Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet ÇizgisindeKâmil Müslüman’ın
Karakteri
151
O Müslüman’ın Allah ile arasındaki ahlâki yükümlülük anlayışıdır.
Bu şartları/farzları yerine getirmemesi ona ait bir sorumluluktur. Her
Müslüman kendi üzerine düşen söz, eylem, davranış ve görevlerden
sorumludur. Öğretmen öğrencisine Kur’ân okumayı, namaz kılmayı,
oruç tutmayı kısacası ilmihal bilgilerini öğretir ve öğrettiğini de uy-
gulaması için ısrarla tavsiye eder ama baskı yapamaz, çünkü dinde
zorlama, baskı ve iğrendirme yoktur.
81
Bir işveren işçisine veya amir
memuruna: “Namaz kıl yoksa işine son veririm; maaşından keserim;
döverim; söverim; sana kötülük yaparım”
tehditleri karşısında kılınan
namaz, tutulan oruç vb. ibadetler, Allah rızası için olmadığından do-
layı, bu uygulanan eylemler tehdit sonucundan dolayı ibadet sayılma-
mıştır. Bu durumda da tehdit eden kişi günahkâr kabul edilir, çünkü
onun tehditlerinden dolayı zorla namaz, oruç, hac vb. ibadetler yerine
getirilmiş olur. Allah Kur’ân’da İslâm tebliğinin rahmet ve merhamet-
ten ibaret olduğunu bildirmiştir.
82
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi İs-
lâm dininde zorlama, baskı, tehdit yoktur. Allah’la kul arasındaki di-
ğer ibadetler için de hüküm budur. Şimdi gelelim kulun kendi nefsine
karşı yapması gereken görevlere.
II. Kâmil Müslüman’ın Kendine Karşı Görevi
Yüce Allah (c.c.) Kur’ân-ı Kerim’i, insanlara sadece cenaze mera-
simlerinde, kabristanda veya onu kuru kuru düşünmeden, yaşama-
dan okuyunca sevap kazansınlar diye göndermemiştir. Kur’ân aynı
zamanda, insanın başta Rabbine, kendi nefsine, ailesine, arkadaşla-
rına, komşularına ve topluma karşı görevlerini de bildirmiştir. Kal-
bi Kur’ân ayetleriyle aydınlanmış sadık bir Müslüman’ın kendi nef-
sine karşı görevi ise her zaman, her konuda uyanık olması gerekir
ki, bir anlık gaflet ve sabırsızlık onun dünyasını da ahiretini de ka-
rartabilir. Akıllı ve şuurlu bir Müslüman dünya hayatının bir sınav
yeri olduğu bilinciyle yaşamalıdır.
83
Yüce Allah (c.c.) insanları şöyle
ikaz etmektedir:
“Her yapmış olduğunuz şeyden dolayı muhakkak he-
saba çekileceksiniz”
,
84
bir başka ayette de
“Bilsin ki insan için kendi
çalışmasından başka bir şey yoktur.”
85
Ateist birine “Tanrı var mıdır?”
diye sorulsa inkâr eder ama ölümü asla inkâr edemez, çünkü ölüm
onun sevdiği ve sevmediği canlıları gözünün önünden alıp toprağa ka-
rışmasına neden olur. Yüce Allah (c.c.) Kur’ân’da:
“Her canlı ölümü
tadacaktır”
86
buyurmaktadır. Bir Müslüman’ın dünyada elde edebi-
81 Bakara, 2/256; Âl-i İmrân, 3/159; Yûnus, 10/99, 103-104; Nahl, 16/90; Hac, 22/40;
Kaf, 50/45; Ğaşiye, 88/21-26.
82 Bakara, 2/178; A’râf, 7/52; Enbiyâ, 21/107.
83
“…Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Sonunda hepiniz -huzurumuzda
hesap vermek için- bize döndürüleceksiniz”
, Enbiyâ, 21/35.
84 Nahl, 16/93.
85 Necm, 53/39.
86 Enbiyâ, 21/35; Ankebût, 29/57;
“Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar…”, Nisâ, 4/78.