MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:154 K:254
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
97
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL
REFEREED
JOURNAL
OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
GİRİŞ
Mimarlık terminolojisinde sıkça kullanılan
konsept kavramı, tasarımcının tasarım prob-
lemini çözmek üzere geliştirdiği önerinin
temsili ifadesi, anahtarı bir bakıma yol hari-
tası olarak mimari tasarım sürecinde kendine
yer bulur. Günümüzde bu kavram yalnızca
mimarlık ve tasarım ortamına ait olmayıp
günlük yaşamda birçok alanda olgunun genel
çerçevesini çizmek, hakkında bilgi vermek
amacıyla karşımıza çıkabilmektedir. Bu an-
lamda konsept tasarım alanında veya farklı
alanlarda, süreci veya tasarımı özgün kılan
ve anlamlandırmaya yarayan bir olgu olarak
görülmektedir.
Mimari tasarım, özel bir alanda, özel bir prob-
lem için uygun çözüm arayışıdır. Tschumi’ye
göre, ütopyalar haricinde bir yapıyı bağlamın-
dan ayrı düşünmek olanaksızdır (Tschumi,
2005: 11-16). Yapılar çevresinden bağımsız,
bir boşlukta inşa edilemeyeceğine göre mi-
mari tasarım bir
yere aittir ve tasarımın ait
olduğu yerden kaynaklanan verilerle biçim-
lenmesi ya da yere özgü problemlere cevap
vermesi beklenmektedir. Dolayısıyla mimari
tasarım yere ait özelliklerden beslenir.
Yapı ve yer ilişkisi mimarlık alanında farklı
düşünce sistemleri altında tartışılagelmekte-
dir. Norberg Shculz fenomonolojik açıdan ele
aldığı yer ve mimari ilişkisinde, yeri varlığın
kesinlikle bütünleyici bir parçası olan total
bir olgu şeklinde tanımlar ve basit bir fonk-
siyon için yere ait kültürel ve çevresel koşul-
lar altında farklı çözümlere ulaşılabileceğini
öne sürer (Norberg Schulz, 1980: 6-8). İşleve
dönük çözümde yer kavramının somutlaşa-
rak özgün bir mimari kimliği oluşturduğunu
ifade eder. Norberg Schulz’un bu yaklaşımı
herhangi bir olguyu yere özgü referanslardan
uzaklaştırmanın mümkün olmadığını gösterir.
Mimari tasarım sürecinde özgünlük ve ya-
ratıcılık, tasarım konusuna farklı çözümler
üretebilme, tekrar ve taklitten uzaklaşabilme
tasarımcının kaygıları arasındadır. Bilinen
bir probleme yenilikçi ve geçerli bir çözüm
üretmede nasıl bir yol izlenebilir? Tasarım
metodolojisi konusunda yapılan pek çok ça-
lışma tasarımı bir yöntem olarak ele almakta
ve süreç adımlarını izleyerek mimari yapının
tasarlanabileceğini öngörmektedir. Analiz-
sentez-değerlendirme adımlarıyla özetlenen
metodolojiye ilişkin çalışmalar daha çok
analiz sürecine odaklanmakta, özgün ve ya-
ratıcı ürünün elde edildiği sentezin nasıl ya-
pılabileceği ve böylece özgün bir ürüne nasıl
ulaşılabileceği konusunu eksik bırakmakta-
dır (Uluoğlu, 1988: 22-24). Güçlü bir değer-
lendirmenin olduğu ancak zayıf bir sentezin
gerçekleştiği durum, bilgiden biçime ulaşan
yolda kopukluk ya da eksiklik oluşturmak-
tadır. Dolayısıyla kavramsal süreçte ulaşılan
birikim ile uygulama sonunda elde edilen bi-