Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə41/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42

147
bilincinde  midir?  Bunlar  görüşlerin  keskin  bir  şekilde  ayrılması­
na  yol  açan  sorulardır.  Bazıları  kendinin  farkında  olma  durumu­
nun insanlara özgü olduğunu savunur. Bu, insanların özgür irade­
ye;  farklı  davranış  biçimleri  arasında  seçim  yapma  yeteneğine  sa­
hip olmalarını sağlar.
Bir  varlığın  özgür  iradeye  sahip  olduğunu  nereden  biliriz?  Bir 
uzaylıyla  karşılaştığımızda  onun  robot  mu,  yoksa  kendi  zihni 
olan  biri  mi  olduğunu  nasıl  anlarız?  Bir  robotun  davranışları,  öz­
gür iradeye sahip olan bir varlığın tersine, tamamen tanımlanmış­
tır. Yani ilkesel bir saptama olarak robot, davranışları öngörülebi­
lir  bir  varlıktır.  2.  bölümde  belirtmiş  olduğumuz  gibi,  eğer  varlık 
büyük ve karmaşıksa bu saptamayı yapmak neredeyse olanaksız­
dır. Birbiriyle etkileşim halindeki üç veya daha fazla parçacıkla il­
gili  denklemleri  bile  tam  olarak  çözemiyoruz.  İnsan  büyüklüğün­
de  bir  uzaylı  yüz  trilyon  trilyon  parçacık  taşıyacaktır  ve  robot  bi­
le  olsa  denklemleri  çözüp  onun  ne  yapacağını  öngörmek  olanak­
sızdır.  Bu  nedenle  herhangi  bir  karmaşık  varlığın  özgür  iradesi 
olduğunu  söylemek  zorundayız  -  temel  bir  özellik  olarak  değil, 
ama  geçerli  bir  kuram  olarak;  onun  davranışlarını  öngörmemizi 
sağlayacak  hesaplamaları  yapma  yeteneğine  sahip  olmadığımıza 
dair bir itiraf olarak.
Conway’in Hayat Oyunu örneği, bir dizi basit yasanın bile akıl­
lı  yaşama  benzeyen  karmaşık  özellikler  yaratabileceğini  gösteri­
yor.  Bu  nitelikte  pek  çok  yasa  dizisi  olmalı.  Evrenimizi  yöneten 
temel  yasaları  (görünürdeki  yasaların  karşıtı  olarak)  seçen  ne? 
Conway’in  evreninde  olduğu  gibi,  evrenimizin  yasaları  her  han­
gi  bir  zamanda  verili  olan  duruma  göre  sistemin  gelişmesini  be­
lirler.  Conway’in  evreninde  yaratıcı  biziz  -  oyunun  başlangıcında 
nesneleri  ve  onların  konumlarını  belirleyerek  evrenin  başlangıç 
durumunu biz seçiyoruz.
Fiziksel  bir  evrende,  Hayat  Oyunu’ndaki  planörler  gibi  nesne­
lere  karşılık  gelen  şey,  maddenin  yalıtılmış  kitlesidir.  Bizimki  gibi 
sürekli bir dünyayı tanımlayan herhangi bir yasalar dizisi bir ener­
ji  kavramını  da  içerecektir;  bu  enerji  niceliksel  olarak  korunur, 
yani  zaman  içerisinde  değişmez.  Boş  uzayın  enerjisi  zamandan 
ve  konumdan  bağımsız  bir  sabittir.  Bu  sabit  vakum  enerjisi,  her­
hangi  bir  cismin  uzayda  kapladığı  alanın  enerjisi,  aynı  hacimde­
ki  boş  uzayın  enerjisine  göre  ölçülerek  bulunabilir  ve  buna  sabit 
sıfır  denir.  Herhangi  bir  doğa  yasasının  mutlaka  hesaba  katılma­
sı  gereken  bir  koşuluna  göre,  boş  uzayla  çevrili  yalıtılmış  bir  cis­
min  enerjisi  pozitiftir;  bu  cismi  birleştirmek  için  çaba  gösterilmesi


148
gerektiği  anlamına  gelir.  Yalıtılmış  cismin  enerjisi  negatif  olsaydı, 
bir  hareket  durumu  yaratılmış  olur  ve  negatif  enerjisi  hareketin­
den  kaynaklanan  pozitif enerji  ile tam olarak dengelenirdi.  Bunlar 
doğru  olsaydı  cisimlerin  herhangi  bir  yerde  ve  her  yerde  belirme­
meleri için bir neden olmazdı. Bu nedenle boşluk kararsız olurdu. 
Ancak yalıtılmış bir cisim yaratmak enerji gerektiriyorsa bu dura­
ğan olmayış hali ortadan kalkar, çünkü evrenin enerjisi sabit kal­
mak  zorundadır.  Evreni  yerel  olarak  sabit  tutan,  şeylerin  boşluk­
tan öylece belirivermelerini engelleyen nitelik budur.
Evrenin  toplam  enerjisi  her  zaman  sıfır  olmak  zorundaysa  ve 
bir  cismi  yaratmak  enerji  gerektiriyorsa,  bütün  evren  hiçlikten 
nasıl yaratılmış  olabilir?  Çekim kuvveti gibi bir yasanın var olma­
sının  nedeni  budur.  Çekim  kuvveti  çekme  özelliğine  sahip  oldu­
ğundan,  çekimsel  enerji  negatiftir:  Yani  çekim  kuvvetiyle  bağlan­
mış  bir  sistemi  -Dünya  ve  Ay  gibi-  ayırmak  için  epeyce  çaba  har­
canması  gerekir.  Bu  negatif  enerji,  maddenin  yaratılması  için  ge­
reken  pozitif  enerjiyi  dengeler,  ama  bu  o  kadar  basit  değildir.  Ör­
neğin  Dünya’nın  negatif  çekim  kuvveti,  Dünya’yı  oluşturan  mad­
de  parçacıklarının  pozitif  enerjisinin  milyarda  birinden  azdır.  Yıl­
dız  gibi  bir  cismin  negatif  çekim  enerjisi  daha  büyüktür  ve  yıldız 
ne  kadar  küçülürse  (farklı  parçacıkları  birbirlerine  daha  da  yak­
laşır),  negatif  çekim  kuvveti  de  o  kadar  büyür.  Ancak  maddenin 
pozitif  enerjisinden  daha  büyük  hale  gelmeden  önce  yıldız  çöke­
rek  bir  kara  deliğe  dönüşür  ve  kara  deliklerin  enerjisi  pozitiftir. 
Boş  uzayın  dengeli  olmasının  nedeni  budur.  Yıldızlar  veya  kara 
delikler  gibi  cisimler  hiçlikten  var  olmazlar.  Ancak  evrenin  tama­
mı hiçlikten var olabilir.
Çekim  kuvveti  uzayı  ve  zamanı  biçimlendirdiğinden,  uzay-za- 
manın yerel olarak  kararlı ama  bütünsel olarak kararsız olmasına 
izin  verir.  Bütün  evren  ölçeğinde  maddenin  pozitif  enerjisi,  nega­
tif  çekim  enerjisi  tarafından  dengelenebilir,  dolayısıyla  evrenle­
rin  yaratılışında  bir  sınırlama  yoktur.  Çekim  kuvveti  gibi  bir  yasa 
olduğu  için  evren  kendini  hiçlikten  yaratabilir  (bu  durumu  6.  bö­
lümde  anlatmıştık).  Hiçlik  yerine  varlığın  olmasının  nedeni,  ev­
renin  var  olmasının  nedeni,  bizim  olmamızın  nedeni  bu  kendili­
ğinden  yaratımdır.  Evreni  canlandırması  ve  devam  ettirmesi  için 
Tanrı'nın yardımına ihtiyaç yoktur.
Temel  yasalar  neden  böyle?  Nihai  kuram  tutarlı  olmalı  ve  öl­
çebildiğimiz  niceliklerin  sınırlı  sonuçlarını  öngörebilmeli.  Çekim 
kuvveti  gibi  bir  yasanın  var  olması  gerektiğini  gördük  ve  5.  bö­
lümde  gördük  ki,  sınırlı  nicelikleri  öngörebilen  bir  çekim  kuvve­


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə