i.e.n. Elşad MAHMUDOV
28
gizli tutmaya çalışmış;
9
kimsenin aklına gelmeyen yollar deneyerek düşmanı
şaşırtma yoluna gitmiş; yollarda kılavuz edinmiş; öncü ve casus birlikleri
dâhil sivil ve askerî istihbarat birimlerinden düşman hakkında gereken bilgi
toplamak için geniş ölçüde istifade etmiş;
10
müslümanlara yönelik saldırı
planlayan düşmanı yurdunda bastırmak taktiğini başarılı şekilde hayata
geçirmiş; çoğu kez düşman üzerine gidilirken gündüzleri gizlenip geceleri
yol alınmasını ve âni bir baskın yapılmasını tercih etmiş ve sonuç olarak
düşmanı zaafa uğratmak sûretiyle saldırı güçlerini kırmış ve ortadan
kaldırmıştır. Yapılan savaşın önemi ve ele geçirilen ganimetlerin çokluğuna
bağlı olarak elde edilen zaferin haberini Medine’ye ulaştırmak için çoğu kez
müjdeciler göndermiştir.
11
Hz. Peygamber’in yaptığı gazvelerindeki olaylar ve uyguladığı strateji
dikkate alındığında görülecektir ki O, savaşlarda her zaman askeri ile
beraber olmuş ve cephede bulunmuş; belirli bir parola kullanmış; gerektiği
takdirde düşman üzerine bizzat hücum etmiş; fiilî olarak savaşa katılmış;
silâh kullanmış; savaş meydanında soğukkanlılığını korumuş; zor
durumlarda hiçbir zaman paniğe kapılmamış; en çıkılmaz durumlarda
olaylara anında, zaman kaybetmeden, isabetli ve gerekli müdahaleler
yapmış; savaşın kaçınılmaz olduğunu gördüğü zaman geri durmamış;
devrinin süper güçleri dâhil olmak üzere düşmanlarından çekinmemiş ve
hatta gerektiği takdirde korkmadan düşmanın savaş teklifi üzerine sefere
çıkmıştır. Savaşlarda her zaman askerî manevra ve taktiklerini doğru şekilde
uygulamaya çalışmış, ordunun disiplinine büyük önem vermiştir. Savaş
meydanını önceden gözden geçiren Hz. Peygamber yağan yağmuru, esen
9
Bu taktiğe Abdullah b. Cahş’ın Batn-ı Nahle Seriyyesi, Fetih Gazvesi ve Ebû Katâde’nin
Batn-ı İdam Seriyyesi’nde rastlanılmaktadır. bk: İbn Hişâm, IV, 31-32; Vâkıdî, II, 793-795,
796-797; İbn Sa‘d, II, 123-125; Belâzürî, I, 489; Beyhakî, V, 11-12; Dimyâtî, s. 234;
Diyârbekrî, II, 76; Halebî, III, 207.
10
bk: Vâkıdî, I, 403-404; İbn Sa‘d, II, 59; Belâzürî, I, 421; Taberî, II, 564; Beyhakî, III, 390-
391; İbn Hibbân,
es-Sîretü’n-Nebeviyye ve Ahbâru’l-Hülefâ, (thk: Seyyid Azizbek),
Müessesetü Kütübi’s-Sekafiyye, Beyrut 1987, s. 251; Dimyâtî, s. 200; İbn Seyyidünnâs, II,
76; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, (thk: Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), I-XXI,
Dâru Hicr, Cîze 1997, VI, 6-7.
11
Hz. Peygamber Müreysî‘ (Benî Mustalik) Gazvesi’nde elde edilen zaferin haberini
Medine’ye ulaştırmak için Ebû Nemle et-Tâî’yi müjdeci olarak göndermiştir. bk: İbn
Hibbân, s. 254; Diyârbekrî, I, 470; Halebî, II, 586.
Hz.Muhammed’in savaşlarından (Gazve ve Seriyyelerinden) elde edilen
bazı askerî, diplomatik ve hukukî sonuçlar
29
rüzgarı, savaş alanının tabiî koşullarını dikkate alarak
doğru bir şekilde
mevzilenmeye ve birleşik komutayı elinde bulundurmaya çalışmış; savaş
meydanında düşmanın zayıf noktalarını belirleyerek ona bu yönden hücum
etmeyi uygun görmüş; gerektiği takdirde düşmanı zayıflatmak, mânevî
olarak çökertmek ve savaş gücünü yok etmek için onları maddî olan önemli
gelir kaynaklarını mahvetmeği de emretmiştir.
12
Savaşta yaralananların tedavi edilmesine büyük önem veren Hz.
Peygamber bu konuda müslüman kadınların yardımından büyük ölçüde
istifade etmiştir. Kadınlar Uhud Gazvesi dâhil olmak üzere diğer bazı
savaşlarda omuzlarında su ve gıda taşıyarak müslüman savaşçıların
yanlarına gelmiş, yaralarının tedavisi ve bazen savaşmak dâhil kendilerine
her türlü yardımda bulunmuşlardı.
13
Hz. Peygamber müslüman şehitlerin öldürüldükleri yerde gömülmesini
emretmiş, şehit cenazeleri çoğu kez savaş meydanında defnedilmiştir.
14
Hz.
Peygamber bazı rivayetlere göre şehit
cenazeleri üzerine namaz da
kılmıştır.
15
Savaş meydanında düşmana yönelik herhangi bir şiddet
12
Düşmanın maddî kaynaklarının mahvedilmesiyle ilgili bk: Benî Nadîr Gazvesi:- İbn Hişâm,
III, 151; Buhârî, Megâzî 14; Vâkıdî, I, 373; Belâzürî,
Fütûhu’l-Büldân, (thk: Rıdvan
Muhammed Rıdvan), Darü’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 1978, s. 32; Tâif Gazvesi:- İbn
Hişâm, IV, 100; Vâkıdî, III, 928-929; İbn Sa‘d, II, 146; Taberî, Târîh, III, 84; Beyhakî, V,
157-158; İbn Seyyidünnâs, II, 259.
13
bk: Vâkıdî, I, 249-250; Beyhakî, III, 283; İbn Kesîr, V, 389.
14
İbn Hişâm, III, 78; Taberî, II, 532; Beyhakî, III, 292; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, I-
XIII, Dâru Sâdr, Beyrut 1979, II, 162; İbn Kesîr, V, 435-436; Kilâ‘î, el-İktifâ bimâ-
Tadammenehu min Megâzî Resûlillâh ve’s-Selâseti’l-Hulefâ, (thk: Kamüleddîn İzzeddîn
Ali), I-IV, Âlemü’l-Kütüb, Beyrut 1997, II, 83; Halebî, II, 540. İbn Kayyim el-Cevziyye,
Zâdü’l-Me‘âd fî Hedyi Hayri’l-‘İbâd, (thk: Tâhâ Abdürraûf Tâhâ), I-IV, Matbaatü’l-Bâbî
el-Halebî ve Evlâdüh, Kahire 1970, II, 109; ayrıca bk. Rızkullah Ahmed, es-Sîretü’n-
Nebeviyye fî Dav’i’l-Masâdiri’l-Asliyye, Merkezü’l-Melik Faysal, Riyâd 1992, s. 404; Ebû
Şuhbe, es-Sîretü’n-Nebeviyye fî Dav’i’l-Kur’ân ve’s-Sünne, I-II, Dımaşk, Dâru’l-Kalem,
1999, II, 215.
15
İbn Hişâm, III, 77-78; Vâkıdî, I, 303; Buhârî, Megâzî 26; Belâzürî, I, 409; İbnü’l-Esîr, II, 162-
163; İbn Seyyidünnâs, II, 29; İbn Kayyim, II, 109-110; İbn Kesîr, III, 428, Şâmî, IV, 330-331.
ayrıca bk: Serahsî, Şerhu Kitâbi’s-Siyeri’l-Kebîr, (thk: Selâhuddîn Müneccid), I-V,
Câmiatü’d-Düveli’l-Arabiyye, Kahire 1971, I, 230-232; a. mlf., el-Mebsût, I-XXX, Darü’d-
Da‘ve (Çağrı Yayınları), İstanbul 1982-83, II, 49; Ebû’l-Fidâ, el-Muhtasar fî Ahvâli’l-Beşer -
Târîhu Ebî’l-Fidâ, Matbaatü’l-Hüseyniyye, Mısır 1907, I, 132; İbn Kayyim, II, 110; bk.
Muhammed Saîd Ramazan el-Bûtî, Fıkhü’s-Sîre mine’l-Mîlâd ile’l-Hicre-min Ba‘di’l-Hicre
ile’l-Vefât, I-II, Dâru’l-Fikri'l-Hadîs, Beyrut 1967, II, 69; Ebû Şuhbe, II, 216.