PARANORMAl FENOMENLER
yanılsaması mı yoksa karma sonucu mu oluştuğunu açıkla
mak gerekir.
Bazı bölgelerde reenkamasyon iddialanna daha çok rast
lanması tesadüfi midir? Ülkemizde Hatay ili tekrar tekrar doğ
duğuna inanan kişilerin nispeten fazla olduğu bölgedir. Hatay
ili, öldükten sonra dirilenleri inceleyen yabancı araştırmacılar
için önemli bir kaynaktır. AvustralyalI Dr. Yurgen Kail
reenkamasyon araştırmaları için Hatay'a gelip yeniden
doğanların öykülerini toplamıştır. Kendini reenkamasyona
adayan araştırmacı yazar Cevdet Rende'nin "Reenkamas-
yonun Gerçekliği Yeniden Doğanlar" adlı kitabında Antakya
bölgesinde görülen tekrar doğuş öykülerine yer verir:
- Ali Kara: Suriye'de ölüp Türkiye'de doğduğunu öne
sürüyor. Hatay Raskiye köyü, 1972 doğumlu. Bir
önceki hayatında adı Cabir Rismen. Bilal ve
Rahibe'nin oğlu olarak Cennata köyünde dünyaya
gelmiş. 1947-1960 yılları arasında yaşamış. Kullandığı
traktör devrilince ölmüş.
- Mehmet Aslan: 1987 doğumlu. Bir önceki hayatında
ki annesi yeni doğan çocuğu Mehmet'i rüyasında
görüyor. Arayıp buluyor ve çocuğu ailesinden istiyor.
Mehmet, bir önceki hayatında Ata Eryılmaz adında
biri olduğunu iddia ediyor. Ata'nın anne babası
Habib ve Raya Eryılmaz'in Ata ve Nebil adında iki
çocuğu var. Nebil 15 günlük iken ölüyor. Ata ise
üniversiteyi kazandığı yıl Asi Nehri'nde boğuluyor.
- İpek Kart: Hatay Döver köyünde, Besime adında bir
hamile kadın öldürülüyor. Kocası cezaevine konulu
yor. Besime ise Înci-Sabri Kart çiftinin kızları olarak
Hatay'da dünyaya geliyor.
Bu kız çocuğunun garip iddiaları Rana Doğruer'in izlen
imleriyle Sabah Gazetesinde aktarılmıştı:
191
PARANORMAL FENOMEN
"1 9 8 9 doğumlu İpek Kart'in evine gittik. Fotoğraf
makinelerini ve ATV'nin kamerasını gören baba, kızıyla
görüşmemize izin veremeyeceğini söyledi. Araya Cevdet
Rende girince, baba son sözü eşine bıraktı. Annesi,
geçmişi ile konuşunca kızının günlerce hasta yattığını ve
eski yaşamını düşünerek hep ağladığını söyledi, bu yüz
den onu yormamak şartıyla görüşmemize izin verdi.
İpek çok şeker bir kızdı. Çekingen gözlerle sürekli bizi
inceledi. Onu kucağıma aldım. Odadakilerin yüzüne tek
tek bakarak kısık, ürkek bir sesle, "N e olur beni Döver
köyüne götürmeyin. O rada kötü adam var, beni döver,
çatıdan atar" dedi ve ağlamaya başladı. Oysa İpek bizim
kim olduğumuzu bile bilmiyordu... Döver köyünü de nere
den çıkarmıştı? (Döver Köyü, hamileyken öldürülen
Besime'nin köyüydü). Kötü adam, öldürülmek ve dayak...
İpek, yaprak gibi titriyordu. Hemen annesinin kucağına
verdim. Onu incitmemek için çok dikkatli davranmamız
gerekiyordu anlaşılan.
Biraz sakinleşince, "İpek, kendini okulda düşün. Ö ğret
menin sana bir ders verse ve dese ki, 'Bana hayatınızı
ya zın .' Y azabilir misin? Hadi gel okulculuk oynayalım.
Al kalemi kağıdı eline. Bakalım neler yazacaksın?"
dedim. Belki böyle bir oyunla onu ürkütmeden a ğ ır ağır
ilerleyebilirdik. Neler yazacağını çok merak ediyordum.
İpek kucağımdan inerek içerideki odadan kağıt kalemle
geri döndü. O d a d a ki masanın üzerinde yazm aya
başladı. Bir yandan ikram edilen çayımı yudumlarken, bir
yandan da göz ucuyla onu süzüyordum. Yazıyor, yazıy
ordu... O dadakilere parmağımın ucuyla susmalarını
işaret ettim. Konuşmalar kesildi, kurşun kalemin ve
kağıdın hışırtısı kaplamıştı odayı... Bir de 9 yaşındaki
İpek'in yazdıklarını zaman zaman göz gezdirirken derin
iç çekişi. N e yazıyordu çok merak ediyordum doğrusu...
Artık bitirmişti, dönüp bana baktı... Dersini bitirmiş öğren-
192
ci edasıyla dosya kağıdını getirip bana uzattı. Mektubu
bir solukta okudum. Kalakalmıştım... Araştırmacı Hande
Hanım'a verdim mektubu. O da okudu ve "Rana Hanım
size söylemiştik" dedi. Evet söylemişlerdi... Bu küçüğün
yazdığı mektubu okurken sizler de şaşıracaksınız. Çünkü
İlkokul 3'üncü sınıfa giden bir öğrencinin yazdıkları,
yetişkin bir insanın ifadelerini andırıyordu. İşte İpek'in
"hayatını anlatan" ilginç mektubu.
"Benim Adım İpek Kart. 1989 yılında Antakya'da doğ
dum. Şu anda İlkokul 3'üncü sınıf öğrencisiyim. Birlikte
yaşadığım anne ve babamla mutlu bir hayatım var. Ama
bundan önce de b ir hayatım vardı. Daha önceki
yaşamımda Döver köyünde yaşayan, yeni evli ve 8 aylık
hamile bir kadındım. Eşimle düğünümde takılan altınlar
yüzünden sürekli kavga ederdik. O benim altınlarımı boz
durup kamyon almak istiyordu, ben ise ona güvenmiyor
dum. Bu yüzden beni dövüyordu. Eşim Fikret ikinci kocam
olduğu için onu aileme de şikayet edemiyordum. Çünkü 2
kere evlenmiş genç bir kadının hep kocalarından şikayetçi
olması kabullenilmezdi. Hep sustum.
Bir gün eşim benden yine altınlanmı istedi. Karşı çıkınca
vurmaya başladı. Evimizin çatısında duruyorduk. Hep
vuruyordu, dengemi kaybettim ya da o itti. Burasını tam
hatırlamıyorum ama aşağıya düştüm ve öldüm.
Şimdi adım İpek. O zaman Besime idim. Öldüm ama geri
döndüm. Diyeceksiniz bu nasıl oluyor? Ben de bilmiyo
rum... Tıpkı bir rüya gibi. Bilmiyorum...bilmiyorum."
Gallup Araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre,
batıya 19. yüzyılda yayılan yeniden doğuş inanana, her 3
ABD'liden biri inanıyor. Reenkamasyon inancına kadınlar
daha çok rağbet ederken, eğitim seviyesi yükseldikçe bu
inancın zayıfladığı tespit edildi. Dünyaca ünlü birçok sanatçı
ve düşünür reenkamasyon inancına sahipti ve daha önce fark
PARANORMAl FENOMENLER
Dostları ilə paylaş: |