Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2017 Cilt: 54 Sayı: 634
81
Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam
Görünümü: İşsizlik Sadece İşsizlik
midir?
Öz
OECD tarafından yayımlanan İstihdam Görünümü Raporu, işgücü piyasaların-
daki mevcut koşulların değerlendirmesini ele almaktadır. OECD, üye ülkelere
ait istatistiki değerlendirmeleri söz konusu ülkelerin istatistik ofislerinden aldığı
verilere dayandırarak gerçekleştirmektedir. Ancak mevcut verilerin tartışılır ol-
ması, uygulamada karar, politika ve sonuçların hatalı çıkmasına yol açmaktadır.
Ekonomik açıdan başarısız olan hükümetler ise gerçekleri saklama adına önemli
bir imkâna kavuşmaktadır. Dolayısıyla bu analiz, OECD tarafından açıklanan iş-
sizlik bulgularının, Türkiye açısından ne denli gerçekçi olduğunu sorgulamaya
çalışmaktadır. Bununla birlikte işsizlik olgusunun, sadece ekonomik bir vaka olup
olmadığı tartışma konusu edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: OECD, İstihdam, İşsizlik, TÜİK
Unemployment and Employment Outlook in
Turkey: Unemployment is Only Unemployment?
Abstract
The Employment Outlook Report published by OECD deals with assessing the
current conditions in the labor market. The OECD takes statistical evaluations of
Member States from their statistical offices and carries out its evaluations based
on these data. However, the fact that the existing data are debatable, in practice,
leads to the wrong decision policy and results. But, in this way, governments
that fail economically get an important opportunity to hide the facts. Therefore,
this analysis tries to question whether the findings of unemployment announced
by the OECD are realistic or not for Turkey. In addition, whether unemployment
phenomenon is an Economic case or not, is debated.
Keywords: OECD, Employment, Unemployment, TUIK
Mehmet NAR
1
1
Doç.
Dr.,
Artvin
Çoruh
Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü,
0608mehmet@gmail.com
m.nar@artvin.edu.tr
ORCID ID:
M. NAR
82
Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam Görünümü: İşsizlik Sadece İşsizlik midir?
GİRİŞ
OECD tarafından 2016 tarihinde yayımlanan İs-
tihdam Görünümü Raporu (OECD, 2016a), ülke-
ler arasında işsizlik verileri açısından önemli fark-
lılıkların bulunduğuna dikkat çeker. Türkiye’de
işsizlik oranlarının Nisan ayından bu yana önemli
ölçüde yükseldiği açıklanan raporda, istihdama
katılım yüzdesinin yetersizliği yanında, istihdam
edilmeyen ve eğitimde yer almayan genç bireyler-
den oluşan işsizler ordusunun etkileri değerlendi-
rilmektedir. Bu kapsamda, genç nüfusa sahip olan
Türkiye’de işsizlik, yoksulluk ve cinsiyet farkın-
dan kaynaklı eşitsizlikler ayrıca ele alınmaktadır.
Yine raporda, işgücü piyasasında becerilerin geliş-
tirilmesine yönelik yetersizlikler bir diğer eleştiri
konusu olmaktadır.
Öte yandan, Türkiye’de işsizlik verilerinin hesap-
lanmasında kullanılan işsizlik tanımlamaları so-
runlara yol açmaktadır. Özellikle ankete (tahmine)
dayalı verilerin yetersizliği olayın başka bir yönü-
nü oluşturur. Mevcut işsizlik rakamları üzerindeki
mental iyileşmeler davranışsal iktisat kapsamında
önemli kabul edilse de verilerin sorunlu olması
tüm ekonomilerde olduğu gibi gelişmekte olan
ülkelerde de hatalı politik kararların alınmasına
zemin hazırlamaktadır. Bu anlamda, işsizliğin salt
ekonomik bir durum olarak rakamsal veriler üze-
rinden algılanması ekonomik olduğu kadar sos-
yal açıdan da yanlış sonuçların ortaya çıkmasına
neden olmaktadır. Benzer şekilde, işsizliğin gelir
azaltma dışında ortaya çıkardığı sorunlar geniş
kapsamlı olarak konunun değerlendirilmesini ge-
rekli kılmaktadır. Bu çalışma, işsizliğin ekonomik
bir olgu olup olmadığını tartışma konusu etmekte,
ardından istihdam verilerinin kalitesini analiz et-
meyi amaçlamaktadır.
1. İSTİHDAM VE İŞSİZLİK GÖRÜNÜMÜ
OECD tarafından 2016 tarihinde yayımlanan İs-
tihdam Görünümü Raporu, işgücü piyasalarındaki
koşulların iyileşmeye devam edeceğini ve 2017
yılı itibariyle kriz öncesi seviyelere geri dönülece-
ğini öngörmektedir. Ülkeler arasında farklı işsizlik
verileri ve önemli çarpıklıkların bulunduğuna işa-
ret edilen raporda, ücret artışlarının 2007’ den bu
yana nispeten yavaş seyirli bant üzerinde hareket
ettiğini vurgulamaktadır. Bu durumun temel ge-
rekçesi ise ekonomilerde resesyon etkilerinin bir
yansıması olarak ortaya çıkan olumsuz koşulların,
ücretlerde de durgunluk biçiminde kendini göster-
mesi şeklinde yorumlanmaktadır. Bununla birlikte
Türkiye’de istihdam oranlarının OECD ortalama-
sının bir hayli altında kaldığına dikkat çekilmek-
tedir. Ayrıca 15-64 yaş grubu arasındaki bireyle-
rin, istihdam edilme oranları bakımından OECD
ortalaması yanında AB ortalamasının da altında
kaldığı dile getirilmektedir. 15-24 yaş aralığındaki
genç işsizlerin, 15-64 yaş aralığındaki daha yaşlı
işsizlerle karşılaştırılmasında genç işsizler aleyhi-
ne işsizlik rakamlarının sürekli büyüdüğü vurgu-
lanmaktadır. İstihdama katılım yüzdesinin yeter-
sizliğine dikkat çekilen raporda, genel anlamda
işsizlik ve istihdam verileri itibariyle Yunanistan,
İspanya gibi ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin
daha uygun koşullara sahip olduğunun altı çizil-
mektedir.
Diğer yandan, hem istihdam edilmeyen hem de
eğitimde yer almayan yani okumayan genç bi-
reylerden oluşan işsizler ordusunun varlığı önem-
li bir sorun olmaya devam etmektedir (Coppola
and O’Higgins, 2016). NEET olarak ifade edilen
problemin varlığı, esasen işgücü piyasalarının ar-
kasında yatan temel yapısal olumsuzluklardan biri
olmaktadır (OECD, 2016a). NEET (Not in Emp-
loyment, Education and Training): okulu terk eden
gençlerin iş, eğitim ve öğretim alanlarında yer al-
mayan kesimlerini tanımlanmakta olup iş sektörü
ve toplumsal dışlanma noktasında da bu bireylerin
daha yüksek risk grubunu oluşturdukları belirtil-
mektedir (Council of Europe, 2014). Bu durum,
gurubu oluşturan bireylerin cesaretlerini kaybet-
melerine, toplum genelinde işsizleştirme-ötekileş-
tirme-reddedileme olgusunu daha fazla yaşama-
larına neden olmaktadır (France, 2016). Bundan
dolayıdır ki tüm Avrupa ülkeleri NEET olgusunu,
ciddi oranda azaltılması ve acilen çözülmesi gere-
ken sorunlardan biri olarak görmektedir (Lifelong
Learning Programme, 2007).
NEET’e karşı, OECD ve G20 ülkeleri arasında en
genç nüfusa sahip olan Türkiye’nin özellikle sa-
vunmasız kaldığı, Wang (2013) işsizlik riskinin
aynı zamanda yoksulluk riskini de beraberinde ge-
tirdiği dile getirilmektedir. Bu amaçla hükümetler
tarafından yeni istihdam alanlarının oluşturulması,
kalifiye işgücünün teminine yönelik çabalara ağır-
lık verilmesi tavsiye edilmektedir (Campo et.al,
1997). Çünkü bu grubun üyeleri, işgücü piyasa-
sında kariyerlerini geliştirmek adına yeni umutla-
ra bel bağlamaktadır (Blossfeld, 2008). Genç nü-