Teolojik Bir Tartışma
Landon W. Rabern
Matematik Bölümü
UC Santa Barbara
Önerme 1. Evren tesadüfen Evrimleşemeyecek kadar çok fazla
yapı sergilemektedir.
Çıkarım 1. Bir yaratıcı vardı.
Önerme 2. Tüm şeyler zamanın geçişine konudur.
Çıkarım 2. Evrenin çarkları yaratılmakta olduğu süre boyunca
da çalışıyordu.
Önerme 3. Hiçbir şey, bir Tanrı bile, evrendeki belli bir du
rumun sonucunu bilemez. Dahası, durumun parametrelerinin
bilindiği son noktadan itibaren zamanın geçmesiyle belirsizlik artar.
Çıkarım 3. Eğer yaratıcı Dünyayı tam olarak keyfine göre yap
mak istiyorsa, bunu hızlıca yapması gerekirdi.
Önerme 4. Kendi keyfi için bir evren yaratan bir varlık egoist
bir manyaktır.
Çıkarım 4. Yaratıcı egoist bir manyaktır.
Çıkarım 5. Egoist bir manyak işleri kafasına göre yapmak
isteyecektir. Ç3 uyarınca, evreni hızlıca yapmış olmalıdır; aslında
olabildiğince çabuk davrandığım söyleyebiliriz.
Önerme 5. Eğer bir yaratıcı aynı anda uzayın birçok noktasını
etkileyebiliyorsa, evrendeki yapıyı daha hızlı oluşturabilirdi.
Çıkarım 6. Diğerlerinden daha fazla uzantıya sahip bir yaratıcı
evreni daha hızlı yaratabilirdi.
Çıkarım 7. Yaratıcı Ç5 uyarınca evreni olabildiğince hızlı
yaratmışsa, olabildiğince fazla uzantısı vardır.
Önerme 6. Evren kesikli (süreksiz) bir yapıya sahiptir.
Çıkarım 8. Yaratıcının uzantıları için bir en düşük kalınlık
değeri vardır.
-167-
Uç-R,n i~>pfoqe.tti (L’lkn.cvJfcn
Çıkarım 9. Uzantıları daha ince olan bir yaratıcının daha fazla
uzantısı olacaktır.
Çıkarım 10. Ç7 ve Ç9 uyarınca yaratıcı her biri olabildiğince
ince olan maksimum sayıda uzantı sahibidir.
Çıkarım 11. Yaratıcı bir Uçan Spagetti Canavarıdır.
Ö nerm e 3 için kanıt:
Önerme 7. Yaratıcı bizi kendi keyfi için yarattı.
Önerme 8. Eğer özgür irademiz olmazsa bizden alınacak bir
keyif olmayacaktır.
Çıkarım 12. Özgür irademiz vardır.
Önerme 9. Eğer evren önceden belirlenmiş olsaydı özgür
irademiz olamazdı.
\
Çıkarım 13\ ^vren önceden belirlenmemiştir.
Öııîerme 10. Yaratıcı evrenin başlangıç koşullarını kurdu.
Çıkarım 14. Ç13 uyarınca evrenin açılımı sırasında bir belirsizlik
mlevcuttur.
Çıkarım 15. Bir belirsizlik üzerine gelen belirsizlik, daha fazla
belirsizlik yaratır, zaman uzadıkça belirsizlik artar.
Çıkarım 16. Önerme 3 doğrudur.
RAmen.
-168-
fi®
Penguenler ve Makama Üzerine
Toby Leonard, Jason Braumuarth editörlüğüyle
Tarihçi, Alim ve Her Anlamda Kendini Geliştirmiş Bir İnsan
Dünyayı Uçan Spagetti Canavarının yarattığına dair kesin kanıtlar
vardır. Bazı insanlar seçme fosil kanıdarına gönderme yapar ve fosil
kayıdanndaki boşluklan açıklamak adına bulanık çıkarımlarda bulunurlar,
bazıları hayali üstün varlıklardan bahseder ve diğer bazı insanlar ise
her şeyi bir Akıllı Tasarımcının yarattığım öne sürerler. Benimse, tüm
kıtalardaki yaratılmış olan her şeye Onun Makarnâvi Uzantıları tarafından
dokunulduğuna dair kesin kanıtlarım var. Diğer insanlar “kendi Tanrılarını”
açıklamak için esrarengiz geleneklere işaret ediyorlar, ancak FSM tüm
kıtalardaki tüm kültürlere dokunmuş ve Makarnâvi Uzantıları ile Yüce
izlerini bırakmıştır. Bu ezici kanıt üstünlüğünü nedeştirmek ve en katı
dogmacının bile anlamasını sağlamak için bunu kıtalara böleceğim.
Başlangıç için Beyaz AngloSakson Protestanların (WASP) anavatanı
olan Avrupa’ya saldıracağım.
Avrupa, FSM’nin muhteşem eserinin en basit örneğidir. Özellikle
İtalya’ya atfedilen ve aralarında güncel “Uçan Spagetti Canavarı” ismine
kaynaklık eden “spagetti” adlı olan da dahil olmak üzere çok sayıda
makarna cinsinin varlığını gözleyebiliriz. Bu uzun silindirik makarna
menüdeki tek makarna cinsi değildir; tür ve şekiller inanılmaz ölçüde
değişkendir ve bunlara eşlik eden soslar seçeneklerimizin sayısını Tanrısal
boyudara çıkanr. Bu FSM’nin varolduğunun kanıdarının arasında en çok
alıntılananlardan biridir, ancak FSM’nin İtalya makarnayı keşfetmeden
önce varolduğunu gösteren kanıdar da vardır. Bazı coğrafi şekiller O’nun
adım taşımaktadır. Danube Nehri bu konuda mükemmel bir örnektir:
bu isim eski Macarcada “Erişte Nehri” anlamına gelir. Kibirli Fransızların
bile, St. Acheul’da bulunan ve S.T.O.. (Standart Takvimden Önce)
1.000.000 ila 300.000 yıl öncesine tarihlenen “Paleolitik Taş Burma
Spagetti Çatalı” gibi, O’nun işlerine dair sorgulanamaz kesinlikte fosil
kamdan vardır. Burada O’nun insan kültürlerine müdahalesi hakkında
kuşku götürmez bir kanıt görüyoruz.
Her ne kadar bu makalede ilk ele alınan Avrupa olmuşsa da, Pastafâryan
tarihinin başlangıcı Avrupa’da olmamıştır.
insanlığın doğduğu yer olan Afrika, Pastafâryan arkeologlar tarafından
-169-
Uç-fcn
M etti
incelenmeye ve Makamâvi Varlığın manevralan hakkında tamşılamayacak
kanıtlar sağjiama potansiyeli değerlendirilmeye daha yeni yeni başlamıştır.
Arkeoloji camiasının bu minik kusuru tarih kayalarındaki sadece iki
örnekle açıklanabilir. Birincisi kendi makarna yorumlarıdır. Fas usülü
kuskus açıkça Cennet’ten çıkma kudret helvasıdır ve bolluğu ve şekli
yendiği coğrafyanın özelliklerini yansıtır. Kuskus görüntü olarak kuma
benzer, bu da erken dönem Faslıların yaşadığı coğrafyayla tam bir uyum
içindedir. FSM’nin insanlara tanıyıp anlayabilecekleri bir makarna cinsi
vermesi, ne kadar anlayışlı ve hassas bir yaratıcı olduğunun kanıtıdır.
Etraflarında tel tel spagetti yapısına sahip hiçbir şey bulunmayan insanlar,
telsi yapıdaki makarnalarla ne yapacaklarını bilemezlerdi, dolayısıyla FSM
onların makarnalarını kuma benzetti ve onlara yemelerini söyledi. Artık
dev kum tepelerine dev kuskus yığınları şeklindeki Cennet’ten çıkma
kudret helvası gözüyle bakılabilir, ikinci örneğimiz antik Mısır’dan. Rosetta
Taşının tercümesi sırasında büyük bir hata yapıldı ve “Megagetti” (çapı
oldukça kalın olan bir spagetti türü) kelimesi “saz, kamış” şeklinde çevrildi.
Böylece hiyeroglifler dev megagetti demederi derleyen insanlar yerine kamış
toplayan insanlar olarak yorumlandı. Fenikelilerin denizlere yelken açmak
için sazdan gemiler yaptıkları söylenmektedir ki, herkes bunun imkânsız
olduğunu bilir. Ve yine herkes gayet iyi bilir ki, megagettiden yapılma
tekneler ılık deniz suyuyla temas ettiğinde birbirine yapışarak kendilerini
mühürler ve uzun deniz yolculuklarına müsait su geçirmez bir iskelet
oluştururlar. Akdeniz’deki deniz ticareti işte bu orijinal megagetti gemilerle
başlamıştır. Yani Afrika’da da FSM’nin çöl insanlarına dokunduğunu ve
önemli ticaret imparatorlukları kurmalarını sağladığını görüyoruz. Şimdi
Adantik’i aşalım ve Yeni Dünya imparatorluklarına bakalım.
Güney Amerika'da çok büyük antik uygarlıklar vardı. Çok bol miktarda
altın, yer elması, çikolata, patates, mısır, kokain, birkaç yüzyılda bir
fazladan bir adama gününe ihtiyacı olan bir takvim, geniş tarım arazileri
ve korkunç bir bürokrasiye sahiptiler. Buna karşın kadim uygarlıklarda
bulunması gereken üç temel unsur eksikti: Tekerleği hiç kullanmamışlardı,
adarı yoktu ve en önemlisi makarnaları yoktu. Yuvarlanma ya da bir
şeye binme eksikliğinin utancı zaten yeterince kötüydü ama makarnanın
olmayışı artık toplumun temel yapısını yıpratır olmuştu. Hem İnkalar
hem de Aztekler bu eksiklikleri gidermeye çalıştılar. Civar bölgeleri
fethettiler, altın çıkardılar, tapınaklar yaptılar, önemsiz Tanrılara yalvardılar
ama denedikleri hiçbir şey işe yaramadı. Çaresizlik içinde, söz konusu
-170-
Dostları ilə paylaş: |