|
Hermetizm giriş: Günümüzden 16. 000 yıl öncesine kadar geriletilen ilkkitabından Hermes’e ait şu bilgileri aktarmaktadır: Yahudiler
3
kitabından Hermes’e ait şu bilgileri aktarmaktadır: Yahudiler
Hermes’in Ahnuch olduğunu söylerler. Ahnuch ise Kuran’da
adı geçen İdris Peygamber’dir. Hermes, Al Kasri’ye göre
Adem’den önce yaşamıştır. İnsanları Tufanda boğulmaktan
kurtarıp Yukarı Mısır’a götürmüştür.
II. Hermes :
Arapça kaynaklara göre bu Hermes (Hirmis), Nuh
Tufanından sonra Babil’de yaşamıştır. Yani Babillidir. Kıral
Nasir Bali’nin çağdaşıdır. Pythagoras’un da üstadıdır.
III. Hermes :
I. Hermes gibi Mısırlıdır. O da Tufandan sonra
yaşamıştır. Yunanlılar Hermes’in Mısır tanrılarından olan Thoth
ile aynı olduğunu söylerler.
Keldaniler Hermes’e “Utarid” demişlerdir. Utarid de “Merkür”
gezegenidir. Bu gezegen, tezliği, çabukluğu dolayısıyla “ok”
anlamına gelen Farsça “tir” adını almıştır. Utarid, fesahat ve
belagat (retorik) ’in sembolü olduğundan bu yıldıza Farsça
“Gök katibi” anlamına gelen “debir-i felek” adı verilmiştir.
Bundan dolayı çok defa adı, defter ve kalemle birlikte anılır
olmuştur.
Kuvvetlerden düşünce, duygulardan tad alma, yaşlardan
çocukluk çağı, vücut ögelerinin dil, akrabalardan büyük kız
kardeş, vasıflardan zeka, anlayış, merhamet, sır saklamak,
işaret ve zevk sahibi olmak, bilgilerden mantık, belagat bu
yıldıza aittir. Av köpekleri, eşşek, katır, tilki, tavşan, yaban
eşşeği, cüsseli kara ve deniz hayvanları, hatipler, katipler,
ressamlar, da yine bu yıldız’a mensuptur. Utarid’in hakim
olduğu zamanda doğanların, güzel, sevimli ve zeki olacaklarına
inanılmıştır. Minyatürlerde Tavus Kuşuna binmiş, sağ elinde bir
yılan, sol elinde de yuvarlak bir tahta bulunan güzel bir genç kız
veya yeşiller giyinmiş, başında taç bulunan, bir kürsüye
oturmuş ve iki eliyle tuttuğu Kuran’ı okuyan genç bir insan
suretinde
çizilmiştir.
Günlerden
çarşamba,
gecelerden
pazartesi gecesi bu gezegene ait sayılmıştır. “Ehl-i Kaf” adı
verilen Simyacılar (Alchmistler) altına güneş, gümüşe ay
dedikleri gibi Utarid yani Merkür’e de “cıva” adını vermişlerdir.
Bundan dolayı da “mavi renk” Utarid’i temsil eder.
Hermes Trismegistus hakkında bilgi veren önemli bir kaynak da
Al Makrizi’nin (ölm. 1441), “al-Mava’ız val’itibar fi zikri’l-Hitat
va’l Asar” isimli eseridir. Al Makrizi’ye göre Hermes, çok adil
olduğundan ona “Zu’l-adl-(çok adil)” denmiştir. Hermes
Trismegistus, hem peygamber, hem filozof, hem de hükümdar
olduğu için kendisine “üç defa nimetlendirilmiş” anlamına
gelen “al-musallasu bil-ni’am” denmiştir (Trismegistus). Yazara
göre Allah, Hermes’e otuz kitap indirmiştir (suhuf). Hermes,
hesap (matematik), felsefe (hikmet), riyaziye (geometri), tıp,
astronomi ve astroloji (ilm-an-Nücum) alanlarında ilk defa kitap
4
yazmış olan kişidir. Yine ilk defa kalem ile yazı yazan odur. Bir
başka sözle bütün bu bilimlerin mucididir Hermes. Yazar,
Hermes’in üç eserinin adlarını da vermiştir. Bunlar, 1-Uzunlukla
ilgili (ölçme)-Kitabu’l Tul, 2-Yeryüzü ile ilgili-Kitabu’l Ard, 3-
Simya ile ilgili-Kibabu’l-Kasb az-Zahab (altın elde etmenin
yolları kitabı)
Bu son eser bize Hermes ya da Hermesçilik ile Simyacılar
arasıda ilişkiye de ışık tutmaktadır. Nitekim modern Tarih
yazıcıları Arap Simyasının aslında antik Yunan gizemciliği ile
Hermetik kaynaklardan etkilendiğine dikkati çekmektedirler.
Hermes, Homeros gibi aslında bir edebiyatın adıdır. Ancak bu
edebiyat, Homeros’ta olduğu gibi poetik değil, dini ve
felsefi’dir. Bir görüşe göre bu edebiyatta (Corpus Hermeticus)
büyük ölçüde Eski Mısır’a ait fikirler yer almaktadır. Hatta bu
özelliğinden
dolayı
Hermes,
Platon
(Eflatun)
ile
karşılaştırılabilir. Platon, (M.Ö.427-347) eserlerinde Hermes’in
Mısır’lı bir Tanrı ya da Tanrı-İnsan olduğunu ve Mısırlıların ona
Theuth adını verdiklerini belirttikten sonra onun bir çok şeyin,
örneğin Matematiğin, Geometrinin, Astronominin, Kaldıraç
Sisteminin ve özellikle Alfabe ile Yazının mucidi olduğunu
yazmaktadır. Platon, Mısır ve İtalya seyahatlerinde, Hermetik ve
Pisagorcu felsefelerin, akıl ve çizgiyi bir bütün olarak ele alan
ezoterik boyutlarını fark edememiştir. Bu yolculuklardan geriye
Atina’ya, akılcılığın ilkel bir uygulaması olan İdealar Kuramı’nı
getirerek
zihinlerde
doldurulması
imkansız
bir
boşluk
yaratmıştır. Bu boşluğu doldurmaya, onun aklı kullanarak bir
ulu yaradanın varlığını ispat çabaları, hatta öğrencisi
Aristotales’in cansız’dan tanrı’ya varan sıra düzenli evren
anlayışı bile yeterli olamamıştır. Platon dönemlerinde zihinlerde
yaratılmış olan bu felsefi boşluğun, 2400 yıldır kimlerin ne işine
yaradığı ve nasıl doldurulduğu herkesçe malumdur. Kutsal
Kitaplarda her ne kadar “Allah size şah damarınızdan da
yakındır” gibi cümleler yer alsa da neticede o şah damarı ile
insan arasında, koskoca bir ortaçağ skolastisizmi veya
muazzam bir doğma sığabiliyor.
Hermes ile ilgili bir diğer kuram daha vardır. Buna göre de
aslında Hermes diye “tek bir kişi” yoktur. Eski Mısır Tarihi
boyunca Hermetik kurumların önderi olan bir çok kişinin hep
“Hermes” adıyla anıldığı söylenir.
Bunların hangisini doğru olduğu belli değildir.
Eski tarihçilerden kimileri, Hermes’in 42 kitabı olduğunu
yazmışlardır. Söylendiğine göre, bu kitaplardan bazıları “Tanrı”
ve “Din” konularını, bazıları Hermetizm’in törenlerini de içeren
ritüellerini, diğerleri ise çeşitli bilim dallarına ilişkin bilgileri
içerirler.
Dostları ilə paylaş: |
|
|