62
Etimolojinin bir bilim olarak var olduğu andan beri amaçları konusundaki
anlayış birkaç defa değişiğe uğramıştır. En büyük değişiklik etimolojik araştırma
yöntemleri alanında yaşanmıştır.
Çağdaş dilbiliminde etimolojik analizin ana hedefi bir sözcüğün nerede
(hangi dilde, lehçede), ne zaman, nasıl (hangi alt birimlerden, biçimbirimlerden ve
nasıl bir yapısal model üzerinde yapılmış), hangi anlamda ortaya çıktığı ve anlamları
oluşturan hangi şekilsel ve anlamsal değişiklikleri geçirdiğini belirlemektir.
Örneğin;
Rus dilinde yaklaşık XVI. asırda (1535 yılından sonra) ortaya çıkan
“копейка” (kopeyka) sözcüğünün “копейный” (kopeynıy) - mızraklı sıfatından
türemiş ve ilk başta at üstünde elinde mızrak ile duran Çar’ın tasvir edildiği gümüş
para anlamına geldiği – “копейная деньга” (kopeynaya den’ga) - mızraklı para
27
bilinmektedir. Ancak böyle bir belirginlik her zaman mümkün olamamakta ve
bundan dolayı birçok sözcüğün etimolojik tanımı sadece aynı dildeki ya da akraba
dillerdeki aynı kökene sahip sözcüklerin belirlenmesiyle sınırlı kalmaktadır.
Örneğin;
“Rusça’da ландыш (landış) - inci çiceği, sözcüğü büyük ihtimalle aynı
bitkinin Lehçe karşılıkları olan łanka, łanysz, łanuszko ve Çekçe lanýž
sözcükleriyle bağlantılıdır. Bu sözcüğün “lan” (Rusçası лань (lan’) - alageyik) ve
“uszko” (Rusçası ухо (uho) - kulak sözcüklerinin birleşmesiyle (“landış”
yapraklarının alageyik kulaklarına benzeme prensibine bağlı) olarak ortaya çıktığı
27
M. Fasmer, Etimologiçeskiy slovar’ russkogo yazıra, Moskva, Progress, 1986, c-II, s. 317-318
63
düşünülmekte, ancak Rusça sözcüğün ilk şekli ve -d- harfinin kaynağı belirsiz
kalmaktadır.
28
Tanımlama sözcüklerinin (kişi isimleri, şehir, ırmak vb adları olmayan
sözcüklerin) etimolojilerinin belirlenmesinde araştırmacı bunların belli dil bazındaki
sesli şeklini, anlamını ve kullanımını bilmektedir. Sözcük kökeninin bu bilgiler
bazında tespit edilebilmesi için üzerinde çalışılan dilin tarihindeki seslerin
değişiminin bilinmesi gerekir. Bu dilin gramer ve sözcük oluşum tarihini, anlam
değişim kurallarını, dilin içindeki lehçelerin sözcük içeriklerini, onun diğer dillerle
akrabalık ilişkilerini ve tarihini, kendi tarihi boyunca yaşadığı dilbilimsel çevresi ve
diğer dillerle etkileşim özelliklerinin de bilinmesi gerekir. Yukarıda söz edilen
konulara dayanarak etimolojinin, tarihsel fonetik, sözcük oluşumu, gramer (özellikle
de sentaks) ve lehçebilim ile doğrudan ilişkili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Etimolojinin tarihsel fonetik ile ilişkisi karşılıklı etkileşimlidir. Her bir
fonetik kanunu, karşılaştırmalı-tarihsel dilbiliminde kabul gören seslerin her bir
değişimi, belli başlı etimolojik özdeşleşmeler çerçevesinde ve bir ya da birkaç akraba
dilin sözcükleri arasındaki yakınlaşmalara dayanır. Her bir kuralın gerçeklik düzeyi,
bir taraftan onu destekleyen etimolojik verilerle diğer taraftan onu reddeden
etimolojik verilerin orantısına bağlıdır.
Örneğin,
28
M. Fasmer, 1986, c-II, s. 457
64
Slav ve Hint-Avrupa dillerindeki е / о dönüşümü Rusça olan деру – задор,
пеку – опока, плету – оплот, обведу – обвод gibi sözcüklerin etimolojik
karşılaştırmaları bazında ortaya çıkarılmıştır. Belli bir sözcük grubu için yeni bir
etimolojik yorum yapıldıktan sonra, daha önce bu sözcüklere dayanılarak kabul
edilmiş olan bir fonetik kuralının temelsiz kaldığı durumlar vardır.
Sözcüklerin nasıl oluştuğu bilgisinin etimolojik araştırmalar için ne kadar
gerekli olduğu aşikârdır: bir sözcüğün ne tür biçimbirimden (kökten, sonekten,
önekten) oluştuğunu belirleyebilmek için söz konusu dildeki sözcüklerin oluşum
şekillerinin (biçimbirim tiplerinin ve bunların birleşme kurallarının) ve sözcük
oluşum modellerinin tarihçesinin bilinmesi gerekir.
Örneğin;
“вожатый” (vojatıy) – rehber, önder sözcüğü belli ki, “водить” (vodit’) -
dolaştırmak,
“вожу” (voju) - dolaştırıyorum fiili ile ilişkilidir, ancak -атый
ögesinin kaynağını açıklayabilmek için fiillerle birleşen eski Slav sonek -атай’yı
hatırlamak (ходатай (hodatay) – şefaatçi, ricacı ile karşılaştırınız) ve isimlerden
oluşan -атый sonekli sıfatların (косматый (kosmatıy) – kıllı, tüylü, носатый
(nosatıy) burnaz ile karşılaştırınız)
29
sonraki etkisini de göz önünde bulundurmak
gerekir.
Etimolojinin gramer ile (özellikle de sentaks) ilişkisinin geleneksel olarak
daha serbest olduğu kabul edilmekteydi. Ancak etimolojiden ne kadar çok şey
beklenirse etimolojik araştırmalar da o denli gramer problemlerine yönelmeye
başlamıştır. Sözcüklerin değişim tiplerine göre ayrılması ve bu tiplerin tarihçesi,
29
М. Fasmer. c-I, 1986, s. 332
Dostları ilə paylaş: |