MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:143 K:236
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
158
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL
REFEREED
JOURNAL
OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
TARTIŞMA
Sanat, bugün yaratıcılık edimi ön planda olan
değil, başarılı bir paketleme biçimidir. Bir
nevi kendisinin tekrardır aslında, ancak ken-
dini sunabilen pazarlama nesnesidir.
Sanatın bu denli para ile özdeşleştirilmesi kav-
ramsal olarak oldukça ilginçtir. Para değişti-
rildiği eşya ile değer kazanır. Kullanılmadığı
sürece değersizdir. Sanat eserinin para ile
değer kazanması manevi itibarını yitirmesine
sebep olmaktadır.
Bu tespite Bedri Baykam da katılmaktadır.
Ona göre para-sanatçı ilişkisi o denli sıkı fıkı
olmuştur ki, galerici, metin yazarı, küratör ve
sanat alıcısının dikkatini çok çekmiştir. Jeff
Koons (eskiden bir bankacı olduğunu unut-
mamak gerekir) birilerini yollayıp basket
topu satın aldırıyor, götürüp bir galeriye yer-
leştirmelerini söylüyor, sonra da adamlarını
bu sanatsal eylemin karşılığında yazılan çek-
leri bozdursunlar diye bankaya gönderiyor.
Bu arada, kredi kartıyla çektiği paraları bazen
kendi Cicciolina’sı, bazen de Cinecitta’nın
yeni yıldızlarıyla yiyor. (Baykam, 1999: 298)
Ian Burn, “Sanat Piyasası: Bolluk ve Yozlaş-
ma” adlı makalesinde piyasanın sanat eserleri
üzerinde belirleyiciliğini şöyle anlatmakta-
dır: “1960’lardaki refah duygusu kaybolup
gitti. Sanatçılar olarak, sanat piyasasını sa-
dece ödül olanaklarıyla anlamaya çalıştık,
ekonomi gibi “kasvetli bir bilimi” göz ardı
etmeyi yeğledik. Ama artik böyle olmaya-
cak anlaşılan. Bir zamanlar sanat eserlerini
“sadece” ekonomik alışveriş metaları olarak
görmek ekonomik belirlenimciliğin abartıl-
ması olarak görülse de, artık bütün yaşamımı-
zın bu şekilde yapılandırıldığı ve artık başak
türlüsünü düşünemeyeceğimiz açıkça görül-
mektedir. Sadece sanat eserlerinin mal hali-
ne gelmesi sözkonusu değil, aynı zamanda
sanat eserlerinin
daha en baştan mal olduğu
duygusu yaygınlaşıyor.” (Harrison ve Wood,
2011: 983-984)
Sanat moda olan olmuştur artık. Eski dönem
sanat akımlarına göre daha kısa ömürlüdür ve
kitleleri hızlı etkilemek zorundadır. Çünkü,
sanat kısa bir dönem sonra normalken anor-
mal ve absürt olacaktır. Bu da moda olduğu-
nun kesin kanıtıdır. Sanat bir eğlence nesne-
sine dönüşmüştür ve bu onun içinin boşaldı-
ğını göstermektedir. Aslında ilk can çekişen
çığlıkları Dada sanatçıları haykırdılar ‘sanat
ölüyor, yaşasın sanat’ demişlerdir.
‘Kültür’ genel olarak belirli bir toplumdaki
her tür inancı, davranışı, değeri ve nesneyi
içine alan ve onu temsil eden bir terim olmak
dışında bir şey ifade ediyor mu? Eğer bir top-
lumdaki her şey o toplumun kültürünün bir
parçasıysa, toplum ve kültür sözcükleri birbi-
rinin yerine kullanılabilir, zaten maddi kültür
ve görsel kültür anlayışlarının da gösterdiği
budur, öyleyse kültürün bundan böyle özel
bir önemi yoktur. Eşsiz biçimde kültürel olan