Cahiliye Döneminde Lât Kültü
51
rın bu hal-i pürmelâlinden adeta keyif alıyordu. Hatta zihninde bunu
biraz daha eğlenceli hale getirmek için bir de senaryo hazırladı. Ve
Lât’a doğru giderken arkadaşlarına vallahi “
Sakiflileri komik duruma
düşüreceğim.
” diyerek hazırladığı senaryodan da bir parça bahsetti.
Elindeki gürzü ile “bismillah” diyerek puta vurur vurmaz kendini sırt
üstü yere atıverdi ve çok korkmuş gibi yaparak uzağa doğru kaçma-
ya başladı. Muğire b. Şube’nin bir mizansen tertip ettiğini bilmeyen
Taiflilerin arasında ise korku ve neşeyle karışık sesler yükselmeye
başladı. Kimi “
Allah Muğire’yi kahretsin. Tanrıça onu öldürdü.” diyerek
sevinçlerini dile getiriyor, kimi ise bu sona maruz kalan Muğire için
üzülüyordu. Onlara göre uzun süredir bekledikleri mucize gerçekleş-
miş, tanrıça kendisine uzanan düşman elini adeta kökünden kopa-
rıp atmıştı. Bu durum onları o kadar coşturmuştu ki “
Sizden her kim
dilerse buyursun yıksın yıkmaya çalışsın. Allah’a and olsun ki bunu
başaramaz
” diye bağırmaya başlamışlardı. Muğire b. Şu’be durumun
istediği noktaya ulaştığını görerek sakin bir şekilde elinde gürzüyle
birlikte geri dönmüş ve kendileriyle alay ederek “
Allah sizi kahretsin.
Ey Sakif topluluğu o bir taş parçasından başka bir şey değildir.
[
Bunu
hala göremediniz mi?
]”, diyerek elindeki gürzü bütün gücü ile Lât’a
indirmeye başlamıştı. Lât’a birinin bu şekilde davranmasının bırakın
Muğire’yi helak etmeyi, kainatı sarsacağına inanan Taifliler, Muğire’ye
bir şey olmadığı gibi Lât’ın da yavaş yavaş yıkıldığını gördükçe ade-
ta vurgun yemiş gibi oldular. Onlardaki bu vurgunu fark eden sadin
kendilerine teselli olacak “
temellerine bir dokunsunlar (göreceksiniz)
onları yok edecek
” cümlesini söyleyince biraz rahatladırlar. Böylece
temellerine inilmesini beklediler. Öte taraftan Muğire aslında mabe-
din temellerine karışmayı düşünmemişti, sadece ana binayı yıkacak
ve o halde bırakacaktı. Ancak Sadin’in bu cümlelerini duyup bunun
izleyiciler üzerinde etki uyandırdığını da farkedince temellerine kadar
inmeye karar verdi ve temellerine konan yüzlerce yıllık taşları da söke-
rek toprağa ulaştı.
142
Böylece Lât mabedi tarihe karışmış oldu.
Lât’ın yıkılması esnasında şair Şeddâd b. Ârid el-Cüşemî şu şiiri
söylemiştir:
Etmeyin Lât’a yardım
Allah
etti onu Helak
Kendisine yardım
edilmeyen
Yıkılan ve alevler içerisinde parlayan Lât,
Nasıl yardım
edebilir ki
143
142 Beyhakî (ö458/),
Delailu’n-nubuvve, I-VII, Beyrut 1405, V, 303.
143
Cevad Ali, 234.