N ə s I m I a d ı n a d I l ç İ L i k I n s t I t u t u



Yüklə 7,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə54/58
tarix11.07.2018
ölçüsü7,15 Mb.
#55386
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   58

T Ü R K O L O G İ Y A  
 
№ 3 
2015 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞÜKRÜ HALUK AKALIN 
 
TÜRK DÜNYASINDA ORTAK İLETİŞİM DİLİ VE TOFİK HACIYEV 
 
 
Türk  dünyasında  ortak  iletişim  dili  dü-
şüncesi, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990’lı 
yıllardan  bu  yana  Türk  dünyası  aydınlarının 
gündeminde… 
Aslında XIX. yüzyıl sonlarına, hatta XX. 
yüzyıl  başlarına  kadar  Türk  dünyasında  ortak 
bir  iletişim  dili  vardı.  İstanbul’da,  Bahçesa-
ray’da,  Kazan’da,  Bakü’de,  Semerkant’ta  ve 
diğer  şehirlerde  yazılan  bir  şiir  veya  bir  yazı, 
yayımlanan bir kitap veya bir gazete Türk dün-
yasının  hemen  her  bölgesindeki  aydınlar  tara-
fından anlaşılarak okunabiliyordu. 
Gaspıralı  İsmail  Bey,  Kırım’da  Dilde, 
Fikirde,  işte  birlik  ilkesiyle  yayımladığı Tercü-
man’ı kullandığı dil sayesinde bütün Türk dün-
yasında okunan bir gazete hâline getirmişti. 
Yusuf  Akçura,  «Üç  Tarz-ı  Siyaset»  adlı 
eserini  Kazan’da  yazmış,  bu eseri  Kahire’deki 
Türk  gazetesinde  yayımlanmış,  başta  İstanbul 
olmak  üzere  Türk  aydınını  derinden  etki-
lemişti. 
Mehmet  Emin’in  (Yurdakul)  «Ben  bir 
Türk’üm  /  Dinim  cinsim  uludur»  dizeleriyle 
başlayan  şiiri Selânik’te çıkmakta olan  «Asır» 
gazetesinde  yayımlanmış,  daha sonra  araların-
da bu şiirin de yer aldığı diğer eserleri «Türkçe 
Şiirler»  adıyla  kitaba  dönüşmüştü.  Mehmet 
Emin  Bey  kitabının  bir  nüshasını  gönderdiği 
Gaspıralı  İsmail  Bey’den  şöyle  bir  mektup 
aldı: 
Sevimli Karındaş, 
Kânunuevvel üç tarihli mektubunuzu ye-
disinde  alıp  hediye  buyurduğunuz  «Türkçe 
Şiirler»e  sevindim…  Şiirlerinizi  Edirne,  Bur-
sa,  Ankara,  Konya,  Erzurum  Türkleri  anlayıp 
lezzetlenip  okuyacakları  gibi  Tiflis,  Tebriz, 
Şirvan,  Horasan,  Türkistan,  Kâşgar,  Deşt-i 
Kıpçak,  Sibirya,  Kazan  ve  Kırım  Türkleri  de 
okuyacaktır  ki  bu  şerefe  Fuzuli  ve  Nabi  nail 
olamadılar.  Kırk elli  milyonluk  ve otuz asırlık 
bu  âleme  iptida  bir  kaşık  oğul  balını  yediren 
siz oldunuz ki size şereftir, bize saadettir! 
Mehmet  Emin’in  şiirlerinde  kullandığı 
dil,  Millî  Edebiyat  akımının  Türkçesi’ydi. 
Yazılıp  da  konuşulmayan  edebî  dil  yerine 
konuşulup da  yazılmayan  halk  dilini tercih  et-
mişti Mehmet Emin Yurdakul… O güne kadar 
edebî dilde yer alan ancak konuşma dilinde ya-
şamayan alıntı  sözler  yerine  halkın  anlayacağı 
bir  dille  yazmıştı.  İşte  Gaspıralı,  bu  dilin  yal-
nızca  Osmanlı  Devleti  sınırları  içerisinde  de-
ğil,  bütün  Türk  dünyasında  anlaşılabilirliğini 
ifade ediyordu. 
Yazı  sorunu  da  1926  yılında  Bakü’de 
toplanan Birinci Türkoloji Kurultayı’nda kabul 
edilen  Latin  yazısı  temeline  dayalı  Birleştiril-
miş  Yeni  Türk  Elifbası  ile  çözülmüştü.  Tür-
kiyat  Enstitüsü’nün  kuruluşunu  sağlayan  Gazi 
Mustafa Kemal, bu Kurultay’a Enstitü Müdürü 
Köprülüzade Fuat ile birlikte Hüseyinzade Ali 
9 «Türkologiya», № 3 


