Din ve uyarlanma iLİŞKİSİ


Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(1), DOI:10.1501/sbeder



Yüklə 186,48 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/7
tarix23.11.2017
ölçüsü186,48 Kb.
#12092
1   2   3   4   5   6   7

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(1), DOI:10.1501/sbeder

_

0000000065

 

138 



 

Sadece  dinler  arasında  değil  aynı  dinin  mezhepleri  arasında  da  ekonomik  faaliyetlere  ve 

meslek  ahlakına  bakış  açısında  görülen  farklı  yaklaşımlar,  yorumlar,  kutsamalar  ya  da  günah 

nitelemeleri topluluğun motivasyonunu önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Nitekim Katolik inancına 

göre  insanlar,  Adem’in  işlediği  günahların  cezası  olarak  çalışmak  zorundadırlar;  oysa  Protestanlar 

Tanrıya hizmet etmek adına çalışmayı kutsamaktadırlar (Lenski, 1963: 93). İki mezhep arasındaki bu 

farklı motivasyondan kaynaklı olarak, Dalton’un (akt. Lenski, 1963: 94) Amerika’daki işçiler arasında 

yürüttüğü  araştırma  sonucuna  göre,  beyaz  Protestan  işçiler  Katoliklere  göre  daha  sıkı  çalışmakta  ve 

daha  fazla  üretim  yapmaktadırlar.  Yine  aynı  araştırmanın  sonuçlarına  göre,  Museviler  ve  beyaz 

Protestanlar  kendilerini  müteşebbis,  bireyci  ve  rekabetçi  olarak  tanımlarken,  Katolikler  ve  Siyahi 

Protestanlar

2

  genelde  daha  kamucu  ve  kolektif  bir  eğilim  göstermektedirler  (Dalton’dan  akt.  Lenski, 



1963: 113).   

 

1930’lardaki  büyük  ekonomik  krizden  kurtulmak  için  Amerika  Birleşik  Devletlerinde  öne 



sürülen çözüm önerileri arasında çarpışan iki farklı temel eğilim Katolik ve Protestan ayrışmasını bir 

kez daha ortaya koymaktadır. Krizden kurtulmak için Demokratların savunduğu ilk eğilimde devletin 

ekonomiye  daha  fazla  müdahale  etmesi  gerektiği  söylenirken,    Cumhuriyetçilerin  yer  aldığı  karşı 

tarafta  ise  ekonomi  üzerinde  devletin  kesinlikle  bir  etkinliğinin  olmaması  gerektiği  savunuluyordu 

(Lenski,  1963:  134-135).  Bu  farklı  iki  eğilimin  temsilcileri  olan  Demokratlar  ve  Cumhuriyetçiler 

arasında  yapılan  kitle  analizi  sonuçlarına  göre,  sınıfsal  olarak  işçi  sınıfı  ve  orta  sınıf  arasında 

farklılaşan  siyasi  tercih,  benzer  şekilde  dinsel  ve  mezhepsel  alanda  da  görülmüş  ve  beklendiği  gibi 

Katolikler  ve  siyah  Protestanlar  devletçi  bir  çözümden  yana  tavır  koyarken,  beyaz  Protestanlar  ve 

Museviler devletin müdahil olmadığı ikinci yolu tercih etmişlerdir (Lenski, 1963: 138-139).  

 

Söz konusu mezhepsel yorumdan ve bu yorumun yarattığı motivasyon farklılığından kaynaklı 



Weber (1997: 30), “sermaye sahipleri ve işverenler, hatta işçi sınıfının eğitim görmüş yüksek tabakası, 

özellikle çağdaş  iş  kollarında  yüksek  düzeyde  teknik  ya  da  ticari eğitim  görmüş  personel,  Protestan 

özelliklere  sahiptir”  şeklinde  önemli  bir  saptamada  bulunmuştur.  Weber’in  yukarıdaki  saptaması, 

mezheplerin sosyal tabakalara farklı şekillerde dağıldıklarının ve Protestanların, ‘sermaye sahipliği’ ve 

‘modern  işverenlik’te  açıkça  avantajlı  olduklarını  imlerken  aynı  zamanda  din/mezhep  ve  uyarlanma 

stratejileri arasındaki diyalektik ilişkiyi de açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Kehrer’in (1996: 25), 

“Katolik  devletler  ekonomik  olarak  Protestanlara  oranla  daha  az  gelişmişlerdir”  şeklindeki  bulgusu 

Weber’in düşüncesiyle örtüşmektedir. 

 

 

                                                 



2

 Siyahi Protestanların, mezheptaşları beyazlardan ziyade Katoliklerle benzer davranış ve eğilimler sergilemeleri, 

1930’ların ABD’sindeki ırk ayırımı ile açıklanabilir. Zira siyahlar aleyhine olan ırkçı politikaların ve ABD’deki 

beyaz Protestan egemenliğinin,  Katoliklerle siyahi Protestanları “ötekiler” olarak birbirlerine yakınlaştırdığı ileri 

sürülebilir. 



Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(1), DOI:10.1501/sbeder

_

0000000065

 

139 



 

1957-58 yıllarında ABD’nin Detroit bölgesinde yapılan araştırma sonuçlarına göre de, beyaz 

Protestanlar  genelde  üst  ve  orta  sınıfta  toplanmışlar,  dolayısıyla  çoğunlukla  alt  sınıfta  yer  alan 

Katoliklere göre ekonomik ve siyasi alanda daha belirleyici bir pozisyonda bulunmaktadırlar (Lenski, 

1963: 84). 

 

 



ABD’de 1957-58’de yapılan araştırmanın sonucuna göre sınıf ve sosyo-dinsel grupların parti tercihi 

(Kaynak Lenski, 1963: 139) 

 

Benzer  şekilde  17.  yüzyıl  Rusyası’nda  ekonomik  ve  siyasi  krize,  yabancı  etkilere  ve  dini 



yeniliklere  karşı  tepki  olarak  ortaya  çıkan  ‘Raskolnik’  hareketi,  Bolşevizm  öncesi  Rusya’nın 

sanayileşmesinde  itici  gruplardan  biri  olmaya  oldukça  elverişli  görünüyordu.  Din  tarafından  arzu 

edilen  hayatın  sadeliği,  sıkı  grup  dayanışması  ve  çalışmaya  verilen  yüksek  değerin  sentezi  olarak 

Raskolnik hareketinin mensupları, her ne kadar teolojik olarak yeniliğe ve Rus modernleşmesine karşı 

olsalar  da,  hem  ekonomik  birikime  sahip  oldular  hem  de  işgücündeki  verimlilikleri  sayesinde  Rus 

sanayileşmesinin ve tarımının motor gücünü oluşturdular (Lunkin, 2000; Kehrer,1996). 

 

Sınıf  ve  sosyo-



dinsel gruplar 

Cumhuriyetçiler 

Demokratlar 

Bağımsızlar  ya 

da 

görüş 


belirtmeyenler 

% Toplam 

Görüşülen kişi 

Orta sınıf 

Beyaz 


Protestanlar 

 

54 



 

23 


 

23 


 

100 


 

259 


Beyaz Katolikler   

30 


 

40 


 

30 


 

100 


 

172 


Siyah 

Protestanlar 

 

13 


 

45 


 

42 


 

100 


 

31 


Museviler 

64 



33 

100 


36 

İşçi Sınıfı 

Beyaz 


Protestanlar 

30 


48 

23 


100 

365 


Beyaz Katolikler   

13 


 

67 


 

20 


 

100 


 

307 


Siyah 

Protestanlar 

 

16 


 

72 


 

12 


 

100 


 

193 


Museviler 

75 



25 

100 


12 


Yüklə 186,48 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə