50 Ali Şeriati
koyduk. Biz enstitü-üniversiteye karşı çıktık, ama genç
nesli buralarda okutmaya mecburuz. Şimdi feryat
çekiyoruz:
"Bu nasıl üniversitedir ki, allahsızlığı tebliğ ediyor, bu
nasıl radyo-televizyondur ki, ahlaksızlık yayıyor ?!"
Öyleyse nasıl olmalıydı ?!
Zamanında "haramdır" deyip kenara çekilmeseydik,
istenilen yeniliğe kendi milli-dini "rengini" vursaydık,
bugün kendisini bir zaman iğrendiğimiz batılı şahsında
görmezdik.
Âlim "zaman ve mekandan" çıkarılan İslam'a kadar
mes’uldur. Eğer halk belalar koynunda, iman
oyuncularının cenginde yalnız bırakılırsa, bundan âlim
sorumludur.
Âlimin böyle bir hassas zamanda kenara
çekilip rindane ibadete uğraşması doğru değildir.
İslam
karşısında mes’uliyetini kayıtsız/serbest fikirle yapan
âlim istismara, dinsizliğe yol açar ve "saray alimleri" nin
oluşmasına ortam sağlamaktadır. Böylece, direksiyon,
aslında, framasonluğa revaç veren Aynüddevle ve
Müzaffereddin şahların eline geçiyor. Elbette ki, Mirza
Mülkümhan gibi batı tebliğatçıları o zaman meydana
atılabilebilirler ki, asıl ilim kenara çekilip, kendini acizde
bırakabilir. Şunu da belirtmek gerekir ki, bazen gerçek
mücahit alimler yardımsız kalıyor. Halk bu kutsal kişilere
dönmek yerine, onlara yağdırılan iftiraları toplumda
yaymakla meşgul olurlar. Toplumdaki bu planlanmış
bozucu faaliyetlerin önlenmesi için büyük fedakarlık
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 51
gerektirir.
Böyle toplumlarda ideolojik bozguncuların temel çalışma
alanlarından biri de halkı yatıştırmak, yenilikleri tatlı dille
kabul
ettirmek,
insanları
"zararın
seyrine"
inandırmaktır.[Mecburuz der gibi]
Toplumu ve insanı gelişimde görmek isteyenlerin hepsi
de meydana çıkıp gerçek reform yapması mümkün
değildir. Onlar anlamışlardır ki, zaman harekettedir, örf
an’aneler aradan gidiyor ve en önemlisi, dünya devleri
bizi yutmak istiyor. Bu yazıları oturup bir taraftan
izlemek için "dertsiz" alete çevrilmemek için "hayâlî", sel
geldiği zaman kendini ve aileni korumak için "akıllı"
olmalısın. Ama toplum modernizme bulaştığı zaman
ahlaklı aile kendi kızını kapalı kapılar arkasında
saklamakla koruyamıyor. Çünkü bu kapalı kapı arkasında
tüm dünyayı bu ahlaklı kıza ahlaksızcasına gösteren
ekran var! [Televizyon]
İNSANLIĞIN İKİ KALIBI
Bizim toplumumuzda iki gerçeklik, iki örnek, iki talimat
var. Bunlardan biri benzeyişle eski gelenek an’anenin din
ve ahlak adıyla giyilmesidir. Bu tip anlıyor ki, kendi
isteklerini, hatta zorla, hayata geçiremez.
İkinci tip görünüşte kendini aydın gösterip özgürlük
istiyor. Bunlara katılarak ahlaklı olmak istersen, seni
dindarlıkla itham ederler. Onlar isteğinin peşinden koşan
52 Ali Şeriati
çocuğu beğendirmek için aydınlık adına sahip olmak
isterler. Fakat bu beğendirmenin sebebi ne aydınlık, ne
de herhangi akidedir. Onlar anlıyorlar ki, çocuklarla
anlaşmazsalar, saygı perdesini yırtarlar.
Evet, bu bizim toplumumuzda var olan iki tiptir.
Bunlardan biri mümkün olmayan iş için çalışıyor, ikincisi
kırılgan bir dala çıkmaya çağırıyor. Bunlardan biri
kollarını açıp vahim seli tutmak istiyor, diğeri selden
kenarda oturup, selde batanlar "babacan, anacan"
demekle batı kampanyalarının menfaatine çalışıyor. Her
iki tip, selin hareketine müdahale edemiyor ve bu sel
hem o iki kişi, hem de tüm başkalarını koynuna alıp
götürüyor.
Bizim kadının bugün düştüğü duruma Avrupa kadını
birkaç yüzyıl önce düştü. Bizdeki sosyete kadın batıdaki
kadının aynı değildir. Radyo ve televizyonda bize
Avrupalı gibi tanıttırılan kadınlar, aslında, kendi
ülkemizin "üretimidir". Diğer bir deyişle, "milli montaj"
dır. Elbette ki, Avrupa'da da açık saçık şekilde derginin
ilk ve son sayfalarında vurulan kadınlar var. Ama,
genellikle, onlar "gece kadınları" olur! Bizde ise böyle
değildir.
Bize Avrupa kadınını pornografik filmler, gazete ve
dergilerle tanıttırır. Onlarda bütün hayatını ilme sarf
edip, 16-17 yaşlarından Afrika ormanlarında gözlemler
yapan Avrupa kadınları da var. Bu kadınları sadece
Avrupalı oldukları için ahlaksız olarak kabul edemeyiz.
Hâlâ kuantum fiziğinde büyük başarılar elde etmiş hanım
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 53
Curie Avrupalı değil mi?! Hangi İslam alimi Hz Ali
aleyhisselâmın hayat ve faaliyetini Rezas hanım kadar
incelemiştir?
Bu hanım İslam kültürü bağrında doğmadığı halde
gençlik döneminden başlayarak oldukça gizemli
noktalara sahip bir şahsiyetin hayatını araştırdı. O, Ali
aleyhisselâm karakterindeki en zarif çizgileri kaydetmeye
ulaşılmıştır. O, Ali aleyhisselâm Uhud, Bedir, Huneyn
şövalyesi olarak tarif etmekle kalmamış, onun manevi
dünyasına yol bulmuştur.
"Nehc-Belağa" Sünniler, gerekse Şiiler tarafından tam
tertip olunmamıştır. Sadece bu gayri müslim kadın
"Nehc-Belağa" nin en kapsamlı tertibine ulaşmıştır.
Bizim ihtiyarımız yoktur ki, Paris'i Hitlercilerden
savunurken eşsiz kahramanlıklar göstermiş ve ölmüş.
Genç Fransız kızı İmieni, Filistinli fedailerle omuz omuza
durup siyonizmle çarpışan Yahudi kadınını ahlaksız
tipine nasıl katalım!
Cezayirli vatanparverlerle bir siperde durup, «şehvet ve
şarap Paris'i" ne karşı çarpışan Fransız kızlarını suçlamak
olur mu ?!
Artist Amerikan kızı Anjelanı akılda saklayıp "ahlaksız
batı kadını" provokasyonlarına uymamamız gerekir.
Kansız kapitalizm dünyası bütün batı ve Amerikan
kadınlarını dünyaya "ahlaksız" sunmakla propaganda
amacı güdüyor. Bir zaman ahlaka sahip olmuş bazı
Dostları ilə paylaş: |