Gazeteci Çocuk (The Paperboy) Gösterim Tarihi



Yüklə 33,96 Kb.
tarix20.08.2018
ölçüsü33,96 Kb.
#63673
növüYazı

Gazeteci Çocuk

(The Paperboy)
Gösterim Tarihi: 12 Nisan 2013

İthalat: Medyavizyon

Dağıtım: Medyavizyon

Yönetmen: Lee Daniels

Senaryo: Lee Daniels

Süre: 107 dakika

Yapım: ABD

Tür: Gerilim

Türkçe Altyazılı Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=0JtjTFRX24k

Oyuncular: Zac Efron, Matthew McConaughey, Nicole Kidman, John Cusack
Konusu
Yıl 1969’dur ve Jack Jansen (Zac Efron) hayatında bir dönüm noktasındadır. Üniversiteden atılmış, Florida’daki Lately kasabasına geri dönmüştür. Babası da bu kasabanın yerel gazetesi The Moat County Times’ı çıkarmaktadır. The Miami Time gazetesinde çalışan ve saygın bir isim olan ağabeyi Ward, Hillary Van Wetter’ın (John Cusack) hüküm giydiği davayı araştırmak üzere iş arkadaşı Yardley Acheman’la (David Oyelowo) birlikte çıkagelince, Jack’ten şoförlük yapmasını ister. Babasının çıkardığı gazeteyi de dağıtan Jack her yeri avucunun içi gibi bilmektedir.
Ward ve Yardley’nin timsah avcısı Hillary Van Wetter davasını araştırmasının nedeni de Charlotte Bless’tir. Hillary’nin yanlışlıkla hüküm giydiğine ikna olan bu güzel kadın The Miami Times gazetesiyle irtibat kurarak muhabir göndermelerini, onların da Van Wetter’ın masumiyetini ispatlayarak onu idamdan kurtarabileceğini ummuştur. Ward ve Yardley ise meslek hayatlarında yükselmelerini sağlayacak bir haber peşinde, Van Wetter’ın yanlışlıkla hüküm giymiş olması halinde Florida’daki adalet sistemindeki çarpıklığı ve ayrımcılığı ifşa etmeyi ummaktadır.
Charlotte Bless, Jack’in tanıdığı hiçbir kadına benzememektedir. İki kardeşin annesi onları uzun süre önce terk edip gittiği için, karşı cins hakkındaki bilgi ve tecrübesi evlerinin hizmetçisi Anita’yla (Macy Gray) geçirdiği zamanla kısıtlıdır. Ağabeyi ve Yardley’nin yanında Charlotte Bless’i Florida’da arabayla getirip götürmek Jack için büyük bir zevke dönüşür.
Ne var ki, bu dörtlü birlikte daha çok zaman geçirdikçe, davayla ilgili gerçekler de gittikçe kararmaktadır. Hillary Van Wetter, iş birliği yapmayı reddederken, Charlotte Bless herkese, bilhassa da Jack’e, yanlış mesajlar vermektedir. Ward da davanın derinliklerine indikçe ketumlaşmaktadır. Yardley ise gerçek yüzünü göstermekten çekinmemektedir: Fırsatçılığını konuşturur.
Ward, içkiyi fazla kaçırdığı bir gece otel odasında saldırıya uğrar. O hastanede yatarken, Yardley haberi yazar ve yayınlar, Van Wetter’ın masum olduğunu iddia eder; bunun üzerine Ward çileden çıkar çünkü Van Wetter’ın yok yere hüküm giydiğine dair ellerinde yeterince kanıt bulunduğuna ikna olmamıştır. Ne var ki, gazetede yayınlanan haber Charlotte Bless’in beklediği sonucu doğurur: Van Wetter serbest bırakılır.
Şimdi herkes ve her şey eskiye dönebilir. Ama tek fark şu anda her şeyin daha kötü görünmesidir. Ve Jack açısından, çok ama çok daha kötüdür.
Yapım Hakkında
Gerilim filmi Gazeteci Çocuk’ta (The Paperboy) Matthew McConaughey (Güneşin Karanlığında, Katil Joe), Zac Efron (Kardeşimden Sonra, The Lucky One), Oscar ödüllü Nicole Kidman (Saatler, Mutluluğun Peşinde) ve John Cusack (Kuzgun, 2012) başrolleri paylaşırken, yan rollerde David Oyelowo, Macy Gray ve Scott Glenn oynuyor. Paris Trout ve Deadwood gibi Amerikan klasiklerinin yazarı Pete Dexter, aynı isimli romanını Lee Daniels’la birlikte sinemaya uyarladı. 1960’ların sonlarında Florida’da geçen bu gerilim filminin yönetmenliğini de Oscar ödüllü Acı Bir Hayat Öyküsü’nü de yöneten Lee Daniels üstleniyor.
Öykü iki kardeşin etrafında gelişiyor: Matthew McConaughey’nin canlandırdığı, saygın günlük gazete The Miami Times muhabiri Ward Jansen ile üniversiteden atıldıktan sonra korkak babası W. W. Jansen ile birlikte Florida’daki küçük kasabada yaşayan Jack Jansen (Zac Efron). Ward Jansen, gazete için bir haberi araştırmak üzere iş arkadaşı Yardley Acheman’la (David Oyelowo) çıkagelince, Jack’ten şoför olarak yardımını ister. Ward’un kasabaya dönmesinin sebebi, idam sehpasındaki sırasını bekleyen mahkumlarla yazışan, gizemli bir kadın olan Charlotte Bless’in onları timsah avcısı olan Hillary Van Wetter’ın (John Cusack) memleketlerine yakın bir yerde yaşanan olaydan ötürü yok yere hüküm giydiğine ikna etmesidir.
Olaylar geliştikçe, bu iki kardeşin ihanetle dolu bir yolculuğa çıktığı gün ışığına çıkar. Değişmeyen tek şey, katillere aşık olan, tuhaf ve güzel bir kadındır; bu kadının tutkusu herkesin sonunu getirebilir.
Yönetmen Lee Daniels, “Bu alışılmadık karakterlere can veren oyuncularla çalışmaktan onur duydum.” diye vurguluyor. “Herkes performansıyla göz kamaştırdı! Filimin son hali beni ok heyecanlandırıyor!”
Filmin yapımcıları Lee Daniels, Hilary Shor, Ed Cathell. Filmin başyapımcıları ise Avi Lerner, Trevor Short, Danny Dimbort, Boaz Davidson, John Thompson, Michael Benaroya ve Cassian Elwes. Ortak yapımcılar ise Asger Hussain ile Simone Sheffield. Yapım ekibindeki diğer isimler ise şöyle: Roberto Schaefer (görüntü yönetmeni); Daniel T. Dorrance (set amiri); Caroline Eselin Schafer (kostüm tasarımı); Joe Klotz (kurgu).
New Orleans’ta çekilen filmde Louisiana mekanları 1960’ların sonlarındaki Florida’yı canlandırmak için kullanıldı. Filmin çekimleri 1 Ağustos-15 Eylül 2011 arasında tamamlandı.
Romanın Sinemaya Uyarlanması
Pete Dexter, çağdaş bir Amerikalı romancıdır. Daha önceki eserleri arasında Paris Trout ve Deadwood bulunmaktadır. Birincisi sinemaya uyarlanırken, ikincisi televizyon dizisi olmuştur. 1995 yılında The Paperboy romanını yayınladığı zaman, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler topladı, çok satanlar listesine giren roman bir sonraki yıl yazara ödül getirdi.
2009 yılında Acı Bir Hayat Öyküsü (Precious) filmiyle En İyi Yönetmen dalında Oscar adaylığı kazanan yönetmen, senarist ve yapımcı Lee Daniels, ikinci uzun metraj filmi için The Paperboy’daki öyküyü seçti. Daniels, “Pete Dexter’ın senaryosunu okudum ve bayıldım! Öykü ilgimi çekti, değişik bir olgunlaşma öyküsüydü. Sık sık görmediğimiz ama günümüz toplumunun karanlık köşelerinde yaşadığını bildiğimiz bu karakterlere can verme fikri hoşuma gitti.” diye belirtiyor.
Yönetmen Lee Daniels Saygın Oyuncuların Kadroya Dahil Olmasını Sağladı
Yönetmen Lee Daniels, Acı Bir Hayat Öyküsü filmiyle elde ettiği eleştirel başarı sayesinde, Matthew McConaughey, Zac Efron ve Oscar ödüllü Nicole Kidman ile John Cusack gibi saygın oyuncuların filme dahil olmasını sağladı. Bunun yanında, David Oyelowo, Macy Gray ve Scott Glenn’in de bu sıra dışı öyküdeki diğer karakterleri canlandırması için kadroya dahil etti.
Matthew McConaughey, “Acı Bir Hayat Öyküsü filmine bayılmıştım ve Lee Daniels’la birlikte çalışmayı dört gözle bekliyordum.” diye belirtiyor. “Senaryoyu okuyunca heyecan duydum. Karakterin şok edici bir yanı vardı. Daha önce Ward karakteri kadar şok edici bir karakter canlandırmamıştım.”
Oscar ödüllü Nicole Kidman da şunları dile getiriyor: “Acı Bir Hayat Öyküsü filmini çok beğenmiştim. Filmi Lee Daniels’ın yöneteceğini duyunca senaryoyu göndermelerini istedim. Başka bir filmin kadrosunda yer alıyordum ama çekimleri üç haftada bitirebileceklerini söylediler. Senaryoyu okuyunca karakteri inanılmaz buldum. Sonra Lee’yi aradım ve üç haftada çekimleri bitirebilecekse oynamak istediğimi söyledim.”
Scott Glenn ise “Senaryoyu okumadan önce filmi Lee Daniels’ın yöneteceğini biliyordum.” diye vurguluyor. “Acı Bir Hayat Öyküsü’nü izlediğimden beri, filmin yönetmeniyle birlikte çalışmak istiyordum çünkü filmi son derece güzel ve cesur bulmuştum. Bu filme imza atan yönetmenin ucuz bir iş yapmayacağını ve öykünün özgün olduğunu biliyordum.”
Rol aldığı sinema filmleri konusunda hassas olan Macy Gray de “Lee Daniels’a hayranım, onun sinema görüşüne ve zevkine güveniyorum.” diye övgüyle bahsediyor. “Filmde oynamamı isteyince, senaryoyu okumak için elime aldım ve elimden bırakamadım. İlginç bir öykü. Gerilim, gizem ve çılgın bir aşk öyküsü barındırıyor. Gerçekten sıra dışı ve etkileyici.”
David Oyelowo da şunları dile getiriyor: “Lee Daniels’ı hayata geçirmeye çalıştığımız birkaç projeden tanıyordum. Romandaki Yardley karakteri zenci olmadığından, Lee senaryoyu yazarken aklında ben vardım çünkü kendisi de zenci olduğu için 1969’da bir zencinin güney Amerika’da bulunmasının öyküye katacağı tadı ilgi çekici buluyordu. Barındırdığı bütün unsurları birlikte düşününce, öykü anlatmak için çok ama çok ilginç bir yer olacağını hissetmiştim.”
“Gazeteci Çocuk senaryosunu ilk okuduğumda verdiğim ilk tepki ‘Vay canına!’ oldu.” diye hatırlıyor Zac Efron da. “Çok etkileyiciydi, özellikle de sonu. Beni alıp götüren bir senaryoydu. Bir delikanlının kat ettiği, dolambaçlı ve dönemeçlerle dolu bir yol. Son derece karanlık, muğlak ve komik yanları da var ama nihayetinde şok edici bir öykü.”
Yönetmen Lee Daniels ise “Bu oyuncularla birlikte çalışmaktan onur duydum.” diye vurguluyor. “Acı Dolu Bir Hayat filmini çok beğenen kişiler olmalıydı bu filmdeki oyucular çünkü Gazeteci Çocuk filminde canlandırmalarını istediğim karakterler eşsiz. Televizyonda veya beyazperdede sık görmediğimiz tipler.”
Saygın Oyuncular Lee Daniels’la Çalışmaktan Zevk Aldı
Çekimler ilerledikçe, oyuncular yönetmen Lee Daniels’la film yapmanın tadına varmaya başladı.
Matthew McConaughey, “Lee sürekli değişik bir şeyin peşinde.” diye gözlemliyor. “Sürekli ‘Harika bir canlandırma, gayet anlaşılır. Ama şimdi tepetaklak olduğumuzu ve ellerimizin üstünde yürüdüğümüzü hayal edelim.’ diyor. Onun hoşuna giden şey, ‘Bir yandan karaktere sadık kalırken, diğer yandan rol beklenmedik bir şekilde nasıl canlandırabilir?’ diye sormak. Bu açıdan bakıldığında çok eğlenceli bir şey ve benim açımdan da canlandırdığım karaktere sadık kalırken aradığı şeyi vermenin bir yolunu bulmak çok eğlenceliydi.”
“Çok sayıda yetenekli yönetmenle çalıştım, sıra dışı yaklaşımlara ve sıra dışı tarzlara alışkınım.” diye sözüne başlıyor Nicole Kidman. “Lee sıra dışı biri. Her şeyi yaşayarak yapmak istiyor. İlk çekim günümüz hem yoğun hem de değişikti. Oyuncu olarak bun bayılıyorum, çalışırken ne kapabilirseniz kapmaya gayret ediyorsunuz. Bence bu oyunculuğun gereği ve sıra dışı sinemacılığın gereği.”
“Lee’yi anlıyorum.” diye sözüne başlıyor John Cusack. “İstediği şeye adım adım ulaşma konusunda usta. Oyuncular da böyle aslında, oyuncuların kafasında da her şeyin cevabı yok ama bilmediğimi yerleri keşfetme konusunda biz de hislerimizi takip ediyoruz.”
David Oyelowo da “Yönetmen olarak Lee’nin en farklı özelliği, ‘istediğini elde edene kadar zorlama’ kabiliyeti ve arzusu.” diye yorumda bulunuyor. “Oyuncunun bir sahnede kendini rahat hissedebileceği sınırı kafasında belirledikten sonra zorlamaya başlıyor. Bana öyle geliyor ki, oyuncunun yeteneğini bir santim genişletmek için onu zorlamayı kişisel bir meydan okuma olarak görüyor. İnandığı kişilerle çalışıyor, onlardan kendilerinin bile beklemediği bir performans elde etme konusunda da çok iyi. Bu yüzden oyuncu olarak ona teşekkür borçluyum çünkü oyuncu zorlanmak ister, içinde veya yeteneği dahilinde olduğunu bilmediği bir karakteri canlandırmak ister. Lee kesinlikle bir oyuncuyu o noktaya taşıyan bir yönetmen.”
Macy Gray de şu yorumlarda bulunuyor: “Bence ister deneyimli, isterse deneyimsiz olsun, herkes Lee’den çok şey öğrenebilir. O böyle biri ve böyle filmler yapıyor. Bir öyküyü anlatmada ve herkesi kendi bulunduğu evrene çekmekte, gerçek bir sanat eseri ortaya koymakta çok iyi. Ondaki korkusuzluk tam anlamıyla bulaşıcı. Onunla bir araya geldikten sonra istediği tuhaf şeyi yapıverebileceğinizi hissetmeye başlıyorsunuz.” Gülüyor ve ekliyor: “İnanılmaz bir şey bu!”
“İnsanı gerçekten insan kılan şeyi anlamak konusunda Lee dahi birisi ve ilişkileri kavrayışı da akıl almaz.” diye belirtiyor Zac Efron. “Onunla muhabbet ederken bile, asıl önemli şey söyledikleriniz değil, aradaki boşluklarda yaşananlardır. Bu bakış açısı onu güçlü bir yönetmen kılıyor bence.”
Oyuncu kadrosunun en yaşlı üyesi Scott Glenn de “Lee’yle birlikte çalıştığımız bir gün sonrasında, eşimi arayıp ‘On, on beş yılın en eğlenceli çekim günlerinden birini geçirdim.’ dedim.” diye hatırlıyor. “Kafamda bazı fikirler vardı ve oldukça cesur fikirlerdi. Lee’ye bahsedince ‘Güzel, biraz daha ileri gidebilir misin?’ dedi. Gün sonuna geldiğimizde benim önerim sahneye yansımıştı ve onun katkıları sayesinde benimkinin daha ötesi. O zaman enerji dolu ve hareketli bir sette olduğumu hissettim.”
“Oyuncuları ve iyi öyküleri seviyorum.” diye sözüne başlıyor Lee Daniels. “Anı yakalamayı, ortamdaki havayı koklamayı, içinde bulunduğum ortamı tanımayı ve oyuncuları yeteneklerinin son raddesine kadar zorlamayı seviyorum.” Gülerek ekliyor: “İzin vermeleri halinde oyuncuları sınırlarının ötesine kadar da zorlarım. Ta ki ‘Lee, yeter artık!’ diyene kadar devam edebilirim zorlamaya.”
Gazeteci Çocuk Karakterlerine Can Vermek
Gazeteci Çocuk oyuncu kadrosunda yer alan oyuncuların hepsi, günümüz izleyicilerinin onlardan beklemeyeceği karakterlere hayat veriyor.
“Oyuncu olarak beklenilmedik karakterlere hayat vermek için seçilmek hoşuma gidiyor.” diye yorumda bulunuyor Nicole Kidman. “Yani kendi kişiliğimizle uyuşmayan karakterleri canlandırmak. Oyunculuk da bunu gerektiriyor ama. Kişiliğinizin dönüşmesi ve değişmesi, sizin tam zıttınız olan birini canlandırmak için kendi içinizde bir gerçek bulmaya çalışmaktır. Ve bu filmde herkes alışık olmadığı bir şey yapıyor.”
Matthew McConaughey de Kidman’a katılıyor: “Senaryo harika karakterler barındırıyordu, çok özel karakterler. Benzer özelliklere sahip hiçbir karakter yok bu filmde, bu da her oyuncunun apayrı bir karakter canlandırmasına olanak tanıdı.”
“Sette fazlasıyla özgürdük.” diye devam ediyor. “Böyle bir senaryoya bu denli yetenekli oyuncuların ilgi göstermesinin bir nedeni var. Herkesin karakterler konusunda heyecan verici fikirleri vardı ve herkes bunları çekinmeden paylaşıyordu. Birinin fikri iyiyse çalabiliyordunuz, üstelik fikri çalınan kişi çalan kişiden daha mağrur hissediyordu kendini. İşte eğlenceli, yaratıcı bir set böyle olur. Gerçekten eğlenceli ve yaratıcı bir çalışma ortamı da budur. Bu filmde böyle yapmamız gerekti.”
John Cusack da şunları dile getiriyor: “Herkes aynı nedenle oyuncu kadrosuna dahil oldu: Roller gerçekten harika. Hangi oyuncu okusa dahil olmak isterdi. Oyuncu olarak biz seçildiğimiz için şanslıyız.”
“Biz yaptığımız şeyi öykünün hakkını vermek için yapıyoruz ve öykü sizi gereken noktaya götürüyor zaten.” diye devam ediyor. “Ruhunuzu katmak istemedikten sonra yapmanın bir anlamı yok. Lee’yi özel kılan şey bu ve oyuncular bundan beslenir. Eğer yapacaksanız, sonuna kadar gitmeniz gerekiyor.”
“Bir süredir yapıyor olsam da kendimi oyunculuk işine henüz çok yeni görüyorum.” diye belirtiyor David Oyelowo. “Nicole Kidman, Matthew McConaughey, Scott Glenn, Macy Gray ve Zac Efron gibi oyuncularla birlikte çalışmak benim için tenis maçı gibi bir şey. Kendinizden iyi birileriyle oynadığınız zaman kendinizi geliştirme fırsatı bulursunuz.”
“Bütün oyuncuların performansı dudak uçuklatıcı.” diye vurguluyor Scott Glenn. “Herkes ‘beklenmedik’ bir şey yapıyor ama her şey uyumlu ve anlık gelişiyor, bu çok güzel bir şey.”
Zac Efron da şunları söylüyor: “Bence bu filmde oynamayı, bu denli yetenekli oyuncularla birlikte çalışmayı, bu tür bir üslupla çalışmayı kabule ettiyseniz her şeye hazır olmanız gerekiyor. Her bir oyuncuyla kurduğum ilişki farklı oldu çünkü Jack karakterinin filmdeki karakterlerle kurduğu ilişki birbirinden farklı. Oturup oyuncuları izleyip gözlemlediysem de bu oyuncuların size hazırladıkları sürprizlere hazır olmanız gerekiyor. Matthew’le olan sahnelerim Macy’iyle olanlardan çok farklıydı. Her biri hakkında günlerce konuşabilirim!”
“Hepimiz canlandırdığımız karakterlerin sorunlarını masaya yatırmak ve bir sahnede oynamak konusunda birbirimize bel bağlıyorduk. Bu şekilde çalışmak güzeldir, gerçek ekip oyunculuğu budur.” diye vurguluyor Nicole Kidman.
Yapımcı Hilary Shor da gözlemlerini şu sözlerle paylaşıyor: “Lee, ekibin kendini rahat ve özgür hissetmesi için alan bırakıyor. İster 100 kişilik bir sahne olsun, isterse telefonda konuşan tek kişi. Kafasındaki şeyi net olarak biliyor ama ipleri gevşetiyor çünkü ekibine inanıyor. Bu tür bir iş birliği en yaratıcı ve en eğlenceli çalışma şekli olabiliyor, benim için öyle oldu!”
Yönetmen Lee Daniels da tebessümle düşüncelerini paylaşıyor: “Bu oyuncu kadrosu çok kıymetli. Onlarla çalışmak büyüleyiciydi benim için. Herkes uyum içindeydi ve her şey planlandığı gibi gitti. Her gün nereden başlayacağımızı biliyorduk ama her gün buraya döndüğümüzde kendimizi başka bir noktada buluyorduk.”
Gazeteci Çocuk
Pete Dexter’ın ödüllü romanının Oscar ödülüne aday gösterilen yönetmen Lee Daniels’ın bakış açısıyla harmanlanmış hali olan Gazeteci Çocuk, Oscar ödüllü Acı Bir Hayat Öyküsü filminden sonra yönetmenin ikinci sinema filmi. Oyuncu kadrosunda yer alan önemli isimler, bu kışkırtıcı, gerilim ve heyecan dolu, eğlenceli öyküde beklenmedik roller canlandırıyor.
Matthew McConaughey düşüncelerini şu şekilde dile getiriyor: “Bence bu film kimi yerde öyküden kaynaklı, kimi yerde karakterden kaynaklı, kimi yerde de olaydan kaynaklı şoklar yaşatıyor. İzleyen kişiye ‘Nasıl yani?’ dedirtecek anlarla dolu. Ama yaratılan dünya içinde tutarlılığı olan ve karşınıza çıkan karakterlerle bağdaşan şeyler bunlar.”
David Oyelowo, “Kısmen gerilim, kısmen de olgunlaşma öyküsü.” diye belirtiyor. “Ama ‘batağa saplanma’ hissi barındırıyor. Sanki bataklıktasınız ve pis kokan, tiksinç bir şeyin içine doğru yol alıyormuşsunuz gibi bir his var. Herkesin bir sırrı var ve herkesin elinde çekmek üzere beklediği kozları var. Davranışları onları ele verdikçe bu insanları tanıma fırsatı buluyorsunuz.”
Romanın hayranı olan John Cusack da şunları vurguluyor: “Bu karakterler her gün sokakta gördüğümüz insanlar. Kahramansı bir yanları yok, basit insanlar. Romanlara konu olan Florida’dan biraz daha karanlık, Lee’nin kendi yaklaşımıyla harmanladığı bir Florida barındırıyor.”
“Filmdeki Hillary karakteri bilinçaltı eşiğinin muhafızı gibi sanki. Çok tuhaf bir karakter. Sinema dilinde kötü adam oluyor ama yarattığı trajedi diliyle bir bakıma Jack’i harekete geçiren, başka dünyalı bir yaratık gibi. Bu karakter, canlandırdığın en ilginç karakterlerden biri oldu.”
Zac Efron da “Gerçek bir olgunlaşma öyküsü.” diye vurguluyor. “Jack hayatındaki önemli insanların her birinden bir şeyler öğreniyor. Ben de bu filmde kendimi onun gibi hissettim. Başta boş bir sayfa gibiydim. Bugüne kadar birkaç şey yaptım, film yapmak ve oyunculuk konusunda hala öğrenme sürecindeyim. Bu oyuncularla birlikte çalışmak bana çok şey kattı, her anlamda kendimi çok geliştirmemi sağladı.”
“Bir an öfkeliyken, hemen ardından teselliye muhtaç, ondan sonra da delicesine gülüyordum. Hayat da böyle.” diye devam ediyor. “Gençken çok duygusal ve tutkulu oluyor insan. Her gün bu şekilde davranmam, bu karakteri canlandırmam ve çok şey öğrenmem gerekti. Deyim yerindeyse sünger gibiydim. Harika bir süreçti.”
