146 | Hüseyin Bal
değiştirme veya erteleme konusunda olağanüstü sayı ve çeşitlilikte fırsatlar sunma-
sıdır”
28
şeklindeki ifadesi de Truman’ın tespitini destekler mahiyettedir.
29
Dahl ve New Haven
Birch, baskı grubu çoğulculuğu konusunu irdelerken, Robert A. Dahl’a özel bir
önem verir. Ona göre, 1960’lı yıllarda Dahl’ın Kim Yönetiyor
30
adlı araştırma-
sının dikkatleri Kongre’deki baskı gruplarından yerel yönetimlerdeki güç da-
ğılımına çevirmesi sonucunda, genelde çoğulculukla ve özelde de baskı grubu
çoğulculuğuyla ilgili o zamana kadarki görüş, teori ve açıklama biçimleri ye-
niden değişmiştir. Gerçi mezkûr araştırmanın bir evveliyatı vardı; arka plânın-
da toplumun iktidar yapısına ilişkin olarak sosyologlar tarafından yapılmış
yedi veya sekiz tane yayın vardı. Bu yayınların tümünde neredeyse ittifak hâ-
linde ulaşılan sonuç, üst sınıfa mensup vatandaşlardan oluşan bir elitin Ame-
rikan şehirlerinde hâkim konumda olduğuydu. Diğer bir ifadeyle, sonuçlar, bir
elit kesimin diğer toplumsal grupları domine ettiği bir yönetim sisteminin
hüküm sürdüğüne işaret etmekteydi. Yine bu yayınlarda (muhtelif şekillerde
tanımlanmış olan) bu üst sınıfın 1– mahâllî toplumda yönetici konumda olduğu,
2– bu bölgelerde seçilmiş siyasetçilerin bu sınıfın tâlimâtlarına göre hareket ettikleri
ve 3– sonuç olarak her bir topluluğun, iktidarı elinde bulunduran bir elit tarafın-
dan kontrol edildiği belirtilmişti. Dahl ve genç meslektaşı Nelson Polsby, bu
araştırmalarda kullanılan metodolojinin hatalı, dolayısıyla ulaşılan sonuçların
da yanlış olduğu fikrindeydiler. Dahl, New Haven’daki iktidar yapısına ilişkin
bir araştırma düzenlerken, Polsby de bu araştırmaların doğruluğu ile ilgili de-
rin şüpheler içeren detaylı ve sorgulayıcı analizler ortaya koymuştur.
31
Birch, normal bilimsel kriterlerle ele alındığında, Dahl ve meslektaşlarının
benimsemiş olduğu metodolojinin, sosyolojik seleflerininkinden üstün oldu-
ğu kanaâtindedir. Ancak New Haven araştırmasının kapsama alanında, yani
bu araştırmaya nelerin dâhil edilip nelerin ihmâl edildiği veya nelerin göste-
rilip nelerin gösterilmediği konusunda bazı problemler vardır. Meselâ, yöne-
tim meselesinin New Haven’daki küçük grup ve hizipler arasında bir ihtilâf
mevzusu olduğu ve burada farklı siyasa alanlarında farklı hiziplerin ortaya
çıktığı araştırmada gösterilmiştir. Keza, en azından ele alınan alanlar itibariy-
le, şehrin sosyal elitinin, aynı zamanda siyasal elit olarak vasıflandırılacak ka-
Dahl, Robert A., Pluralist Democracy in the United States, Chicago, Rand McNally, 1967, s. 326. Aktaran, Birch, a.g.e.,
s. 182.
29
Birch, a.g.e., s., 182.
Dahl, Robert A., Who Governs?, New Haven, Yale University Press, 1961. Zikreden, Birch, a.g.e., s. 182.
Bkz., Dahl, a.g.e. ve Polsby, Community Power and Political Theory, New Haven, Yale University Press, 1963. Zikreden,
Birch, a.g.e., s. 183.
Demokrasinin Performans İmkânı Olarak Çoğulculuk (2) |
147
dar aktif veya güçlü olmadıkları da araştırmada gösterilmiştir. Ancak, meselâ
New Haven’daki sınıf ve grupların eşit güç veya iktidara ya da iktidar alan-
larına girmede eşit imtiyazlara sâhip olup olmadıkları ne gösterilmiş, ne de
ileri sürülmüştür. Keza, karar mercilerinin kabaca “orta sınıf değerleri” olarak
adlandırabileceğimiz değerler tarafından domine edilip edilmediği de araştır-
mada gösterilmemiştir. Yine, araştırma evrenini teşkil eden şehirde siyasal
gündem mertebesine ulaşmamış olan önemli başka potansiyel ihtilâf alanla-
rının olup olmadığına da değinilmemiştir. Bunun iki nedeni olabilir: 1– ya bu
alanlardaki yenilikçiler meseleyi siyasal gündeme taşıyacak kaynakları yete-
rince seferber edememişlerdir; ya da 2– değişim karşıtları, meseleyi başarıyla
gündemin dışında tutabilmişlerdir. Son olarak, New Haven’ın tüm Amerikan
şehirlerinin tipik bir numunesi olup olmadığı, dolayısıyla onun siyasal yapı-
sının, tüm Amerikan siyasal yapısının küçük bir örneği olarak ele alınmasını
gerektirip gerektirmediği araştırmada ne belirtilmiş ne de ileri sürülmüştür.
New Haven araştırması ve beraberindeki Nelson Polsby’e âit metodolojik
analizler, daha önceki sosyal tabalaşma teorisyenlerinin, toplumun iktidar
yapısına ilişkin araştırmalarının zayıflığını ortaya koymuş ve siyasal iktida-
rın mahiyeti ile ilgili hayli öğretici bir tartışma başlatmıştır. Ancak Dahl’ın
kitabın sonlarında işaret ettiği gibi, Dahl ve Polsby bu çalışmalarında, kendi-
lerinden önceki bazı çoğulcu yazarların rahatlığını sergilememişlerdir. Sözü
edilen yazarlar, grupların veya örgütlerin çokluğunu sorun etmezken, sorun
etme bir yana, bunu bir imkân olarak görme eğilimindeyken, Dahl burada,
örgütsel çoğulculuğun, siyasal eşitsizliklerin sürdürülmesine katkı sunma
ihtimâlinden bahsetmiştir.
32
Çoğulculuk ve Demokrasi
Birch, çoğulculuk ile demokrasi arasındaki ilişki meselesini, konuyu tam
odaktan kavrayan can alıcı bir soruyla irdelemeye
33
koyulur: Çoğulcu yöne-
tim sistemleri zorunlu olarak demokratik midir veya tersine, demokratik yö-
netim sistemleri zorunlu olarak çoğulcu mudur? Bu zaviyeden bakıldığında,
çoğulcu yönetim sistemlerinin demokratik olmak gibi bir mecburiyetlerinin
olmadığını belirtmek gerekir. Tarihin farklı dönemlerinde ve farklı toplum-
larda bunu doğrulayan bol miktarda örneğe rastlamak mümkündür. Meselâ,
1688-1867 yılları arasında İngiltere, Bismark yönetimindeki Almanya ve
İkinci Cumhuriyet dönemindeki Fransa gibi ülkeler, çoğulcu yönetimlerin
ille de demokratik olmayabilecekleri savına uygun birer örnek teşkil etmek-
Dahl, Dilemmas of Pluralist Democracy, New Haven, Yale University Press, 1982. Zikreden, Birch, a.g.e., s. 183.
33 Birch, a.g.e., s., 183-186.