8
artmıĢtır. 19.yy lın sonlarında ABD Ġngiltere‟yi yakalamıĢ ve kapitalizm yeni bir ivme
kazanmıĢtır.
2.1.Kapitalizm ve Kapitalistler İçin Yeni Fırsatlar: A.B.D.
ABD, hem ada hem de kıta devletlerinin Sanayi devrimine kadar geçirdiği Kapitalist
devre ve devinimlerin hiçbirini yaĢamadan, yok edilen veya dar alana hapsedilen uygarlığın
üzerine kurulmuĢ, yenidünya ve fırsatlar ülkesidir. Ekonomik sistem; ilk dönemlerde saf
kapitalist sistem özelliğindedir. A.B.D iç savaĢtan sonra. Ġngiltere düzeyine ulaĢmayı
baĢarmıĢtır. Kapitalizm baĢarıyla ülkenin her tarafına yayılmıĢtır. 1880-1913 yılları arasında
teknoloji sayesinde düĢen maliyetler ve artan verimlikle özellikle çelik ve elektrik
sektörlerinde büyük bir patlama yaĢanmıĢtır. Sanayi devrimi, Ġngiltere ve kıta Avrupa‟sında
ortaya çıkmıĢ olmakla beraber A.B.D, giriĢimcileriyle büyük ölçeklerle ve büyük piyasalara
hitap ederek, daha uç noktalara taĢımıĢtır. Finansman Ģirketlerince desteklenen teknolojik ve
örgütsel yenilikler, kapitalistler için yüksek kâr sağlamıĢtır. J.A.Schumpeter ABD kapitalizmi
için mükemmel açıklamalarda bulunmuĢtur. Ona göre; Kapitalizm, özel mülkiyetle
karakterize edilen bir sistemdir. Üretim kredi olgusuyla birlikte pazar içindir. Bu olgu,
tarihin ilk dönemlerinden bu yana var olmuĢ olsa da 19. yüzyılın ortalarından itibaren yayılan
kapitalistik bir araçtır. 19.yy, rekabet çağıdır. Bu çağ, artan bir Ģekilde tröstleĢmeyi
getirmiĢtir. Endüstriyel geliĢme otomatik olarak genel sosyal büyümeyi biçimlendirir ki; bu,
tek baĢına ekonomik güç oluĢturmada oldukça önemlidir. Nüfus büyümesi ve artan tasarruflar
ekonomik değiĢim ve dönüĢümün temelini oluĢturur. Olabilecek geliĢmeye sanayinin
geliĢmesiyle cevap verilir. Bu geliĢme, uzmanlaĢmanın artmasını, çevresel özellikleri
uyararak sürekli ve organik bir Ģekilde yeni geliĢmeleri artırır. Rekabetçi kapitalizmin baskın
olduğu dönemde, tekil firmalar ve tüm sanayi artan talep baskısıyla bir düzeyden daha üst
düzeye otomatik olarak yükselecektir-tekstilden ve demirden buhara, elektrikten kimya
sanayine- ard arda olmasa bile mutlaka geniĢleme yaratacaktır. Talep, pratik olarak her
zaman öndedir. BaĢlangıçta her geniĢleme kendi üretimini yaratır. Sonuçta genel bir çevresel
geniĢleme gözlemlenir; örneğin demiryolu taĢımacılığının geniĢlemesi gibi. Her bir
geniĢleme kendi kredisini oluĢturarak kolayca genel bir ifadeyi oluĢturabilir: Var olan üretim
faktörlerinin yeni bileĢimi aracılığıyla yeni alanlar, yeni firmalar, yeni mallar veya henüz
denenmemiĢ metotlar, yeni pazarlar oluĢturulur.
ABD‟ de kapitalist geliĢmede; F. W. Taylor(1856-1915) özellikle kitlesel üretim
alanında ve bilimsel iĢ yönetimi konusunda yeni teoriler geliĢtirmiĢtir. Taylor‟dan sonra diğer
bir öncü de Henry Ford(1863-1947) gibi kapitalistlerdir. Onun temel paradigması; üretimi
maksimumlaĢtırmak için makinelerin ve emeğin ussal biçimde kullanılmasını sağlayan
9
planlamacılıktır( Hobsbawn, 1987:55 ). Fordist paradigma, piyasa paylarındaki hızlı
değiĢimlerle, yenilikçi firmalarda ani kâr artıĢları sağlamıĢtır.(Freeman ve Soete,2003:163)
Kapitalizmin aĢamalarından biri olan kartelleĢmeye doğru gidiĢin güçlü olduğu dönem
baĢlamıĢtır. Bu Ģirketler ABD ve Avrupa‟da yayılmıĢtır. Yoğun sermayeli dallar, özellikle
geç endüstrileĢen Almanya‟da, hem sermayeye, hem iĢ alanlarına hem de kaynaklara
muhtaçtı.. GeçmiĢi haçlı seferlerine uzanan ve Fransızların 1830 da yeniden Ģekillendirdiği
yatırım bankaları Almanya‟da yaygınlaĢtı. Bu bankalar Almanya‟da büyük firmaların
etkisine veya kontrolüne girdi. Bu yeni çeĢit ticari sisteme Finans Kapitalizmi
denmektedir.(Landes, 1995: 26). Dev Ģirketler finans soruna ve kapitalizme böylece sözde
bir çözüm oluĢturmuĢtur.
19. yy.ın sonlarına ve 20.yy ın baĢlarında kapitalist sistemde var olan eĢitsizlik,
adaletsizlik ve iĢsizlik sorunlarının çözümünde ya klasik iktisat düĢünce yapısı içinde veya
onun değiĢik bir sürümü olan neo-klasik veya neo-liberal düĢünce yapısı içerinde önerilerde
bulunmuĢlardır. K.Marx ve onun radikal düĢüncesi tamamen ayrı bir ekol olarak yeĢermiĢ ve
tarihteki yerini almıĢtır. Bu çerçevede ondokuzuncu yüzyıl teorilerin oluĢturulma ve
uygulama aĢamasıysa, yirminci yüzyılda ise o teorik temellerin sonucunun alındığı bir
aĢamasıdır diyebiliriz.
2.2.Kapitalizmin Emperyalist Görüntüsü; Sömürgecilik ve Sömürge Zihniyeti
Bir bütün olarak sanayi ve ticarette yeni icatlarla daha donanımlı hale gelen teknolojik
geliĢmeler aĢırı üretime neden olmuĢ ve bu, 1870-1884 yıllarında Ġngiltere‟de depresyona
neden olmuĢtur. Genel olarak mal üretimi ve sermaye birikimi bu ülkede nüfus artıĢından
daha büyük bir hızla arttı. ABD de ise demir yolunda çelik rayların döĢenmesi faaliyeti 1873-
1874 yıllarında aniden dondu. Bu olay, ABD kapitalizmi ile Ġngiliz kapitalizminin rekabeti
nedeniyle fiyat ve kâr marjlarının düĢmesiyle geliĢmiĢti. Krize çareyi; sınırsız rekabet
tehlikelerine karĢı merkezi kontrolleri arttırmakta buldular.
ABD 1870 lerde baĢ gösteren tröstleĢme hareketlerine tanık oldu. 1890 larda daha da
geliĢti. Artan rekabet, artan riskler ve düĢen kârlar, kapitalist emperyalist sermayenin
sonucudur. Yüzyılın son yirmi yılına Neo-Merkantilizm yılları denilebilir. Bu dönemde
geliĢmiĢ kapitalizmin baĢat iki özelliği göze çarpar; Tröstlerin Sermaye ve sermaye malları
ihracı ve sömürgeleĢtirmedir.
Klasik kapitalizmin büyük bilginleri, sömürgeciliği doğal kabul etmiĢler ve azgeliĢmiĢ
ülkelere sağlayacağı sözde ilerlemeyle ilgilenmiĢlerdir. (Galbraith, 1989:115). Sömürgeciler
kendilerinin daima ahlaki, manevi, siyasi ya da toplumsal değerlerin aktarıcıları ve
koruyucuları olarak görmüĢ ve göstermiĢledir. Sömürgelerin asıl amacının merkez ülkeyi ve