“Charlotte güzel, trajik, inanılmaz bir kadın bence.” diye yorumda bulunuyor Nicole Kidman. “Umarım bunu perdeye yansıtmada başarılı olmuşuzdur. Lee’ye söylediğim şeylerden biri ‘Bu kadını seviyorum, bunu perdeye yansıtmak istiyorum.’ oldu. Lee’nin bana bir şans tanıması ve ‘Haklısın, bunu başarabileceğine inanıyorum.’ demesi çok güzeldi. Çünkü çoğu yönetmen böyle bir şey yapabileceğime inanmazdı.”
Yönetmen Lee Daniels da şunları dile getiriyor: “Film bilinmeyene yolculuk gibi. Bir an tepelerdeyken, bir saniye sonra uçurumdan aşağı düşüyor, sonra yine tepelere çıkıyorsunuz. Bilinmedik sularda yüzdüğümüz, yeni şeyler keşfettiğimiz filmler yapmayı seviyorum.”
“Gazeteci Çocuk daha önce hiç yüzmediğiniz sular, hiç görmediğiniz yerler, hiç tatmadığınız tatlar sunuyor; beyazperdede hiç karşılaşmadığım olaylar ve insanlar sinemaseverleri bekliyor olacak.”
Biraz duraksadıktan sonra, “İçinde biraz cinayet, biraz polisiye, biraz gerilim, biraz cinsellik barındıran bir olgunlaşma öyküsü, yani görülmeye değer!” diye noktalıyor.
Oyuncular Hakkında
Matthew McConaughey (Ward)
Matthew McConaughey Hollywood’un en çok aranan erkek oyuncularından biridir. Rol aldığı filmler bir milyar dolardan fazla gişe hasılatı elde etmiştir. Aslen Teksaslı olan McConaughey, aslında avukat olmak üzere üniversiteye devam ediyordu. Final sınavlarından birinin öncesinde Og Magdino’nun The Greatest Salesman in the World kitabını keşfedince, sinema üzerine öğrenim görmeye karar vermiştir.
Oyunculuk kariyerine 1991 yılında başlayan McConaughey, Teksas’ta öğrenci filmlerinde ve reklam filmlerinde oynadı, kısa filmler yönetti. Yetenek avcısı ve yapımcı Don Phillips’le şans eseri tanışan McConaughey, yönetmen Richard Linklater’la tanışma ve kült film Genç ve Heyecanlı filminde oynama fırsatı buldu. Bu noktadan sonra 40’ın üzerinde uzun metrajda rol alan oyuncu, aynı zamanda yapımcı, yönetmen ve hayırsever sıfatlarıyla memleketi Teksas’a katkıda bulunmaktadır.
Meslek hayatında atlet, polis memuru, teknik direktör ve avukat gibi değişik karakterler canlandıran oyuncu, Steven Spielberg, Robert Zemeckis, Anthony Hopkins, Jodie Foster, Sandra Bullock, Al Pacino gibi ünlü Hollywood isimleriyle birlikte çalışmıştır.
2011 yılında Michael Connelly’nin çok satan romanından uyarlanan Güneşin Karanlığında filminde başrol oynamıştır. Daha sonraki projeleri arasında Katil Joe, Striptiz Kulübü ve Bernie’nin Suçu Ne? bulunmaktadır.
McConaughey, başarılı romantik komedi Hayalet Sevgililerim, Ben Stiller’ın başarılı aksiyon-komedisi Tropik Fırtına filmlerinde rol aldı. Daha önceki projeleri arasında Altın Şans ve hem yapımcı hem de başrol oyuncusu olarak katkıda bulunduğu komedi filmi Surfer, Dude bulunmaktadır.
McConaughey, 2007 yılında olumlu eleştiriler alan We Are Marshall filminde teknik direktör Jack Lengyel’i canlandırmıştır. Macera-komedi filmi Sahara’da da Penelope Cruz ve Steve Zahn’la birlikte rol almıştır. Al Pacino’yla birlikte Kirli Para filminde başrolleri paylaşmıştır.
Oyuncunun katkıda bulunduğu diğer projeler arasında şunlar bulunmaktadır: Düş Yakamızdan; Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir?; Ateş Krallığı; Thirteen Conversations About One Thing; Frailty; Darısı Başıma; U-571; Ed TV; Amistad; Mesaj; A Time to Kill; Lone Star; Angels in the Outfield; The Newton Boys; The Return of the Texas Chainsaw Massacre.
McConaughey’nin yapım şirketi j.k. livin productions, Hands on a Hard Body isimli uzun metraj belgeselin yapımcılığını üstlenmiştir. Halihazırda çeşitli proje üzerinde çalışmaktadır.
McConaughey, sinemadaki kariyerinin yanında hayır işleriyle de uğraşmaktadır. Gençlere yönelik sağlık, eğitim ve aktif yaşam konularında eğitim fırsatları sunan The just keep livin Vakfı’nı 2008 yılında kurmuştur. Vakıf, başka kurumlarla iş birliği içinde iki büyük lisede sağlıklı ve zinde yaşam eğitim programı uygulamıştır.
Zac Efron (Jack Jansen)
Televizyon ve sinema dünyasında etkileyici işlere imza atan Zac Efron, Hollywood’un en çok gelecek vaat eden yeteneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Heyecan verici ve zor projelerde görev alan Efron çeşitli ödüller kazanmasını bilmiştir.
2011 yılında Gary Marshall’ın yönettiği Yılbaşı Gecesi filminde birçok ünlü isimle birlikte rol aldı. 2012 yılında, Nicholas Sparks’ın aynı isimli romanından uyarlanan The Lucky One filminde başrol oynadı. Film, Irak’ta görev alan ve Kuzey Carolina’ya dönerek savaş boyunca kendisine şans getirdiğine inandığı ama tanımadığı kadını bulmanın peşine düşen bir askerin öyküsünü anlatmaktadır.
Efron’un başrol oynadığı diğer projeler arasında, aynı isimli romandan uyarlanan Kardeşimden Sonra (Charlie St. Cloud); 2009 yılında vizyona girdiği hafta liste başı olan 17 Yeniden; Me and Orson Welles; gişede yakaladığı başarının yanında birçok ödül ve adaylık kazanan Hairspray bulunmaktadır.
Tüm dünyada Disney’in High School Musical projesindeki Troy Bolton canlandırmasıyla tanınan Efron’un da rol aldığı devam filmi High School Musical 3: Senior Year müzikal film dalında açılış haftasında en yüksek hasılat rekorunu kırdı. Serinin ikinci filmi olan High School Musical 2 ilk defa televizyonda gösterildiğinde 17,5 milyon izleyiciye ulaşarak kablolu televizyon rekorunu kırdı.
Aslen Kuzey Kaliforniyalı olan Efron, Los Angeles’ta yaşamaktadır.
Nıcole Kidman (Charlotte Bless)
Nicole Kidman, Amerikalı sinemaseverlerin dikkatini ilk defa 1989 tarihli Dead Calm filmindeki başarılı performansıyla çekti. O tarihten sonra birçok türde ve değişik rollerde başarı yakalayan, uluslararası şöhret yakalayan bir oyuncuya dönüşmüştür.
2003 yılında Stephen Daldry’nin Saatler filminde Virginia Woolf’u canlandıran Kidman, performansıyla Oscar, Altın Küre, BAFTA ve Berlin’de Altın Ayı ödüllerini topladı. Baz Luhrmann’ın Kırmızı Değirmen filmindeki rolüyle 2002 yılında ilk defa Oscar ödüllerine aday gösterildi. 2002 yılında hem bu rolü hem de Ötekiler filmindeki rolüyle iki dalda Altın Küre ödüllerine aday gösterilen oyuncu, Müzikal Filmde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. İlk Altın Küre ödülünü Gus Van Sant’ın Sonsuz İhtiras filmindeki performansıyla alan oyuncu, daha sonra da üç defa aday gösterilmiştir: Jonathan Glazer’ın yönettiği Birth; Anthony Minghella’nın yönettiği Soğuk Dağ ve Robert Benton’ın yönettiği Billy Bathgate.
Son yıllarda rol aldığı projeler arasında, En İyi Kadın Oyuncu dalında birçok ödüle aday gösterildiği Mutluluğun Peşinde bulunmaktadır. Yapımcılığını Kidman’ın yapım şirketi Blossom Films’in üstlendiği filmin yönetmenliğini John Cameron Mitchell üstlenmiştir. Joel Schumacher’in Yakın Tehdit filinde Nicolas Cage ile birlikte rol almıştır.
Nicole Kidman’ın katkıda bulunduğu diğer projelerden önde gelenler şunlardır: Kız Kardeşim Evleniyor; Altın Pusula; Oscar ödüllü animasyon Neşeli Ayaklar; Hayatım Yalan; Rob Marshall’ın filme uyarladığı müzikal Nine; Avustralya; Fur: An Imaginary Portrait of Diane Arbus; Çevirmen; Tatlı Cadı; İnsan Lekesi; Dogville; Gözü Tamamen Kapalı; Yaşgünü Kızı; Barışçı; The Portrait of a Lady; Batman Daima; Malice; Uzak Ufuklar. Kidman bunun yanında God Grew Tired of Us ve I Have Never Forgotten You belgesellerine anlatıcı olarak katkıda bulunmuştur.
Nicole Kidman, 1998 yılının sonbaharında Iain Glenn’le birlikte The Blue Room oyununda ilk defa Londralı tiyatro severlerle buluştu. Bu oyundaki performansıyla En İyi Kadın oyuncu dalında ödül ve adaylık kazandı. Daha sonra Broadway sahnelerine taşınan oyun, Kasım 1998 ile Mart 1999 arasında kapalı gişe oynamıştır.
2006 yılında Avustralya Devlet Nişanı’yla onurlandırılan Kidman, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Kadın Kalkınma Fonu adına İyi Niyet Elçisi olarak görev almaktadır. Birlemiş Milletler Kadın Kalkınma Fonu’nun amaçları arasında kadınların güçlenmesine ve cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmak, kadınlara yönelik insan hakları ihlalleri konusunda tüm dünyada farkındalık yaratmak ve kadınlara yönelik şiddete son vermek bulunmaktadır. Kidman 9 yıldır Avustralya adına İyi Niyet Elçisi olarak görev almaktadır. Bunun yanında, eşi Keith Urban ile birlikte kadınlarda görülen kanser vakalarının araştırılması, önlenmesi, tedavi edilmesi amacıyla faaliyet gösteren kurumlara aktarılmak üzere yarım milyon dolar kadar bağış toplanmasına katkıda bulunuştur.
John Cusack (Hillary Van Wetter)
Yirmi yılı aşkın meslek hayatında etkileyici onlarca esere imza atan John Cusack, kendi kuşağı içinde Hollywood’un en başarılı ve saygın oyuncularından biri haline geldi; canlandırdığı dram ve komedi karakterleriyle elde ettiği eleştirel başarının yanında, saygın ödüller kazanmasını da bildi.
2012 yılında Kuzgun filminde de rol alan Cusack, ünlü yazar Edgar Allen Poe’yu canlandırdı. Bunun arkasından seri katil Robert Hansen’ın hayatından uyarlanan The Frozen Ground filminde Nicholas Cage ile birlikte rol aldı.
Cusack, 2010 yılında da Hot Tub Time Machine filminde rol aldı. 2009 yılında rol aldığı felaket-gerilim filmi 2012, dünya çapında 766 milyon dolardan fazla gişe hasılatı yaptı. Cusack daha öncesinde de Dan Aykroyd, Marisa Tomei ve Hilary Duff ile War Inc. filminde senarist ve yapımcı olarak görev aldı, animasyon film Igor’un başkahramanını seslendirdi.
Cusack’ın katkıda bulunduğu diğer önemli eserler arasında Gidenler ve Kalanlar; 1408; The Ice Harvest; Jüri ve Genç Hitler bulunmaktadır.
Meslek hayatının daha önceki dönemlerinde katkıda bulunduğu projelerden bazıları da şunlardır: Con Air; Midnight in the Garden of Good and Evil; İnce Kırmızı Hat; Pushing Tin; City Hall. Oyuncu, Gölgeler ve Sis ile Broadway Üzerinde Kurşunlar olmak üzere iki projede Woody Allen’la birlikte çalıştı. Tesadüf ve Aşkla Randevu gibi romantik komedilerde de ünlü isimlerle birlikte rol almıştır.
Cusack, 1980’lerde birtakım klasik filmde rol almasıyla sinemaseverlerin dikkatini çekmesini bilmiştir: Sixteen Candles; The Sure Thing; Benimle Kal; Say Anything. Bunların yanında Broadcast News; Eight Men Out; Yasak İlişkiler; True Colors; The Road to Welville; Grosse Pointe Blank; John Malkovich Olmak ve Sensiz Olmaz gibi projelerde yer almıştır.
Yönetmen Lee Daniels Hakkında
Gazeteci Çocuk filminde yönetmen, senarist ve yapımcı olarak görev alan Lee Daniels’ın geçmişi, yaptığı filmlerdeki kadar gerçek ve etkileyici ve cesur öykülerle dolu. Daniels daha 21 yaşındayken sağlık sektöründe kendi şirketini kurmuş, evlere ve hastanelere hemşire temin ederken, aynı zamanda senarist olmaya çabalıyordu. Sağlık şirketini satmasının adından, Loretta Divine, Michael Shannon, Natasha Kinsky ve Aishwarya Raid gibi oyunculara menajerlik yapmaya başladı; müşterilerine senaryo hazırlama çabalarının sonucunda yapımcılığa, daha sonra da yönetmenliğe başladı.
Kesişen Yollar filmi Daniels’ın yapım şirketi Lee Daniels Entertainment’tan çıkan ilk film oldu. Bu film, Daniels’a Oscar ödüllü bir filmin tek Afro-Amerikan yapımcısı unvanını kazandırdı. Daniels, 2004 Sundance Film Festivali’nde ilk defa gösterilen The Woodsman filmine de imza attı. Film birtakım festivalde birçok dalda aday gösterilmesinin yanında çeşitli ödüller kazandı.
Daniels’ın ilk yönetmenlik deneyimi olan Shadowboxer iki kiralık katilin yürek burkan öyküsünü anlatıyordu. 2006 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde ilk defa gösterilen film, daha sonra San Sebastian Film Festivali’nde Yeni Yönetmenler Ödülü’ne aday gösterildi.
Arkasından gelen uzun metrajı Acı Bir Hayat Öyküsü oldu; bu filmle Lee Daniels En İyi Yönetmen dalında Oscar’a aday gösterilirken Mo’Nique En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, Geoffrey Fletcher da En İyi Uyarlama Senaryo dalında ödül kazandı. Film başka birtakım festivalde çeşitli dallarda da ödül kazandı.
Yüklə 33,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə