VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
13
kilimleri tam olarak başka kompozisyona sahip olup, geometrik biçimli, rombvari
gollerle şekillenerek beşken yıldız, ay yıldız ve vazoda çiçek desenleri ile
süslenirmiş. Genellikle Bardız kilimlerinde nebati-bitkisel desenlerin uygulaması
büyük olasılıkla, son dönemlere, yani yirminci yüzyılın ortalarına ait. İşte 1990'larda
doçent doktor Tahsin Parlak Azerbaycan'a gelmiş ve bu makalenin yazarı ile
tanışmıştır yani benimle. Hele o zaman Karabağ'ın "Bahçede güller" halısının
çeşnisindən hoşlandığını söylemiştir. Muhtemelen Bardızda oluşan gül desenli
kilimler nerdeyse Azerbaycan'ın Şuşa şehrinde değinen "Bahçede güller" havlı
halılarının etkisi ile oluşmuştur.
Kitabın yazarlarının görüşlerine göre Bardız kilimlerinde gül motivlərinin
oluşması doğrudan Uygur resim sanatında yani minyatürlerinde olan nebati
motiflerle ilgili olup, onlardan götrülmüşdür. Yazarların yazdığını olduğu gibi size
iletiyoruz: - "Budist Stupalar, mezar yapıları ve tapınakları mimari yönden
Qarahanlı, Qazneli, Büyük Selcuklu, Timurlu ve s. Devlettlerin mimarı yapılarını
etkilemiş. Bu devletlerin duvar resmleri ve özellikle miniatürleri ile de Qarahanlı,
Qazneli, Büyük Selcuklu, Timurlu ve s. devletlerin bazı yeni Anadolu Osmanlı
sanatını etkilemiş. kanaatimiz göre Bardız kilimi olarak bildiginiz tapastry teknik ile
dokunan bitkisel kökenli kilimlerin desenleri Uygur resimlerinde görülen bitkisel
motiflere dayanmaktadır. motifler arasında ortak bir benzerlik görülmektedir " (5.
Parlaz, Aslıhan, s.73-74).
Yazarlar aynı zamanda Karabağ'ın Şuşa şehrinin XVIII yüzyılda dokunan
kilimlerin ilk desenlerinin Orta Asya'dan ve Pakistan'dan gelen örtüler üzerinde
bulunan desenlerden halılar düştüğünü tahmin ediyorlar. Aynı zamanda onların
Bardız kilimlərinin zemini gibi yerliyin siyah olması, üzerinde nebati desenlerin
işlenmesini söylüyorlar. Kitabın yazarları, Karabağ'daki "Bahçede güller", "Vazoda
güller" ve "Bulut" adlı kilimlerin dokunuşunda kullanılan kilimlerin kırmızı renkli
"koşenil" adlı böcekten boyandığını özel olarak vurguladı. Bu kilimlerin zengin ve
güzel bir görünüme sahip olduğunu belirtiyorlar (5. Parlaz, Aslıhan, s. 96). Ayrıca
benzer desenlerin Makedonya Müzeyinde de olduğunu Selçuk Üniversitetinden
Ahmet Aytaç’ın makalesinden anlıyoruz (6. Aytaç, s.51).
Mutlaka belirtmek gerekir ki, Türk kardeşlerimizin "Bardız kilimleri"
kitabında "kilim" dediğimiz doku ürünleri aslında Karabağ'da havlı halılardır. Bu
halıların fonlarına giden ipler genelde Şuşa'da biten "mazı" (mürekkeb) ağacının
meyveleri ile siyaha boyanır. Bildiğim kadarıyla kırmızı altın güllere, onlar
gerçekten de eskiden kurt kırmızısı ve birde "Altın boyaq" denilen "Maren" - kök
boyaqla boyanırdı. Bu halıları gerçekten "şedevr" olarak adlandırılabilir. Öyleki,
onlar dünyaca ünlü olan ve sadece sarayların siparişi ile dokunan Avrupa
şpalerlərindən (tapestrylərindən) hiç de geri kalmıyor. Bu havlı halılardakı zengin
tertibatda doğanın güzelliği, saflığı ilk bahar feslinin teraveti yer buluyor. Siyah
renkli fonda sarı, kırmızı, meşesi renkli ağaçlar, gül dalları kendisinin tüm güzelliğini
sanki sergiliyor ve bu halıların silüeti neredeyse Sasani dönemindeki Hüsrev
Pervizin "Bahariyyə" halısı ile resim yönünden uyum içindedir. Aynı zamanında
halının asırlık tecrübesi neticesinde şu doğal gerçek gül-çiçek halının şartı dekoratif
üslubuna uygun olarak nispeten soyut üsluba da yönelir.
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
14
Resim.10
Resim.11 Resim.12 Resim.13
Karabağ'da gül görüntülü halıların yaranma tarihi tabii ki Şuşa Hanlığı'nın
kurulması ile ilgilidir. Yukarıda belirttiğimiz gibi Karabağ'da zengin insanların
evlerinin duvarları ve tavanları nebati motifler, özellikle altın gül, Nülüfer, Zambaq,
süsen, lale, karanfil ve diğer çimen gülleri ile süslenirdi. Genellikle sufiliyin
Azerbaycan'da geniş kapsamı alması Azerbaycan'ın büyük başkent şehirlerinde,
özellikle Tebriz, Şamahı, Bakü ve başka yerlerde sanat kitabı tertibatında nebati
desenlerin geniş yayılmasına neden olmuştur. En çok Kur'an-ı Kerim kitabının yüz
kabuğunun sanatsal tertibatında çiçek desenlerine, özellikle gül desenlerine da
rastlamak mümkündür. Ayrıca 1880'li yıllarda Fransa'nın Aubussen firması tapestry
- yeni qobilenler için karton hazırlarken aynı bu desenlerden yani gül desenlerinden
kullanmıştır. Bunu milliyetce tebrizli olan ve İtalya'da yaşayan Tahir Sabahi de
kendisinin "Doğu halıları" kitabında kaydetmiştir. (7. Sabahi. S.146-147).
Resim.14 Resim.15
XVII yüzyılın sonu XVIII yüzyıldan başlayarak ayrı ayrı mimari yapıların,
özellikle Han Saraylarının ve qesrlerin sanatsal tertibatında şuşalı ressam Usta
Qember Karabaği'nin çalıştığı evlerde ve saraylarda vazoda altın gül, buket ve
bülbül resmlerine rastlanır. Şuşalı şair, ressam, müzisyen Mir Mövsüm Nevvabın,
Han kızı Natavanin qrafikalarında da gül, bülbül tasvirleri uygulanır. Bu motifler en
çok Kaçar dönemi sanatında yer almıştır.