liderliğe yükselmesi imkansızdır.Liderin hep işin başında olmasıyla işler yürür.

III.     Demokratik lider:Sadece kendi yetenekleri ile değil astlara danışarak onlarla tartışarak iş görür.Astları,planlama ve örgütleme faaliyetlerine katılmaya teşvik eder.İş tatminine grup başarısı ile ulaşılır.

IV.     Liberal lider:Astların kendi amaçlarını kendilerinin belirlemelerine ve kendi kararlarını kendilerinin vermelerine dayanır.Lider kendi rolünü diğer grup üyelerininki gibi görür.Grup üyelerinin bireysel hareket etmesine izin verir.

 

X ve Y teorileri



 

X teorisi:

v       Ortalama bir insan çalışmayı sevmez,tembeldir

v       İnsanların çoğunun işinde gereken çabayı göstermesi ve iyi çalışması için sıkı denetlenmesi,zorlanması gerekir.

v       Ortalama bir insanın yükselme hırsı sınırlıdır,güven içinde olmayı,sorumluluk almamayı tercih eder.

 

Y teorisi:



v       Ortalama bir insan çalışmayı sever

v       Amaçlara ulaşma da sıkı kontrole gerek yoktur,insanlar kendi kendilerini denetleyebilirler.

v       Bir insanın örgütsel amaçlara ne ölçüde bağlandığı başarı için verilen ödüllere bağlıdır.

v       İnsanlar sorunları çözmede yüksek derecede hayal gücüne sahiptirler

v       Modern sanayi toplumunda ortalama bir insan zihni yeteneklerinin yalnızca sınırlı bir bölümünden yararlanır.

 

Y teorisi,insanın sıkı kontrol olmadan da iş yapabileceğini hatta sorumluluk yüklenerek daha yaratıcı bir biçimde verimli olarak çalışabileceğini savunmaktadır.



        

X teorisinin varsayımları daha çok klasik yaklaşımı temsil eder niteliktedir,Y teorisininkiler ise beşeri ilişkiler yaklaşımını ortaya koymaktadır.

Z teorisi(William Ouchi):

v       Çalışanlara uzun dönemli istihdam

v       Birlikte karar verme

v       Nisbi olarak seyrek performans değerlendirme ve terfiler

v       Bağlılık ve yakınlık duygusunun yaratılması ve aile havası içinde işbirliği

v       Tüm yöneticilere ve işçilere karşı güven duygusu

Bu teoriye göre yeniden şekillenen işletmelerde yöneticiler,işçilere işlerin nasıl geliştirileceğini sormakta ve önerileri uygulama yetkisini vermektedir.

 

KOORDİNASYON



 

Çalışmayı kolaylaştırmak ve başarıyı sağlamak için bir organizasyonun bütün faaliyetlerinin ahenkleştirilmesidir.(Fayol)

        

Koordinasyon ile yönetici çeşitli işletme faaliyetlerini ve bu faaliyetleri yerine getiren çeşitli kademelerdeki insanları birbirleriyle uyumlu hale getirmek,grup çabalarını ortak amaç doğrultusunda tutmak zorundadır.Koordinasyonun etkili olabilmesi içinde iyi işleyen bir haberleşme sisteminin varlığı gerekir.

Etkili bir koordinasyon

I.       İlgili ve sorumlu kişilerin direkt olarak ilişkilerinin sağlanması

II.      Yönetim sürecinin başlangıcından başlayarak koordinasyon sağlamaya çaba gösterilmesi

III.     Bir durumla ilgili tüm etkenlerin ve yönlerin dikkate alınması

IV.     Yalın bir örgüt kurmaya ve bölümlere ayırmanın koordinasyona elverişli olmasına dikkat edilmesi

V.       İyi düzenlenmiş haberleşme yöntemleri kullanılması

VI.     Personelin kendi aralarında gönüllü işbirliğine teşvik edilmesi

 

DENETİM



Olması gerekenle olanın karşılaştırılması aradaki olumsuz farkların belirlenerek düzeltici tedbirlerin alınmasıdır.

 

Denetim,işletme faaliyetlerinin kabul edilen planlara,verilen talimatlara ve tesis edilen ilkelere uygun olarak yapılıp yapılmadığını anlamaya yarar.Burada güdülen amaç her düzeydeki işletme faaliyetlerinin veya denetim konusu olan belirli faaliyetin zayıf ve hatalı yanlarını bularak gerekli tedbirleri alarak tekrarını önlemektir.



        

Denetim bir çeşit geri bilgi akışı veya geri besleme temeline dayanır.

 

Planlama                    Uygulama                     Denetim 



 

 

GERİ BİLGİ AKIŞI



Denetim sürecinin aşamaları

I.       Standartların belirlenmesi:Denetimin temelde olması gereken ile olanın diğer bir deyişle fiili durumun karşılaştırılması yolunda bir yönetsel faaliyet olması nedeniyle her şeyden önce nereye ulaşılmak istendiğinin saptanması gerekir.Bu,hedeflerin belirlenmesi olup kontrol için temel alınacak standartları meydana getirir.Belirlenen standartlar parasal veya fiziksel olabilir.

II.      Fiili durumun ölçülmesi:Fiili durumun ilk aşamada sağlanan standart ile karşılaştırma amacına yönelik olarak saptanmasıdır.

III.     Standartlarla fiili durumun karşılaştırılması:Standartlar ile fiili durumun ölçüm sonuçları karşılaştırılır.

IV.     Düzeltici önlenmelerin alınması:Standartlarla fiili sonuçlar arasında önemli ölçüde olumlu veya olumsuz farklar görülürse bir takım düzeltici önlemlerin alınması gerekir.Etkin düzeltici önlemlerin alınabilmesi için sapma nedeninin iyi teşhis edilmesi gerekir.Tahmin edilen nedeni ortadan kaldıracak etkinlikte önlemler alınırken aynı zamanda verimlilik yönünün de ihmal edilmemesi gerekir.

 

YÖNETİM VE KARAR VERME



          İşletme yöneticisinin sürekli olarak yaptığı çok ve çeşitli işlerin temelinde karar verme yatar.Karar verme en basit olarak;”alternatifler arasından tercih ve seçim yapmak ve sonuca ulaşmaktır.”

          Yönetim sürecinin iki önemli yönünden biri “karar verme” diğeri “yapma” dır ve bunlardan ilki fikir,yargı ya da tek kelime ile planlama diğeri ise uygulamadır.Karar verme aynı zamanda çatışmaları çözümlemedir.

 

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ



          Kalite,bir işletmenin üretip sunduğu mal ve hizmetlerin mükemmel olma veya üstünlük derecesini ifade etmektedir.Söz konusu üstünlük hem dayanıklılık,güvenilirlik gibi somut özellikleri hem de müşteri tatmininin soyut unsurlarını içermektedir.

Kalite tanımları

§       Müşteriye uygunluk

§       Şartlara uygunluk

§       Bir mal ya da hizmetin belirli bir ihtiyacı karşılayabilme yeteneklerini ortaya koyan karakteristiklerin tümü

§       Tüketicinin isteklerine uygunluk

§       Müşteri istek ve beklentilerine uygunluk

 

***Kalite toplam kalite yönetimi sayesinde üretim tabanından çıkmış yönetimin tepesine kadar tüm kademelere tırmanmış ve stratejik yönetim boyutuna ulaşmıştır.



Toplam kalite yönetiminin(TKY) anlamı:

        

Üretilen mal ve hizmetlerin üstün kalitede olması konusunda kesin bir taahhüdü ve sürekli iyileştirme ve kalite geliştirmeyi benimseyen bir yaklaşımdır.Bu yaklaşım kar amaçlı kuruluşlarda rekabet avantajı sağlayıp karlılığı arttırırken kar amaçsız kuruluşlarda da hizmet kalitesinin yükseltilmesi yoluyla kaynakların daha etkin ve verimli olarak rasyonel bir biçimde kullanılmasını sağlamaktadır.

        

TKY,işletmenin tüm işlerinin rasyonel olarak verimli şekilde yapılmasını sağlamak;müşterinin mevcut isteklerini ve gelecekteki beklentilerini belirlemek ve en iyi şekilde karşılamakla ilgili bir iş anlayışı ve yönetim tarzıdır.Bu yaklaşımla işletme sisteminin sürekli olarak geliştirilmesi ve iyileştirilmesi fikrinin çalışanlara benimsetilmesi ile topyekün kalite üretimi sağlanmaktadır.

 

§       TKY’ nin amacı:Müşteri isteklerinin karşılanması




Yüklə 111,63 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə