17
Dionysos vahşilik tanrısıdır, kentin zıttı olan dağlardır, normal sıradan olandan kurtulma tanrısıdır (en
önemli iki ismi eleuthereus “özgürleştirici” ve lyaios “azat edici”). “Kent Dionysiası” kendi içinde
çelişkili görülebilir, çünkü Dionysos kentin değil vahşiliğin tanrısıdır, kültürel sıkıtlamalardan
kurtulmanın tanrısıdır, ancak belki de bir “Kent Dionysiası” bu potansiyel olarak tehlikeli tanrıyı
dizginleme çabası ve drama ona tapınanlar için duygusal bir başkaldırı anlamındadır. Atinalılar Kent
Dionysiasında onun dithramb şarkılarının ve dramanın gösteriminden oluşan ritüellerini düzenleyerek
bu tanrının vahşi yönlerini ıslah etmek ve evcilleştirmek çabasında olabilirler.
Dionysos hakkındaki mitler ilginç bir gerilimi ortaya serer. Bazıları onun çoğunlukla ona tapınmak
istemeyenlerin üstünde gücünü ve bu gücün yıkıcı etkisini gösterir. Thebes’de Dionysos’a karşı çıkan
ve yok edilen Pentheus en iyi bilinen örnektir (Euripides’in Bakhalar oyununun teması). Minyas’ın
kızları Orchomenos’da ve Argos’da Dionysos ritüellerini kabul etmemişler ve delilikle
cezalandırılmışlar, kendi çocuklarını öldürmüşler ve hayvan kisvesine girmişlerdir. Dionysos’a yazılan
Homerik İlahi korsanların onu fidyeye değer bir prens zannederek Dionysos’u nasıl kaçırmak
istediklerini ve tanrının da korsanların gemisini şaraba ve korsanları da yunus balığına nasıl
dönüştürdüğünü anlatır. Şarap (ampelos) adını Dionysos’un ellerinde kazara ölen tanrının sevdiği
güzel bir gencin adı olan Ampelos’tan alır. Ampelos’un ölümü üstüne tanrının gözyaşları gencin
bedenine düşerek orada ilk şarap ve üzümü meydana getirir. Dionysos kültü Antik Yunanla
özdeşleştirdiğimiz iki yargı biçimi olan düzenli şehir ve akılcı zekâya taban tabana zıttır. Belki de
Dionysos bu nedenle Antik Yunanlıların genel dünya görüşünün dışında tutulmuştur. Dionysos duygu
ve içgüdüyü, zekâ ve koşullanmış davranışın karşısına çıkarır.
Ancak tüm bu yok etme öykülerinin yanında Dionysos inanlarına nimetler vaat eder: sadece şarap
değil (Dionysos “neşeli Bacchos’un” çok ötesindedir), ayrıca günlük sıradanlıktan ve yorgunluklardan,
yaşlılığın ve sorumluluğun mutsuzluklarından kurtuluş. Bakhalar korosuna kulak verelim:
Zeus’un oğlu bu tanrı, Barışla, insanlara zenginlik bağışlayan, çocuklar yetiştiren
tanrıçayla dosttur. Zengine ve fakire acıyı yok eden şarap mutluluğundan eşit
pay verir.
Bakhalar’da haberci “şarap olmazsa insan için ne aşk olur ne mutluluk” deyince Dionysos aşk tanrıçası
Afrodit ile ilişkilendirili. Dionysos’un mitleri kurbanlarının ölümlerini betimleyebilir, ancak o annesi
Seleme’yi ölümden geri getirir ve onu bit tanrıça olarak Olimpiya’ya yerleştirir. Hermes ölülere
cehennemde eşlik ederken yaşamla ölüm arasındaki sınırı geçebilir, ancak sadece Dionysos bu sınırı
yok edebilir.
Dionysos’un doğumunun alternatif versiyonu onu bir başka biçimde “iki kere doğumlu” yapar. Zues
ve Persephone (cehennem kraliçesi) olan Dionysos Zeus’un halefi olacak, dünyanın aydınlık, yaşam
dolu yukarı kısmıyla karanlık ve ölüm dolu aşağı kısmını birleştirecek olan tanrıdır. Zeus’un her zaman
kıskanç olan karısı Hera Titanları kışkırtarak Dionysos’u parçalara ayırtır ve etlerini yedirtir. Kalbini
kurtaran Athene onu Zeus’a verir ve Zeus kalbi yutar, böylece Dionysos özünü kendi içine almış olur.
Daha sonra Zeus Semele’yi Dionysos’a hamile bırakır ve öykü biçim bildiğimiz gibi devam eder.
Titanlar Zeus’un yıldırımlarıyla yok edilir ve küllerinden insan ırkı doğar, böylece insanlar Titanların
isyankar ruhunu ve Dionysos’un iyiliğini içlerinde barındırır. Bu Dionysos’un Orphik versiyondur ve bu
inanlarına bu dünyada erginlik ve ahlaki bir yaşam yoluyla bir sonraki dünyada “günahlarından
kuruluş” vaad eden Eleusis’deki Anne ve Kız kültüne benzer. Kurbağalar’daki erginler korosu
Dionysos’un bu kültüne inananlar olabilir. Dionysos sıklıkla ölümü ve yeniden doğumuyla yıllık
18
tarımsal bereketi sağlayan ve açıklayan Doğunun Ana Tanrıçasının (Adonis veya Tammuz) Antik Yunan
eşiti olarak görülür.
Yukarıda tanımlanan vahşi ritüellerde ibadet edenler kendi kimliklerini yitirtir ve ibadet ettikleri tanrı
tarafından sahiplenilirler ve böylece bir tür grup zihniyeti oluştururlar. Bireysellik durumuna ve
kolektif olanın yönlendiriciliğine temelden karşı olması nedeniyle, Dionysos’un tehlikeli tarafı da
buradadır. Dionysos ilk Hıristiyan resmi görüşüne göre tehlikeli bir pagan tanrı olmasına rağmen,
onun mitolojisi ile ilk dönem kilisenin deneyimleri arasında çarpıcı benzerlikler vardır:
Dionysos mitlerinden sahneler Hıristiyan lahitlerinde ve Bizans döneminde anonim bir yazarın bir
araya getirdiği çoğunluğu
Bakhalar’dan alınma
Christus Patiens (“İsa’nın Acıları”) adlı eserde
görülebilir. Christus Patiens, Bakhalar’a o kadar sadık kalmıştır ki oyunun kayıp olan son sahnesi bu
eserden tamamlanmıştır. Ancak bu asla İsa’nın “Diyonysos’un halefi” olduğu anlamına gelmez.
İşte dramanın temsil edildiği tanrı buydu. O sanat eserlerinde Pronomos vazosunda (y. M.Ö. 400) ve
aynı döneme ait taş rölyefte olduğu gibi festivalin denetçisi olarak gösterilir. Ancak yukarıda sorulan
soru cevaplanmış değildir. Genellemeye gidilirse, oyuncuların ve seyircilerin tiyatroda yaşadıkları
deneyim “dini bir deneyim” miydi? Oyuncular kendilerine “Dionysos sanatçıları” dedikleri zaman
kendilerini maenads ve satirler gibi bilinçli inanmışlar olarak mı gördüler? Günümüze kadar ayakta
kalmış olan taş tiyatronun ön sırasındaki koltukların “rahibinin ” açıklaması vardır. Drama
himayelerindeyken Dionysos rahipleri tiyatroda önemli bir yere sahipti. Kurbağalar’da ürkmüş
Dionysos karakteri “koruyun beni, rahiplerim, daha sonra sizinle birlikte içebileyim” diye haykırır.
Lenaia festivalindeki dramatik yapımlar devletin dinsel işlevini kontrol eden archon basileus’un
sorumluluğundadır. Kurbağalar’da koro kendini “kutsal topluluk” olarak tanımladığı zaman
“inanmışlar” (mystai) karakterinden çok daha ötesini konuşmaktadır, koro burada kendini dini
etkiliğin içeriğine yerleştirir. Tiyatro Dionysos’un kutsal alanına tecavüz eder ve onu tapınağı
skene’nin arkasında ve yanında dururken tiyatrodaki seyirciler tarafından açıkça görülebilir.
Ancak çok az tragedya olay örgüsü Dionysos ile ilgilidir. Tabii ki elimizde Euripides’in Bakhalar’ı vardır
ve bu adla bilinen diğer oyunlar vardır. Aeschylus’un Lykourgeia oyunu Dionysos’un Lykourgos ile
Trakya’da karşılaşması üstünedir. Dionysos saitr oyunlarında ve komedyalarda tragedyada
olduğundan daha fazla görünür. Antik Yunan dramasında tanrılar sahnede göründüğü zaman oyun
yazarlarının (özellikle Sophokles ve Euripides’in) asıl ilgi noktası, insan kahramanın büyüklüğü,
evredeki yeri ve acıları gibi insanla ilgilidir. Kabaca, Antik Yunan tragedyası ve aslında Antik Yunan
mitolojisinin çoğu direk olarak tanrılarla ilgilenmez. Aeschylus’un Eumenides ve Aeschylus’un yazdığı
Göklerin Babası ve insan bir kadından doğmadır.
Doğumu mucizevîdir.
Ölmüş ve dünyaya geri dönmüştür.
Et yiyerek ve şarap içerek inananları entheos (tarıyla birlikte) olur ve birbirleriyle “cemaat”
oluştururlar.
İnananlarına bir sonraki yaşamlarında adanmışlık ve yaşamlarında etiğe uygun davranmaları
halinde mutluluk vaat edilir.