Haç ve Hi lal Altı nda Ortaçağda Yah udiler
l
9
şitli renklerde geç ortaçağ kent devletleri ve cumhuriyetlerinin
(ancak on dördüncü yüzyılda Yahudilerin anlamlı sayıda akma
ya başladığı) yanı sıra, değişik ölçü ve önemde Gotik, Lombard,
Karolenj, Bizans, Papalık, Fransız Norman, Alman Emperyal ve
hatta Arap bölümleriyle- fiilen, yararlı bir karşılaştırma için çok
özgül bir örnektir. Benzer şekilde, İslam ve Arap kültürünün ge
nel olarak ortaçağ Hıristiyan İspanya ve özel olarak Sefardik*
Musevilik üzerindeki yaygın etkisi, berraklığı, dolayısıyla karşı
laştırmanın höristik değerini bozuyor.
Aslında, 1391'den önce Hıristiyan İspanya'daki Yahudiler,
kısmen Müslüman İspanya'daki (ve genel olarak klasik İslam
uygarlığındaki) hoşgörüsüzlüğü hafifleten aynı faktörlerden
kaynaklanan nispeten güvenli bir konumda yaşıyorlardı. Orta
çağın sonuna gelindiğinde Hıristiyan İspanya, yoğun zulüm ve
sonunda kovma ana temasını paylaşarak Yahudilere yönelik
Kuzeyli tutumu benimsemişti.
İyi bilindiği gibi ortaçağ Hıristiyan Polonya, özellikle on dör
düncü yüzyıldan itibaren, Balı Avrupa Musevilik'i için bir barı
nak ve ekonomik, fırsatlar ülkesi olarak işlev gördü. Polonyalı
yöneticiler -Yahudileri, Polonya toplumundaki sosyoekonomik
bir boşluğu doldurabilen Almanca konuşan tüccarlar ve şehirli
ler sınıfının aşağı yukarı bir alt kümesi olarak gören- Katolik
ideolojinin baskılarına büyük ölçüde aldırmayarak ve faydacı
Musevi politikalarıyla Balı Avrupa'daki laik yöneticilerden ayrı
larak göçmenleri kendi ülkelerine kabul ettiler. Geç ortaçağda ve
erken modem zamanlarda balı Latin etrafındaki kuşalılmış kar
deşlerinin durumunun tersi gibi görünen aynı dönemdeki Po
lonyalı-Yahudi deneyimini, bu kitabın, kronolojik kaps
amının
dışında olmasına ve bu nedenle burada ele al
ınmam
asına karşın,
•
İncil'in Eski Ahit'inde adı geçen bir ülke ve İspanya ya da Portekiz
kökenli Yahudiler'e verilen ad-çv.
2 0 Mark R. C()he n
Yahudilerin ortaçağ İslam'daki durumuyla karşılaşhrmaya de
ğer.14
Diğer yanda Akdeniz Fransa'sı (Midi), karşılaşhrmamızın
konusunu keskinleştirmek için alışılmamış bir fırsat sunuyor. Bu
bölge (Languedok ve Provence'yi kapsayan), sekizinci yüzyılda
Araplar tarafından işgal edilmesine karşın, Pireneler'in ötesinde
ki komşu Hıristiyan topraklardan farklı olarak hiçbir zaman İs
lam' ın denetimine girmedi. Yine de, Midi'deki Hıristiyan
Yahudi ilişkileri, on dördüncü yüzyılda bölge kuzeyli Fransızla
rın
hakimiyeti altına girdikten sora bile, kuzeydekinden daha az
düşmanlık ve zulümle belirgindi.15 Karşılaşhrma, ortaçağdaki
Yahudi-Yahudi olmayan ilişkilerinin seyrini belirlemede dinin,
olasılıkla en önde gelen faktör, olsa bile, sadece faktörlerden biri
olduğunu gösterdiği için, güney Fransız Museviliğinin konu
muna sık sık değineceğim. Siyasal, ekonomik ve toplumsal ger
çeklikler, İslam dünyasında olduğu gibi, esaslı güvenlik ve refah
İçin zemin yaratarak, ideolojik (dini olarak okuyun) hoşgörüsüz-
lüğü yumuşatabilir.
·
Son olarak, karşılaşhrmanın diğer tarafına uygulanan para
metrelerle ilgili bir söz.
İslam,
bu kitapta Sünni İslam' a işaret
eder. Bu, dinin Ortodoks ve hakim biçimi, Yahudilere ve kafir
sayılan diğerlerine yönelik İslami "politika"nın kaynağıdır. Hete
rodoks Şiilik, kafire nasıl. davranılmasıyla ilgili görüşüyle genel
likle daha acımasızdı; bu incelemede ele alından dönemin büyük
bir bölümünde Yahudiler Şii rejimler altında yaşamadılar. Ya
hudilere ve Hıristiyanlara Sünnilerden çok daha hoşgörülü ol
malarıyla ünlü onuncu yüzyıl ortalarından on birinci yüzyıl or
talarına kadar Irak'taki Şii Buyiler yönetiminde, ya da daha
dramatik olarak Mısır ve Suriye-Filistin'deki Fatımiler yöneti
minde istisnalar, gerçekten istisnaydı. Sünni İslam, Ortodoks Hı
ristiyanlığın iktidarqa olduğu Hıristiyan dünyasıyla karşılaştır
ma bakımından da uygun bir karşı noktadır.
I- MİT VE KARŞI MİT
1- Mit
ve
Karşı Mit
İnançlar Arası Ütopya
Miti
Daha ortaçağın bitiminde Yahudiler arasında, ortaçağ İs
larn'ının Yahudilere barışçı bir barınak sağladığı, oysa Hıristi
yanlığın kendilerine acımasızca zulmettiğine dair inanca rastla
nır.
Bu Yahudiler, Katolik İspanya'dan ve diğer yerlerden zul
mün kurbanı Yahudilere Müslüman Türkiye'nin barınak sağla
dığının farkındaydılar.ı 1492'de Yahudilerin İspanya'dan trav
matik kovulmalarından sonra yazılmış bir yığın İbranice
tarih
kaydı, Hıristiyan husumet ile Müslüman iyilikseverlik arasında
ki karşıtlığı açık seçik belirtti.
On
dokuzuncu yüzyılda modem,
bilimsel Yahudi tarihi incelemesinin kurucuları bu algıyı tarihsel
bir postulata dönüştürdüler.
"Liberal" bir kurtuluş çağı sayılan Yahudi olmayan toplumla
bütünleşmenin dolambaçlı ilerlemesiyle �lenen ve Yahudilere
karşı daha hoşgörülü bir davranışın tarihsel bir öncelini aramaya
çalışan Yahudi entelektüeller bu ölçüte uyan bir zaman ve me
kanı keşfettiler -Müslüman İspanya. Burada Yahudilerin belir
gin bir hoşgörü, siyasi başarı ve kültürel bütünleşme düzeyine
ulaşhğına inanıyordular. Yahudi tarihçiler, 940'tan 1040'a kadar
süren edebi bir alhn çağ
(das goldne Zeitalter)
hakkında yazı yaz
mış genç bir Luteran İbrani şiiri bilgininin gözlemini alıp, bütün
Müslüman-İspanya döneminin siyasi ve toplumsal yaşamına
uyguladılar.2 Bunu, ortaçağ Hıristiyanlığı alhnda Yahudilerin
gördüğü baskı deneyiminin karşısına koydular. Kısaca, tam da
Sal o Baron'un küçümseyici bir şekilde Hıristiyan
A
vrupa'da
"Yahudi tarihiyle ilgili göz yaşarhcı kavrayış" dediği şeyi yaratan
Yahudi tarihçiler, bunun karşıhnı da icat ettiler: İslam' da "inanç
lar arası ütopya rniti"ni.
Dostları ilə paylaş: |