Tanıl Bora Sol, Sinizm, Pragmatizm



Yüklə 355,86 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə33/71
tarix06.02.2018
ölçüsü355,86 Kb.
#26294
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   71

ci önemsemez. Özerklik ve ahlâk! görüşleri dile getirme çabala­
rına kısa devre yaptırır  (s.  516).
II
Rutin
  protestolar/gösteriler,  bu  ‘aranan’  nitelikler  hakkındaki 
kuşkulann bilhassa  canlı  tutulması gereken vesileleridir.  ‘Mu­
ayyen  günlerle’  belirlenmiş  bir  siyasal  gösteri  takvimi,  siyasal 
eylemin  kendi  başına  amaçlaşması  ve  içeriksizleşmesi  riskini 
içerir; bunu  tecrübeyle de bilmiyor muyuz?
Protesto/gösteri,  rutinleştiğinde,  âyin benzeri bir havaya bü­
rünür.  Vesilesi ne  olursa olsun, rutinleşen ve böylece  törensel­
leşen  protesto/gösteri  nizamı,  muhalefetin  ritüelidir.  Ritüelle- 
rin,  törensel kudsiyetin  “insanlık kadar eski”  olduğunu biliyo­
ruz.  Bunların bağlayıcı,  aidiyet pekiştirici,  mânen  güçlendirici 
işlevini  de  biliyoruz.  Bununla birlikte,  solun/sosyalizmin,  “in­
sanlık kadar eski”  gelenekler karşısında, onları başı gözü üstü­
ne tutmamak gibi bir tavrı olduğunu da biliyoruz. Protesto/gös­
teri rutinleri içinde (çok zaman geleneksel yapılardan ‘alıntılar­
la’)  töreleşen  ritüellerin nasıl  bir maneviyâtı güçlendirdiği,  na­
sıl
 bir sosyal ilişkiyi güzellediği,  hangi değerler etrafında bir he­
yecan,  coşku,  ihtiram  duygusu  yarattığını  düşünmemek,  dert 
etmemek,  olur mu?
III
Siyasal  eylemi,  gösteri/protesto  biçim ini  tasarlam ak,  reklam/ 
halkla  ilişkiler/medya  tekniğinin  ve  ideolojisinin  bir  konusu 
olmamalıdır.  Çünkü  bu  ideoloji  de  eninde  sonunda  stratejik 
güç  mantığının  içinden  düşünür;  etkililiğe kitlenmiştir;  aracın 
(medyanın)  mesaj anlam ı taşıyor oluşunu
  (malûm McLuhan ha­
disi:  “Medya mesajın ta kendisidir”)  mutlaklaştırır, hakikatleş- 
tirir.  Siyasal eylemin bir süreç, bir toplumsal ilişki olarak düşü­
nülmesi pahasına olur bu.
Bütün bunları  “gösteri toplumu”  şartlarında düşündüğümü­
zü unutmayalım.  Aşın tempolu hayat ve imge akışı içinde dik­


kat  çekmeye  dönük anlık performansların,  çarpıcılığın belirle­
yicilik kazandığı bir zamandayız... Medyanın tayin edici, anlam 
kurucu gücünden yıllardır -b u  dergide  d e- bahsediliyor.
Bu şartlar altında protestonun/gösterinin, bir perform ans, bir 
sahneye koyma edimi olarak tasarlanır hale gelmesine nasıl ba­
kacağız?  Kaçınılması gereken bir  deformasyon  mu?  Rüzgârın­
dan yararlanılması  gereken  bir  güç  mü?  Hele,  birçok  zaman, 
bir  sözün  taşıyıcılarına  cürümlerinden  büyük  yer yakma  im­
kânı kazandırdığı da düşünüldüğünde...  Ya da acaba, içerik-bi- 
çim,  özne-nesne vb.  ikilikler arasındaki duvarları yıkmaya im­
kân veren bir kapı mı?2
IV
Medyadan imtina  etmek diye bir şey yok.  Tıpkı,  medyayı  “sa­
dece  kullanmak”  diye  bir şey  olmadığı gibi...  Bir sözün/mesa- 
jm   ‘medyadan  geçmesinin’,  tasarlanmasıyla ve  biçimiyle,  ken­
dine  mahsus  bir  praksis  olduğunu  düşünerek  davranmak  ge­
rek.  Bu  praksis’le,  muhalif politik ve  toplumsal  praksisin  sair 
düzlemleri arasındaki bağı gözden yitirmeden yürütülmesi ge­
reken bir ilişki  olmalıdır bu.  Medya  içinde  devinmek,  medya/ 
reklam profesyonellerine bırakılmayacak kadar ciddi -v e risk­
li -  bir iştir.
Örnekse...  ÖDP’nin  medyadan  yararlanma  cevvalliği  kendi 
başına yanlış değildi.  Yanlış, ÖDP’nin medyayla ilişkisini, med­
yaya salacağı imgesini tasarlama aşamasındaydı.  Bu ilişkinin ve 
tasarımın salt “teknik” bir iş olarak düşünülmesindeydi.  Bu  ta­
sarımı  gerçekleştiren  partili veya  sempatizan  “profesyoneller” 
ve  onların  etkinliği ile  partinin sosyal  ortamı  arasındaki ilişki­
nin, bizzat  tasarlanması  (ve  dönüştürülmesi)  gereken bir ilişki 
olarak düşünülmemesindeydi.

Jasper,  “ahlâki protesto”nun sanat  benzeri  yanı üzerinde  duruyor:  Sanatçılar 
gibi, ham sezgileri alıp ete kemiğe büründürmesi ile... olağan dünyalarında ya­
pamadıkları şeyleri yapmalanna,  etkileşim  tarzları  kurmalanna zemin oluştu­
rarak insanlara tatmin sağlaması ile...  (a . g . y s.  524)


“Etkililiği” en garantili performans olarak şiddete de değinmeli...
Bu  konuda,  İtalya’daki büyük  anti-globalizm  protestoların­
da  eylemci  Giulani’nin  polis  tarafından  öldürülmesi hakkında 
Diedrich Diederichsen’in yazdıklarını aktarmak, yeterli olacak:
Arenavâri  bir  kentsel  dekorda  görsel  bir  dramatizmle  sahne­
lenen  şiddet  çarpışması  olmaksızın,  herhangi  bir  gösterinin, 
protestonun  artık  hiç  algılanm adığını,  dolayısıyla  hedefine 
de  ulaşmadığını  bugün  en  ılım lı  medya  yorumcuları  bile  ka­
bul ediyor. Aynı zamanda, bu konudaki hemen her sol yorum, 
gösteriselliğin görsel mantığına karşı uyanyor.  Zira bu  mantı­
ğın içine girince,  dünya  çapındaki sömürü ve dışlama süreçle­
rinin  soyut  mâhiyetinin  analizini ve  eleştirisini yapmaya  ola­
nak bulmaksızın, global akşam haberlerine spektakûler malze­
me  sağlamış  oluyorsunuz.  Ûte  yandan,  spektakûler  bir  fotoğ­
rafın,  imgenin,  ille  de  gösterisel bir fotoğraf,  gösterilik bir im­
ge  olduğunu  da  söyleyemeyiz.  İmgeler  de,  Cenova’daki  pro­
testo  eylemlerinde saklı  olan soyut eleştiriyi  temin edebilirler. 
Söylenmemiş bir şeyi gösterebilirler.  Aşikârlığın şokudur bu.3
VI
Sol  m uhalefet  alanında  protesto/gösteri  kültürünün  ‘erkek’ 
kim liğini  sorun  etmeyecek  miyiz?  “Kötü”  protestonun  “iyi” 
protestoyu  kovuyor  olması,  bununla  da  doğrudan  ilgilidir! 
Güç/iktidar  diline  yatkınlık,  kendi  ‘sertliğine’  hayranlık,  cid­
diyet ve  ehemmiyet belirtisi  olarak  kasılma,  protestoyu/göste­
riyi  bir  ‘horozlanma’  olarak yaşamak,  dinlem eden  konuşm ada­
ki
  (kime  ne  anlattığını gözetmeden bağırmadaki/söylemedeki) 
umarsız ‘rahatlık’...  bunlar, karşı çıkılan sistemin de yapıtaşları 
arasında olan ataerkil davranış ve zihniyet kalıplarıdır.

Jungle World,  25
 Temmuz  2001.  Diederichsen,  yakın dönemde  radikal kültür 
eleştirisi yazılarıyla dikkat çeken bir Alman yazar.  Bu  alıntıyı daha önce,  mü­
teveffa  m edyakronik  internet sitesinde  yayımlamıştım.  “Anti-globalizm global 
gündem,  'ulusal’  basın"  başlıklı sözkonusu  yazı www.haysiyet.com arşivinde 
bulunabilir.


Yüklə 355,86 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   71




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə