Haç ve H i lal Altı nda Ortaçağda Yah ud i l e r 9
Müslümanlığının, Hıristiyanlığının ve buralardaki Yahudilerin
kendi sesleriyle konuşmaları"na izin verir.
Araşhrma ve kitabın yazımı sürecinde, öncelikli araşhrma
alanımın dışında kalan alanlarda uzman meslektaşlara danışma
sağduyusunu gösterdim. David Berger, Jeremy Cohen, Michael
Cook, Theodore Draper, Manha Himmelfarb, William C. Jordan,
Suzarıne Keller, Daniel Lasker, Hava Lazarus-Yafeh, .Amriıon
Linder, lvan G. Marcus, Emily Rose, Claudia Setzer ve Avrom
Udovitch, yazının son aşamasında yazmaların bir kısmını ya da
tamamını okumaya cömertçe zaman ayırdılar. Her biri, savı dü
zeltmeme ve doğru çizgide kalmama yardım eden değerli eleşti
rilerde bulundu. Kalan kusurlardan tek başıma ben sorumlu
yum.
Princeton Üniversitesi İnsanbilimleri ve Toplumsal Bilimler
de Araşhrma Komitesi ile benim bölümüm Yakındoğu İncele
meleri Bölümü Yayın Fonu, araşhrmanın ve yazmanın çeşitli ev
relerinde destek verdiler. El yazmasının son versiyonlarına fazla
zaman ayırmamamı sağlayan Kenneth Halpem'nin (Princeton)
ve Adi Talmon'un (Kudüs) araşhrma asistanlığı hizmetlerinden
ve bilgisayarımdan kaba taslak çıkan bölümleri düzenleyen ilene
Perkal Cohen'in her zamanki editoryal zekasından yararlandım.
Gerçekten uygun koşullarda çalışma ve Profesör Hava Lazarus
Yafeh ile Profesör R. J. Zwi Werblowski'nin oluşturduğu orta
çağda dinler arası polemikler üzerine araşhrma grubunun eleşti
rilerinden yararlanma fırsahnı bana veren Kudüs İbrani Üniver
sitesi İleri İncelemeler Enstitüsü'nde öğretim görevlisiyken
(1992-1993)
bu kitabın son kontrollerini tamamladım.
Princeton University Press'de bu kitabı bilgece gütmesinden
ötürü Tarih ve Klasikler Editörü Lauren M. Osbome'a ve editor
yal çalışmasından ötürü Roy A. Grusham, Jr.'a teşekkür ederim.
GİRİŞ
Yaklaşık 40 yıl önce ortaçağ Yahudi tarihini incelemeye baş
ladığımda, geleneksel bilgelik, "hilal altında" yaşayan Yahudile
rin
"haç altında" yaşayan Yahudilerden önemli ölçüde daha gü
venli ve daha yüksek bir siyasi ve kültürel entegrasyon içinde
olduklarını savunuyordu. Özellikle kuzey Avrupa'nın zulme
uğrayan Ashkenazi Yahudileri1 için bu doğruydu. S.
D.
Goi
tein'in terimiyle verimli Yahudi-Müslüman inançların "ortak ya
şarlık"ı -"Altın Çağ" demenin daha ölçülü bir şekli (akıl hocam
Gerson
D.
Cohen, birkaç yüz "Altın İnsan"dan oluşan bir elite
işaret etmek için kullanırdı- Aşkenazi topraklarındaki acı dolu
Yahudi-Hıristiyan çalışmasıyla keskin bir karşıtlık içindeydi.
1928'de yayımlanan bir denemenin habercisi olan Salo
W.
Ba
ron'un düzeltici çabaları, Baron'un modem öncesi Yahudi geç
mişinde Hıristiyan topraklardaki Yahudi yaşamıyla ilgili o za
man egemen olan görüş dediği bir bakıma abarlılı "Yahudi tari
hiyle ilgili göz yaşarlıcı kavrayış"ı daha doğru ve daha az kasvet
li yeniden biçimlendirmeyi amaçlamışlı.2
Baron, ortaçağ Hıristiyanlığı'nda Yahudi yaşamıyla ilgili "göz
yaşarlıcı kavrayış"ı değiştirmeyi başardığı halde, modem Yahu
di tarih yazı:ı,nının Orta Avrupalı kurucuları tarafından "inançlar
arası bir ütopya miti" biçiminde abartılmış olmasına karşın, son
zamanlara kadar Yahudi tarihinin İslam altındaki m
anzar
asını
yeniden değerlendirme gereksinmesi' duyulmadı. Altın Çağ im
gesinin, hem bilimsel hem popüler düşüncede hala egemen ol
duğunu söylemek doğru olur.
Son onyıllar, bu manzarayı değiştinne çabasına tanık olmak
tadır.
1960'ların sonlarına doğru -ya da daha kesini, Haziran
1967'deki Allı Gün Savaşı'ndan sonra- Arap-İsrail çalışmasından
kaynaklanan faktörler, bazı kesimlerde Arap-Yahudi tarihinin
1 2 Mark R. Cohen
köklü bir gözden geçirilmesine yol açh. Yeni nosyon, ilk önce,
esas olarak popüler Yahudi forumlarında yayılan uzman olma
yanların yazılarında ortaya çıkh, ardından daha dolaylı. bir bi
çimde bilimsel incelemelerde görünmeye başladı. Bu görüşe gö
re, "Alhn Çağ", aslında bir baskı ve sıkınh dönemiydi. Tam da
Hasday ibn Shaprut, Samuel ha-Nagid ibn Nagrela ve Judah ha
Levi gibi büyük "alhn" insanların, İspanyol�Müslüman sarayla
rının
koridorlarını süslediği yüzyıllar, arhk ayrımcılık ve zulüm
bakımından nitelenir oldu. Bazıları, İslam Yahudilerinin kaderi
nin, zaman zaman Avrupa'daki Yahudilerin bahh kadar hüzün
lü olduğunu ileri sürecek kadar ileri gitti. Bu görüşe "Yahudi
Arap tarihiyle ilgili neo-gözyaşarhcı kavrayış" demeyi tercih et
tirn.3
Ne var ki, bu revizyonizm bir sapmadan kaynaklanmadı.
Modem Arap propagandası ile Arap anti-semitizminin meydan
okumalarına diyalektik karşıtlık içinde ortaya çıkan bir "karşı
mit"tir. Haziran,
1967
yenilgisinin ardından Arap savunucuları,
modem Siyonist belaya İslami hoşgörünün ortaçağdaki "Alhn
Çağ"ıyla ilgili bir bakıma eski temayı ele almaya başladı; Müs
lümanlarla Yahudilerin, yüzyıllar boyunca ütopik ilişki içinde
olduklarına dair "mit"i (Yahudi kaynaklı) bağırlarına bastılar. Bu
uyum, Siyonist hareketle ve özelikle İsrail devletinin kurulma
sıyla parçal
anrnı
şh. Bu savın imasına göre, Siyonist-İsrail tehdidi
savuşturulursa, Yahudilerle Arapların, Arap-Müslüman koru
ması alhnda inançlar arası bir ütopya içinde yan yana yaşadığı
eski uyum, yeniden sağlanırdı.
Hem İsrail'de. hem Yahudi diasporasında, taşkın, şiddetli
Arap anti-semitizminin -en kötü türden ortaçağ Hıristiyan Ya-
. hudi nefretini ve bunun yirminci yüzyıldaki devamını andıran
yeni
f
arkındalığı, ikinci meydan okumaydı. Araplar, geçmişin
inançlar arası uyumuna son veren Yahudi "yeni sömürgecili
ği"nin Filistin'deki provokasyonunu göstererek husumetlerini
haklı göstermeye çalıştılar. Tepki olarak Yahudiler de, Arap anti-
Dostları ilə paylaş: |