MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:145 K:238
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
20
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL
REFEREED
JOURNAL
OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
Rasmussen, Roma’daki 17. yüzyıldan kal-
ma İspanyol merdivenini o dönemde yapılan
dansların figürlerinin taşlaşmış hali olarak
değerlendirir (Akt: Tümer, 1996: 118).
Ünlü Alman yazar Johann Wolfgang von
Goethe ‘’Mimarlık donmuş müziktir’’ der.
Alman filozof Friedrich von Schelling ‘’Mi-
marlık genelde donmuş müziktir’’ diyerek
benzer bir cümleyi kurar (Akt: Hasol, 2008).
Bu ifadelere Susanne K. Langer, ‘’... ama
müzik eritilmiş mimarlık değildir’’ cevabını
verir (Roth, 1993: 137).
Louis Kahn, Fortwayne Performing Art Center
tasarımında keman formunu kavramsal bir me-
tafor olarak kullanmıştır (Tümer, 1996: 118).
İnsan yeni karşılaştığı bir durum ya da nesne-
yi, bildiği bir durum ya da nesneye benzete-
rek açıklama eğilimindedir. İmgelem yetene-
ğinin gelişmesi için bireyin görüntü ve bilgi
dağarcığını artırması gerekir. Çünkü ortaya
çıkan yeni fikir, önceki bilgilerden izler taşır.
Beynin bu benzeterek çalışma yöntemi mi-
marlık-müzik ilişkisine bir yaklaşım kazan-
dırır. İki disiplin karakteristik özelliklerinin
birbirlerine atfedilmesi yoluyla tarih boyunca
birçok kez birlikte anılmıştır.
Sayısal ve Geometrik Arakesit
Mimar ve müzisyen bir takım matematiksel
ve geometrik verilerin ve kuralların üzerinde
durmadan, analitik düşünmeden tasarımlarını
ortaya koyamazlar. Her iki disiplinin de ma-
tematiksel kuralları kendine özgüdür. Besteci
matematiksel kurallarla farkında olarak ya da
olmayarak bestesini strüktüre ederken, mi-
mar tasarımını ayakta tutabilmek için strük-
türel hesaplamalara yönelir.
Pisagorcu kozmos teorisine göre, evren sesle-
rin sayısal ve geometrik yapısı üzerine kuru-
lu ideal bir düzendir. Nota aralıkları evrende
gezegenlerin arasındaki mesafenin karşılığı
olarak düşünülmüştür. Oktavdaki her nota
bir gezegene karşılık gelir. Evrendeki uyum
böylece ‘göksel ses uyumu’ olarak adlandırı-
lır. Bu evren-müzik ilişkisi, Kircher’in 1650
tarihli Musurgia Universalis adlı yapıtında,
Robert Fludd, 1617 tarihli Utrisque Cosmi
adlı yapıtında ve Cicero’nun De Re Publi-
ca’sında betimlenir. Hatta çok daha eskiler-
de, Pisagor’un da öncellerinde bu arayışın ve
anlayışın izlerini görürüz. Örneğin, Platon
evrensel armoni ve kanona değinmiştir. Fa-
kat Platon’a kadar geri gitmek de yeterli ol-
mayacaktır. Gezegenlerin uyumu ile müzikal
armoninin arasında kurulan bu söylencenin
Milattan öncelere değin uzanmakta ve bir-
çok coğrafyada gözlemlenebilir olduğu iddia
edilmektedir (Şentürk, 2004: 73).
Boethius (480-524), üç tür müziğin varlığın-
dan söz eder:
Musica Mundana-Alt Düzey: Kürelerin ve
Dünya’nın (Evren) müziği. ‘’Kürelerin Har-
MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:145 K:238
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
21
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL REFEREED
JOURNAL OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
monisi’’ olarak adlandırılan ve Kepler’e (17.
yy) kadar uzanan Pythagorasçı müzik (M.Ö.
500’ler) kökenlidir.
Gezegenlerin devinimi bir
uyum içinde var olurken, ses üretirler ve insan
kulağı bu sesleri duyabilmekten yoksundur.
Musica Humana-Orta Düzey: Bedenin ve
Ruhun Armonisi (Uyumu). İnsanın bedeni
ve ruhu arasındaki armoniden bahsedilir. Bu
müzik, sayısal yasalara bağlıdır ve beden-ruh
arası uyumun aynasıdır.
Musica İnstrumentalis-Üst Düzey: Enstrü-
mantal ve Vokal müzik. İnsan sesi ve çalgılar-
dan duyulan müziktir (İlyasoğlu, 2013: 20).
Yunan tapınaklarıyla müziğin ilişkisinin bir
yönü şöyle tanımlanır: Tapınakların içerisin-
de müzik yapılması için tasarlanmış olmaları.
Törensel mimaride geometrik oranlar çok iyi
okunur. Yunan tapınaklarındaki kolon dizili-
mi müzik ritimlerine göre yapılmıştır. Orta
hızda bir müzik için yapılmış tapınağın ko-
lonlarıyla oranlandığında, yavaş bir müzik
için yapılmış tapınağın kolonları daha geniş
aralıklarla dizilir (Jencks, 2013: 93-110).
Hıristiyanlığın ilk evrelerinde mimarlıkta
kozmik armoni oluşturma eğilimi görülmek-
tedir. Gotik dönem, skolastik görüşün insanı
dini kalıplar içine hapsettiği bir dönemdir.
İnsanın doğayı incelemekten alıkonulduğu,
tek ve ilahi gerçeğin altında ezilen bir konu-
ma getirildiği dönemdir. Bunun için gerekli
duygu korku; korkunun oluşmasına araç olan
duygu da melankolidir. Bu nedenle dönemin
müzikal ve mimari eserlerine bakıldığında,
eserlerin büyük bir çoğunluğuna melankoli
ve korkunun hâkim olduğu görülür. Bu bağ-
lamda Charles Jencks, Gotik katedralin çok
basit bir strüktürden, fakat yoğun bir süsten
oluştuğunu iddia eder. Gotik katedralin içinde
tekrar eden süslemeler görülür. Gotik müzik-
te de benzer bir durum söz konusudur. Çok
basit ritimlerden oluşur, fakat bu ritimlerin
arası süslemelerle doludur. Gotik dönemde
binalar yükseldikçe, müziğin daha tiz sesle-
re çıkıyormuşçasına bir his verdiği düşünülür
(Jencks, 2013: 93-110).
Bu noktada vurgulanması gereken, Gotik dö-
nemde de ilahi bir armoni yakalama arzusuy-
la müzikal ölçüler ve konsonanslar
3
ile yapı
elemanları üzerinde yine bir bağdaştırma ara-
yışının varlığıdır.
Rönesans, skolastik görüşün etkisini kay-
bettiği, din dışı müziğin geliştiği, antik çağa
geri dönme arzusunun varlığını hissettirdiği
bir dönemdir. Müzik ve mimarlık için oluş-
turulmuş oransal prensipler, üstün güzelliği,
tanrısal küre musikisini açığa çıkarır. Mate-
matiğin bir araç olarak kullanıldığı “analojik
yöntem” dönem sanatçıları tarafından genel
geçer bir durum olarak sıklıkla
kullanılmıştır.
3
Konsonans: Belirli bir estetik anlayışa göre ‘Uyumlu
sesler,uyuşumlu sesler’. Birbiriyle kaynaşan iki ya da
daha fazla sesin birleşmesi. Konsonans terimi, kulağa
hoş gelen ve doyurucu etkiler yaratan aralık ve akorların
tanımlandırılmasında kullanılır (Say, 2002: 302).