Journal of selcuk communication



Yüklə 4,77 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə78/108
tarix22.07.2018
ölçüsü4,77 Mb.
#58481
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   108

Selçuk İletişim, 7, 3, 2012 
 
180 
Van  Dijk  (1999:  62-63)  sözü  edilen  aşamada, 
Cohn’un  (2005:  316-317)  ileri  sürdüğü  çoku-
luslu şirketlerin yöneldiği yoğunlaşma biçimle-
rine benzer olarak, iki tür yoğunlaşma örneğin-
den  bahsetmektedir.  Buna  göre,  1970’li  ve 
daha  güçlü  bir  ivmeyle  1980’li  yıllardan  itiba-
ren  yeni  medya  sektöründe,  üretim  zincirinin 
aynı  düzeyini  (örneğin  yayın,  kablo  ve  telefon 
şirketleri)  kapsayacak  biçimde  gerçekleşen 
yatay  yoğunlaşma  ve  üretim  zincirinin  farklı 
düzeylerini  (örneğin  internet  ve  telefon  servis 
sağlayıcıları,  telefon  operatörlüğü  ve  şirketi) 
kapsayacak  biçimde  gerçekleşen  dikey  yoğun-
laşma  olgularıyla  karşılaşılmıştır.  Ozanich  ve 
Wirth  (2004:  71)  ise,  sıralanan  yoğunlaşma 
biçimlerine  ek  olarak,  sektör  dışı  kuruluşların 
medya  alanına  dahil  olmasıyla  ortaya  çıkan 
“holdingleşme”  (conglomerate)  tipinde  üçüncü 
bir yoğunlaşma biçiminden önemle bahsetmek-
tedir.  Sektör  dışı  büyük  ticari  aktörlerin  yeni 
medya  alanına  el  atmasını  vurgulayan  sözü 
edilen  yoğunlaşma  biçimi  de  en  az  öteki  yo-
ğunlaşma  biçimleri  kadar  yaygın  ve  etkili  bir 
görünüm çizmektedir. 
Aydoğan  (2005),  kitle  iletişiminde  yaşanan 
yöndeşme  süreciyle  beraber  yukarda  sıralanan 
gelişmeler  ortaya  çıkarken,  geleneksel  medya 
kuruluşları  açısından  da  yeni  kullanım  olanak-
larının  ortaya  çıktığını  belirtmektedir.  Bunlar, 
geleneksel  medya  kuruluşlarının  internet  üze-
rindeki  yatırımlarını  kapsamaktadır.  Aydoğan 
(2005:  269),  hem  van  Dijk  (1999)  hem  de 
Ozanich  ve  Wirth’in  (2004)  söylediklerine 
benzer olarak, geleneksel medya kuruluşlarının 
“kendi  pozisyonlarını  güçlendirme  ve  yeni 
aktörlerin alana girme çabaları” etkisiyle inter-
net  alanına  etkili  biçimde  yatırım  yaptıklarını 
belirtmektedir.  Geleneksel  medya  kuruluşları-
nın  internet  alanındaki  faaliyetlerinin  itici  gü-
cünün  ise  telekomünikasyon  ve  bilgisayar 
şirketlerinin içerik odaklı (5) internet yatırımla-
rına  karşı,  geleneksel  medya  kuruluşlarının 
kendilerini  içerik  açısından  güçlü  hissetmeleri 
ve  bu  pazarda  etkili  birer  oyuncu  olmak  iste-
melerinden  kaynaklandığı  ifade  edilmektedir 
(Aydoğan 2005: 268-269). 
Bu  anlamda,  teknolojik  yöndeşmenin  hayat 
verdiği  sektörel  yöndeşme,  yeni  medya  sektö-
rünün  şekillenmesindeki  en  kritik  aşamayı 
oluşturmuştur. Telefon, bilgisayar ve yayıncılık 
sektörleri  arasındaki  sınırların  belirsizleşmesi, 
tüm  bu  alanlar  arasında  görülen  ve  hatta  yeni 
medya  dışı  sektörleri  de  içine  katarak  gelişen 
büyük bir dönüşümün kapılarını aralamıştır. Bu 
dönüşüm,  ulusal  çapta  olduğu  kadar,  uluslara-
rası  düzenleyici  kuruluşların  etkisiyle  küresel 
çapta  da  gelişmiştir.  Hizmetler  sektörü  ulusla-
rarası  ticarete  konu  edilmiş  ve  ülkelerin,  daha 
önceleri  %  100  devlete  ya  da  özel  kuruluşlara 
ait  olan telekomünikasyon  altyapıları  özelleşti-
rilmiş ya da parçalanmıştır. Tüm bu gelişmeler 
çerçevesinde,  yeni medya  sektörünün  en  temel 
özelliği,  farklı  alanları  kesen  yoğunlaşma  pra-
tikleri  ve  çokuluslu  faaliyetler  çerçevesinde 
gelişmiştir.  Medya  kuruluşları,  içinde  bulun-
dukları  sektörün  yapısına  uygun  olarak, kendi-
lerini  en  güçlü  hissettikleri  alanlarda  ticari 
hayatlarına devam etmeye çalışmışlardır. 
2. AİLE ŞİRKETİNDEN ÇOKULUSLU 
“MARKA”YA: HÜRRİYET A.Ş. 
Hürriyet gazetesi, 1948 yılında ortaya çıktığın-
dan  beridir,  Türkiye’de  medya  sektörünün 
yaşadığı  dönüşümü  kesintisiz  bir  biçimde 
deneyimleyen  ender  medya  kuruluşlarından 
biri  olmuştur.  Gülseren  Adaklı,  Türkiye’de 
Medya  Endüstrisi  (2006)  isimli  çalışmasında 
Türk  basınının  20.  yy.’daki  dönüşümünü  eko-
nominin  genel  dönüşümüyle  paralel  olarak, 
sırasıyla  zanaat  benzeri  ve  fabrika  benzeri 
pratikler, basının medya oluşu ve endüstrileşme 
süreçleri  olarak  okumuş  ve  hatta  bunların  de-
vamında  yeni  bir  güncel  eğilim  olarak 
çokuluslaşma  pratiklerinin  düşünülmesi gerek-
tiğini  not  etmiştir.  Tüm  bu  dönüşüm,  İkinci 
Dünya  Savaşı  sonrasında  kapitalist  üretim 
ilişkilerinin  yaygınlaşmasının  ve  bu  ilişkilerin 
1980  sonrası  güncel  birikim  rejiminin  temel 
eğilimleriyle  yeniden  düzenlenmesinin  doğru-
dan bir sonucudur. Bu anlamda 1960’lara kadar 
“zanaat  benzeri”  pratikler  düşük  tirajlı  gazete-
lerin  meslekten  gazeteci  aile  sahipliğine  vurgu 
yapar. “Fabrika benzeri” pratikler ise iş bölümü 
ve profesyonelleşmenin yaygınlaştığı, tirajların 
ve  ticarileşmenin  gittikçe  arttığı  kabaca  1960-
1980  yılları  arasını  kapsar.  “Basının  medya 
oluşu” ve endüstrileşme ise yoğunlaşma pratik-
leriyle  beraber  faaliyet  çeşitliliğinin  arttığı, 
holdingleşmenin  temel  eğilim  haline  geldiği 
1980’li yıllardan günümüze kadar olan dönemi 
kapsar. 
Bu  bağlamda,  meslekten  gazeteci  sahiplik 
yapısıyla,  İkinci  Dünya  Savaşı’nın  akabinde 


Hürriyet A.Ş. Örneğinde Yeni Medya Sektörü… (173-190) 
 
 
 
181 
yayın  hayatına  başlayan  gazete,  dönemin  biri-
kim rejimiyle  uyumlu  olarak,  Türkiye’de  bası-
nın  penny  pressleşme  ya  da  yığın  gazeteciliği 
döneminin  öncüsü  konumunda  olmuştur.  Bir 
başka  ifadeyle,  söz  konusu  değişimle  beraber 
Hürriyet  gazetesi,  medyada  “zanaat  benzeri” 
pratiklerden  “fabrika  benzeri”  pratiklere  geçi-
şin  simgesel  kurumlarından  biri  olagelmiştir 
(Adaklı 2006: 119-122). 
2.1. İlk  Yatay  Bütünleşme  ve  Ticarileşmede 
Öncü Kuruluş 
Hürriyet gazetesi, kapitalist üretimin ve dolayı-
sıyla  tüketimin  boyutlanarak  arttığı  1960  son-
rası  dönemin  yükselen  gazete tirajlarında  öncü 
konumda olmuş, kendi bağımsız dağıtım şirke-
tini  kurarak  ilk  yatay  bütünleşme  pratiğini 
gösteren  basın  kuruluşu  olmuştur  (Koloğlu 
2006:  133).  Yine  1960  yılında  Hürriyet  Gaze-
tecilik  ve  Matbaacılık  A.Ş.’ye  dönüşmüştür. 
Ayrıca,  Hürriyet’in  yönetimini  kardeşi  Erol 
Simavi’ye  bırakan  Haldun  Simavi  de  1968 
yılında  Veb  Ofset  AŞ’yi  (Günaydın,  Tan, 
Fotospor  vb.)  kurarak  basındaki  bir  diğer  ano-
nim ortaklığın kurucusu olmuştur (Bulut 2009: 
71). Gazetenin bu anlamda, medyadaki anonim 
ortaklıkların  yaygınlaşmasında  önemli  bir  yeri 
vardır.  Bununla  beraber  gazete,  basın  alanında 
yenilikçiliğin  de  önde  gelen  temsilcilerinden 
biri  olmuştur.  Hürriyet  gazetesi,  haber  alma 
sisteminde  ilk  defa  fax  makinası  kullanarak  en 
güncel  haberleri  hızla  basım  olanağına  erişmiş 
ve  Günaydın  gazetesiyle  beraber  basım  tekni-
ğinde  yaptığı  yenilikçi  atılımlarla  baskı  kalite-
sini  arttırarak  yığın  gazeteciliği  sürecindeki 
belirleyici  katkısını  sürdürmüştür  (Koloğlu 
2006: 134). 
Basında  gözlemlenen  “fabrika  benzeri”  pratik-
ler  ve  giderek  gelişen  baskı  kalitesi  tirajın  art-
masını  sağlarken  beraberinde  ekonomik  sorun-
ların  çözümünü  getirmemiş  ve  basının  ticari-
leşmesi  sürecini  arttıran  bir  etken  olarak  gö-
rülmüştür.  Başta  Hürriyet,  Milliyet  ve  Cumhu-
riyet  gibi  dönemin  büyük  basın  kuruluşları, 
karşılaştıkları  ekonomik  sıkıntıların  üstesinden 
gelmek  için  resmi  ilan,  seri  ilan  ve  reklamlara 
daha çok ihtiyaç duymuş, bunun yanında basın 
dışı sermayenin yakından ilgilendiği kuruluşlar 
olarak  belirginleşmeye  başlamıştır  (Koloğlu 
2006: 134-135). Kısacası, sözü edilen “fabrika-
laşma”  süreci,  Hürriyet’in  daha  çok  ticarileş-
mesinin, reklam ve ilan bağımlılığının artması-
nın ve gelecekte yaşanacak endüstrileşme süre-
cinde  üstlendiği  belirgin  rollerin  nesnel  zemi-
nini hazırlamıştır. 
“Hürriyet  gazetesi,  kurulduğu  günden  itibaren 
basın  sektörünün  bir  endüstriyel  yapı  olarak 
yükselmesinde  etkili  olmuştur”  (Adaklı  2006: 
124).  Bu  bağlamda,  sadece  bir  basın  kuruluşu 
olarak değil  fakat aynı  zamanda 1960  yılından 
itibaren  bir  anonim  şirket  olarak  Hürriyet, 
Milliyet gazetesiyle beraber Türk medya sektö-
ründe,  kapitalist  bir  şirketin  gelişme  stratejile-
rini  takip  eden  yegâne  kuruluşlarından  biridir. 
Her  iki  gazete  de  ilerleyen  yıllarda  farklı  za-
manlarda  da  olsa, medya  sektörünün  en  büyük 
gruplarından  biri  olan  DYH’nin  iştirakleri 
arasına katılmıştır (Adaklı 2006: 124). 
Bu  anlamda  Hürriyet,  yayın  hayatına  başladı-
ğından beridir, gerek yatırımlarıyla gerek yayın 
politikasıyla  olsun,  birikim  rejimlerinin  getir-
diği  ekonomik  dönüşümlerin  önemli  bir  eyle-
yeni  konumunda  olmuştur.  Bugün  dahi  Hürri-
yet’in  önde  gelen  yöneticileri,  gelecekteki 
yatırımları  açısından  küresel  medya  şirketleri-
nin  davranışlarını  dikkatlice  incelediklerini, 
onların  ticari  deneyimlerinin  kendilerinin  yatı-
rım  stratejilerini  oluştururken  iyi  bir  örnek 
oluşturduğunu  belirtmektedirler  (Suzi  Apalaçi 
Dayan ile Yapılan Görüşme 2011).  
2.2.  Promosyon  Savaşlarından  Medya  Dışı 
Sahipliğe 
Hürriyet gazetesinin kapitalist ekonomik koşul-
lar  içinde  sözü  edilen  bu  konumu,  Türk  bası-
nında 1980’li yıllardan sonra görülen “promos-
yon savaşları” dönemine, gazetenin 1994 yılına 
kadarki  sahibi,  meslekten  gazeteci  Erol 
Simavi’nin  iş  adamı  Aydın  Doğan’a  satışına 
dek  sürmüştür.  Tirajı  ve  dolayısıyla  gazetenin 
gelirini arttırmaya dönük bir pazarlama strateji-
si olarak yaygınlaşan promosyon kampanyaları, 
gün  geçtikçe  daha  da  çok  boyutlanarak  basın 
kuruluşlarını  derin  bir  bunalıma  sokmuştur. 
Sonuç  olarak,  gazetenin  sahibi  Erol  Simavi, 
sonu  gelmez  promosyon  kampanyaları  nede-
niyle ekonomik bunalıma sürüklenen Hürriyet’i 
Aydın  Doğan’a  satmak  zorunda  kalmıştır 
(Dağtaş ve Yıldızgörür 2008: 236).  
Geleneksel  medyanın  ve  bu  medya  ortamıyla 
mümkün  olan  ticari  pratiklerin  içine  düştüğü 
kriz,  medya  dışı  sermayenin  medya  alanına  el 
atmasının  nesnel  zeminini  oluşturmuştur.  Bu 


Yüklə 4,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   108




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə