108
Asya Türk Devletleri ile iyi ilişkiler kurarak bu ilişkileri geliştirmek uluslararası
alanda Türkiye için bir fırsat ve avantaj olarak görülebilir.
3.2. Türklük Unsuru ve Türk Devletleriyle İlişkilerin Geliştirilmesi
Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuşmaları Türk dış
politikasına yeni bir boyut kazandırmıştır. Türkiye’nin bu ülkelere yaklaşımı ve bu
ülkelere ilişkin dış politikasının temel unsurları:
Bu ülkelerin devlet
yapılanmalarının güçlendirilmesine katkıda
bulunulması,
Bölgenin siyasi ve ekonomik istikrarının korunması ve bölgesel
işbirliğinin teşviki,
Ekonomik ve siyasi reformların desteklenmesi,
Bölge ülkelerinin dünya ile bütünleşebilmelerine, Avrupa-Atlantik
kurumlarına uyumlarına yardımcı olunması,
Bu ülkelerle ikili ilişkilerimizin, her alanda karşılıklı çıkarlar ve egemen
eşitlik temelinde geliştirilmesi,
Bölge ülkelerinin engelsiz surette tasarruf edebilecekleri enerji
kaynaklarının uluslararası piyasalara serbestçe ve farklı yollardan nakledilmesinin
desteklenmesidir (www.mfa.gov.tr).
Orta Asya Cumhuriyetlerini tanıyan ve bu ülkelerde büyükelçilik açan ilk
ülke Türkiye olmuştur. Bu ülkelere ilk üst düzey ziyaretler Türkiye’den yapılmış, bu
ülkelerin yöneticileri de ilk ziyaretleri için Türkiye’yi seçmişlerdir. 1992 yılından bu
yana gerçekleştirilen üst düzey ziyaretler ve imzalanan 500 civarında ikili ve çok
taraflı anlaşma, ilişkilerin pekiştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Türk Dili
Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Doruklar Süreci; Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye arasındaki en yüksek danışma
mekanizmasını oluşturmaktadır. İlki 1992 yılında Ankara’da yapılmış olan zirvelerin
sekizincisi 17 Kasım 2006 tarihinde Antalya’da düzenlenmiştir. Bölgeye teknik
yardımda bulunmak üzere Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA)
kurulmuştur. TİKA bölge ülkelerinin kalkınmalarına yardımcı olmak üzere 1992
yılında faaliyete geçmiştir. TİKA’nın tüm bölge ülkeleri başkentlerinde ülke ofisleri
109
bulunmaktadır. Eğitim, sağlık, ulaştırma, iyi yönetim gibi değişik alanlarda Orta
Asya ülkelerinde TİKA tarafından tamamlanan projelerin değeri 100 milyon dolar
civarındadır. TİKA birçok alanda faaliyetlerini sürdürmekte ve çeşitli projelere
destek sağlamaya devam etmektedir. Orta Asya Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını
kazandıktan sonra dış dünyaya Türkiye üzerinden açılma olanağı bulmuşlar, Türkiye,
bir bakıma bu ülkeler için bir pencere olmuş, dünya ile bütünleşmeleri sürecinde de
onların önemli bir ortağı haline gelmiştir. Bu çerçevede, Orta Asya
Cumhuriyetlerinin BM ve AGİT gibi uluslararası ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(EİT) gibi bölgesel örgütlere üye olmalarında ayrıca NATO’nun Barış İçin Ortaklık
(BİO) programına katılmalarında ve başka pek çok konuda, Türkiye her türlü
yardımda bulunmuştur (www.mfa.gov.tr).
Bu ülkelerle ekonomik ilişkilerimiz de süratle gelişmiş, ticaret, ulaşım ve
iletişim alanlarında önemli mesafe kat edilmiştir. Türkiye’nin bölge ülkelerine açtığı
kredilerin toplamı yaklaşık 1,2 milyar dolardır. Bu krediler aracılığıyla, bölgenin
Türk iş adamları için yatırıma cazip bir alan haline getirilmesi hedefi tasarlanmıştır.
Bölge ülkeleriyle Türkiye’nin ticaret hacmi 3 milyar dolara erişmiştir. Bölgede irili
ufaklı 1000’in üzerinde Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Türk şirketlerinin bölge
ülkelerine doğrudan yatırımları 3,7 milyar doları aşmıştır. Ayrıca, Türk müteahhitlik
firmaları bölgede gerçekleştirdikleri projelerin toplam değeri 15,5 milyar dolar
civarındadır. Bölge ülkeleriyle ilişkiler kültür ve eğitim alanlarında da hızla
gelişmiştir. Bu ülkelerden Türkiye’ye öğrenim için gelen öğrenciler için “Büyük
Öğrenci Projesi” adı verilen kapsamlı bir burs programı başlatılmış ve yaklaşık
18.000 burs sağlanmıştır. Bölgede Milli Eğitim Bakanlığına ve özel şirketlere bağlı
faaliyet gösteren ilk ve orta öğretim kurumlarının yanı sıra Kazakistan’da Türk-
Kazak Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi 1992 yılından, Kırgızistan’da
Türk-Kırgız Manas Üniversitesi 1995 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Yine
Türkiye öncülüğünde kurulan TÜRKSOY-Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi
ortak kültürün geliştirilmesi ve tanıtımı konusunda çeşitli kültürel faaliyetler
gerçekleştirmektedir (www.mfa.gov.tr).
Türkiye, Orta Asya Cumhuriyetlerinin, istikrar ve güvenliklerini tehdit eden
köktendinci akımlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve terörist faaliyetler
konusundaki mevcut kaygılarını başından beri paylaşmış ve terörle mücadele
110
çerçevesinde bu ülkelere malzeme yardımı, nakdi yardım ve askeri eğitim
sağlamıştır. Türkiye’nin bölgeye yönelik vizyonunda Türklük unsuru önemli bir yer
tutmaktadır. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Türkiye’nin önüne çok
büyük ve önemli fırsatlar çıkmıştır. Türklük unsuru dolayısıyla Türkiye’ye karşı
büyük bir sevgi besleyen bu ülkelerin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler Türkiye
tarafından rahatlıkla karşılanabilecek durumda, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu pek çok
ham madde ise bu ülkelerde bolca bulunmaktadır. Kültürel yapısı, ekonomik ve
siyasi ihtiyaçları ile birbirine ihtiyacı olan ve uluslararası alanda birbirini
destekleyebilecek konumda bulunan bu cumhuriyetlerle Türkiye daha fazla ilişkide
bulunmak durumundadır. Bugüne kadar yapılanlar yeterli olamamakta, Türk
Cumhuriyetleri ile var olan ilişkileri daha da ileriye götürmek gerekmektedir. Aksi
halde, Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinin önüne çıkan tarihi fırsat, şimdiden bu
coğrafyanın önemini anlamakta ve oralarda büyük yatırımlar yapmakta olan batılı ve
doğulu ülkelerce ortadan kaldırılabilecektir (www.makdis.pamukkale.edu.tr).
Amaç sadece ekonomik yönden değil siyasi, toplumsal ve kültürel yönden de
tam bir işbirliği hedef olarak belirlenmeli ve bu amaç doğrultusunda hareket
edilmelidir. Karşılıklı ilişkiler çerçevesinde Türklük unsuru vurgulanmalı ve
oluşturulacak çalışma kümeleri ile ilişkilerin geliştirilmesinin gerekleri ve
zorunluluğu ortaya konulmalı ve politik ortamda bu çıkarımlar doğrultusunda hareket
edilmesi sağlanmalıdır. İyi ilişkiler kurmak ve siyasal, ekonomik, ticari, mali, askeri,
kültürel, toplumsal alanda tüm bu ilişkileri geliştirmek uluslararası ortamda hem Orta
Asya Türk Devletleri için hem de Türkiye için bir güç unsuru olacaktır. Geliştirilen
bu ilişkiler ile karşılıklı çıkarlar desteklenecek ve uluslararası alanda daimi birer
müttefik gibi hareket edilebilinecektir. Birçok konuda karşılıklı siyasi destek
sağlanarak uluslararası sahada Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri kendi tezlerini daha
güçlü savunabilir konuma gelecektir. Ancak sadece Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’ni resmi olarak Türkiye dışında tanıyan ülke olmaması bile Türkiye’nin
sahip olduğu güç unsurunu yeterince değerlendiremediğini göstermektedir.
Dostları ilə paylaş: |