1 2 2 Mark R. Cohen
bir danışmanın fitlediği halife El-Mutedit'in (892'den 902'ye ka
dar Abbasi halifesi), Yahudilere zarar veren bir fermanı nasıl çı
kardığını anlatır. Fakat peygamber Eliyah halifenin rüyasına gi
rer ve pl
anını
gerçekleştinnesi durumunda korkunç sonuçları
olacağı konusunda onu uyarır. Bunun üzerine halife Netira'yı
saraya çağırır; Netira da, bir bakıma Firavun'un karşısına çıkan
Joseph, ya da Ahasverus'un* karşısına çıkan Esther gibi, haya
tından olacağı korkusuyla saraya gider. Netira, Eliyah'ı ilahi ola
rak atanan çaresiz Yahudilerin muhafızı olarak tanımlayınca, ha
life ·merhamete gelir. Yahudi soyluya sunduğıı armağanlar ara
sında, Yahudilerin cizye ödemelerinin kaldırılması da vardır.
Netira, teklifi kabul etmez. Gerekçesi, Yahudilerin kelle vergisiy
le ilgili ikircikli duygularını yansıtır:
Efendimiz, cizye ile Yahudi canını kurtarır. Bundan muaf tu
tulurlarsa, hayatları kesinlikle ellerinden gider. Üstelik, onlardan
sonra gelenler, gelecekte güvencede .olmazlar, çünkü, daha önce
bağışlandıklan şeyi [ödemeleri] kendilerinden istenecek ve hep
sini bir kerede ödemek zorunda kalacaklar, dolayısıyla da peri
şan olacaklar. Onlara yapılacak en büyük iyilik, Müminlerin
Komutanı'nın [yani halifenin] iradesine uygun olarak, azami
şefkatle ve merhametle, cizyelerini ödemelerini sağlamaktır; Al
lah size ömürler versin. Bunun üzerine [halife] şunları söyledi:
"Peygamberin zamanında yapıldığı gibi onun 'adetlerine uygun
olarak onlardan siz toplayın." [Netira] buna razı oldu ve El
Mutedid'in sonraki 9.5 yıllık hükümranlığı döneminde Yahudi
ler, zarar ve ziyana uğramadan barış ve sükunet içinde yaşadı
lar.123
Onuncu yüzyıl Irak Yahudilerinin kelle vergisine yönelik
ikircikli tutumları bu öykünün belirgin yanıdır. Gerçekten de
vergi kaba bir şekilde toplanıyordu (Netira'nın gelecekte "azami
· Yahudi kızı Es
th
er'
l
e
evlenen Pers kralı Kserkses'in Eski Ahit'teki
adı
-çv.
Haç ve H i lal Altında Ortaçağda Yah u d i le r 1 2 3
şefkatle" toplanması dileği bu yüzdendir). Fakat Yahudiler,· de
yim uygunsa yukarda sözü edilen cizyenin fiziksel himaye ve
yerleşim hakları karşılığında ödenen bir ücreti temsil ettiğine
dair İslami fıkıh düşüncesiyle tutarlı İslam hukukunun vaat etti
ği himayeyi garantilemek için buna muhtaçlardı. Bunun altını
çizen öykü, halifenin, daha sonra Yahudilerin huzurunu bozma
ya çalışan bazı Müslüman, sufileri sert bir şekilde cezalandırdı
ğını anlahf.124
Başka bir Geniza fragmanında anlahlan ve on ikinci yüzyılın
ilk yansında Bağdat'taki Yahudilere yönelik bir kavuşturrnayla
ilgili bir öykü de, cizye ödemenin Yahudilerin yararına olduğu
nu
(kanat hasana lahum),
oysa bundan muaf tutulmanın sorun
(iqab,
anlamı "cezalandırma") yaratabileceğini oldukça açık bir
biçimde anlahr.12s
On
beşinci yüzyılda Kuzey Afrikalı Yahudi
karşılı kadı el-Maghili'nin sert hukuk görüşü (azınlıkta da olsa),
Müslümanların Yahudilerden toplanabilir cizye konusundaki
gevşekliğini, onlarla ilgili pakhn iptal edilmesinin ve onlara fi
ziksel şiddet uygulanmasının gerekçesi olarak aktarır.126
İslam Yahudilerinin cizye ödemeyle bütünleştirdikleri gü
venlik anlayışını daha iyi değerlendirmek İçin, Avrupa Yahudi
lerinin daha kararsız durumunu düşünün. Oradaki Yahudiler,
egemen otoriteye sayısız ve çoğunlukla makulün üstünde yük
sek ve keyfi vergi ödüyorlardı; fakat -Kutsal Roma İmparatorlu
ğu'nda 1342'ye kadar- resmi himaye karşılığında düzenli kelle
vergisi yoktu.127 Güvenlik, Yahudiler ekonomiye yararlı olduk
ları ve/veya sağlam vergi mükellefleri oldukları için verilen tek
taraflı bir devlet hediyesiydi. FiZiksel tehdit alhnda olduklarında
(ki İslam dünyasında olduğundan çok daha sık oluyordu), Av
rupa Yahudileri, himayeyi salın almak ya da yeniden sağlamak
için düzenli olarak rüşvete başvuruyorlardı. Rüşvete bu bağımlı
lık kararsızlık, istikrarsızlık ve kolektif kaygı yarath; zira, kimse
rüşvetin ne zaman verilmesi gerektiğini ve verilen miktarın ye
terli görülüp görülmeyeceğini bilmiyordu.
l 24 M ark R. Cohen
Latin Hıristiyanlığındaki Yahudi yaşamında rüşvetin, yaygın
yar
arının
bir işareti de, bunu ifade etmek için misnah* İbranice
sinde ender kullanılan
le-shahed
fiilinin
(shohad,
"rüşvet," ismin
den gelir) düzenli olarak kullanılmasıdır.12s Hıristiyanlıkta oldu
ğu gibi İslam' da da, zimmi'ler arasında harcama yasalarının yü
rürlüğe konulacağı tehdidinin geleneksel, bir para koparma hile
si olarak keşfedildiği çok olmuştur. Fakat, kişilere karşı şiddeti
önlemek için görevlilere rüşvet vermenin düzenli bir Yahudi
pratiği olduğunu gösteren klasik İslam döneminden kalma fazla
kanıt bilmiyorum. Karşılaştırmaya daha da ileri götürürsek, La
tin Bah'da Yahudilerin yerleşim güvenliği, çoğunlukla ekonomik
yararlılıklarına bağlıydı. Bu nedenle, 1290'da İngiltere'de giderek
yoksullaşan Yahudilerden anlamlı miktarda para alınamayınca
Kral Edward
I,
Yahudilerin elinde kalan mallara da el koyarak
yerleşme haklarını yürürlükten kaldırıp kovdu.
Aşağılayıcı çağrışımına ve mali yüküne karşın, İslam Yahudi
lerinin, Yahudi olmayanların düşmanlığından korunma konu
sunda Latin Bah'daki uzak kardeşlerinkinden daha emin güven
celeri vardı. Kendi adını taşıyan Pakt'ın yarahcısı Halife Ömer'in
"vasiyeti", himaye alhndaki halk konusunda şunu emreder:
Müslümanlar, "ister gönüllü ister boyun eğerek olsun Müslü
manlara ödemeleri gerekeni ödemeleri koşuluyla, onları koru
mak için savaşmalı, onlara taşıyabileceklerinden fazla yük bin
dirmemelidir."129 Bu ilkeye her zaman uyulmadı; fakat, geç orta
çağ ve erken modem çağda bile, İslam'ın gayri-Müslimlere yö
nelik politikasının değişmeyen bir köşe taşı oldu.
· Musevi yasalarının, M.S.
2.
yüzyılda Rabbi Judah ha-Nasi tarafından
derlenmiş şekline verilen ad;-çv.
Dostları ilə paylaş: |