ŞÜKRÜ HALUK AKALIN 
 
 
130 
Bey’in de katılmasını istemişti. Kurultay’a on-
ların yanı sıra Türkiye’de çalışmakta olan Teo-
dor  Menzel,  Meszaros  Gyula  ile  o  dönemde 
Azerbaycan’da bulunan İsmail Hikmet Bey de 
katılmıştı. 
Gazi  Mustafa  Kemal,  Kurultay’ı  takip 
eden bu kişilerden bilgi ve görüş alacak, sonra 
da  öteden  beri  savunduğu  yeni  Türk  yazısına 
geçiş düşüncesini 1928 yılında gerçeğe dönüş-
türecekti.  Geçen  on  yıllık  süre  içerisinde  yal-
nızca  Türkiye  Cumhuriyeti  değil  Sovyet-
ler’deki Türk  soylu  halklar  Birleştirilmiş Yeni 
Türk Elifbası’nı kullanmaya başlayacaklardı. 
Ancak  1937  yılında  Stalin’in  başlattığı 
kıyım  ile Türk dünyası aydınlarının, yazarları-
nın,  şairlerinin  «Türkçülük,  Turancılık,  rejim 
düşmanlığı»  gibi  suçlamalarla  katledilmesi, 
sürülmesi  sırasında  Birleştirilmiş  Yeni  Türk 
Elifbası’da  ortadan  kaldırıldı.  Slav  halklarının 
kullandığı Kiril yazısı Türk soylu halklara zorla 
kabul ettirilerek her bir Türk yazı dili için fark-
lılıklar gösteren yazı sistemleri getirildi. 
Yazı  sisteminde  olduğu  gibi  yazı  dille-
rinin kurulmasında da  benzerlikler değil,  fark-
lılıklar öne çıkarılmaktaydı. Böylece Türk soy-
lu  halkların  dilleri  birbirinden  olabildiğince 
uzaklaştırılmaya çalışılmıştı. Ortak iletişim di-
li için ise «Sovyet dili» diye tanımlanan Rusça 
yaygınlaştırıldı.  Sovyetler  Birliği’nin  resmen 
dağıldığı 1991 yılı sonuna kadar Türk yazı dil-
lerinin  ve  lehçelerinin  birbirinden  uzaklaştırıl-
ması çalışmaları sürdü. 
Sovyetler  Birliği’nin  dağılması  Türk 
dünyası  için  yeni  bir  çağın  başlangıcıydı.  Beş 
Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Tür-
kiye Cumhuriyeti bu beş bağımsız cumhuriyeti 
tanıyan ilk ülke oldu. Türk dünyasında eğitim, 
kültür,  iktisat,  teknoloji  alanlarında  ilişkiler 
kuruldu. Bu  arada  en çok  dikkati  çeken  de  dil 
konusuydu. Türk dünyasında ortak bir dil kul-
lanılabilir  miydi?  Ortak  bir  yazı  dili  oluşturu-
labilir  miydi?  Ortak  bir  alfabe  kabul  edilebilir 
miydi? Bütün bu sorular, düzenlenen kurultay-
larda,  toplantılarda  dile  getirildi.  Yazılar  ya-
yımlandı,  bildiriler  sunuldu.  Türkiye  Radyo 
Televizyon  Kurumu,  Türk  dünyasına  yönelik 
yayım  yapan  TRT  Avaz’ı  açtı.  Üniversiteleri-
mizde  Çağdaş  Türk  Lehçeleri  ve  Edebiyatları 
bölümleri,  ana  bilim  dalları açıldı.  Büyük  Öğ-
renci  Projesi  ile  Türk  dünyasından  binlerce 
öğrenci Türkiye’de öğrenim gördü. Karşılaştır-
malı Türk Lehçeleri Sözlüğü ve Dil Bilgisi ki-
tapları  yayımlandı. Daha başka pek çok yayın, 
etkinlik, çalışma bunlara eklenebilir… 
Dikkat  edilirse  bütün  bu  yayın,  etkinlik, 
toplantı  ve  çalışmaların  çoğu  Türkiye  merkez-
lidir.  Türkiye  dışında  ortak  dili,  ortak  iletişim 
dilini konu edinen toplantı, etkinlik, yayın ve ça-
lışma  aynı  yoğunlukta  ve  çoğunlukta  görül-
ememektedir. Ancak Türkiye dışında bir kişi var 
ki öteden beri Türk dünyasında ortak bir iletişim 
dili kurulması konusunu yazılarında, konuşmala-
rında,  çalışmalarında  daima  gündemde  tutuyor: 
Azerbaycan’dan Prof. Dr. Tofik Hacıyev…  
Türk  dünyasında  ortak  bir  iletişim  dilinin 
önemi konusunu kendisine dert edinen bir aydı-
nımızdır  Tofik  Hacıyev…  Yazılarıyla,  kitapla-
rıyla, konuşmalarıyla Türk dünyasında ortak bir 
iletişim  dilinin  yaygınlaşması  uğrunda  çalışma-
lar  yapmaktadır.  Tofik  Hacıyev  yalnızca  Tür-
kiye’ye  geldiğinde,  Türkiye’deki  toplantılarda 
değil Azerbaycan’da da başka ülkelerde de Türk 
dünyasında  ortak  iletişim  dilinin  yaygınlaştırıl-
ması düşüncesinin yılmaz savunucusudur. Tofik 
Hacıyev, bunun  için  yeni  bir dil  yaratılması dü-
şüncesinde  değildir.  Hacıyev,  Türkiye  Türkçe-
si’nin Türk dünyasında ortak iletişim dili olarak 
kullanılmasının savunuculuğunu yapmaktadır. 
Türk dünyasında ortak iletişim dili konu-
sunu  yazılarında,  konuşmalarında,  derslerinde, 
bildirilerinde  işleyen  Hacıyev,  bu  düşüncesini, 
önerdiği  çözüm  yollarını  kitaba  dönüştürmüş-
tür. Tofik Hacıyev’in Türklǝr Üçün «Ortaq Ün-
siyyǝt Dili» («Türkler için Ortak İletişim Dili») 
adlı  kitap  2013  yılının  son  aylarında  Bakü’de 
Tehsil Yayınevi tarafından yayımlandı. 
Tofik Hacıyev kitabının girişinde düşün-
cesini şöyle özetliyor: 


Yüklə 7,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   58




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə