Molla Sadra’da Cebr ve İhtiyar Problemi
95
Sadra’nın konuya yaklaşım tarzı esas alınarak incelenmesi gerekir.
Bu yüzden bu makalede mevzu bahis düşünceler ana hatlarıyla ele
alınacaktır.
2. Mücebbire veya Cebriyyeci Düşünce
Cehm bin Safvan ve taraftarları ilahi kudret ve iradenin umumiye-
tini ve yaratmada tevhid ilkesini savunmak amacıyla salt cebre inan-
dılar ve insanın eyleme döktüğü bütün fiillerinin Hak Teala’nın mah-
lûku olduğunu söylediler.
6
Bu gruba göre Hak Teala, kulun yaratıcısı
olduğu gibi iyi ve kötü bütün fiillerinin de yaratıcısıdır. Fiillerin tahak-
kukunda kulun hiçbir şekilde irade ve seçimi söz konusu olmamakla
beraber ne tesir gücü ne de kesbetme gücü vardır.
7
Fiillerin kullara
nispeti de mecazdan başka bir şey değildir.
8
Ebu’l-Hasan Eşari, Mutezile mektebinden yüz çevirdiğinde “Fiille-
rin yaratılması” inancını benimsedi. Ancak Cehm bin Safvan ve taraf-
tarlarının savundukları salt cebr inancının kötü sonuçlarından kur-
tulmak için daha önce Hüseyin Neccar ve Dırar bin Amr tarafından
dillendirilen “Kesb” nazariyesini benimsedi.
9
Eşari mütekellimleri her ne kadar kesb teorisinin mahiyeti hakkın-
da farklı görüşler öne sürmüş olsalar da genel anlamıyla kesbin Hak
Teala’nın irade ettiği şeyin kul tarafından kesbedilip algılanması ve
akabinde de bunun eyleme dökülmesi olduğunu söyleyebiliriz.
Şeyh Ebu’l-Hasan Eşari, el-Luma adlı kitabında kesb hakkında
şöyle demektedir: “Kesbin hakikati; İnsanın sahip olduğu hadis kuv-
vet vesilesiyle kesbettiği (kazandığı-algıladığı) şeyin vuku bulmasıdır.”
10
Buna göre insanın kesbinden kasıt Hak Teala vesilesiyle insanın fiil-
lerinin yaratılması ve sudûrudur. Tabi insanın fillerinin sadır olması
hâdis olan kudret aracılığıyladır ki, bu da ancak ilahi kudret ile müm-
kündür. Fiilin yaratılmasıyla mukarin/eşzamanlı olan bu hâdis kud-
retin yaratıcısı da yine Hak Tealadır.
11
Molla Sadra bu grubun görüşleri hakkında şunları söylemektedir:
“Cebriyyecilere göre varlık âleminde Allah’tan başka hiçbir müessir
yoktur. O, yaratma ve icatta ortağa sahip olmaktan yücedir. İstedi-
ğini yapar ve meşietine göre hüküm sürer. Hiçbir şey ilahi kazânın
6
Ali Rabbani Gülpayigani, Kelami Mezhepler ve Fırkalar, çev. Sedat Baran, Önsöz
Yayıncılık, İstanbul 2014, s. 213
7
Ahmed bin Halil Kadı Abdulcebbar, Şerh’u Usul-il-Hamse, Tsh: Abdulkerim Osman, Me-
ktebetu Vehebiye, Kahire 2006, s. 324
8
Muhammed bin Yahya Lahici, Mefatih’ul-İcaz, fi Şerh’i Gulşeni Raz, Tsh: Muhammed Rıza
Buzurgmehr Halıki, Zevar, Tahran 1371, s. 364
9
Ali Rabbani Gülpayigani, Kelami Mezhepler ve Fırkalar, s. 213
10 Eb’ul-Hasan Eşari, El-Luma fi’r-Reddi ala Ehli’z-Zeygi ve’l Bida, Şirket’u Musahime, Ka-
hire 1995, s. 76
11 Muhammed Hasan Kadrdan Karameliki, Nigah-ı Suvum bı Cebr ve İhtiyar, s. 243
96
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
tahakkukunu değiştiremez. Hükmü ve fermanı için engelleyici yoktur.
Fiilleri için suale tabi tutulmaz.”
12
2.1. Cebriyye Düşüncesinin Eleştirisi
Salt cebr düşüncesine binaen eğer insan eyleme döktüğü fiillerinde
tercihte bulunma hakkına ve yetisine sahip olmazsa ilahi peygamber-
ler ve dinlerin gönderilmesinin, semavi kitapların inzalinin, hesap ve
kitabın anlamı olmayacaktır.
13
Ebu’l-Hasan Eşari’nin dile getirdiği kesb teorisine gelince öncelikle
bunun müphem bir teori olduğunu belirtmemiz gerekir. Birçok düşü-
nür bu iphamı gidermek için çabalamışsa da başarılı olamamıştır. Ni-
tekim Kadı Abdulcebbar el-Mutezili, İbni Kayyum, Abdulkerim Hatib,
İbni Davud ve Abdulrezzak Lahici gibi birçok düşünür bu özelliğinden
ötürü kesb teorisinin mantıklı bir anlamının olmadığını söylemişlerdir.
14
İkincisi her ne kadar kesb teorisinin ilk savunucuları kendilerini
Cebriyyecilerin karşısında konumlandırıyor ve düşüncelerini cebr ve
ihtiyar arasında itidalli bir düşünce olduğunu dile getiriyorlarsa da
bunun cebr düşüncesinden bir farkı yoktur.
15
Zira bu düşünceye göre
insan sadece fiilin vuku bulmasına neden olan kudretin mahallidir ve
fiilin nedeni olan kudret de insanın kudreti değildir, Allah’ın kudreti-
dir. Kudret ile eşzamanlı olma veya bunun mahalli olma failin özgür
irade sahibi olmasına neden olmaz.
16
Nitekim birçok Eşari muhakkik
de bunu dile getirmiştir. Örneğin Fahreddin Razi bunun anlamsız bir
isimden başka bir şey olmadığını, Ahmed Emin Mısri de kesb teori-
sinin cebr nazariyesinin yeni bir ismi ve cebr düşüncesinin yeni bir
tanımı olduğunu söylemişlerdir.
17
Molla Sadra, Cebriyye düşüncesinin eleştirisi hakkında şunları söy-
lemektedir: “Kuşkusuz Cebriyye inancının gereksinimi; hikmeti batıl
bilmek, sebepsiz tercihte bulunmak, akli önermelerde hüküm verme-
de aklı bertaraf etmek, yaratıcının ispatına set çekmek ve düşünce
kapısını kapatmaktadır. Bu düşünceye göre Allah’ın zulmetmesi ve
yerinde olması gerekenleri yerine koymaması reva olduğu gibi Allah’ın
12 Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra, Mecmua-i Resail-i Felsefi (Risal-
etun fi Halk’il-Amal)
, c. 2, s. 306-307
13 Muhammed Bakır Mir Damad, Müsnefat-ı Mir Damar (el-Eykazat), Encumen-i Asar ve
Mefakhır-ı Ferhengi, Tahran 1381, c. 1, s. 257
14 Takiddin Hilli Hasan b. Ali İbni Davud, Se Ercuze der Kelam, Vezaret-i Ferheng ve İrşad,
Tahran 1376, s. 68 ve Abdulrezzak Feyyaz Lahici, Gevher-i Murad, Vezaret-i Ferheng ve
İrşad, Tahran 1372, s. 326 ve Ahmed bin Halil Kadı Abdulcebbar, Şerhu Usûli’l-Hamse,
s. 364-366 ve Abdulkerim Hatib, el-Kaza ve el-Kader, Dar’ul-Marifet, Beyrut 1400, s. 185
15 Hâc Molla Hâdî b. Mehdî b. Hâc Mirzâ Hadi Sebzevari, Şerh’ul-Esma, Tsh: Necefkuli Ha-
bibi, Daneşgah-ı Tahran, Tahran 1372, s. 338-339
16 Muhammed Hasan Kadrdan Karameliki, Nigah-ı Suvum bı Cebr ve İhtiyar, s. 251-252
17 Ali Rabbani Gülpayigani, Kelami Mezhepler ve Fırkalar, s. 214
Dostları ilə paylaş: |