Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
HUMANİZM ve EĞİTİM
Yrd. Doç. Dr. İsmet ŞAHİN
Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Eğitim Bilimleri Bölümü
ABSTRACT
“Philosophy is a discipline comprising as its core logic, aesthetics, ethics,
metaphysics, and epistemology” (Merriam Webster Online Dictionary). “It’s the
discipline that searches for a general understanding of values and reality by chiefly
speculative rather than observational means” and tries to establish the life on the
truth or reality it assumes. Each philosophical approach comments on the
understanding of life and world view from the perspective of the truth or reality it
assumes. Understanding of life and world view forms it’s attitudes to education,
production, labor and love.
Educational philosophies have developed taking their roots from different
worldviews. Essentialism roots from Materialism, Perennialism roots from
Idealism, Progressivism roots from Pragmatism. Humanistic education is
educational perspectives of Humanism.
From the very early ages to nowadays, each society has taken different world
views in different time periods and different intensity. The purpose of this paper is
to introduce the theory and practices of humanistic worldview especially from
educational perspective in comparison to other philosophical world views.
Keywords: Humanism, Humanistik Education, Philosophy of Education,
ÖZ
“Felsefe saf mantık, estetik, ahlak, metafizik (Varlık bilim) ve
epitemolojiden (Gerçek bilim) oluşan bir disiplindir” (Merriam Webster Online
Sözlük). “Gözlemsel araçlardan ziyade çoğunlukla spekülatif araçlarla değerler ve
gerçeklerle ilgili genel bir anlayış arar ve gerçek ve doğru varsaydıkları üzerine
hayatı anlamlandırmaya çalışır.” Her felsefi yaklaşım kendi gerçek algısıyla
hayatın ve dünyanın anlamını yorumlar. Hayat anlayışı doğrultusunda da eğitime,
üretime, emeğe ve geleneğe karşı tutumunu biçimlendirir.
Eğitim felsefeleri de köklerini değişik dünya görüşlerinden alarak
gelişmiştir. Esasicilik Maddeciliğe, Daimicilik İdealizme, İlerlemecilik
Pragmatizme dayanır. Hümanist eğitim anlayışı ise Hümanizmin eğitime bakışıdır.
İlk çağlardan günümüze kadar her toplum farklı felsefi inanışları farklı
zaman ve yoğunlukta yaşamıştır. Bu yazının amacı ise değişik felsefi akımlardan
örneklerle yola çıkarak günümüz hümanist anlayışının teori ve pratiğini özellikle
eğitim perspektifinden tanıtmaktır.
Anahtar Kelimeler: Hümanizm, Hümanist Eğitim, Eğitim Felsefesi.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
48
TEMEL HAYAT FELSEFELERİ VE EĞİTSEL GÖRÜŞLERİ
“İsa’dan altı yüzyıl öncesine kadar yalnızca dinlerin işlediği bir konu olan “Evren nedir?”,
“Nereden gelip nereye gitmektedir?”, “Böyle bir evrende insanın yeri ve görevleri nelerdir?” ve “İnsan
nasıl davranmalıdır?” gibi temel sorunlar; ilk filozoflar tarafından dine rağmen ele alınmış ve cevaplar
aranmıştır.” (İltaş, 2000) Bu çalışmalar felsefenin doğmasına sebep olmuştur. Milet’li Thales ilk
filozof ve felsefenin kurucusu olarak kabul edilir. “Felsefenin doğması bazı toplumsal koşulların
gelişmesine bağlıdır. Bunları üç başlık altında toplamak mümkündür. Ekonomik gelişme, demokratik
yönetim ile laik ve hoşgörülü dünya görüşü. Sadece bu üç koşul tamamlandığında felsefe doğmakta ve
varlığını sürdürmektedir. Bu üç unsurdan birinin eksikliği felsefenin o toplumdan uzaklaşmasına sebep
olmaktadır. Bu üç koşulun olgunlaştığı Batı Anadolu’nun eski Yunan kentlerinde felsefe doğmuş ve
koşullar bu şekilde kaldığı süre içinde de varlığını sürdürmüştür” (İltaş, 2000) Temel hayat felsefeleri
köklerini eski Yunandaki düşünürlerde bulur.
Bunlardan idealist felsefe gerçeği “idea” (Ruh/Fikir) olarak adlandığı kavramlarda bulmuştur.
“İdealizme göre gerçek maddi ve fiziksel olmaktan çok ruhsal ve tinsel mahiyettedir” (Şişman, 2000,
s.91). Onlara göre asli olan “idea” olarak adlandırdıkları duyularla algılanamayan zihinsel biçimlerdi.
Bir nesneye baktığımızda duyularımızla algıladığımız renk, sarı, yeşil, mavi olabilir. Üstelik bu
nesnenin rengi bakana göre de değişebilir. Renk körü olan biri bizim yeşil gördüğümüzü kırmızı
görmektedir. Sarı, yeşil, mavi görüngü denilen fenomenlerdir “idea” değillerdir. Sarı, yeşil, mavi
olmanın ötesinde renk kavramının kendisi “idea” dır. İlk İdealistlerden Plato’ya göre çevremizde beş
duyumuzla algıladığımız herşey “idea” olarak adlandırılan kavramların 3 boyutlu yanılsamaları yani
gölgeleri veya illüzyonlarıdır. (Joad, 1985, s.28-29) Plato’nun “The Republic” (Cumhuriyet) adlı
eserinde anlattığı gibi idealistler iki tür dünyaya inanırlar; birisi ”Idea” denilen biçimlerin
yanılsamalarından oluşan beş duyumuzla algıladığımız çevremizdeki taş, ağaç, hayvan, toprak gibi
nesnelerin oluşturduğu gölgeler veya hayaller dünyasıdır. Diğeri ise insanın algılamakta zorlandığı
“idea” denilen kavramların bulunduğu diğer dünyadır. Bu dünya gelip geçicidir, kalıcı ve gerçek olan
idea’lar dünyasıdır. Bizlerde bu dünyadaki sanal görevimizi tamamladıktan sonra idea’lar
dünyasındaki yerimizi alırız ve orada kalıcı oluruz.
Realistler ise “algıladığımız evrenin gerçekliğine” inanmışlardır (Kneller, 1971, s.207). Çoğu
realiste göre asıl olan “algılarımızın gerçekliğidir”. Görünen veya algılanan evren onlara göre bir
illüzyon değil gerçeğin ta kendisidir. (Joad, 1985, s.91-96; Şişman, 2000, s.93) Çevremizde
gördüğümüz her şey bizim zihinlerimizden bağımsız olarak vardır. Sadece biz öyle algıladığımız için
var olmazlar. Aristo, Comenius gibi filozoflar her konu da hemfikir olmasalar da realist filozoflardır.
Maddeci düşünürler; evrenin bir yaratıcısı olmadığı ve ezeli bir var oluş içinde olduğu
düşüncesindedirler. “Maddecilere göre maddedir ilk ve asli olan, önce var olan” (Politzer, 1997, s.37-
38). İltaş’a (2000) göre “Hiçten bir şey olmaz. Evrenin de bir ilk biçimi, ilk olanı, arkhé’si (Töz -
özdeki madde) vardır. Her şey arkhénin dönüşümü sonucu bugünkü halini almıştır. Thales’e (625-545)
göre ilk olan sudur. Her şey sudan gelir ve yine suya dönecektir. Dünya da sonsuz su (okeanos) içinde
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
49
yüzer”. Arkhenin ne olduğu konusunda çok farklı isimlendirmelere rastlanır. İlk olan kimi zaman
toprak, hava, su veya ateş ya da bunların kombinasyonunu şeklinde karşımıza çıkmaktadır; kimi
zaman ise sayı, apeiron (sınırsızlık-sonsuzluk) sperma (tohum) ya da atom olarak.
İdealist, Maddeci ve Realist hayat görüşleri toplumları ve toplumsal kurumları derinden
etkilemişlerdir. Hala bir çok toplumda “geleneksel” olarak adlandırılan yaşam biçimi, eğitim anlayışı,
inanç ve değer sistemleri Maddeci, Realist ve İdealist hayat görüşlerini yansıtmaktadır.
“Esasicilik (Essentialism) olarak adlandırılan eğitim felsefesi köklerini realist ve maddeci
hayat görüşlerine dayandırmaktadır” (Sönmez, 2000, s.43). Geleneksel esasçı bir anlayış olarak, kişilik
gelişimi ve bilginin özünün öğrencilere verilmesini önemser. “Eğitimin amacı temel eğitimi vermektir.
Öğretmen hem konu alanı uzmanı hem iyi vatandaş modelidir. Güçlü ve iyi öğrenciler okulda aldıkları
temel üzerine kendilerini geliştirebilirler” (Gutek, 1997, s.281). Öğrenci ikincil ve pasiftir. Aktarılması
gereken değerler ise; otoriteye saygı, azim, göreve bağlılık, başkalarını düşünmek, pratikliktir.
“Daimici eğitim anlayışının ise (Perennialism) kökleri realist ve idealist hayat anlayışına dayanır”
(Sönmez, 1996, s.77). Daimici anlayışa göre bazı bilgiler ve fikirler ilk varoldukları andan sonsuza
kadar anlamlıdırlar. Bu öz bilgi ve fikirler eğitimin odağı olmalıdırlar. Esasicilikte olduğu gibi sabit
yer ve zaman anlayışı yoktur. Esasicilik her türlü entelektüel bilgiyi daimicilik ise değişmeyen ve
gerekli olan bilgiyi esas alır. Daimicilik, hayal gücü ile, esnek, analitik ve derin düşünme gibi bireysel
sebeplendirme kapasitelerinin önemi üzerinde durarak daha çok ampirik bilgiyi önemser. Her ikisinde
de disiplin önemlidir. Öğretmen merkezli eğitim anlayışı ve dış odaklı değerlendirme esastır.
Varoluşçuluk felsefesinde, insanın varoluşu anlaması söz konusudur. İnsanın kendini
gerçekleştirmesi, insan varoluşunun rastlantılar içinde oluşu, güvensizliği söz konusudur; güçsüzlüğü
söz konusudur. Jean Paul Sartre in klasik tanımına göre “varoluş özden önce gelir” (Shaw, 2003).
Yani evrensel doğuştan gelen bir insan özü yoktur. Doğarız ve varoluruz ardından özgürce özümüzü
biçimlendiririz. Bir çok varoluşçu en temel konularda bile anlaşamazsa da “bireyselliğe saygı da”
hemfikirdirler. “Yarın ölecekmiş gibi bugünü yaşa” sözü varoluşçuların yaşam felsefesini
anlatmaktadır (Şişman, 2000, s.96). “Varoluşçulukta eğitim, insanın başarıyı, başarısızlığı, çirkini,
güzeli, savaşımı, acıyı, abartmadan; fakat dürüstçe karşılayan yaşantılar geçirmesini sağlayan bir
etkinliktir (Sönmez, 2000, s.50).”
Faydacılık adıyla da anılan Pragmatik felsefe de gerçek “değişim” dir (Şişman, 2000, s.95).
Efesli Herakleitos’a (540-480) göre evrende değişmeyen tek şey değişimdir. Bu nedenle de “Aynı
ırmakta iki kez yıkanamayız. Çünkü hem ırmak değişmiştir; hem de biz.” Doğa kanunları dışında
değişmeyen tek şey değişimin kaçınılmaz olduğudur. Yine bu nedenle doğa kanunları dışında doğru
yoktur. Doğrular kişiye, zamana ve yere göre değişirler. Hayatın birey için anlamı ise kaçınılmaz
değişime sadece uymak değil değişimin öncüsü veya ajanı olmaktır.
“Kökleri Pragmatist felsefeye dayanan İlerlemeci” eğitim anlayışında ise eğitimin amacı kritik
ve yansıtmacı düşünceyi geliştirmektir (Fidan ve Erden, 1998, s.110). Öğretmen rehber ve yardımcı
olmalıdır. Öğrenciler deneyimleri, ilgileri ve değerleriyle birbirinden farklı bireylerdir. Öğretim
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
50
yöntemleri de problem çözme, bilimsel sorgulama, işbirliğidir. Şişman (2000) ve Sönmez’e (2000)
göre bu anlayışta toplumsallığın yerine bireyselliğin ifadesi ve teşviki, dış disiplin yerine özgür
aktiviteler, ders kitapları ve öğretmenlerden öğrenme yerine tecrübe ederek öğrenme, ayrı beceri ve
teknikleri egzersizler yoluyla öğrenmek yerine tecrübe ederek kazanmak, geleceğe hazırlanmak yerine
günün fırsatlarını değerlendirmek, maddesel ve istatistik aşinalık yerine değişen dünyaya ayak
uydurmak önemlidir.
İlerlemeci eğitim programlarında öğrenci tecrübeleri, ilgileri ve yetenekleri merkeze alınır.
Öğretmen dersi öğrencilerin şüphelenmeleri ve kendi kendine öğrenmelerini sağlamak üzere planlar.
Ders kitaplarına ek olarak öğrenci yaparak öğrenir. Sık sık okul dışı alan gezileri yapılır. Doğayla ve
toplumla temas sağlanır. Öğretenler öğrenmeyi teşvik edici oyunlar kullanır. İşbirliği ve hoşgörü
kazandırılması gereken en önemli davranışlardır. Özgürlük, yaratıcılık, oto kontrol teşvik edilir. Doğal
ve sosyal bilimler müfredatta ağırlıklıdır. Değişimi ve ilerlemeyi esas alarak yeni teknolojiler ve
bilimsel ve sosyal gelişmeler tanıtılır. Demokrasi, insan hakları, kadın hakları azınlıklar önemli
konulardır, hoşgörü ve esneklik vazgeçilmez önem taşır. Eğitim değişimi ve gelişmeyi sağlıklı ve hızlı
hale getirmek içindir. Öğrenci merkezlidir. Her öğrenci kendi doğrusuna karar verebilir. Öğretmenler
rehberlik etme görevi yapar.
HÜMANİZM VE HÜMANİSTİK EĞİTİM ANLAYIŞI
Hümanist felsefe de ise asıl olan insandır. “İnsanlık sevgisini, insanın yüceliğini amaç ve
olgunluk sayan bir öğretidir” (Varış, 1994, s.73). İnsanlar farklıdır. Diğer tüm canlılardan farklı
kapasitelere sahiptir. Kendi başına anlamlı yeterli bir bütündür. Asıl olan insanın ilgileri değerleri ve
ihtiyaçlarıdır. Bir bütün olarak insan, madde ve ruh olarak. Ne tam idea ne de Arkhé’dir (Töz).
Blumenfeld’e göre (1993) hümanizm insanın doğanın bir parçası olduğunu ve hala devam
eden bir süreç sonucu (evrim) ortaya çıktığını kabul eder. Bu açıdan çoğunlukla evrimci bir anlayış
olarak ta adlandırılabilir. Ayrıca “insanın belirli bir kültür içine doğduğu ve çoğunlukla o kültür
tarafından biçimlendirildiğini” ifade ederek çevresel faktörlerin etkisine olan güçlü inancı vurgular.
Dini inanç konusunda “ilahi bir güç insanlığı kurtarmayacaktır, insanlar kendilerini kurtarmak
zorundadır”, ahlak konusunda “ahlak otonom ve durumsaldır, dini veya ideolojik bir onay
gerektirmez”, cinsiyet konusunda “kökten dinci ve baskıcı ideolojilerin katı tutumları nedeniyle
insanlar üzerinde cinsiyet eşitsizliği oluşmuştur” hümanist yaklaşımın görüşleridir.
Değişik hayat biçimleri denedik, sadece idea veya idealler için yaşadığımız dönemler, sadece
madde ve materyal amaçlar için yaşadığımız dönemler oldu. Varoluş’un rahatlığını yaşadığımız,
değişimin acımasız ivmesiyle yitip gittiğimiz zamanlar oldu. Son yüzyılda artık kendimiz için
yaşamayı öğrendik. Eğitim anlayışımız da egemen hayat anlayışlarımız doğrultusunda gecikmeli ve
görecelide olsa biçim değiştirmektedir. İdealist hayat anlayışının egemen olduğu toplumlarda din ve
ahlak eğitimine önem verilmiştir. Realist ve maddecilerde üretim ve temel bilimler daha fazla önem
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
51
kazanmıştır. Varoluş felsefesinde insanın kendisini ve kendi kapasitelerini tanıması esasken,
pragmatist felsefede bilgi aktarımı önemini yitirmiştir asıl olan herkese öğrenmeyi öğretmektir.
Hümanizme göre, insanlar diğer canlılar gibi mekanik davranışlar sergilemezler. Yani her
zaman kasıtlı ve değerli davranışlar sergilemeyebilirler. Hümanistler insanı bir bütün olarak çalışmak
gerektiğine inanırlar. İnsanlar hayat boyu yaşadıkları tecrübelerle içinde bulundukları çevre ve sahip
oldukları özel ilgi ve motivasyonla bir bütündür.
Hümanizmde öğrenme ve gelişimle ilgili diğer yaklaşımlarda olduğu gibi kendi içinde
farklılaşmış düşünme biçimlerine sahiptir. Hümanistik felsefe de “laik (birey gelişmek ve büyümek
için kendi içinde ihtiyaç duyduğu her şeye sahiptir), ateist ve dindar (insan gelişiminde dinin önemli
bir rol oynadığına inanan) görüşler mevcuttur” (Patterson, 1987).
Baskın olan görüş, modern ve doğal hümanizmdir. (Aristo ve Socrates). Tüm doğaüstünü
reddeder. Bilim ve sebepsellik esastır. Demokrasi ve insan ilgi ve istekleri önemlidir. Bu nedenle bu
yaklaşıma kültür veya insan merkezli yaklaşım denir. Baskın olmayan ancak önemli bir grup insan da
modern ve doğa esaslı anlayış dışında Tanrı ve olağanüstü bir varlık merkezli anlayışa sahiptir. (Plato,
Aziz Augustine) Bu yaklaşıma göre insan hem maddi hem ruhanidir. Mantıklı ve zeki insan özgür bir
geleceğe sahip olur. Bir insanın en önemli amacı gönüllü olarak tanrının kurallarına itaat etmek
olmalıdır.
Hümanistik eğitim anlayışının felsefi temellerini Abraham Maslow ve Carl Rogers’ın attığı
söylenmektedir. (Anderson, 2003) A. S. Neill ise ilk modern hümanist eğitimci olarak kabul edilir.
Neill İngiltere’de hümanistik ilkelerle çalışan Summerhill okulunu kurmuştur. Amerika da Sudbury
Valley okulları, Yine Amerika, İngiltere, Avrupa ve İsrail de bir çok demokratik değerler okulu hem
ilerlemeci hem hümanist okullar olarak kabul edilebilir.
İlerlemeci eğitim anlayışı ile Hümanist eğitim anlayışı benzer özellikler taşımaktadırlar.
Blumfeld (1993) ilerlemeci eğitimle hümanist eğitimin aynı olduğunu söylemektedir. Ancak bir çok
eğitimci için ilerlemeci ve hümanist eğitim anlayışı benzer nitelikler taşısa da aynı değildir. Grill
(2002) ilerlemeci eğitim anlayışı ile hümanistik eğitim anlayışını Tablo 1’de karşılaştırmıştır.
Gage ve Berliner’e (1991) göre hümanistik eğitim anlayışında beş temel hedef vardır.
Kişisel yönlendirme ve Bağımsızlığı teşvik.
Ne öğrenilmesi gerektiğini seçme sorumluluğunun verilmesi.
Yaratıcılığın geliştirilmesi.
Şüphecilik.
Sanatsallık. Sanatsal bir yön.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
52
Tablo 1
İlerlemeci ve Hümanist Eğitim Anlayışlarının Karşılaştırılması
İlerlemeci Eğitim
Hümanist Eğitim
Amaç:
Sosyal değişimi teşvik edecek şekilde
kültürü ve sosyal yapıyı aktarmak;
Bireye pratik bilgi ve problem çözme
becerisi kazandırmak.
Bireyi sürekli eğitime ve değişime açık
olacak şekilde geliştirme; Kişisel
gelişimi ve büyümeyi
destekleme;Toplumu değiştirmek için
bireyin kendini tanıma ve
gerçekleştirme becerisini geliştirmek.
Öğrenci:
Öğrenmede öğrenci ihtiyaç, ilgi ve
deneyimleri anahtar durumundadır;
İnsanlar eğitimle geliştirilebilecek
sınırsız kapasitelere sahip görülür.
Öğrencinin yüksek derecede istekli
olması ve kendi yolunu çizmesi
beklenir; kendini geliştirme ve
öğrenmede öğrenci sorumluluk
sahibidir.
Öğretmen:
Organizatör; eğitici deneyimler yoluyla
öğrenmeye rehberlik eden; öğrenme
sürecini uyaran, kışkırtan ve
değerlendirendir.
Yardımcı; destekçi; ortak; tanıtan ama
yönlendirmeyen, uygun öğrenme
atmosferi yaratan.
Otoritenin
kaynağı:
Kültür, Bireyin deneyimleri
Kişi/Öğrenci
Anahtar
kelime
&Kavramlar:
Problem çözme; deneyim esaslı
öğrenme; demokrasi; hayat boyu eğitim;
pragmatik bilgi; ihtiyaç analizi; sosyal
sorumluluk.
Deneysel öğrenme; özgürlük; duygular
ve bireysellik; kendi (öz) yönlendirme;
etkileşim; açıklık; işbirliği; özgünlük;
varoluşçuluk.
Yöntem:
Problem çözme; bilimsel yöntem;
etkinlik yöntemi; deneysel yöntem;
proje yöntemi; tümevarım yöntemi.
Deneysel; grup çalışması; grup
tartışması; takım öğretimi; buluş
yöntemi.
Önemli
insanlar:
Spencer; Pestalozzi, Dewey, Bergevin,
Sheats, Lindeman, Benne.
Erasmus, Rousseau, Rogers, Maslow,
McKenzie.
Zaman
çerçevesi:
Başlangıç 16. yy Avrupa, John
Dewey’le 1900’lu yıllar Amerika.
Eski Çin, Yunan ve Roma’ya dayanır.
1950-60’lı yıllar Maslow ve Rogers’la
Amerika.
Yine Gage ve Berliner’e (1991) ve Stewart (2003) göre hümanistik yaklaşımın bu hedeflere
ulaşmak için eğitim programlarına koyduğu ilkeler ise aşağıdadır;
Tam bağımsız birey yetiştirmek amaçlanır. Öğrenciler sadece birer numara değil birer
bireydir.
Zorlama ve direktif yoktur, ilgi ve saygı vardır.
Öğrenci aktif olmaya özendirilir ve kendi tercihlerini yapmalarına teşvik edilir.
Öğrencileri öğrenmek istedikleri ve ihtiyaç duydukları şeyleri en iyi öğrenirler
Nasıl öğrenileceğini bilmek çok miktarda bilgi almaktan daha değerlidir.
Öğretim öğrenci ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarını temel almalıdır.
Kuralları, kaynakları ve uygulamaları öğrenci belirlemelidir.
Düşüncede çeşitlilik ödüllendirilir.
Öğrenci başarısı için en anlamlı değerlendirme öğrencinin öz değerlendirmesidir.
Duygular da gerçekler kadar önemlidir.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
53
Tehdit edici olmayan ortamlarda öğrenciler daha iyi öğrenirler.
Hümanist teorinin öğretim ilkeleri arasında öğrenci merkezli olması, sosyal bir kişilik
gelişiminin esas olması, performans temelli, test ve sınav ağırlıklı eğitim anlayışına karşı olması, buluş
yoluyla öğrenme ve öğrencilerin duygu ve kişisel tercihlerine saygı duyulması ön plana çıkmaktadır.
Kirschenbaum’a göre (1975) hümanist anlayışın 3 temel özelliği;
Müfredatın içeriği açısından - Eğitim programının öğrencilerin gerçek hayatıyla ilgili
konulardan oluşmuş olması.
Müfredatın işlenişi bakımından - Bilişsel, duyuşsal anlamda tüm öğrenci odaklı olması.
Okul ve grup yapısı bakımından - Zamanlama ve okul çevresini hümanist öğretimi ve bireysel
sınıfları destekleyecek şekilde düzenlenmesidir.
Sturt’a göre (2004’te alınmıştır) hümanist eğitim anlayışı okul bazında açık sınıf ve alternatif
değerlendirme yöntemlerini ön plana çıkarırken sınıf bazında ise etkinlikler, müfredat, sosyal ve
düşünsel beceriler öğrenci merkezlidir. Hümanist eğitimde duygular, öz benlik, iletişim ve kişisel
değerler vurgulanmaktadır. Hümanist eğitim anlayışında yarışma yoktur, işbirliği teşvik edilir,
müfredat sınırlılığı yoktur, öğrenci merkezlidir, katı zamanlama yoktur, amaçlar öğrenciye görecelidir.
Huitt (2001) ve Aspy and Roebuck’e (1975) göre hümanistik anlayış için iyi öğretmen;
Her fırsatta öğrencilerin katılacakları etkinlik ve alacakları rolleri kendi seçmeleri için imkan
veren,
Öğrencilerin gerçekçi amaçlar belirleyebilmeyi öğrenmesine yardım eden,
Sosyal ve Duyuşsal becerileri geliştirmek için öğrencilerin grup çalışmasına ve işbirliği içinde
öğrenmeye teşvik eden,
Uygun olduğunda grup tartışmalarına imkan veren ve sadece yönlendirici olarak görev yapan,
Güçlendirmek istediği davranış, inanç ve huylar için rol modeli olan,
Öğrencilerin duyguları konusunda duyarlı olan,
Öğretimle ilgili öğrenci görüşlerini alan,
Övgüde bulunan,
Tebessüm etmeyi ihmal etmeyen öğretmendir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Dünyada küreselleşme ile birlikte teknolojik gelişmeleri takip etmekte zorlandığımız bir
dönemi yaşamaktayız. Bu çağın adı “bilgi” çağıdır. Değişimin hızı baş döndürücü, getirdiği yenilikler
mucizevidir. Teknolojideki bu değişiklikler hayatımızın bir çok alanına da derhal nüfuz etmektedir.
İsteyerek veya değil insanlar ve toplumlar kendilerini bu değişim tufanı içerisinde bulacaklardır.
Kendileri ve toplumları için doğru araçları geliştirenler ayakta kalabilecek veya sonrasında avantajlı
duruma geleceklerdir. Değişimin en temel unsuru her dönemde olduğu gibi bu dönemde de insandır.
İnsanı esas almayan hiçbir değişim veya anlayış ayakta kalamayacaktır.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
54
Hayatı ve hayati algılarını insan üzerine odaklayan felsefe hümanizmdir. Eğitimin ve eğitim
kurumlarının gelecek toplumlarının ihtiyaç duyduğu değişimi gerçekleştirebilmesi için kendi
anlayışlarını da insan odaklı hale getirmeleri kaçınılmazdır. Bu ise ancak hümanist eğitim anlayışını
egemen kılmakla mümkündür.
Hümanist olmak cesaret ister. İlkin kendimizi ve geleneksel kalıplarımızı yıkmamız gerekir.
Bugüne kadar yaptıklarımız doğru olsaydı bu kadar iç karartıcı bir dünyada yaşıyor olmazdık. Bu
nedenle artık cesur olmak zorundayız.
KAYNAKLAR
Anderson, M. (2003) Educational Psychology; PSY501 dersi web sayfalarından
(
http://facultyweb.cortland.edu/andersmd/HUMAN/MENU.HTML
) 2003’te alınmıştır.
Aspy, D, & Roebuck, F. (1975). “The relationship of teacher-offered conditions of meaning to
behaviors described by Flanders' interaction analysis”. Education 95, 216-222.
Blumenfeld, S.L. (1993) Nea: Trojan Horse in American Education. (7th ed.) Idaho; Paradigm.
Fidan, N., & Erden, M. (1998) Eğitime Giriş. Alkım Yayınevi. İstanbul.
Gage, N. & Berliner, D. (1991) Educational Psychology (5th ed.) Boston: Houghton, Mifflin.
Gutek, G., L. (1997) Eğitime Felsefi ve İdeolojik Yaklaşımlar. Çev:Nesrin Kale. Pegem Yayıncılık.
Ankara.
Grill, J. (2002) Adult Education; Cheat Sheet for teh MAster’s Comps. Lesson notes, ADE5080.
Florida State University (
http://www.fsu.edu/~adult-ed/jenny/philosophy.html
)
Huitt, W. (2001) Humanism and Open Education.
(
http://chiron.valdosta.edu/whuitt/col/affsys/humed.html
)
İltaş, N. (2000) Felsefenin Doğuşu. (
www.öğretmenlersitesi.com/yazi/arsiv/necatiltas/felsefe01.htm
).
Joad, C.,E.,M. (1985) Dünyanın Büyük Felsefeleri (Çev: Semih Umar). Remzi Kitapevi, İstanbul.
Kirschenbaum, H. (Ed.). (1975). The catalogue for humanizing education. Saratoga Springs, NY:
National Humanistic Education Center.
Kneller, G. F. (1971). Foundations of Education. New York: John Wiley and Sons, Inc.
Larry J. Shaw (2003). Five Educational Philosophies: Existentialism.
(
http://edweb.sdsu.edu/people/LShaw/F95syll/philos/phexist.html
, erişim: 2003).
Patterson, C., H. (1987) “What has happened to Humanistic Education”. Michigan Journal of
Counselling and Develeopment, Vol. XVIII, No.1, pp. 8-10.
Politzer, G., (1997) Felsefenin Başlangıç İlkeleri. Çev:Enver Aytekin. Sosyal Yayınlar. İstanbul.
Sönmez, V. (2000) Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Anı Yayıncılık, Ankara.
Sönmez, V. (1996) Eğitim Felsefesi. Pegem Yayıncılık, Ankara.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com
ISSN:1304-0278 Kış 2005 C.3 S. 11 (47-55)
55
Stewart, W. (2003). Foundations of Education (Educ 2112, lesson notes). Oklahoma Panhandle State
University. (
http://www.opsu.edu/education/Stewart/presentations/Chapter 11 Handouts with
slides.pdf
).
Sturt
G.
(2004)
“Humanistic
Approaches
to
Teaching”
(
http://www.garysturt.free
online.co.uk/human.htm
)
Şişman, M. (2000) Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Pegem Yayıncılık, Ankara.
Varış F. (1994) Eğitim Bilimlerine Giriş. Atlas Kitapevi, Konya.
Dostları ilə paylaş: |