Hemostaz indb



Yüklə 47,07 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix14.06.2018
ölçüsü47,07 Kb.
#48442


TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

17

KOAGÜLASYON TESTLERİ VE KLİNİK KULLANIMI



Ahmet İfran

GATA Hematoloji Bilim Dalı,Ankara

H

emostatik sistemin işleyişini temal olarak bilmek, 



koagülasyon testlerinin doğru yorumlanması için 

gereklidir. Normal şartlar altında, trombositler ve 

koagülasyon faktörleri inaktif durumdayken, kan damar 

içinde serbest olarak akar. Ancak vasküler hasar olduğunda, 

genel olarak primer ve sekonder olarak ayrılabilecek olan 

hemostatik sistem aktive olur. Primer hemostaz; (1) vazos-

pazm, (2) vWF aracılı trombosit adezyonu ve (3) trombost 

aktivasonu ve aggregasyonundan oluşur. Sekonder hemos-

tazda ise doku faktörü açığa çıkar ve koagülasyon yolağını 

aktifler, böylece hemostatik fibrin tıkacı oluşur. Ancak bu iki 

ayrı sistemin 

in vivo ortamda içiçe fonksiyon gösterdiğini 

akılda bulundurmak gerekir. Örneğin, fibrin oluşumu için 

fibrinojeni parçalayan anahtar enzim olan trombin aynı za-

manda güçlü bir trombosit agrege edici ajandır. Yine trom-

bosit aktivasyonu agregasyonu sağlarken, bazı koagülasyon 

faktörlerinin aktivasyonu için de anyonik membran fosfoli-

pidlerini açığa çıkarır. Her bir bölümün veya her ikisinin bir-

den anormallikleri kanama bozukluğuna neden olabilir.

Koagülasyon testleri açıklanamayan kanama varlığında, ru-

tin tarama testleri sırasında saptanan anormal bir test so-

nucunun açıklanması amacıyla veya antikoagülan tedavinin 

takibi için yapılır. Genellikle hasta ve aileye ait ayrıntılı öykü, 

kanama semptomlarının tipi ve fizik muayene hemostatik 

bozukluğun yeri hakkında yeterli ipuçları sağlar ve yapıla-

cak testleri yönlendirir. 



Klinik yaklaşım: Kanama yatkınlığının incelemesi için deği-

şik noktaları göz önünde bulundurmak gerekir;

1. Klinik olarak şüphelenilen kanama yatkınlığının araş-

tırılması: İnceleme öykü ile başlar. Öykü kazanılmış veya 

doğumsal bir bozukluğa yönlendirebilir. Yine primer veya 

sekonder hemostaza ait bir bozukluğu düşündürebilir. Eğer 

kanama öyküsü veya aile öyküsü belirleyici ise spesifik test-

ler yapılmalı ve sadece tarama testleri ile yetinilmemelidir.

2. Anormal bir birinci basamak testinin araştırılması: Birinci 

basamak testte saptanan bozukluk, ileri testler için yönlen-

dirici olacaktır.

3. Akut bir hemostatik bozukluğun araştırılması: Bu durum 

çoğu zaman akut bir hastada veya cerrahi sırasında veya 

sonrasında gerekli olur. Araştırma genellikle disemine intra-

vasküler koagülasyon (DİK) veya daha önce saptanamamış 

olan bir bozukluğun teşhisine yöneliktir. Olay öncesine ait 

koagülasyon taramasının varlığı ve ayrıntılı sorgulama tanı 

için yönlendirici olabilir.



Trombosit testleri

Trombosit sayımı ve periferik yayma: Tam kan sayımın-

da trombositopeni trombosit sayısının 150x10

9

/L altında 



olmasıdır. Düşük trombosit sayıları saptandığında periferik 

yayma ile doğrulanmalıdır. Parmaktan yapılan yaymada kü-

melerin varlığı veya yokluğu yanısıra, trombositlerin şekille-

ri ve yapısı da değerlendirilir. Glanzmann trombastenisinde 

trombosit sayısı normal sınırlardadır ancak küme görülmez. 

Bernard-Soulier sendromunda ise trombosit sayısı azalmış-

tır ve trombositlerde şekil bozuklukları mevcuttur. Psödot-

rombositopeni düşünüldüğünde EDTA’lı tüpe alınmış kan-

dan yapılan periferik yayma değerlendirilir; antikoagülanlı 

kanda küme saptanması tanıyı doğrular. Trombositlerin 

yanı sıra eritrosit ve granülositlerdeki bulgular da trombo-

sitleri etkileyen kalıtsal veya kazanılmış hastalıklara ait ipuç-

ları verebilir.

Kanama zamanı: Kanama öyküsü olan hastalarda 20.yy baş-

larından beri trombosit fonksiyonlarının ve operasyon öncesi 

hemostatik fonksiyonun değerlendirilmesinde rutin olarak 

kanama zamanı kullanılagelmiştir. Hemostatik fonksiyonu de-

ğerlendirmede yeterliliği gösterilememiştir. Kanama zamanı 

ile cerrahi kanma riski arasında belirgin bir ilişki yoktur. Trom-

bositlere ait bozuklukların yanı sıra, trombosit fonksiyonlarını 

etkileyen vWF ve fibrinojen gibi plazma proteinlerine ait bo-

zukluklarda da kanama zamanını uzatır. von Willebrand has-

talığı (vWD) kanama zamanını uzatan en yaygın kalıtsal has-




18

A. İfran

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

talıktır. Trombosit fonksiyonlarını etkileyen ilaç kullanımında 

da kanama zamanı uzayabilir. Yine cilt ve damar yapısındaki 

bozukluklar da test sonucunu olumsuz olarak etkileyebilir. 

Test yapılış tekniği, trombosit sayısı, yakın zamanda kullanılan 

ilaçlar gibi bir çok faktörden etkilenir. Bunun yanı sıra sonlanım 

noktası kesin değildir. İnvaziv bir test olması kullanılabilirliğini 

ve tekrarlanabilirliğini kısıtlayan unsurlardır.



Trombosit fonksiyon testleri: Trombosit sayısı normal iken 

kanama zamanının uzun olması trombosit fonksiyonlarında 

bir problemi gösterir. Trombosit fonksiyon anormalliklerinin 

tanısında trombosit aggregasyon çalışmaları kullanılır. Trom-

bosit zengin plazmada veya tam kanda çalışılabilir. Kullanı-

lan agonistler genellikle kollajen, ADP, epinefrin, araşidonik 

asit ve ristosetindir. Kalıtsal hastalıklara ait aggregasyon 

yanıtları şekil 1’de gösterilmiştir. Ristosetinle indüklenmiş 

aggregasyon yanıtları hem vWD hem de Bernard-Soulier 

sendromunda bozuktur. Ayırıcı tanıda trombosit morfoloji-

sinin yanısıra, ristosetin kofaktör aktivitesinin vWD’da bozuk 

olması da kullanılabilir. Yine normal plazmanın hasta plaz-

masına ilavesi vWD’da aggregasyon yanıtını düzeltirken, 

Bernard-Soulier sendromunda düzelme olmaz. 



PFA-100: Kanama bozukluklarının tanısında ve antiplatelet 

tedavinin takibinde kullanılan yarı otomatik cihazdır. Sitratlı 

kanın agonistle kaplanmış yüzeylere yapışması esasına da-

yanır ve bu yüzeyde yer alan deliğin “kapanma zamanını” 

ölçer. Çeşitli kartuşlar değişik durumlarda kullanılabilir. Ya-

pılan çalışmalar vWD tanısı için kanama zamanından daha 

spesifik ve sensitif olduğunu göstermiştir.

Koagülasyon testleri

Koagülasyon yolağında rol alan plazma proteinlerinin fonk-

siyonlarının değerlendirilmesinde genellikle protrombin 

zamanı ve parsiyel tromboplastin zamanı kullanılır. Tanısal 

amaçlarla, plazma koagülasyon reaksiyonlarının 

in vitro 

olarak doku faktörü yolağı (ekstrinsik yolak) ve kontakt ak-

tivasyon yolağı (intrinsik yolak) şeklinde ayrılması kullanış-

lıdır ancak bu yolakların 

in vivo ortamda ayrı olmadıkları ve 

kontakt aktivasyon yolağının fizyolojik koagülasyon meka-

nizmalarında aktif rol oynamadığı akılda bulundurulmalıdır. 

(Şekil 2)

ekil1. Trombosit aggregasyon paternleri (GT:Glanzmann Trombastenisi, BSS:Bernard-Soulier Sendromu, SPD:Storage Pool Defect)



19

Koagülasyon Testleri ve Klinik Kullanımı

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

Protrombin zamanı (PTZ/INR): En önemli kullanım alanları 

intrinsik ve ortak yolakta yer alan FII, FVII, FX, protrombin 

ve fibrinojenin eksikliklerinin saptanması ve K vitamini an-

tagonisti (coumadin) tedavisinin takibidir. Kullanılan kit-

ler FVII eksikliğine ortak yolaktaki (FV, FX, FII ve fibrinojen) 

faktörlerin eksikliklerine göre daha hassastır. FII üzerinden 

etkiyen heparinin teorik olarak PTZ’yi uzatması beklenir. An-

cak bunu engellemek için heparini nötralize eden (örneğin 

Polybrene) maddeler kite ilave edilir (2 Ü/ml’ye kadar olan 

heparin nötralize edilebilir). Faktör eksikliğine, bir veya daha 

fazla faktörün sentez eksikliğine (karaciğer hastalığı), fak-

törlerin proteolitik olarak tüketilmesine (DİK), koagülasyon 

faktörleri veya fosfolipidlere karşı gelişmiş antikor varlığına 

bağlı olarak PTZ uzamış olabilir.



Aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT): İntrensek 

yolak ve ortak yolaktaki faktörlerin fonksiyonunu belirleme-

de kullanılır. Bu yolaklardaki faktörlerin eksiklikleri veya onla-

ra karşı gelişmiş antikor varlığında uzamış bulunur. DİK, kara-

ciğer hastalığı, masif kan transfüzyonu, heparin tedavisi veya 

örneğe heparin karışması aPTT’yi uzatan diğer nedenlerdir. 

Faktör seviyesinin yaklaşık olarak normalin %30-50’sine düş-

mesi aPTT seviyelerini uzattığı kabul edilse de, değişik kitlerin 

faktörlere karşı duyarlılığı sonuçları etkilemektedir. 

Uzamış PTZ veya aPTT varlığında örnek normal plazmayla 

1:1 oranında karıştırılırak uzamanın faktör eksikliğine mi 

yoksa inhibitör varlığına mı bağlı olduğu saptanmalıdır. 

%50 faktör seviyesi varlığında testler normal sonuçlar verir. 

Karışım sonrası 2 farklı sonuç elde edilir: (1) testlerdeki uza-

ma tamamen düzelir (2) düzelme olmaz veya hafif bir düzel-

me olur. Faktör eksikliği durumunda bozukluk düzelirken, 

inhibitör varlığında düzelme görülmez. İnhibitörler 3 türde 

olabilir: (1) ilaçlar (heparin veya direk trombin inhibitörleri 

(2) sfesifik faktörlere karşı gelişmiş antikorlar (FVIII veya FV 

inhibitörleri gibi) (3) nonsfesifik antikorlar (lupus antikoa-

gülanlar gibi). Karışım sonuçlarını yorumlarken akılda tutul-

ması gereken bazı noktalar vardır. Birincisi, düşük titredeki, 

zayıf reaksiyon veren, testlerde hafif uzamaya neden olan 

antikor varlığında 1:1 karıştırma işlemi sonuç vermeyebilir. 

İkincisi, özellikle ciddi FVIII eksikliği durumunda görülen 

bazı antikorlar yavaş olarak reaksiyon verirler, karışımın 1-

2 saatlik inkübasyon sonrası çalışılması ile saptanabilirler. 

Buna karşın fosfolipidlere karşı gelişen antikorlar hemen 

reaksiyon verirler. Uzamış PTZ/aPTT varlığında izlenecek yol 

şekilde gösterilmiştir.



Fibrinojen: Günümüzde kullanılan fibrinojen ölçümleri 

seyreltilmiş plazmaya trombin eklenmesi ve sonrasında pıh-

tılaşma zamanının ölçülmesine dayanan fonksiyonel testler-

dir (Clauss yöntemi). Fibrin polimerizasyonunu engelleyen 

fibrinojen yıkım ürünleri (FDP) gibi maddeler varlığında 

veya fibrinolitik tedavi alan hastalarda fibrinojen değeri ol-

duğundan düşük bulunabilir. Ayrıca fibrinojen immünolojik 

olarak da ölçülebilir. Ancak immünolojik yöntemde ortam-

da varolan FDP de ölçüleceği için kullanışlı değildirler.

Trombin zamanı: Seyreltilmemiş plazmaya fazla miktarda 

trombin eklenmesiyle trombin zamanı ölçülür. Trombin za-

manındaki uzamanın en yaygın sebebi örnekte heparin var-

lığıdır. Plazmanın protamin gibi heparini nötralize eden bir 

ajanla muamele edildikten sonra çalışılması ile, uzamanın 

heparine bağlı olup olmadığı gösterilebilir. Yine reptilase 

zamanı ölçmek de heparin etkisini dışlamakta kullanılabilir. 

Düşük molekül ağırlıklı heparinler hafif bir uzamaya neden 

olurlar. Hipofibrinojenemi (DİK veya konjenital), disfibrino-

jenemi, FDP varlığı, trombin antikorları varlığında, monoklo-

nal gamapatiler ve amiloidozda da trombin zamanı uzamış 

bulunabilir. Buna karşın, hiperfibrinojeneminin de trombin 

zamanında uzamaya neden olabileceği bildirilmiştir.

5M üre testi: FXIII ve trombin varlığında oluşan pıhtı, çap-

raz bağlanma nedeniyle 5M üre içerisinde en az 1 saat stabil 

kalır. Faktör XIII eksikliğinde ise pıhtı çözünür. Testin duyar-

lılığı düşüktür ve ancak %2’nin altındaki faktör eksikliklerin-

de pozitiftir. Ancak normal pıhtılaşma için çok az miktarda 

FXIII yeterli olduğundan, test bir çok vakada uygulanabilir. 

Tarama testlerinde anormallik saptanmayan ancak anormal 

kanama öyküsü varlığında düşünülmelidir. Özellikle gecik-

miş kanama öyküsü olanlarda ve neonatal dönemde göbek 

kordonu bölgesinden kanama olanlarda şüphelenilmelidir. 

FXIII ölçümü için son zamanlarda ELİSA yöntemi geliştiril-

miştir.



20

A. İfran

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

Hemostaz laboratuarlarında sık olarak kullanılan yukarıdaki 

testler arasından PTZ, aPTT, TT, fibrinojen ve trombosit sa-

yısı tarama testi olarak daha sık kullanılırlar. Tarama testle-

rindeki bozukluklara göre bazı kombinasyonlar ve izlenecek 

yollar aşağıda incelenmiştir.

PTZ

Normal


aPTT

Normal


TT

Normal


Fibrinojen

Normal


Trombosit sayısı

Normal


Cerrahi bölgeden veya travma bölgesinden kanayan veya 

kanama öyküsü olan bir hastada tarama testleri normalse; 

konjenital veya akkiz trombosit bozukluğu, FVIII’in yeteri 

kadar azalmadığı hafif vWD, rutin testlerin tespit edemedi-

ği hafif düzeydeki koagülasyon bozuklukları, FXIII eksikliği, 

vasküler bozukluklar, anti-plazmin veya PAI-1 eksikliği gibi 

fibrinoliz bozuklukları akla getirilmelidir.

PTZ


Uzun

aPTT


Normal

TT

Normal



Fibrinojen

Normal


Trombosit sayısı

Normal


Konjenital veya karaciğer hastalığına bağlı FVII eksikliği, 

antikoagülan tedavi başlangıcı, lupus antikoagülan varlığı 

(bazı tromboplastinler lupus antikoagülanlara hassastır ve 

bazı aPTT kitleri antikorlara duyarsızdır), kullanılan kite bağlı 

olarak aPTT’de uzamaya neden olmayan II, V veya X’da hafif 

eksiklikler akla gelmelidir.

PTZ

Normal


aPTT

Uzun


TT

Normal


Fibrinojen

Normal


Trombosit sayısı

Normal


İntrinsik yolaktaki faktörlerin (VIII, IX, XI, XII, prekallikrein, 

HMWK) eksiklikleri, kullanılan kite bağlı olarak PTZ’de uza-

maya neden olmayan II, V veya X’da hafif eksiklikler, düşük 

FVIII seviyesi olan vWD, antikoagülan antikorlar ve inhibitör 

varlığı, heparin kullanımı veya bulaşması düşünülmelidir.

PTZ


Uzun

aPTT


Uzun

TT

Normal



Fibrinojen

Normal


Trombosit sayısı

Normal


K vitamini eksikliği (PTZ genellikle daha fazla uzamıştır), oral 

antikoagülan ilaç kullanımı (PTZ genellikle daha fazla uza-

mıştır), birden çok faktörün eksikliğine neden olan karaciğer 

hastalığı (fibrinojen de düşük olabilir), FV, FX, protrombinde 

kazanılmış veya doğumsal eksiklik veya kombine FV-VIII ek-

sikliği düşünülmelidir.

PTZ

Uzun


aPTT

Uzun


TT

Uzun


Fibrinojen

Normal/Anormal

Trombosit sayısı

Normal


Heparin varlığı (TT orantısız olarak daha fazla uzamıştır), 

hipo- veya disfibrinojenemi, karaciğer hastalığı ve sistemik 

hiperfibrinoliz akla gelmelidir.

PTZ


Normal

aPTT


Normal

TT

Normal



Fibrinojen

Normal


Trombosit sayısı

Dü ük


Trombosit yapımında azalma veya yıkımında artmayı göste-

rir. Klinik pratikte heparin kullanımına bağlı trombositopeni 

de düşünülmelidir.

PTZ


Uzun

aPTT


Uzun

TT

Normal



Fibrinojen

Normal/Anormal

Trombosit sayısı

Dü ük


Beklemiş veya plazması arındırılmış kanla masif transfüz-

yon, özellikle siroz gibi kronik karaciğer hastalığında tarama 

test sonuçları yukarıdaki gibi olabilir.

PTZ


Uzun

aPTT


Uzun

TT

Uzun



Fibrinojen

Dü ük


Trombosit sayısı

Dü ük


Akut DİK ve DİK’le seyreden akut karaciğer nekrozunda yu-

karıdaki tabloda olduğu gibi tüm testlerde anormallik sap-

tanabilir.

KAYNAKLAR

1.  Dacie and Lewis, Practical Haematology. 9th Edition, Churchill 

Livingstone 2002.

2.  Hoffman Hematology, Basic Priciples and Practice. 4th Edition, 

Elsevier Churchill Livingstone 2005.

3.  AH Kamal, A Tefferi, RK Pruthi. How to interpret and pursue an 

abnormal prothrombin time, activated partial thromboplastin 

time and bleeding time in adults. Mayo Clin Proc, 82;7:864-



873,2007.

Yüklə 47,07 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə