Zecharia Sitchin
"Beni geriye götür," dedi kadın, tatlı bir sesle. "Tableti bul
malı ve Anu'nun çağrısına yanıt vermeliyim ... "
"Birlikte döneceğiz," dedi adam. "Geriye birlikte gitmek
zorundayız ... Erek' e, düşen yıldızların gecesine ... Ruhen ve
bedenen birleşmiş olarak!"
Eli, onu heykelin durduğu açıklığa doğru götürdü ve Ast
ra
bunun, kapısı ya da koruyucu kafesi olmayan eski moda,
küçük bir asansör olduğunu fark etti.
Onlara yolcu olarak eşlik eden heykel ile birlikte, üç kişi-
1 ik
asansöre sıkışhlar. Eli, bir düğmeye bash ve yavaş yavaş
iist
kata çıkhlar. Daha önce asansörün içinde heykeli yıkayan
sarı
ve altınsı ışığın aynısı tarafından yutulmuş, geniş, loş bir
odaya adım athlar. Odaya girer girmez Astra, heykele bir kez
daha göz atmak için başını çevirdi ve yine, onu ilk gördüğü
.ındaki gibi, ne denli gerçekçi olduğuna şaşırmaktan kendini
.ılamadı.
Odanın büyük bir bölümünü kaplayan geniş, örtülü bir
yatak, Astra'ya Eli'nin yatak odasında olduklarını düşündür
dü.
Eğer öyleyse bu, olabilecek en sıra dışı yatak odasıydı;
lıer
boş alanda ya da duvarda, eski sanat eserleri duruyordu:
lıer boyutta heykeller, heykelcikler, duvar kabartmaları, kil,
lıronz, hatta alhn nesneler. Dikkatini özellikle eski bir lir çek
i
i;
onun resmini ve benzerini British Museum' da birçok kez
�ördüğünden, ona tanıdık geldi. Her iki sapı, bir ses kutusun
dan hafif bir açıyla çıkıyor ve tepede, enine uzanan bir çubuk-
1.ı
bağlanıyorlardı. Ses kutusunun önü kıvrılarak, alhndan
yapılmış, boynuzlu bir boğa başı yontusuna dönüşüyordu.
Teller, tepedeki enine çubuktan ses kutusunun alhna kadar
uzanıyordu ve Astra telleri hafifçe çektiği halde, enstrümanın
i
i
r
e
tt
iği müziğin derinliğine hayret etti.
"Tabii ki bu bir replika," dedi Eli. "Sir Leonard Woolley ta
r.ıfından Ur' un kraliyet mezarlarında bulunan, neredeyse beş
49
Ölmeyi Reddeden Kral
bin yıllık orijinalinin bir replikası. .. Sümerli kraliçe Puabi'ye
aitti."
Astra, telleri yeniden çekti. "Ne kadar nefis bir ses," diye
mırıldandı.
"Arkeologlar, yalnızca sonradan tekrar birleştirip tel bağ
ladık.lan lirler ve arplar değil, Sümer müzik notaları da buldu
lar," diye anlatb ona Eli. "Eski müzik notaları deşifre edildikten
sonra, Kaliforniyalı bir grup profesör tarafından çalındı. .. Aynı
zamanda kaydedildi; işte, burada." Görünmeyen bir düğmeye
dokundu ve oda, Astra'nın hiç de tuhaf ya da itici bulmadığı,
başka bir zamandan ve başka bir yerden gelen, gizemli, akılda
kaha bir ezgiyle doldu.
Astra, kendini çevreleyen bir oda dolusu esere yeniden
bakb. Bunların da replika mı, yoksa orijinal arkeolojik bu
luntular
nu
olduğunu merak etti. Eli, onun gezici bakışlarını
yakaladı.
"Müzede çalışıyorum," dedi, "restorasyon ve replika ya
pıyorum ... " Elini eser koleksiyonuna doğru salladı. "Biricik
Erek'imizin bilindik nesnelerinin ortasında geriye gidebilmek
için, eski Sümer' in
ruh
halini, çevresini yeniden yaratmam ge
rekiyordu."
"Ezgi ... " dedi Astra. "Anılar uyandırıyor ... "
"Lir müziği, Anu ve İştar'ın en sevdiklerindendi," dedi
Eli. " Anu için Yeryüzü' ne son gelişlerinde Anunnaki, Erek' in
müjdecisi olan bir dinlenme yeri inşa ettiler. Zevki için oraya
muhteşem bir lir yerleştirdiler. Gittiğinde yeri İştar'a, biricik
İrnina'sına miras bıraktı.
O da lir çalmayı çok seviyordu; hat
ta müziğin çoğunu kendisi besteledi."
Astra'nın başı dönmeye başladı ve etrafa bakmaya son
verdi. Ezgi yakasını bırakmıyordu. Lirin tellerine her bir do
kunuş, kalbindeki bir tınıda yankılanıyordu. Kendini Eli'ye
yaklaştırdı ve bedenini onunkine dayayarak, sessizce durdu.
50
Zecharia Sitchin
Adam onu alnından usulca öptü. "Nektar, müzik ... Bunlar
seni geriye götürüyor ... Geçmişte süzülüyorsun ... "
"Başım dönüyor," diyiveren Astra, birdenbire sırtını örtü
lü
yatağa yaslayarak yere oturdu. Eli onu rahat bırakb. Kadın
l i rin
ezgisini mırıldanmaya başladı; önce neredeyse fısıldaya
rak,
sonra daha yüksek, sonra da yumuşacık bir sesle şarkı
söylemeye başladı:
Uyku, ey uyku, gel biraz oğluma,
Huzursuz gözlerini daldır uykuya.
Ey yeni ay, parla, parla,
Kötülük dolu acıyı uzaklara kovala.
Ey Enlil, Yerzüyü'nde koru onu,
Ey Anu, Gökler' de koru onu.
Ey, Yaşam Tanrıçası, dost ol ona;
Nice mutlu günleri olsun yaşamında ...
"Güzelmiş," dedi Eli, yanında yere otururken. Kadın, onu
ıl.ıha önce görmemiş gibi bakb. "Sen misin, Şamaş?" diye sor
ı l u .
"Annem, sana hep bu ninniyi söylerdi. Ağrıyan kemikle
rin
yüzünden hep kaygılanırdı. Neden böyle hızlı büyüdüğü
ıııi.ize anlam veremezdi... Habrlıyor musun, Şamaş?"
Adam, elini onun omzunun çevresine koydu. "Ben Gılga
ı ı w/
ım; Şamaş değilim," diye nazikçe düzeltti onu.
"Yalnızca yüz Yeryüzü yılını bebek beziyle geçirdiğimiz
ıı.-iıı bizimle alay ederdi," diye sürdürdü Astra, rüyadaymış
�;ibi.
"Hepsi, olgun olduğumuzu kabullenmeyi reddetti ... Hep
l ı.ı�kaları yokken dans etmek zorundaydık. Sen ilk başta her
ı.ıınan başka biriymiş gibi davranırdın ... Neden?"
"Böylesi daha eğlenceliydi," dedi Eli.
"Benimle yeniden dans et, Şamaş," dedi Astra. "Sana ne
k.ıdar
çok ihtiyacım var!"
51
Dostları ilə paylaş: |