İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası
429
seçimlerde, kendine seçme ve seçilme hakkı tanıyan ve kadından yana olan iktidar, neden
kadının gözünden düĢtü? Bir baĢka deyiĢle, neden kadınlar yoğunlukla Serbest Fırkaya
yöneldi? Burada ilk olarak, daha fazla özgürlük ve Türkiye‟nin yakıcı sorunlarının artık hiç
olmadığı kadar kadını ilgilendirmesi cevabı akla geliyor.
81
Muhalefete destek veren önemli bir aydın kesimi da gazetecilerdir. Bunlar arasında en
tanınmıĢ olanı Ģüphesiz Hizmet Gazetesi baĢyazarı Zeynel Besim‟dir. Halk Fırkası‟ndan
istifasıyla baĢlayan polemikler, hapis cezasıyla sonuçlanır. Ġstifa metni taĢra aydınının neden
muhalefete yöneldiğinin ipuçları vermekte:
« Kanun haricine çıkarak halka tahakküm ve tagallüp eden mutemetlerin ve bir baĢlangıç olmak üzere
AlaĢehir mutemedinin iĢten uzaklaĢtırılması ve fırkanın Ģu suretle ehemmiyetli bir tasaffi geçirerek,
kaybettiği halk muhabbetini istirdat etmesi hususundaki teklifim reddedildi. Halkı ihmal ederek
mütegallip adamları müdafaa bana göre çıkmaz yolların en çıkmazıdır. Bundan baĢka Ġsmet PaĢa
Hazretleri‟nin nutuklarında inhisar bahsinin bir prensip halinde müdafaa edildiklerini gördüm. Ne
mutemet saltanatı karĢısında, ne de memlekete mazarratını her dakika gördüğüm inhisarlar bahsinde
beraber çalıĢmamıza maalesef imkân kalmamıĢtır. Ben umdelerin ve fikirlerin adamıyım ve Gazi
Hazretleri‟nin bütün saffet ve samimiyetimle perveriyim. Tagallübe dayanan teĢkilatın müdafii
olamayacağım gibi, halka mazarratı aĢikâr olan inhisarlara da dört seneden beri olduğu gibi taraftar
olamam. Bu sebeplerle ve kemali teessürle fırkadan istifa ediyorum. Umumi prensiplerde, fakat tatbikat
sahasında değil, umde halinde neĢredilen esas prensiplerde ihtilaf yoktur, ihtilaf tatbikatta ve
teĢkilattadır » (Hizmet, 2 Eylül 1930).
Belki de iktidarı ĢaĢırtan geliĢmelerden biri de taĢra aydınının Halk Fırkası‟ndan
uzaklaĢması olmuĢtur. Kemalist değerleri daha kolay benimsemesi gereken bu kesimin, geçen
yedi yılda, baĢta özgürleĢme ideali ve özellikle yerel yöneticilerin baĢıboĢ uygulamaları
nedeniyle muhalifleĢtiği anlaĢılıyor. Bunlardan önemli bir grubu oluĢturan muallimlerin
nerede durduğunu açıkça ifade etmek zor. Çünkü bir siyasi kuruluĢa üye olmaları kanunen
yasak. Bununla birlikte yasa dıĢına çıkanlar da yok değildir. Bunlardan biri, Ġstanbul Üsküdar
Kız Meslek Lisesi öğretmeni olan Adile Hanım, neden muhalefeti desteklediği sorusuna Ģu
cevabı vermiĢtir:
« Eski fırka sulh olduğunda bize, ahaliye refah vadetmiĢti. Bunun ve biz kadınların istediği birçok Ģeyin
olmadığını gördüğümden, önünde büyük nurlar gördüğüm yeni fırkaya girdim. Ben Ģimdi kadınlık için,
erkeklerden ayrı bir tez görmüyorum. Bunun için Türk kadını, her Türk erkeğinin hakkına sahip
olmalıdır » (Akşam Gazetesi, 21 Ağustos 1930).
81
Kadının dönüĢümüyle ilgili analizleri, Zafer Toprak‟ın (2014), Elif Mahir Metinsoy‟un (2014) ve Fatma Kılıç
Denman‟ın (2009) değerli çalıĢmalarına borçluyum.
Manas Journal of Social Studies
430
Görüldüğü gibi, Serbest Fırkayı desteklemenin, eğer tabiri caiz ise bin bir nedeni
vardı. Burada daha çok muhalefete verilen yerel ölçekli etkenlerden seçilen bazı örnekler
üzerinde duruldu. Ancak muhalefet dinamikleri bunlarla sınırlı değildir. Örneğin, demiryolu
inĢasının ağır yükü ve radikal dini politikalara duyulan tepki çok önemlidir.
Ege’nin Seçimi: Seçmen ve Aday Listelerinin Ġlanı
14 Nisan 1930‟da yürürlüğe giren ve Fransız belediyecilik modelini örnek
alan yeni Belediye Kanunu; kadınlara seçeme ve seçilme hakkının verilmesi,
yerel yönetimlerde merkeziyetçilik ve tek dereceli seçim gibi yeniliklerle
belirginleĢmekteydi. SCF‟nin 1930 yerel seçimlerinden kısa süre önce kurulması, gerek
teĢkilatlanma, gerekse seçim faaliyetlerinin yürütülmesi bakımından bir dezavantaj olarak
görülebilir mi? Muhalefet ve iktidar hangi propaganda yöntemlerini kullandılar? Partiler
rakiplerini nelerle suçladılar? Ġktidar hangi baskı yöntemleri ve hilelere baĢvurdu? Muhalefet
baskılara karĢı ne tepki verdi? Seçim sonuçları toplumun gerçek eğilimlerini yansıtıyor mu?
SCF üzerine çalıĢanların, gerek belge yetersizliği, gerekse temel birkaç soru dıĢına
çıkmaya isteksizlikleri nedeniyle, 1930 yerel seçimlerinde yaĢanan baskılar göz ardı
edilmiĢtir. Kaldı ki gerek yerel basın, gerekse ulusal basın böyle bir okumayı mümkün
kılacak verileri bolca sunmakta. Ġhsan Sabri Balkaya‟nın 2006‟da yayımlanan çalıĢması, Fethi
Okyar‟ın özel arĢivinden alınan belgelerle, 1930 yerel seçimlerinde nasıl bir arbede, panik ve
baskının yaĢandığını açıkça ortaya koyuyor. AraĢtırma aynı zamanda seçim öncesinde Okyar
ve
BaĢbakan
arasında
yürüyen
rekabetin,
seçim
süreciyle
birlikte,
nasıl
Okyar/CumhurbaĢkanı rekabetine dönüĢtüğünü de gösteriyor. Zira oy kullanmak isteyenler
önce, seçim görevlilerinin Ģu sorusunu cevaplamalıydı: Oyunuz Gazi‟nin sandığına mı,
Fethi‟nin sandığına mı?
Soru, Okyar‟ın partisini neden aniden kapattığını da cevaplamaktadır. Zira Ġsmet PaĢa
ile baĢlanan muhalefet yolculuğunda rakip değiĢmiĢtir. GeliĢme Ģüphesiz her iki taraf için de
beklenmedik bir sonuçtur. Böylece SCF‟nin varlık nedeni ortadan kalkmıĢ oluyordu. ġimdi
aktörlerin kurguladığı SCF paradigmasının nasıl çöktüğünü ve son tahlilde Mustafa Kemal‟in
ikinci partisinin nasıl kendi rakibi haline dönüĢtüğünü örnek olaylarla irdeleyelim.
Halk Fırkası, sonuçları kendi lehine çevirmeyi ne bahasına olursa olsun göze almıĢ bir
iktidar partisi görünümündedir. Böylece 1912‟nin Ģiddetle eĢleĢmiĢ « Eli Sopalı » seçimlerine