MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:143 K:236
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
152
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL
REFEREED
JOURNAL
OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
müzede Picasso’nun spermi olsun istedim”
diye konuşuyor.
2
Bin iki yüz sayfalık otobiyografisinde 35 yıl
önce sakladığı spermini sildiği peçetesi ol-
duğunu yazdığında ve ardından bunu 2006
yılında sergilediğinde “teşhircilik” suçundan
dava da açılmıştır. Sanatçıların tahrikleri izle-
yiciler ve medyanın da pompaladığı tepkiler
ile karşı karşıya kaldığı önemli örneklerden-
dir.
Bedri Baykam, sık sık yapılmış olanı yeniden
sunmaktadır. Ve pek çok işinde şu yazısına
-bir not gibi iliştirilmiş halde rastlamaktayız;
‘..this has been done before’ (bu daha önce
yapılmıştı).
Resim 3. Bedri BAYKAM, Peçete, 2006
ŞÜKRAN MORAL
2013/4 yılında Casa Dell Arte Galerisinde,
özel bir azınlığa sunum olarak performans
2 arsiv.sabah.com.tr/2006/04/30/gny/gny107-
20060430-200.html (erişim tarihi: 20.12.2016)
sergileyen, ve İtalya’da yaşamını sürdü-
ren Şükran Moral gibi. Sanatçı,
“Amemus”
(Latince sevmek anlamındadır) adlı perfor-
mansında bir bayan ile küçük bir grup karşı-
sında galeride yerleştirdikleri yatakta sevişti.
Lezbiyen bir ilişkiyi seyirci karşısında (onlara
röntgenci bir rol üstlendirerek) gerçekleştirip
videosunu ertesi gün gelebilecek saldırılar-
dan korumak amacı ile kaldırttı. Videoların
kalması önemli miydi, bence değil. Ancak
gazetelerde yeterince yer kaplayan yazılar
yazıldı. Galeride bu gösteriyi izleyebilecek
azınlığın tepkileri ve sanatçı ile duygularını
yansıtan röportajlar yapıldı. Galerinin veya
sanatçının reklamı amaçlanmıştı ve sonuç ye-
terince başarılı oldu.
Güncel Sanat, artık belirli bir zaman diliminde
görülebilmesiyle bilinmektedir. Performans
böyle bir uygulamadır. Sanat yapıtı, artık
‘evrensel’ bir kitleye açık, ‘anıtsal’ bir za-
mansallık çerçevesinde tüketilmeye elverişli
değildir, sanatçı tarafından çağrılmış olan bir
seyirci kitlesi için bir olay-zamanı içerisinde
olup biter. Tek kelime ile özetlemek gerekir-
se, yapıt kendi zamansallığını yöneterek kar-
şılaşmalara zemin hazırlar, randevular verir.
(Bourriaud, 2005: 47)
MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:143 K:236
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
153
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL REFEREED
JOURNAL OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
Resim 4. Şükran MORAL, Amemus, Casa
Dell Arte Galeirisi, 2010
İlişkisel sanat, insanların karşılıklı-eylemle-
rini ve bunun toplumsal içeriğini hedefleyen
bir sanattır. İletişim çağında karşılaşma me-
kanlarının artmasına rağmen insanların daha
az ilişki içerisinde olduğu, ilişkiler gerçeklik
alanından çıkıp birer temsile dönüştüğü söy-
lenebilir. Bu, Guy Debord’un, insan ilişkile-
rinin artık ‘doğrudan yaşanmadığı’, ama yer-
lerini ‘heyecan verici’ temsillerine bırakarak
insanların birbirinden uzaklaştığı bir toplum
olarak tarif ettiği ‘Gösteri Toplumu’na doğ-
ru dönüşümün son evresidir. Örneğin rek-
lamlar “İki kişilik bir huzur mu arıyorsunuz?
Öyleyse kahvemizin tadına bakın.” gibi söy-
lemler üretmektedir.
3
3 http://www.lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR
§ionID=6&articleID=1293&bhcp=1 (erişim
tarihi: 24.01.2017)
TRAYCEY EMIN
Akla gelen bir diğer çarpıcı sunum ise;
Tracey Emin’in (Kıbrıs’lı Türk asıllı sanatçı)
ilk New York sergisinde bir yerleştirmesidir.
Galeriyde kanlı petlerini ve tamponlarını göz-
ler önüne serdi. Tüm özel hayatı gözler önü-
ne seren bu yatak yerleştirmesi, Amerika’da
muhafazakâr kesimden
beklenen tepkiyi gör-
dü. İzleyicinin çöp olarak gördüğünü sanat
nesnesini sunmak izleyicileri öfkelendirmiş-
tir. Çünkü, gelen izleyici bir avangard sergi
ile karşı karşıya kalacağını bilse bile, yine de
bir beklenti içerisindedir. Duchamp’ın pisua-
rı, Andy Warhol’un Brillo kutuları, Damien
Hirst’ün yerleştirmesi ile aynı kadere sahip
olmuştur.
Postmodernizmde kimlik anlayışı sanatçıla-
rın seslerini yükseltmeleri ile sonuçlanmış-
tır. “Derin olmayan yüzeylere duyulan ilgi,
kişisel kimliğin kültürel parçaların gevşek
bir birleşimi olarak görülmesine dönüşür.
Modernist kimlik, birçok kod ve bağlam ta-
rafından oluşturulan ve parçalanan bir kimlik
haline gelir. Bu “post-hümanist” yaklaşım,
kimliği çeşitli şekillerde sunar: hibrid, siber-
benzer, akışkan, göçebe, sürekli bir “oluş”
halinde veya edimsel ve maskeli.” (Ward,
2014: 10)
O döneme dek, ezeli öğreti olan mimesis
üzerinden anlamlandırılmış sanat hüküm sür-
mekteydi. Platon’un idealar ve form olarak,