Hacı Paşa’nın Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm Adlı Eserindeki Şurup Formülleri Syrup Formulas in Shifa al-Askam and Deva al-Alam by Hadjı Pasha



Yüklə 347,39 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix08.07.2018
ölçüsü347,39 Kb.
#53758


OTAM, 35/Bahar 2014,  121-136 

 

Hacı Paşa’nın Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm 



Adlı Eserindeki Şurup Formülleri 

Syrup Formulas in Shifa al-Askam and Deva al-Alam by 

Hadjı Pasha 

 

      

Sevgi Şar

Bilge Sözen Şahne



**

   


Miray Arslan

*** 


Özet 

Bilinen en eski meslekler arasında yer alan eczacılık mesleğine ait 

bilgilere pek çok tıp tarihi eserinde rastlamak mümkündür. Önemli bir 

tarihi geçmişe sahip olan Anadolu’da da tıp ve eczacılık konusunda 

değerli eserler yazılmıştır. Eski Anadolu Türkçesi döneminde, çeşitli bilim 

dallarında yazılmış  tıp yazmaları arasında  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm 

önemli bir yer tutmaktadır. Eser, 14. yüzyılın ikinci yarısında ve 

15.yüzyılın başlarında yaşamış, çağının ünlü hekimlerinde Hacı Paşa 

adıyla bilinen Celâlüddin Hızır tarafından yazılmıştır. Adının anlamı 

“hastalıkların şifası ve ağrıların tedavisi hakkında kitap” olan eserin ilk iki 

bölümü teorik ve pratik bilgilerden oluşmaktadır. Üçüncü ve dördüncü 

bölümlerde ise hastalıklardan ve tedavilerinden bahsedilmektedir. 

Eserde süzülmüş gül şurubu, nilüfer şurubu, menekşe  şurubu, 

turunç şurubu, limon şurubu, sandal şurubu, ipek şurubu, elma şurubu, 

ayva  şurubu, dut şurubu, tatlı nar şurubu, ekşi nar şurubu ve üzüm 

şurubu gibi çeşitli  şurupların hazırlanışı ile hangi hastalıklarda 

kullanıldıklarına ve etkilerine yer verilmiştir. 

Bu çalışmada, eserde yer alan şuruplar incelenmiş ve eserde 

belirtilen etkileri ile günümüzdeki etkileri karşılaştırılarak konu etraflı 

olarak tartışılmıştır. 

Anahtar Kelimeler: 

Hacı Paşa, Celâlüddin Hızır,  Şuruplar, 

Osmanlı Tıbbı, Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l Âlâm 

Abstract 

Pharmacy is one of the oldest professions. There is a lot of 

information about this profession in several history of medicine works. 

Many valuable books about medicine and pharmacy were written in 

Anatolia which has an important historical background. Shifa al-Askam 

                                                            

*

 



Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık  İşletmeciliği Anabilim Dalı,           

e-mail: sevgisar98@gmail.com 

**

 



Uzm.Ecz.Arş. Gör., Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim 

Dalı, e-mail:bilgesozen@yahoo.com 

***


 

Arş. Gör., Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık  İşletmeciliği Anabilim Dalı,                

e-mail: msevuktekin@ankara.edu.tr 


122

                                   SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

 

and Deva al-Alam has an important place in the various medical works 



written in the period of old Anatolian Turkish language. The book is 

written by a famous physician in his Celâl al-Dın Hızır known as Hadjı 

Pasha who lived between the second half of the 14

th

 century and 



beginning of the 15

th

 century. 



The meaning of its title is healing of diseases and treatment of pains. 

Its first and second chapters consist of theoretical and practical knowledge. 

The third and fourth chapters give the diseases and treatments. 

The preparation and effects of some syrups like filtered rose syrup, 

water lily syrup, violet syrup, orange syrup, lemon syrup, sandalwood syrup

silk syrup, apple syrup, quince syrup, mulberry syrup, sweet pomegranate 

syrup, sour pomegranate syrup and grape syrup are given in the book. 

In this study, the syrup formulas in the book were investigated one 

by one. Also, the given and current effects of the syrups were compared 

and the subject was discussed in details.   

Keywords: 

Hadjı Pasha Celâl al-Dın Hızır, Syrups, Ottoman 

Medicine, Shifa al-Askam and Deva al-Alam 

Celâlüddin Hızır – Hacı Paşa 

Bilinen en eski meslekler arasında yer alan eczacılık mesleğine ait bilgilere 

pek çok tıp tarihi eserlerinde rastlamak mümkündür. Önemli bir tarihi geçmişe 

sahip olan Anadolu’da da tıp ve eczacılık konusunda değerli eserler yazılmıştır.  

Eski Anadolu Türkçesi döneminde, çeşitli bilim dallarında yazılmış  tıp 

yazmaları arasında  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm önemli bir yer tutmaktadır. 

Eser, Hacı Paşa adıyla bilinen Celâlüddin Hızır tarafından yazılmıştır. 

Asıl adı Hızır bin Ali bin Hattab olan Hacı Paşa’nın hangi tarihte dünyaya 

geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, XIV. yüzyılda Karamanoğulları’nın 

idaresinde bulunan Konya’da doğduğu tahmin edilmektedir. Ancak bazı 

rivayetlere göre Hacı Paşa’nın Aydınlı olduğu belirtilmektedir.

1

   


Anadolu Beylikleri Devri’nin sonlarında ve Osmanlı Dönemi’nin 

başlarında yaşamış olan Hacı Paşa, ilk ve medrese tahsilini Konya’da 

tamamladıktan sonra, ilim tahsili için Mısır’a gönderilmiştir. Mısır’da iken Hızır 

bin Ali adıyla anılan, Medrese-i Şeyhun’da eğitim alan Hacı Paşa, dini ilimler 

üzerine öğrenimini tamamlamasına rağmen geçirdiği bir hastalık sonrasında ilgi 

alanını değiştirmiştir. Bu olay onu Tıp Fakültesine sürüklemiş ve bu alanda çok 

da başarılı bir hekim olmuştur. Kahire’de Mansuriye Kalavun Hastanesi’ne 

hekim, hatta rivayete göre başhekim tayin edilmiştir.

2

 



                                                            

1

 Esin Kahya, Türk Bilim İnsanları, Nobel Yayınları, Ankara 2013, s. 147; Adnan Adıvar, 



Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitapevi, İstanbul 1991, s. 21-25. 

2

 Kemal Göde, “Hacı Paşa’nın Yaşadığı Devir (1335-1423)”, Konyalı Hekim Hacı Paşa



Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 1986, s. 

13-16; Ahmet H. Köker, “Konyalı Hekim Hacı Paşa’nın Hayatı”, Konyalı Hekim Hacı 




HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ…            

123


 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

 

Türk-İslam dünyasının en büyük hekimlerinden biri olarak değerlendirilen 



Hacı Paşa, Konya’ya dönerek, Aydınoğlu Fahreddin İsa Bey’in daveti ile Selçuk’a 

giderek,  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm isimli Arapça tıp kitabını 1381 de 

tamamlayarak İsa Bey’e ithaf etmiştir.

3

 



Sabuncuoğlu’nun “bir ehl-i hüner” diye bahsettiği Hacı Paşa, Selçuk ve 

Birgi’de bilimsel ve tıbbi çalışmalarını başarı ile devam ettirmiştir.  

Ölüm tarihi ve yeri hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, onun 1423 

veya 1424’te tahminen 90 yaşlarında öldüğü ve Birgi’de Hızırlık/Hıdırlık denilen 

yere defnedildiği söylenmektedir.

4

  



Hacı Paşa’nın  Molla Fenari ve Seyyid  Şerif Cürcani gibi isimlerle de yakın 

arkadaş olduğunun bilinmesi, onun hekimlik kimliğinin yanı  sıra önemli bir 

düşünür olduğunu da ortaya koymaktadır.

5

 



Anadolu’nun  İbni Sina’sı olarak bilinen Hacı Paşa’nın eserlerinde 

kendinden önce gelen pek çok ünlü hekimin aktardığı bilgiden de yararlandığı 

bilinmektedir.

6

 Edindiği tecrübeler doğrultusunda kazandığı bilgileri oldukça 



sade bir biçimde eserlerine aktaran Hacı Paşa sayesinde Osmanlı  Tıbbının en 

yüksek devirlerinden birinin yaşandığı belirtilmektedir.

7

 Eserleri ise şu  şekilde 



sınıflandırılabilmektedir:

8

 



Şer’i Olanlar 

  Mecma‘ü’-envâr fi cem‘i’l-esrâr 



  Mesâlikü’l-kelâm fi Mesâil’i’l-kelâm 

  Metâli’ü’l-envâr şerhine haşiye 



Tıpla İlgili Olanlar 

Arapça  


  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l Âlâm  

  Kitâbü’t-te’â’lim  



  Kitâbü’l-ferîde 

                                                                                                                                            

Paşa, Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 

1986, s. 17-20; A. Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, s. 21-25. 

3

 K. Göde, “Hacı Paşa’nın Yaşadığı Devir (1335-1423)”, Konyalı Hekim Hacı Paşa, s.13-16. 



4

 A.g.e., s.13-16. 

5

 E. Kahya, Türk Bilim İnsanları, s.147; A.Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, s. 21-25. 



6

 A.g.e., s. 21-25; Özcan Aşçıoğlu, “Hacı Paşa ve Deontoloji”, Konyalı Hekim Hacı Paşa, Erciyes 

Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 1986, s. 39-44. 

7

 Osman Şevki,  Beşbuçuk Asırlık Türk Tababeti Tarihi, Kültür Bakanlığı Yayınları 



No:1296, Ankara 1991, s. 50-51. 

8

 A.H. Köker, “Konyalı Hekim Hacı Paşa’nın Hayatı”, Konyalı Hekim Hacı Paşa, s.17-20. 




124

                                   SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

 



  Elkümmiyyü’l-Celâlî  



Türkçe  

  Müntehâb-ı Şifâ 



  Teshilü’ş Şifâ  



İsimsiz Olan ve Ona Atfedilen Risaleler 

Arapça  


  Usûlü Hamse 

Türkçe  

  Bevâsır 



  İhtilaç-nâme  

Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm  

Halk tıbbı ve tarihsel tıbbın birbirleri ile ilişkisi göz ardı edilemez. Bu 

nedenle tarihsel tıp uygulamalarına yönelik araştırmalar, halk tıbbındaki 

uygulamaların da anlaşılabilmesi için büyük önem taşımaktadır.

9

 

Osmanlı Dönemi’ndeki ilk tıp kitapları arasında yer alan ve Hacı Paşa 

tarafından yazılan  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm adlı kitap 14. ve 15. yüzyıl 

Osmanlı tıp ve eczacılık uygulamaları hakkında detaylı bilgi içeren bir eserdir.

10

 

Eser ülkemizde aşağıdaki kütüphanelerde bulunmaktadır:



11

 



  Topkapı Sarayı III. Ahmet Kütüphanesi (Orijinal nüsha) (Kayıt No: 2070),  

  Süleymaniye Kütüphanesi İbrahim Paşa (Kayıt No: 933),  



  Konya Müzesi Kütüphanesi (Kayıt No: 6358), 

  Edirne Selimiye Kütüphanesi (Kayıt No: A.Y. 894),  



  Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı 

Kütüphanesi (Eski Kayıt No: 366-3) 

  Nuruosmaniye Yazma Eser Kütüphanesi (Arşiv No: 34 Nk 3543) 



  Atıf Efendi Yazma Eser Kütüphanesi (Arşiv No: 34 Atf 1963) 

  Köprülü Yazma Eser Kütüphanesi (Arşiv No: 34 Fa 974) 



                                                            

9

 Zafer Önler, Celalüddin Hızır (Hacı Paşa) – Müntahab-ı Şifa, Türk Dil Kurumu Yayınları 



No.559, Ankara 1990, s. 5-8. 

10

 Naşid Baylav, Eczacılık Tarihi, Yörük Matbaası, İstanbul 1968, s. 110. 



11

 O. Şevki,  Beşbuçuk Asırlık Türk Tababeti Tarihi, s. 180-181; Bedii Şehsuvaroğlu, 



Eczacılık Tarihi Dersleri, Hüsnütabiat Matbaası,  İstanbul 1970, s. 285; Türkiye Kültür ve 

Turizm Bakanlığı, Türkiye Yazmaları  https://www.yazmalar.gov.tr/kutuphane.php 

Erişim Tarihi:26.06.2014. 



HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ…            

125


 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

 



  Konya Karatay Yusufağa Kütühanesi (Arşiv No: 4 Yu 4982) 

Bu çalışmada Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik 

Anabilim Dalı Kütüphanesi’ndeki (Eski Kayıt No: 366-3) nüsha kullanılmıştır.

12

 



Avrupa filigranlı kâğıda yazılmış olan bu el yazması nüsha 18x27x3.5 santimetre 

boyutlarında 260 yapraktan oluşmaktadır. Süslemeleri kırmızı yaldızlı güneş 

motifli olan eserin cildi deri kaplıdır. Ancak söz konusu eserin kütüphanenin 

taşınması ve yeniden düzenlenmesi sırasında kayıtlardan çıktığı tespit edilmiştir. 

Bu nedenle yeni kayıt numarasına ulaşılamamıştır. 

Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm, “hastalıkların şifası ve ağrıların tedavisi hakkında 

kitap” anlamında olan eserin ilk iki bölümü teorik ve pratik bilgilerden 

oluşmaktadır. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde ise hastalıklardan ve 

tedavilerinden bahsedilmektedir. 

Hacı Paşa’nın, bu eserinin ilk bölümünde anatomi bilgilerine ağırlık verdiği 

görülmektedir. Dişler, kemikler, gözler, kulak, ağız, solunum yolları, diyafram, 

kalp, mide, karaciğer, dalak ve mesane gibi çeşitli organlara ait bilgiler de bu 

bölümde yer almaktadır. Nabız, idrar ve gaitadan da birinci bölümde ayrıntılı 

olarak bahsedilmektedir.  



Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm adlı bu eserde ayrıca, sağlık açısından iyi veya 

kötü olarak değerlendirilebilecek bilgilere de yer verilmektedir. Nabız, iştah ve 

uyku düzeni ile ilgili bu bilgiler değerlendirilerek hastanın sağlam bir yapıya 

sahip olup olmadığının belirlenebileceği vurgulanmaktadır.  

Kitapta bütün bu bilgilerin yanı  sıra, doğum, beslenme gibi sağlığı 

ilgilendiren çeşitli konularda da ayrıntılı bilgi ve değerlendirmelerin bulunduğu 

dikkati çekmektedir. Ayrıca eserin sonundaki deontolojik bilgiler de büyük 

önem taşımaktadır.

13

 

Hacı Paşa, bu eserinde ilaçların saklanması ve hastalıkların tedavisinde 



ilaçla tedavi, keserek tedavi, yakma tedavisi, alçılamakla tedavi ve çıkık tedavisi 

gibi çeşitli yöntemlerin uygulanabileceğini belirtmiştir. 

Eserde bazı hastalıklarda ilaç olarak kullanılabilecek yiyeceklerle ilgili 

bilgilerin yanı  sıra yine bazı hastalıkların tedavisine yönelik olarak 

hazırlanabilecek çeşitli şurup formüllerine de yer verilmiştir.

14,15


 Bu bölümde: 

 Süzülmüş Gül Şurubu,  



                                                            

12

 Hacı Paşa, Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l Âlâm. 



13

 B. Şehsuvaroğlu, Eczacılık Tarihi Dersleri, s. 285. 

14

 Enver Şengül, Nehir Ağırseven, “Sultan II. Bayezid Külliyesi Tıp Medresesi ve 



Burada Okutulan Hekimliğe ait Kitaplar”, Lokman Hekim Journal2(1) (2012), s.15-20. 

15

 Ahmet Acıduman, Önder İlgili, “ Erken Dönem Türkçe Tıp Yazmalarından Hacı 



Paşa’nın (Celalüddin Hızır) Teshil Adlı Eserinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Üzerine 

Bir Ön Çalışma”, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 54 (2011), s. 231-243. 




126

                                   SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

 



 Nilüfer Şurubu,  



 Menekşe Şurubu,  

 Turunç Şurubu,  



 Limon Şurubu,  

 Sandal Şurubu, 



 Elma Şurubu, 

 Ayva Şurubu, 



 Dut Şurubu,  

 Tatlı Nar Şurubu,  



 Ekşi Nar Şurubu   

 Üzüm Şurubu 



gibi çeşitli  şurupların hazırlanışı ile hangi hastalıklarda kullanıldıklarına ve 

etkilerine ait bilgiler bulunmaktadır.

16

 

Hacı Paşa’nın  şuruplarının terkibinde yer alan bitkiler hakkında 



günümüzde bilinenler Tablo 1’de sunulmaktadır. 

Bu formülasyonlarda yer alan bitkilerin Latince karşılıkları, içerdikleri etkin 

maddeler ve literatüre kayıtlı olan kullanımları; pek çok Farmasötik Botanik, 

Farmakognozi ve tıbbi bitkilerle ilgili bilgileri içeren yerli ve yabancı kitaplardan 

karşılaştırmalı taranarak belirlenmiştir.

17

 O dönemde tedavide kullanımları 



incelenerek, etkileri ve taşıdıkları etkin maddelere göre bugünkü kullanımlarıyla 

karşılaştırılmıştır. 

                                                            

16

  H. Paşa, Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm. 



17

 Turhan Baytop, Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi,  İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 

Yayınları No:79, İstanbul 1984; E

lçin Gürkan, Deniz V. Öndersev, Melek Ulusoylu, Zeynep 

Göztaş, Neşe Dinçşahin, Bitkisel Tedavi, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları 

No: 


19,

  İstanbul 2007; Bayhan Çubukçu, Günay Sarıyar, Ali Hikmet Meriçli, Nurhayat 

Sütlüpınar, Afife Mat, Filiz Meriçli, Fitoterapi Yardımcı Ders Kitabı,  İstanbul Üniversitesi 

Eczacılık Fakültesi Yayınları No: 79, İstanbul 2002; 

Ulvi Zeybek, Muzaffer Haksel, Türkiye’de 

ve Dünya’da Önemli Tıbbi Bitkiler ve Kullanımları, Zade Sağlık Yayınları, Konya 2010; Ömür 

Demirezer, Tayfun Ersöz, İclal Saraçoğlu, Bilge Şener,  Tedavide Kullanılan Bitkiler-FFD 



Monografları, Akademisyen Kitapevi, Ankara 2011; Nimet Özata, Fitoterapi ve Aromaterapi

Doğan Kitap, İstanbul 2009; Kamil Karamanoğlu,  Farmasötik Botanik Ders Kitabı, Ankara 

Üniversitesi Eczacılık Fakültesi yayınları No: 24, Ankara 1973; Nevin Tanker, Mehmet 

Koyuncu, Maksut Coşkun,  Farmasötik Botanik, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 

Yayınları No: 88, Ankara 2004; Metin Tanker, Nevin Tanker, Farmakognozi, Ankara 

Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No:65, Ankara 1998; Joerg Gruenwald, PDR for 



Herbal Medicine, Medical Economics Company, New Jersey 2000; Erdem Yeşilada, Doğadan 

Gelen Sağlık: Bitki Çayları, Era Yayıncılık, İstanbul 2011. 


HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ…            

127


 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

 

Tablo 1: Eserdeki şurupların terkibinde yer alan bitkilerin günümüzde bilinen 



bazı özellikleri 

Türkçe Adı Osmanlıca 

Adı 

Latince 

Adı 

Familyası

Etken Maddesi 

Literatürde  Bildirilen 

Kullanımları 

Gül Gül Rosa gallica 



ve diğer 

Türler 

Rosaceae


Uçucu yağ, flavon 

heteroziti,  şeker, 

tanen  

Kabız, sakinleştirici, 



iştah açıcı ve damar 

büzücü, 


antienflamatuvar, koku 

verici, antiseptik, 

spazmlara karşı. Ayrıca 

boğaz ağrılarında 

Nilüfer Âbû  Nymphaea 

alba 

Nymphaeaceae

Tanen, nişasta, 

glikoz, reçine, 

nimfein heteroziti  

Çiçekleri cinsel gücü 

azaltıcı, yatıştırıcı ve 

uyuşturucu, rizomları 

büzücü ve kabız  

Hercai 


menekşe 

Benefsec 



Viola 

tricolor 

Violaceae 

 

Saponinler, uçucu 



yağ, violin 

alkaloidi, tanen, 

müsilaj, salisilik 

asit türevleri, 

antosiyan ve 

flavon türevleri  

İdrar söktürücü, 

yumuşatıcı ve kan 

temizleyici, ayrıca deri 

hastalıklarında  

Turunç Nârenc Citrus 

aurantium 

Rutaceae


Uçucu yağ, pektin, 

rezin, acı madde ve 

flavon türevi 

glikozitler  

İştah açıcı, midevi, 

lezzet ve koku verici

hafif sedatif   

Safran Za’ferân 



Crocus 

sativus 

İridaceae

Uçucu ve sabit yağ

acı madde 

(pikrokrosin) ve 

kırmızı renkli 

boyar madde 

(krosin)  

Sinir sistemi uyarıcısı, 

iştah açıcı, adet 

söktürücü, koku ve 

renk verici, spazm 

çözücü, midevi, teskin 

edici, çarpıntı giderici  

Sandal Ağacı Sendel-

Sandal 


Santalum 

album 

Santalaceae 

 

Tanen, rezin  



Ağrı kesici ve kusmayı 

önleyici, ayrıca idrar 

yolu hastalıklarında 

Nar Cüllenâr-

cülnâr 

Punica 

granatum 

Punicaceae

Tanen ve 

pelletierin alkaloiti  

Tenyaya karşı ve 

büzücü  


Hindistan 

Hurması 


(Demirhindi) 

Temürhindi  



Tamarindus 

indica 

Leguminosae

Organik asitler, 

şeker, pektin  

Müshil, midevi, laksatif 

ve astım tedavisinde 

Elma Tuffah 

 

Malus 



domestica 

Rosaceae


Kafeik asit, pektin, 

vitamin  

Karın ağrısı ve ishal 

giderici  

Ayva Sefercel 

Cydonia 

vulgaris 

Rosaceae

Sabit ve uçucu yağ, 

şeker, asitler, 

tanen, pektin, 

Vit.Cglikozit  

Deri üzerinde 

yumuşatıcı, yatıştırıcı, 

kabız, ayrıca çocuk 

ishallerinde, boğaz 

hastalıklarında ve mide 

Rahatsızlıklarında 

Dut Tût Morus alba, 



Morus nigra 

Moraceae


Şekerler, organik 

asitler, pektin, Vit. 

C ve boyar 

maddeler  

Müshil, 

şeker 


düşürücü, diş eti 

iltihabı giderici ve ağız 

ve boğaz 

hastalıklarında 

Nane Na’nâ’ Mentha 

piperita 

Labiatae


Rezin, flavonlar, 

kafeik, rosmarinik 

asit, triterpenik 

Sinirsel kökenli mide 

bulantılarını kesici, 

antibakteriyel, spazm 




128

                                   SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

 

maddeler, tanen ve 



uçucu yağ  

çözücü, tansiyon 

düşürücü, anestezik, 

midevi, uyarıcı, gaz 

söktürücü ve koku 

verici olarak, ayrıca 

soğuk algınlığında üst 

solunum yolu 

antiseptiği, adale ve 

sinir ağrılarının masajla 

tedavisinde  

Ağaçkavunu  

Utruc  

Citrus 

medica 

Rutaceae


Uçucu yağ, Vit C, 

sitrik asit ve flavon 

türevleri  

Midevi ve kurt 

düşürücü  

Üzüm 


İneb 

Vitis 

vinifera 

Vitaceae


Şekerler, organik 

asitler ve tanen  

İdrar arttırıcı, iştah 

açıcı, uyarıcı, müshil, 

kuvvet verici ve 

yatıştırıcı  

İncir Tîn  Ficus 

carica 

Moraceae

Şekerler, pektin, 

yağ ve vitaminler 

Müshil, laksatif, sütü 

siğillere karşı, taze 

yaprak lapası çıbanların 

olgunlaştırılmasında ve 

bronşitte  

Çin Tarçını Seliha 

Cinnamomi 

cassiae 

Lauraceae 

 

Tanen ve uçucu 



yağ  

Kabız, gaz söktürücü 

ve antiseptik  

Biber 


(Darıfülfül) 

Dâr-î fülfül 



Piper longum

Piperaceae

Rezin, uçucu yağ 

ve piperin adlı acı 

madde  

Midevi,  öksürük 



kesici, iştah açıcı ve 

baharat olarak  

Zencefil Zencebil 

 Zingiber 

officinale 

Zingiberaceae

Nişasta, rezin ve 

uçucu yağ  

Uyarıcı, yatıştırıcı, 

kızdırıcı, gaz ve ter 

söktürücü, kusmayı 

önleyici, iştahsızlık 

giderici, kan dolaşımını 

düzenleyici, öksürük 

kesici 

Beyaz Haşhaş Cülcülân-ı 



habeşe 

Papaver 

somniferum 

Papaveraceae

Afyon alkaloitleri, 

kauçuk, organik 

asitler  

Ağrı kesici ve uyutucu, 

öksürük kesici, ishal 

durdurucu, spazm 

giderici  

Kuşkonmaz Helyun 

 

Asparagus 

officinalis 

Liliaceae

Şekerler, saponin, 

uçucu yağ ve 

asparagin  

İdrar söktürücü ve 

kum düşürücü  

Nergis Nercis 

 Narcissus 

tazetta 

Amaryllidaceae

Zehirli alkaloidler  

Müshil,  ateş düşürücü 

ve kusturucu  

Karanfil Karanfül 

 

Eugenia 

caryophyllata 

Myrtaceae

Uçucu ve sabit yağ, 

tanen ve karyofillin 

Uyarıcı, midevi, 

antiseptik, analjezik, 

spazm giderici ve 

kuvvetlendirici  




HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ… 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

129 


Eserde Yer Alan Bazı  Şurup Formülleri ve Günümüzde Bilinen 

Kullanımları 

1.  Süzülmüş Gül Şurubu  

“Gül petalleri suda beyazlaşıncaya kadar kaynatılır, süzülür, yeniden 

kaynatılır, tekrar süzülür. Bu işlem yedi sekiz kere tekrarlanır, süzülür. 

Süzüntünün iki katı ağırlığında şeker ilave edilir, kaynatılır, oluşan köpük alınır, 

soğutulduktan sonra bu şurup safra söktürücü, göğüs yumuşatıcı ve mide asitlerine 

karşı kullanılır.” 

Günümüzde gülün tıbbi alanda kullanımı incelendiğinde boğaz ağrıları ve 

spazmlara karşı kullanımının eserde belirtilen kullanımlarla ilgili olabileceği 

değerlendirilmektedir. 

2.  Nilüfer Şurubu 

 “Taze nilüfer çiçeklerinin yeşil yaprakları atılır, sapları kesilir, üzerine 



ağırlığının dört katı su ve bir buçuk katı şeker ilave edilir, şurup kıvamına gelinceye 

kadar kaynatılır. Taze nilüfer çiçeği bulunmazsa kurutulmuş çiçekler kullanılabilir. 

Bu şurup öksürük kesici, baş ağrılarına karşı ve serinletici olarak kullanılır. Ayrıca 

barsakları yumuşatıcı etkisi de vardır.” 

Günümüzde nilüferin tıbbi kullanıma ilişkin bilgilerle karşılaştırıldığında 

şurubun öksürük ve baş ağrısı kesici etkisinin, günümüzde bilinen yatıştırıcı ve 

uyuşturucu etkisinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir. 

3.  Menekşe Şurubu 

“Nilüfer şurubu gibi hazırlanır, öksürük kesici, idrar yolları antiseptiği, idrar 

ve safra söktürücü, barsakları yumuşatıcı etkileri vardır.”  

Menekşenin günümüzdeki kullanımları incelendiğinde görülen yumuşatıcı 

etkisinin,  şurup formülünde belirtilen barsak yumuşatıcı etkisi ile ayrıca idrar 

söktürücü etkisinin paralel olduğu değerlendirilmektedir. 

4.  Turunç Şurubu 

“Bir miktar suya şeker ilave edilip turunçla beraber kaynatılır oluşan köpük 

alınıp atılır, kabuğu soyulmuş arpa ilave edilir, uygun bir kıvama geldikten sonra 

ateşten indirilir, süzülür, safran ve gül suyu eklenir, mide ve kalbi kuvvetlendirici 

etkisi vardır.”  

Turuncun midevi ve kuvvet verici özellikleri ile birlikte, bu şurubun 

formülünde yer alan safranın da midevi etkisinin yanı  sıra teskin edici ve 

çarpıntı giderici etkileri, şurup için belirtilen etkileri destekler niteliktedir. 

 

 

 




SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

130


5.  Sandal Şurubu 

“On dirhem beyaz sarımsı soğutulmuş sandal alınır, yarım ratl (ratıl: 1litreye 

kadar olan bir sıvı ölçeği

18

) gül suyunda iki gün iki gece bekletilir, süzülür, gül suyu 

ayrılır, sandal suyla kaynatılır, süzülür, süzüntüye şeker ilave edilir, belli bir kıvam 

alıncaya kadar kaynatılır. Bu şurubun kanlı ishal kesici etkisi bulunmaktadır.”  

Sandal ağacının bileşimindeki tanenden dolayı günümüzde bilinen kabız 

etkisi, şurup formülünde belirtilen ishal kesici etki ile örtüşmektedir. 

6.  Tedbirli Sandal Şurubu 



“Otuz dirhem sandal iyice ufalanır, yarım ratl sirke ilave edilir, bir gün bir 

gece bekletilir, üzerine üç ratl su ilave edilip bir ratla düşünceye kadar kaynatılır, 

süzülür, süzüntü üzerine yarım ratl acı nar suyu, yarım ratl Hindistan hurması 

suyu, üç ratl şeker eklenerek hafif ateşte kaynatılır. Bu şurup kalp, mide, karaciğer 

hastalıklarına karşı kullanılır, Hindistan hurması  suyu  ve  acı nar suyu ilave 

edilmeden hazırlanan şekli ishal kesici etkilidir.”  

Mide ve karaciğer hastalıklarına karşı kullanılabileceği belirtilen tedbirli 

sandal  şurubunun bu midevi etkisinin, içeriğindeki Hindistan hurmasından 

kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Ancak şurup için belirtilen diğer 

kullanımların, içeriğindekilerin günümüzdeki kullanımları ile örtüşmediği 

görülmektedir. 

7.  Elma Şurubu 

 

“Elmanın kabuğu soyulup çekirdekleri alındıktan sonra bir havanda 

dövülür, sıkılır, süzülür, kaynatılarak üzerinde oluşan köpük alınır, kaynatma 

işlemi hacmin yarıya inmesine kadar devam edilir, iyi bir elma şurubu elde etmek için 

her yarım ratl elma suyu için bir ratl şeker ilave edilir. Bu şurup sakinleştirici olarak 

kullanılır.”  

Elmanın günümüzde sıklıkla bağırsak hareketlerini düzenlemek amacı ile 

kullanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle söz konusu şurup için belirtilen 

sakinleştirici etkinin günümüzdeki bilgilere uygun olmadığı ortaya çıkmaktadır. 

8.  Ayva Şurubu 

 “Ayva sapı ve tohumları alındıktan sonra taş bir havanda dövülür, sıkılır, 

süzülür, kaynatılır her dört okka süzüntü için yarım ratl şeker ilave edilir, kıvamlı 

bir hal alınca ateş üzerinden indirilir, iştah açıcı ve güç verici etkileri vardır, ancak 

kabızlığa neden olur.”  

Günümüzde ayvanın bilinen kuvvet verici ve kabız etkisinin şurubun 

belirtilen etkilerinde rol oynadığı düşünülmektedir. 

   


                                                            

18

 Ferit Develioğlu,  Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Doğuş Ltd. Şti. Matbaası, 



Ankara 1970, s. 1054. 


HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ… 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

131 


9.  Dut Şurubu 

“Birkaç ratl dut iki buçuk ratl şeker ilavesi ile ateş üzerinde kaynatılıp belli 

bir kıvama getirilir, bu şurup ağrılara karşı kullanılır.”  

Şurup formülünde belirtilen etkinin, dutun günümüzdeki kullanımları ile 

uyuşmadığı düşünülmektedir. 

10. Tatlı ve Ekşi Nar Şurupları 



 “Olgun ince kabuklu kırmızı nar alınıp tahta bıçakla kabuğu sıyrılır, 

taneleri iç kabuğundan ayrılır, sıkılır, süzülür, her dört okka nar suyu için bir ratl 

şeker ilave edilip belli bir kıvam alıncaya kadar kaynatılır, öksürük kesici ve göğüs 

ağrılarına karşı kullanılır.”  

Narın tıbbi amaçlı kullanımının tenya giderici etkisinden kaynaklandığı, 

bunun yanı  sıra büzücü etkisinden de faydalanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle 

şuruplarda belirtilen kullanımların narın bilinen etkileri ile örtüşmediği ortaya 

çıkmaktadır. 

11. Naneli Nar Şurubu 



“Her yarım ratl ekşi ve tatlı nar suyu için bir ratl şeker eklenip bir demet 

nane ile karıştırılır, uygun bir kıvam alıncaya kaynatılır, bu şurup mide 

bulantılarına karşı kullanılır.”  

Şurupta belirtilen etkinin, nardan ziyade nanenin mide bulantısını kesici 

etkisinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. 

12. Terbiye Edilmiş Naneli Nar Şurubu 



“Acı nar suyu alınır, acılığı kayıp olana kadar şeker ilave edilir, ateş üzerinde 

iken üzerine bir miktar elma suyu ve ağaçkavunu yaprakları veya kabuğu ilave 

edilir, uygun kıvama gelinceye kadar kaynatılır, mide ağrılarına karşı kullanılır, baş 

ağrılarını kesici ve barsakları büzücü bir etkisi bulunmaktadır.”  

Narın bilinen büzücü etkisinin, elmanın bağırsak hareketlerini düzenleyici 

etkisi ile birlikte, yine ağaçkavununun midevi etkisinin şurubun kullanımında 

belirtilen etki ile paralel olduğu, ancak belirtilen baş ağrılarına karşı kullanımının 

bu meyvelerin etkileri ile örtüşmediği görülmektedir. 

 

13. Üzüm Şurubu 



“Tatlı ve olgun üzümler alınır, sıkılır ve süzülür, üçte biri kalıncaya kadar 

kaynatılır, sonra ağırlığı kadar şeker ilave edilip belli kıvama kadar kaynatılır, 

öksürük kesici olan şurup ayrıca yılan ve akrep zehirlerine karşı da kullanılır.”  

Üzümün, şurup formülünde belirtildiği gibi zehirlenmelere karşı bir etkisi 

bulunmamaktadır. Ayrıca üzümün bilinen kullanımları arasında öksürük kesici 

etkisine de rastlanmamaktadır. 

 



SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

132


14. İncir Şurubu 

“Sarı olgun incir alınır, suda ezilir, üçte biri kalıncaya kadar kaynatılır, 

sonra üzerine şeker, Çin tarçını, Darıfülfül, zencefil ilave edilir, bu karışım tamamen 

pişinceye kadar kaynatılır, bu şurup mide barsak gazları ve nefes darlığına karşı 

kullanılır.”  

İncir, biber ve zencefilin öksürük kesici etkilerinin, şurup formülünde 

belirtilen nefes darlığı giderici etki ile bağlantısının olabileceği, Çin tarçını ve 

zencefilin gaz söktürücü etkilerinin de şurubun mide-bağırsak gazlarının 

giderilmesi için kullanılabileceği düşünülmektedir. 

15. Naneli Ekşi Üzüm Şurubu 



 

“Ekşi üzüm taneleri su ile kaynatılır, oluşan köpükler alınır, suyun yarısı 

kalıncaya kadar bir gece bekletilip süzülür, sonra her ratl için yarım ratl şeker ve bir 

demet nane karıştırılır, uygun kıvama kadar yeniden kaynatılır, bu şurup mideyi 

kuvvetlendirir, ishal ve kusmayı önleyici etkisi vardır. Ani ateş yükselmelerine karşı 

etkilidir.”  

Üzümün bilinen kullanımları arasında bulunan ishal yapıcı etkisinin, şurup 

formülünde belirtilen ishal önleyici etki ile çeliştiği ortaya çıkmaktadır. Ancak 

şurup formülünde belirtilen diğer etkilerden kusmayı önleme ve midevi etkisinin 

naneden kaynaklanabileceği değerlendirilmektedir. 

16. Meyve Şurubu 



“Bu  şurup, ayva, armut, nar gibi meyvelerden yapılır, bunların hepsi bir 

tencereye konup su ilave edilir, ısıtılır, oluşan köpük alınır, ağırlığı yarıya inince 

şeker ilave edilir, bu şurup mide ve barsakları kuvvetlendirir, kusmayı keser, hamile 

kadınlarda olabilecek kanamaları önler.”  

Hacı Paşa’nın meyve şurubu için belirttiği bağırsakları kuvvetlendirici 

etkinin, içerdiği ayvanın bilinen bağırsak kuvvetlendirici etkisinden 

kaynaklanabileceği düşünülmektedir. 

17. Taze Haşhaş Şurubu 

“Elli dirhem beyaz taze haşhaş alınır, tohumları ile birlikte ezildikten sonra 

su ilave edilip hafif ateş üzerinde kaynatılır, sonra bir ratl şeker ve yarım okka bal 

eklenip belli bir kıvama kadar hafif ateşte kaynatılır, öksürük kesici, ateş düşürücü 

ve göğüs yumuşatıcı etkileri vardır, bir buçuk okka haşhaş kabuğu iyice ezilir, sıcak 

suda bir gün bir gece bekletilir, sıkılıp süzülür, iki okka haşhaş tohumu yarım ratl 

şeker ve yarım okka bal ilave edilir. Baş ağrıları ve nezleye karşı kullanılır.”  

Haşhaş  şurupları için belirtilen ağrı kesici ve öksürük giderici etkilere 

benzer olarak, haşhaşın günümüzde de ağrı kesici ve öksürük giderici olarak 

kullanıldığı bilinmektedir. 

 



HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ… 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

133 


18. Terbiye Edilmiş Haşhaş Şurubu 

 

“Kabuğu ile beraber elli tane haşhaş alınır, içindeki tohumları alınıp 

tohumları örtecek şekilde sıcak suda bekletilir. Başka bir kapta haşhaş kabuklarına 

da aynı işlem uygulanır, bunlar bir gün bir gece bekletildikten sonra kıvamlı bir sıvı 

oluncaya kadar dövülür, kabukların bulunduğu kap ateşte kaynatılır, üçte biri 

kalıncaya kadar kaynatıldıktan sonra iki kap birleştirilir. Kaynatılır, süzülür, bu 

şurup öksürük kesicidir, iç ve dış kanamaları durdurucu etkilere sahiptir.”  

Taze haşhaş şurubunda olduğu gibi, terbiye edilmiş haşhaş şurubunda da 

öksürük kesici etki, haşhaşın günümüzde bilinen öksürük kesici etkisi ile 

paraleldir. 

19. Helyun Şurubu 

 “Helyun  (kuşkonmaz) sıcak suda yumuşayıncaya kadar kaynatılır, ezilir, 

süzülür, süzüntüye şeker ilave edilir, belli bir kıvam geldikten sonra yarım ratl bal 

eklenir, bu şurup helyun çekirdeğinden yapılırsa her iki okka çekirdek için bir ratl 

şeker ilave edilmelidir. Bu şurup idrar söktürücü ve mesane taşlarına karşı 

kullanılır.”  

Hacı Paşa’nın helyun şurubunda yer verdiği kuşkonmazın günümüzde de 

idrar sökücü ve kum düşürücü etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bu nedenle söz 

konusu şurubun kullanımının, kuşkonmazın günümüzdeki kullanımı ile paralel 

olduğu ortaya çıkmaktadır. 

20. Nergis Şurubu 



“Bir miktar nergis alınır, sıcak su ilave edilir, bir gün bir gece bekletilir, hafif 

ateşte kaynatılıp soğutulur, bu arada bir ratl bal ve şeker karışımı ilave edilir, bu 

şurup nefes darlığına karşı kullanılır.”  

Günümüzde tıbbi kullanımı pek yaygın olmayan nergisin, Hacı Paşa’nın 

şurubunda yer verildiği şekilde bilinen bir etkisi bulunmamaktadır. 

21. Şeker Şurubu 



“Zencefil ve Çin tarçınından beşer dirhem alınır, iki dirhem karanfil ile 

karıştırılır, bu karışım yedi ratl su ile suyun üçte biri buharlaşıncaya kadar 

kaynatılır, geniş gözenekli bir bezden süzülür, üzerine bir miktar şeker ilave edilir, 

koyu bir kıvam alıncaya kadar yeniden kaynatılır, bu şurup vücudu 

kuvvetlendirmek amacıyla kullanılır.”  

Hacı Paşa’nın  şeker  şurubunda belirttiği etkilerin zencefilin ve karanfilin 

günümüzde bilinen kullanımları ile örtüştüğü görülmektedir. 

Sonuç 


Osmanlı Dönemi’ndeki uygulamalar hakkında verdiği bilgiler açısından 

büyük önem taşıyan, Hacı Paşa’nın  Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm adlı bu 

eserinde, basit ilaç kullanımının kombine ilaç kullanımından daha yararlı 



SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

134


olacağını öne sürmektedir. Ancak çeşitli rahatsızlıkların tedavisine yönelik 

hazırladığı bazı şurup formüllerinde kombine tedaviye yöneldiği görülmektedir. 

Bu durumun 16. yüzyılda sıkça rastlanan çoklu ilaç kullanımı ile de paralel 

olduğu görülmektedir.  Aynı zamanda Hacı Paşa’nın  şuruplarında genellikle 

bitkisel drogları kullandığı dikkati çekmektedir. 

Hacı Paşa’nın şuruplarda kullandığı drogların bir kısmının günümüzde de 

kullanılmaya devam edildiği bilinmektedir. O dönemde kullanıp günümüz 

modern tedavisinde artık yeri olmayan bazı droglar ise bugün de halk arasında 

kullanılmaktadır. Bazı drogların kullanım amaçları günümüzde de aynen devam 

etmektedir. 

Sonuç olarak Hacı Paşa’nın bu eserinin eczacılık uygulamalarının tarihteki 

ve günümüzdeki uygulanışlarını kıyaslayabilmek açısından büyük önem taşıdığı 

düşünülmektedir. Bu gibi eserlerin incelenerek günümüzdeki kullanımlarla 

paralel formülasyonların tespit edilmesine ve halk tıbbındaki kullanımların daha 

iyi anlaşılmasına olanak sağlanmasının mümkün olacağı değerlendirilmektedir.  



HACI PAŞA’NIN KİTÂB-I ŞİFÂÜ’L ESKÂM VE DEVÂÜ’L-ÂLÂM ADLI ESERİ… 

 (OTAM, 35/Bahar 2014)

 

135 


Kaynakça 

ACIDUMAN, A.,  İLGİLİ, Ö., “Erken Dönem Türkçe Tıp Yazmalarından Hacı Paşa’nın 

(Celalüddin Hızır) Teshil Adlı Eserinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Üzerine Bir Ön 

Çalışma”, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 54 (2011), s. 231-243. 

ADIVAR, A., Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitapevi, İstanbul 1991. 

AŞÇIOĞLU, Ö., “Hacı Paşa ve Deontoloji”, Konyalı Hekim Hacı Paşa, Erciyes Üniversitesi 

Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 1986, s. 39-44. 

BAYLAV, N., Eczacılık Tarihi, Yörük Matbaası, İstanbul 1968. 

BAYTOP, Turhan, Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 

Yayınları No:79, İstanbul 1984. 

ÇUBUKÇU, B., SARIYAR, G., MERİÇLİ, A. H., SÜTLÜPINAR, N., MAT, A., 

MERİÇLİ, F., Fitoterapi Yardımcı Ders Kitabı,  İstanbul Üniversitesi Eczacılık 

Fakültesi Yayınları No: 79, İstanbul 2002. 

DEMİREZER, Ö., ERSÖZ, T., SARAÇOĞLU,  İ.,  ŞENER, B., Tedavide Kullanılan 



Bitkiler-FFD Monografları, Akademisyen Kitapevi, Ankara 2011. 

DEVELİOĞLU, F., Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, doğuş Ltd. Şti. Matbaası, 

Ankara 1970. 

GÖDE, K., “Hacı Paşa’nın Yaşadığı Devir (1335-1423)”, Konyalı Hekim Hacı Paşa

Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 

1986, s. 13-16. 

GRUENWALD, J., PDR for Herbal Medicine, Medical Economics Company, New Jersey 

2000. 


GÜRKAN, E., ÖNDERSEV, D. V., ULUSOYLU, M., GÖZTAŞ, Z., DİNÇŞAHİN, 

Neşe,  Bitkisel Tedavi, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No: 19, 

İstanbul 2007. 

Hacı Paşa, Şifâü’l Eskâm ve Devâü’l-Âlâm. 

KÂHYA, E., Türk Bilim İnsanları, Nobel Yayınları, Ankara 2013. 

KARAMANOĞLU, K., Farmasötik Botanik Ders Kitabı, Ankara Üniversitesi Eczacılık 

Fakültesi Yayınları No: 24, Ankara 1973. 

KÖKER, A. H., “Konyalı Hekim Hacı Paşa’nın Hayatı”, Konyalı Hekim Hacı Paşa

Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayın No: 3, Kayseri 

1986, s. 17-20. 

ÖNLER, Z., Celalüddin Hızır (Hacı Paşa) – Müntahab-ı Şifa, Türk Dil Kurumu Yayınları 

No.559, Ankara 1990. 

ÖZATA, N., Fitoterapi ve Aromaterapi, Doğan Kitap, İstanbul 2009. 

ŞEHSUVAROĞLU, B., Eczacılık Tarihi Dersleri, Hüsnütabiat Matbaası, İstanbul 1970. 




SEVGİ ŞAR-BİLGE SÖZEN ŞAHNE-MİRAY ARSLAN 

136


ŞENGÜL, E., AĞIRSEVEN, N., “Sultan II. Bayezid Külliyesi Tıp Medresesi ve 

Burada Okutulan Hekimliğe Ait Kitaplar”, Lokman Hekim Journal, 2(1) (2012), 

s.15-20. 

ŞEVKİ, O., Beşbuçuk Asırlık Türk Tababeti Tarihi, Kültür Bakanlığı Yayınları No:1296, 

Ankara 1991. 

TANKER, M., TANKER, N., Farmakognozi, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 

Yayınları No:65, Ankara 1998. 

TANKER, N., KOYUNCU, M., COŞKUN, M., Farmasötik Botanik, Ankara 

Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No: 88, Ankara 2004. 

YEŞİLADA, E., Doğadan Gelen Sağlık: Bitki Çayları, Era Yayıncılık, İstanbul 2011. 

ZEYBEK, U., HAKSEL, M., Türkiye’de ve Dünya’da Önemli Tıbbi Bitkiler ve Kullanımları

Zade Sağlık Yayınları, Konya 2010. 

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Yazmaları 

https://www.yazmalar.gov.tr/kutuphane.php Erişim Tarihi:26.06.2014 



 

 

 



Yüklə 347,39 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə