İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede


- Şüpheli Emin Caner YİĞİT in babası Cemal YİĞİT'in



Yüklə 6,15 Mb.
səhifə14/50
tarix15.07.2018
ölçüsü6,15 Mb.
#56047
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   50

4- Şüpheli Emin Caner YİĞİT in babası Cemal YİĞİT'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde ;

Oğlu Emin Caner YİĞİT'in 2004-2005 yıllarında Veli KÜÇÜK'ün şoförlüpnü yaptığını, halen gözaltında bulunan şahıslardan Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını diğer şahıslan tanımadığını, Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünden ayrılmasından sonra görüşmeye devam ettiğini, Veli KÜÇÜK in oğluna ihtiyaç duyduğunda yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de hem kendisi ile görüşüp şoförlüğünü yaptığını,



5-şüpheli Doğu PERİNÇEK'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde:

2003 yılında yapılan İstanbulda'ki Kıbrıs mitinginde Veli KÜÇÜK ile karşılaştığını, bunun dışında yüz yüze görüşmediğini, 2003 yılı Temmuz ayında AKP iktidarının meclisten "İKİZ İHANET SÖZLEŞMELERİ" ni geçirmesi sonrasında, İstanbul İl merkezinden dört kez arayarak bu yasalarla ilgili bilgi aldığını, emekli Generallerle toplantı halinde olduklarını, kendisinin o dönem Çankaya'da Cumhurbaşkanı ile görüşerek bu yasalarla ilgili sözlü açıklama yaptığını ve bir dosya verdiğini okuduklarını anlattığını, bu olalyla ilgili değerlendirmesini sorduğunu, kendisinin de Türkiye de etnik grupları ve cemaatlere ayrı devlet kurma, ayrı eğitim sistemi kurma gibi Türkiye yi bölmeye yönelik haklar tanıdığını anlattığını, bu şekilde Cumhurbaşkanına verdiği dosyanın bir örneğini Veli KÜÇÜK'e gönderdiğini, bu olayda olduğu gibi gazetelerden de izleyerek General Veli KÜÇÜK'ü Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, ABD ve AB devletlerine karşı savunan konumlarda olduğunu gördüğünü,



Aydınlık Dergisinin 25 Ağustos 1996 tarihli sayısının kapağında Veli KÜÇÜK'ün "Eşref BİTLİS'İ ABD öldürttü" şeklindeki açıklamalarına yer verdiklerini, ancak 10 yıl ismini sakladıklarını, kamu oyuna açıklamadıklarını, Eşref BİTLİS'İ kimin şehit ettiğini içeren açıklamanın komutanların emri olmadan yapılmayacağını bildiklerini, açıklama çeşitli televizyonlarda ısrarla dile getirmesine rağmen Genelkurmay tarafından yalanlanmadığını, bu olguda açıklamanın üst komutanların bilgisi dahilinde yapıldığını gösterdiğini, bu nedenle Atlantik devletleri tarafından mimlenen generallerden biri olduğu kanısında olduğunu, basında ABD ve AB yanlısı kiralık kalemlerin sürekli Veli KÜÇÜK'e saldırmaları dikkatini çektiğini bunun dışında Veli KÜÇÜKTe hiçbir görüşme ve ilişkisinin olmadığını,



Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Abdullah ÖCALAN'm avukatı Doğan ERBAŞ ile ilgili yaptıkları iddia edilen görüşmeyi Adnan AKFIRAT'm bileceğini, kendisinin odasında kesinlikle görüşme yapılmadığını,

Veli KÜÇÜK'ün Ulusal Kanal ve Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili yaptığı çalışma sorulduğunda; Bu yönde görüşme yapmadığını, ancak USİAD başkanı Kemal ÖZDEN'in Ulusal Kanal'ın yüzlerce ortağından biri olduğunu, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN ile ortak bir televizyon kanalı kurulmasını görüştüklerini, fakat bunun olmadığını, Ferid İLSEVER'in Kemal ÖZDEN le bir yemekte konuşulduğu, bu yemeğe Veli KÜÇÜK'ün de katıldığını anlattığını,

Veli KÜÇÜK ile hiçbir zaman hiyerarşik yapı içinde olmadığını, kendisinin "ikiz ihanet yasaları" ile ilgili mektubu dışında Veli KÜÇÜK' e hitaben yazılmış bir yazısının olmadığını beyan ettiği.



6- Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde:

Kendisini 2004 yılı Kasım ayında İlyas TOPSAKAL ve Ahmet Hoca isimli şahıslar Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını. İlyas TOPSAKAL'm Türk Dünyası Araştırma Vakfında editörlük yapan bir şahıs olduğunu, İlyas TOPSAKAL kendisine "Veli Paşa bir güvenlik şirketi açacak, burada eğitim ve iş verilecek, sende ona yardım et, sertifikanı alıp bir yerde güvenlik şirketinde başlarsın" dediğini, kendiside bunun üzerine teklifini kabul ettiğini, kendisini İlyas TOPSAKAL ve Ahmet Hoca..? isimli tanıdıkları Türk Dünyası Vakfına beni davet ettiklerini. Bahse konu yere gittiğinde Veli KÜÇÜK'te orada olduğunu gördüğünü, kendisi ile görüştüğünü, Bu görüşmede Veli KÜÇÜK'ün yeni kurulacak olan güvenlik şirketi ile ilgili ofisboy olarak çalışacağını ve bu şirketten güvenlik sertifikası alacağını konuştuklarını ve bu şekilde işe başladığını, Çalıştığı zaman zarfında Veli KÜÇÜK'ten yaptığım hizmete karşılık 600 YTL para aldığını, Veli KÜÇÜK'ü ile sayede tanıdığını, Bayram ve özel günlerde kendisi aradığını,

Veli KÜÇÜK ile en son 10-15 gün evvel telefon ile görüştüğünü, Veli KÜÇÜK'ün kendisini telefonla aradığını ve kendisini kullanmış olduğu 34 SB... plakalı Kia Sorento marka aracının asker korumaları tarafından lastiğinin patlatıldığmı, ve lastiğin yanldığım söylediğini ve lastik bulmak için yardım istediğini, Kendisinin de bulduğu lastikleri Veli KÜÇÜK'ün Gayrettepe'de bulunan evine götürdüğünü, lastikleri korumalara teslim ettiğini, Veli KÜÇÜK ile en son görüşmesinin bu şekilde olduğunu beyan etmiştir.

Bayram ve özel günlerde kendisini aradığını, başka bir ilişkisinin olmadığını,.



Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER ve Boğaçkaan MURA THAN arasındaki ilişki sorulduğunda; şahıslar arasındaki ilişkiyi bilmediğini>/fjlzjg,>samimiyetinin olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün yanma Sedat PEKER vasıtasıyla girmed||pjii,










U 1 ' t-fe

7- şüpheli Emin GÜRSES'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde Veli KÜÇÜK'ü öncelikle görevlerinden ve yaklaşık 6 yıl kadar önce Kaymakam Kemal Bey'i anma törenlerinden tanıdığını, Ancak daha önce Veli KÜÇÜK'ü basından tanıdığını, Zaten bu şahıslarla genel olarak tanışmamın kaynağı ve başlangıç noktası bu olduğunu, Veli KÜÇÜK'ü vatansever bir asker olarak tanıdığını, Veli KÜÇÜK ile herhangi ortak bir ticaretinin olmadığını, En son ne zaman görüştüğümü tam olarak hatırlamadığını, Ancak ara sıra kendisini aradığını, Kendisinde Veli KÜÇÜK'ün telefon numarasının olmadığını, Ancak Veli KÜÇÜK'ÜN kendisinin telefonumu bulup aradığını, Kendisini bir kraç kez de Sakarya Üniversitesindeki birkaç öğrenciye burs ve yurt konusunda yardım etmesi için aradığını,

Aynca isminin burada geçmesini istemediği ve armatör olan bir yakınım kendisini, kendilerinden para (haraç) istenildiğinden ve bu olayda Veli KÜÇÜK isminin de geçtiğinden bahsettiğini, kendiside bu olayı başka biri aracılığı ile Veli KÜÇÜK'e ilettiğini ve kendisinin bu iletim sonrasında olayın çözüldüğünü, Olayın çözülmesinden sonra teşekkür amaçlı Veli KÜÇÜK'ün yanma gittiğini, Görüşmelerinde Veli KÜÇÜK bana adının kullanıldığını söylediğini, ve hatta bu şahıslara Veli KÜÇÜK'ün küfür bile ettiğini,

Çöregani isminde, İran Azerbayca'nmda yaşayan Azeri bir profesörün olduğunu, bu şahsın Veli KÜÇÜKTe aralannm iyi olduğunu, son zamanlarda şahsın CIA ile bağlantılı olduğunu bildiği, İran Azerbayca'nmda bağımsız bir Azerbaycan devleti kurma faaliyeti içinde olduklanm duyduğunu, bunun Azerbaycan'daki Azeri Türkleri için sıkıntı olacağını her yerde söylediğini, Veli KÜÇÜK de Azerbaycan meselesiyle yakından ilgilendiği için Veli KÜÇÜK'le irtibat kurduğu ve son zamanlarda aralannın açık olduğunu herkes tarafından sorulduğunu,

Bülent isimli şahısla yaptığı görüşmede, Bülent'in Veli KÜÇÜK'ün on numaralı adam olduğundan bahsettiği, bir numaranın Şener ER UYGUR olduğunu, listede Abdullah OCALAN'ın da bulunduğunu, Mehmet AĞAR'ın da listede üç veya dördüncü şahıs olduğunu, "... yalnız bunları topyekün çıkartsınlar Doğu PERİNÇEK'in anasını ağlatacaklar." Şeklinde beyanlarda bulunduğu hatırlatılarak, Bülent'in bu bilgileri nereden temin ettiği, neden kendisine bildirdiği, ismi geçen şahısların operasyon kapsamında irtibatları hakkında bilgisi sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Bülent AKKAR olduğu, Sakarya Otobüs terminalinde büfesi olduğunu, Bülent AKAR'm bu bilgileri Mehmet AĞAR'ın yanındaki, Mustafa...? isimli şahıstan almış olabileceğini, Bülent AKKAR'ın Doğu PERİNÇEK'i sevdiğini, bu yüzden Ergenekon'la ilgili bütün suçlann Doğu PERİNÇEK'e yüklenebileceğini, bu şekilde Doğu PERİNÇEK'e zarar verilebileceği düşüncesiyle beyanlarda bulunduğunu, belirtmiştir.

8-Ferid İLSEVER İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde

Çırağan sarayında yapıldığı söylenen ve kendisinin de katıldığı söylenen bir toplantının olmadığını ve doğru olmadığını, Ancak daha sonra Akatlar'da yapılan Gürbüz ÇAPAN, Veli KÜÇÜK ve Kemal ÖZDEN'in katıldığı bir akşam yemeğine USİAD Başkanı Kemal ÖZDEN'in davetlisi olarak katıldığını, Veli KÜÇÜK ile bu toplantı dışında başka bir görüşmesinin olmadığını, Toplantının konusunun o zaman zor durumda bulunan Cumhuriyet gazetesine destek olmak olduğunu, Bu toplantı geçtiğimiz haftalarda basında Cumhuriyet gazetesini satın almak ve bir ulusal medya grubu kurmak şeklinde yer aldığı. Bunu tamamen yalan olduğunu, Basında bu toplantıya katıldığı söylenen Ümit ÜLGEN 13 Mart 2008 tarihinde tüm basına yaptığı açıklama ile toplantıyı yalanladığını, Aynca Gürbüz ÇAPAN'nm da 14 Mart tarihinde yaptığı basın açıklaması ile h^eriö.-4.arnamen yalan olduğunu ifade ettiğini ve Ferid İLSEVER'in Veli KÜÇÜK ile bir^Şjedya^hbu,^)lduğu haberinin uydurma olduğunu söylediğini,. Çapan aynca bu toplantıda^^mal^ZDEÇMfahip olduğu Cumhuriyet



hisselerini satmayı teklif ettiğini onun da bunu kabul etmediğini söylediğini, kendisinin Cumhuriyet gazetesini satın alarak Gürbüz ÇAPANTa, Veli KÜÇÜK ile birlikte kuracağım medya grubunun olmadığını, olamayacağını, Bu haberlerin cumhuriyet gazetesi ile aralarını açmak için uydurulmuş haberler olduğunu, bilginin tamamen yalan olduğunu,

Kendisinin aksine İlhan SELÇUK ile Cumhuriyet ve Ulusal Kanalın olanaklarını birleştirerek bir Cumhuriyet televizyonu yapılması fikrini birkaç kez görüştüğünü,

Maddi güçleri el vermediği için bu projeyi gerçekleştiremediklerini, Savcılığın Tuncay GÜNEY gibi CIA'nm hizmetine girmiş bir elemanı tanık göstermesi utanç verici olduğunu, Tuncay GÜNEY'in kendisinin de söylediği gibi yurt dışına çıkış yasağı olduğu halde ABD'den 10 yıllık vize aldığını, ve ABD'ye giderek CIA Newyork İnstute adlı internet sitesinin başına şef editör olarak oturtulduğunu, buradan yaptığı yayınlarla da Türklüğe ve Müslümanlığa hakaretlerde bulunduğunu, Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe övgüler yağdırdığını, Türk'ler Ermenileri baltalarla kestiği, Şeklinde yalanlar uydurduğunu, Fatih ALTAYLI'ya da açıkladığı gibi iftiharla Haham olduğunu ifade ettiğini beyan etmiştir.



9-Güler KÖMÜRCÜ İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde :

Veli KÜÇÜK' ü 2000 yılında düzenlenen bir panelde tanıdığını, Veli KÜÇÜK'ile herhangi bir vasıta ile tanışmadığını, Panel de direk tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ün kendisinin haber kaynağı olan birisi olmadığını, Gazeteci kimliği ile görüşlerine başvurduğu birisi olmadığını, Ancak tanıştıktan sonra ailesi ile de tanıştığını, Yılbaşı ve bayramlar veya özel günlerde telefon açıp tebrik ettiğini ve ailesi ile görüştüğü kişi olduğunu. Başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını,

Ve ayrıca Veli KÜÇÜK ve Sedat PEKER' in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmediğini, Ancak medyadan kendilerinin tanışık olduğunu okuduğunu, Bu şekilde öğrenmiş olduğunu, İkisini bir arada da görmediğini,

İsmini vermek istemediği bir arkadaşının kendisine evinin içersinin dinlendiğini söylediğini. Kendisinin de bunun üzerine güvenlik şirketinden yardım almak üzere bu konuda çevresi olduğuna inandığı Veli KÜÇÜK'ten bilgi istediğini, Veli KÜÇÜK'ün de kendisine bir güvenlik şirketi önerdiğini ve gelip evde arama yaptıklarını, ve herhangi bir şey bulamadıklarını, kendisinde bilgiyi ciddiye almakla beraber emin olduktan sonra güvenlik güçleri ve adiliye müracaat etmeyi düşündüğünü, ancak asılsız çıktığı için de bir müracaatta bulunmadığını beyan etmiştir.

Veli KÜÇÜK ve ailesi ile de yılda birkaç kez görüştüğünü beyan etmiştir.

10-Hayrettin ERTEKİN Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde :

Veli KÜÇÜK' ün evini bilmediğini aynı zamanda karşılaşmadığını, Veli KÜÇÜK'ü kimsenin sevmediğini, Veli KÜÇÜK'ün Örgüt kuracak bir kapasite de olmadığını, Silahlı kuvvetlerde sevilen bir kişi olmadığını, Nasıl general olduğunu hala anlamış olmadığını beyan etmişsede

22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşmede, KÜRŞAT PAŞA emekli general KÜRŞAT ATILGAN'dır, kendisi halen MHP Adana milletvekilidir, kendisi ile yaptığımız samimi bir görüşmedir dedi.

Konuşmanın içeriğinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR" şeklindeki sözleri ile neyi kastettiği sorulduğunda;

"KEMAL olarak bahsettiğim medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden KEMAL KERİNÇSİZ'i kastediyorum, bunlar akıllı adamlar değiller, örgüt olamazlar, olsa olsa mafya olabilirler, onu kastediyorum, MİLLJYjESÇ^İĞİ KENDİ KAFALARINA GÖRE YAPIYORLAR diyorum, aslında milliyetçilik, vatap|hct^lete faydalı olmakla olur




ti ,-~„ r >\

demek istiyorum, benim Silahlı Kuvvetlerden görüştüğüm ve aldığım izlenime göre VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğüm tavır içinde olduğunu değerlendirdim, onun için bu şekilde söyledim" dediği.

HAYRETTİN ERTEKİN : (ARKA PLANDA: İsmail'in soyadı neydi?)

HAYRETTİN ALP : Efendim

H.ERTEKİN : Alo Reisim selamünaleyküm Hayrettin ben nasılsın? H.ALP : Aleykümselam Aleykümselam Allaha şükür sen nasılsın? H.ERTEKİN : Valla iyidir be uğraşıyoruz keyfin nasıl? H.ALP : Allaha hamd olsun sen nasılsın ağam

H.ERTEKİN : İyiyim bizde uğraşıyoruz hamdolsun yaramaz birşey yok H.ALP : Nasıl gidiyor?

H.ERTEKİN : İyi izledin mi haberleri ne o milleti toplamışlar

H.ALP : Onları izliyorum

H.ERTEKİN : Ya ne oluyor Drej Mirej

H.ALP : Valla Hayrettin bey bak sana da gelirler ha

H.ERTEKİN : Bana da yakında bana da gelirlerde bana uzak uzak kalıyorlar
biraz onlar bilirler onlar bilirler kime gideceklerini
H.ALP : Ha Teyet geçerler diyorsun
H.ERTEKİN : Bizden...

H.ALP : Nedir bu sence?

H.ERTEKİN : Bu bu şeydir ya bu operasyon iki tane ayağı var eee bir örgüt kurmuşlar sözüm ona bunlar Malazgirt şeyi Kuvayi Milliye diye bu ikisinin işte Türkiye'de örgütlenmeye çalışıyorlar parti olacaklardı bunlar parti kuracaklardı

H.ALP : Hı

H.ERTEKİN : O parti işte bazı para kaynaklan şunlar bunlar 7-8 aydır takip ediliyorlardı ama Drej'in Mrej Sami HOŞTAN'ın falan işi ne onu anlayamadım H.ALP : Şey mi var o tahsilat işleri de mi var?

H.ERTEKİN : Tahsilat işleri de herhalde ordan geçiyor bildiğim kadanyla onun için böyle birbirlerine ...

H.ALP : Örgüt mü kurdular acaba?
H.ERTEKİN : Ya işte böyle bir sistem ...
H.ALP : Haram parayla helal iş yapılmaz kardeşim
H.ERTEKİN : Aynen öyle aynen bunlar

H.ALP


H.ERTEKİN : VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ

PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BAKALIM

H.ALP : Paşalar ikaz etmedi mi bunu?

H.ERTEKİN : Yav çağırdılar korumalannı aldılar rütbeni sökeriz sıfıra düşürürüz dediler ikaz etti Genel Kurmay Ordu Evlerine sokmayız dedi git dedi Bilecekte evinde otur orda dediler BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA YİNE BAŞLADI

H.ALP : Evini de bitirdi ne güzel otursaydı
H.ERTEKİN : Bitiriyordu orda çiftlik kurmuş




H.ALP : Emekliliğin sefasını sürseydi ne işin var abicim H.ERTEKİN : Ya söyledim ona Bilecik'te otur be kardeşim dedim, 22/01/2008 tarihinde 13:47'de HAYRETTİN^feR^e yaptığı görüşme okundu,







soruldu;

HAYRETTİN ALP Bakırköy sahiline giderken Yedikule'de Onbaşılar Ocak Salonu isminde kebap salonu işleten şahıstır, onla yapmış olduğumuz görüşmede "REİSİM" şeklinde birbirimize hitap ederiz, ikimiz aynı yaşlardayız, yani REİSLİKTEN kasıt ben Belediye Başkanlığı olarak anlıyorum, ben DREJ ALİ'yi SAMİ HOŞTAN ı gazeteden okudum, kendilerini tanımam, VELİ KÜÇÜK'ün uyarılmasını ben İKAZ ETTİK şeklinde söylemiş isem de Genelkurmay'dan düzgün insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istiyorum, yoksa benim kendisini ikaz etmem söz konusu değildir, bizim televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların kendisini ikaz ettikleri konusu açılmıştı, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duydum, yoksa benim kendisini ikaz etmem uyarmam söz konusu değildir, görüşme içinde geçen insan kaçakçısı İSMAİL işyeri sahibi olup, benim yanımda çalışan NİLÜFER ismindeki kız o yeri müşterisine kiralamak istemiş, onla ilgili araştırma yaparken oradakiler insan kaçakçısı İSMAİL demişler, öyle bir konuşma geçmiş dedi.

Ben VELİ KÜÇÜK'ün normal insanlarla gezmediğini, MUZAFFER TEKİN'le, SEDAT PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle adının anıldığını gördüğüm için o şekilde konuştum. Şeklinde yaptığı görüşmeden de Veli KÜÇÜK'le irtibatlarının olduğu ve bunu gizleme ihtiyacı duyduğu anlaşılmaktadır.

11-Mehmet Fikri KARADAĞ'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde:

Veli KÜÇÜK ile 1992 veya 1993 yılında Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığına atandığı zaman tanıştıklarını, Veli KÜÇÜK'ün Alay komutanı olarak geldiğini, . Hatırladığı kadarıyla o zamanki rütbesinin yarbay olduğunu, Yaklaşık 1 veya 2 yıl birlikte terörle mücadele kapsamında görev yaptıklarını, Eşref BİTLİS'in şehit olduğu dönemde beraber olduklarını, Eşref BİTLİS'in arkasından ağladığını gördüğünü, Komutanlıklarının ayrılmasından sonra Veli KÜÇÜK'le hiç görüşmediğini, Veli KÜÇÜK ile herhangi özel bir amaçla görüşmediğini, Ancak görev amaçlı görüşmelerinin olmuş olabileceğini, Özel günlerde kutlama amacıyla görüşmüş olabileceklerini,

Aynca emekli olduktan soma Türk Dünyası Araştırma Vakfmdaki konferanslarda merhabalaştıklanm, Bu görüşmelerin 5-10 kez olduğunu,

Tarihten bir ay kadar önce aynı vakıfta karşılaşıp selamlaştıklannı, Ancak özel bir görüşmelerinin olmadığını, Hatta kendisinin Kuvvayı Milliye çalışmalan ile ilgili de herhangi bir beyanda bulunmadığını, Veli KÜÇÜK'ün terörle mücadeledeki görevlerinde çok başarılı birisi olduğunu beyan etmiş isede Gizli Tanık 17 beyanında bizzat Veli KÜÇÜK'ün kadıköydeki Kuvayı Milliye Derneği (1919) ne gelip sol gruplarında aynı amaca hizmet eden kardeşleri olduğunu bu sebeple onlarla birdaha sürtüymemelerini beyan etmiştir.



12-Muammer KARAbULUT'un İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde:

Veli KÜÇÜK'ü, kendisi tarafından önerilen ve başlatılan Fener Rum


Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması ile ilgili patrikhanenin önünde 2005 yılında yapılan
basın açıklamasında gördüğünü, Daha sonra Finansbank"m Yunan milli bankasına
satılmasında Fener Rum Patrikhanesini sponsor olarak gördüğü ve Gima"nın Finansbanka ait
bir kuruluş olmasından dolayı yine Gima"nın güvenlik işinin Veli KÜÇÜK tarafından
yapılmasından dolayı arama gereği duyduğunu, Bunun üzerine Sevgi ERENEROL"dan
telefonunu alarak Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, Finansbank ve sahibi Hüsnü ÖZYEGİN
olayını anlattığım, Satışla ilgili yazdığım makaleleri kendisine faksladığım, 2006-2007
yılında Veli KÜÇÜK'ün kendisini Antalya Jandarma kampına davet ettiğini ve Finansbank
üzerine konuşup yemek yediklerini, Daha sonra bir kez telefonla konuştuklannı ancak
konusunu hatırlamadığını, Veli KÜÇÜK ile göröşmejUjBats^ep Finansbank'in satılması ile
ilgili olduğunu, *

En son yaklaşık 2-3 ay kadar önce Veli KÜÇÜK'ü basında hakkında çıkan yazılar ile alakalı aradığını ve fikir aldığını, bir müddet konuştuklarını ve bir daha görüşmediklerini beyan etmiştir.



13-Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nım İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde :

e-mail incelemesi neticesinde coco isimli şahısla sanal ortamda görüşmesindeki geçen Ramazan AKYÜREK'e yapılacak olan suikast ili ilgili soru sorulduğunda Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını. Kendisine hiçbir kimse bu konuda herhangi bir talimat vermediğini. Kendisinin de zaten böyle herhangi bir şey düşünmediğini . Görüşme yaptığı şahısların kendisi ile dalga geçeceklerini bildiği için bu şekilde görüşme yaptığını beyan etmiştir

Şüpheli izzet YILMAZ'ın alınan ifadesinde ;

Veli KÜÇÜK ismini ilk defa Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU dan duyduğunu, Vatan'ın kendisine, bu şahsın Paşa olduğunu ve görüştüğünü anlattığını, başka bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

14-Vedat YENERER'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde :

Veli KÜÇÜK ile 2003 yılında tanıştığını, kendisinin o dönemde Habertürk Televizyonunda haber programlan yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün bu dönem içerisinde posta yoluyla Kuvai Milliye isimli dergiyi ve kartvizitini gönderdiğini, Veli KÜÇÜK'ü programa katılması için telefonla aradığını, ancak şahsın katılmadığını, 2004 yılı içerisinde Veli KÜÇÜK'ün daveti üzerine Gima'nm Ümraniye de bulunan genel merkezine gittiğini, o sırada Veli KÜÇÜK'ün Gimanm yönetim kurulu üyesi olduğunu,

2004 yılı içerisinde Veli KÜÇÜK'ün kurduğu ve Şirin Evlerde faaliyet gösteren Profesyonel Güvenlik isimli iş yerine, daveti ile gittiğini, Veli KÜÇÜK'ün özel güvenlik alanında Çinlilerle bir anlaşma yaptığını anlattığını, bu konuyu Yeniçağ gazetesinde haber yaptığını, _

İlerleyen dönem içerisinde, Veli KÜÇÜK ile Türk Dünyası Vakfının yapmış olduğu bir toplantıda karşılaştığını, ayrıca 2006 yılında Pusu Hikayeleri isminde bir kitap hazırlamaya başladığını, Güvenlik güçlerinin anılanm hazırladığını, Veli KÜÇÜK'ü emekli olan bir general olarak bildiği için onunla bu konuda görüşme yapmak üzere Kadıköy Bağlar Başında bulunan ve Veli KÜÇÜK'ün ortak olduğu Alfa İthalat İhracat şirketine daveti ile gittiğini, oraya emekli General Nejat MÜLDÜR'ün de geldiğini, anılarını dinlediğini,

2004-2005 ve 2006 yıllannda sahibi olduğu internetajans.com internet sitesi adına, Türkiyenin ulusal bütünlüğü, bayrak sevgisi gibi konularda medyada yer almış isimlere Yılın Kuvvacısı adı altında bir heykeltraşa hazırlattığım ödülleri dağıttığını, her yıl 20/25 kişiye bu ödüllerden verdiğini, 2006 sonuna kadar toplam 75 kişiye ödül verdiğini, bunlann içinde Veli KÜÇÜK, Avukat Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Rauf DENKTAŞ, Burhan ÇÖMEZ, Emin GÜRSES, Yaşar Nuri ÖZTÜRK gibi siyasi, akademisyen ve gazetecilere ödül verdiğini,

Veli KÜÇÜK'ün zaman zaman kendisini telefonla arayarak, basında çıkan haberleriyle ilgili tebrik ettiğini,

Kendisinin herhangi bir partiye üyeliğinin olmadığını, ancak Veli KÜÇÜK'ün MHP nin içinde bulunduğu durumla ilgili serzenişte bulunduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Devlet BAHÇELİ den hoşlanmadığı için Ümit ÖZDAĞ'ın onun yerine gelmesini istediğini, bu yönde görüşmelerinin olduğunu,

Ümit ÖZDAG'm 21. yy Türkiye Entstitüsü'nün başkanı olduğunu, Enstitü'nün Ankara da bir genel merkezi olduğunu, ayrıca İstanbul Ata Şehir de Ata Şehir Rezidans 22. katta bir ofisi bulunduğunu, zaman zaman tanınmış profesör ye gazetecilerle burada toplantı yaptıklannı, Türk Time internet sitesinde, Star ga^îesm^^^mtı yapılarak, Ergenekon operasyonu ile ilgili çıkan haberler de, bombalama bazı eyİemlMhilgili kararlann Ata şehir

semtinde bir evde alındığını, orda toplantılar yapıldığının yazıldığını, bu konuyu Ümit ÖZDAĞ ile görüştüğünü ve yapılan bu operasyon konusunun ofise ve enstitüye bulaştırılmak istendiğini anlattığını, ancak bahsi geçen toplantılara Veli KÜÇÜK ve diğerlerinin katıldığını görmediğini beyan etmiştir.

Veli KÜÇÜK ile Koray AYDIN'ın yargılanması konusunda ellerinde herhangi bir belgenin olmadığını, Ancak Veli KÜÇÜK'ün bu görüşmede bu konu ile alakalı yorum yapmış olabileceğini, bu konulan Veli KÜÇÜK ile yapmalannm sebebinin ise, Veli KÜÇÜK'ün Devlet BAHÇELİ'den hoşlanmadığı için bu türlü konuşmalar yaptığını, Gazeteci olarak ta kendisinin de konuştuğu ve yorumlar yaptığını ve bu konuda Veli KÜÇÜK'ün haber yapmasını istemediğini beyan etmiştir..



Yüklə 6,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə