Giriş
Keneler riketsiyal, spiroketal, bakteriyel ve viral has-
talıkların vektörü olan, genellikle hayvanların, rastlan-
tısal olarak da insanların kanını emen, uçamayan ve
sıçrayamayan ektoparazitlerdir (1). Günümüzde toplam
899 kene türünün varlığı kabul edilmektedir ve bunla-
rın 713’ünü Ixodidae türleri oluşturmaktadır (2). Tür-
kiye’deyse iki aileye (Ixodidae ve Argasidae) ait 32 tür
tanımlanmıştır (3). Bazı türlerin erişkinleri, genellikle kır-
sal bölgelerde, mera ve ormanlık alanlarda bulunurlar.
Hyalomma marginatum marginatum’un da içinde yer
aldığı aktif avcı özelliğine sahip bu grup keneler, konak
tarafından çevreye yayılan karbondioksid, amonyak, vü-
cut sıcaklığı gibi uyarıcıları hissettiklerinde, saklandıkları
yerden (toprak içi, tezek altı, ağaç kabukları, ot balyaları
vs.) çıkarak yaklaşan konağa saldırırlar (3). Konak üze-
rine gelen kene, uygun bölge bulana kadar bir süre ge-
zinir. Öncelikle kan emeceği bölgeyi, tükürük salgısıyla
etkisiz hale getirdikten sonra kan emmeye başlar (3).
Bu sırada salgıladığı tükürüğün yüzeyel anestezik etki-
sinden dolayı, konak tarafından çoğunlukla fark edilmez
(4). Uzun süre kan emmesini sağlayan ve konak savun-
masını bloke eden, tükürük salgısındaki anti-inflamatuar
ve immünmodülatör bileşiklerdir. Tükürük salgısında
6-130 kDa büyüklüğünde 400’den fazla molekül tespit
edilmiştir (3). Tükürük salgısındaki bu bileşikler patojen-
lerin nakledilmesini de kolaylaştırırlar. Kan emme süreci
sonunda 100-120 kat ağırlık kazanmış olsalar da aslında
emdikleri kan çok daha fazladır; çünkü kanın sıvı kısmı-
nın çoğunu tükürük bezleriyle geri vermektedirler ki bu
da hastalık etkenlerini etkili biçimde nakletmelerinin en
büyük nedenlerindendir (3,4). Kan emmeye bağlı aler-
ji, toksikasyon gibi primer etkilerin yanında, başarılı bir
hastalık vektörü olan keneler protozoal, viral, bakteriyel
ve riketsiyal 200’den fazla hastalık etkeninin taşıyıcısı,
hatta biyolojik vektörüdür (5,6).
Bu bildiride dış kulak kanalında yabancı cisim ola-
rak karşılaştığımız kene tutunması vakasını sunmaktaki
XVI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (13-17 Mart 2013, Antalya)’nde bildirilmiştir.
Presented at the XVIth Turkish Congress of Clinical Microbiology and Infectious Diseases (13-17 March 2013, Antalya).
Yaz›flma Adresi / Address for Correspondence:
Çiğdem Kader, Bozok Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Yozgat, Türkiye
Tel./Phone: +90 354 212 70 60 Faks/Fax: +90 354 217 71 50 E-posta/E-mail: dr_cigdemtr@yahoo.com
(Geliş / Received: 15 Mart / March 2013; Kabul / Accepted: 27 Temmuz / July 2013)
DOI: 10.5152/kd.2013.33
Özet
Keneler genellikle hayvanların, rastlantısal olarak da insanların
kanını emen, uçamayan ve sıçrayamayan ektoparazitlerdir. Ke-
neler aracılığıyla bulaşan hastalıklar tüm dünyada görülmekte
ve her geçen gün daha büyük bir sorun haline gelmektedir. Ke-
neyle bulaşan hastalıkların sayısı oldukça fazladır ve çoğunluğu
ülkemizde görülmektedir. Dış kulak yolunda kene ısırması olduk-
ça nadir görülen bir durumdur. Bu yazıda, dış kulak yolundan
kene ısırması olan bir olgu sunulmuş ve keneyle bulaşan has-
talıkların endemik olarak görüldüğü bölgelerde hastaların mua-
yeneleri sırasında özellikle nadir temas yerlerine de dikkat edil-
mesinin önemi vurgulanmıştır. Klimik Dergisi 2013; 26(3): 116-8.
Anahtar Sözcükler: Kene kontrolü, keneyle bulaşan hastalıklar,
kene infestasyonları, zoonozlar.
Abstract
Ticks are ectoparasites which can’t fly or jump, and feed by
sucking the blood of animals and also incidentally humans.
Tick-borne diseases are seen worldwide and have increasingly
become a major problem. The number of diseases transmitted
by ticks are considerably high and most of these exist in our
country. External auditory canal tick bite is quite a rare condi-
tion. In this article, we reported a case of a tick-bite in external
auditory canal and aimed to emphasize the importance of care-
ful physical examination of especially rare contact areas of the
body in endemic areas for tick-borne diseases.
Klimik Dergisi 2013; 26(3): 116-8.
Key Words: Tick control, tick-borne diseases, tick infestations,
zoonoses.
Dış Kulak Yolunda Kene Tutunması: Bir Olgu Sunumu
Tick Bite in External Auditory Canal: A Case Report
Çiğdem Kader, Ayşe Erbay
Bozok Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Yozgat, Türkiye
Olgu Sunumu / Case Report
116
amacımız, endemik olarak kene kaynaklı infeksiyonların sık
görüldüğü bölgelerde hastaların fizik muayenesinde ve taki-
binde nadir temas yerlerine de özellikle dikkat edilmesi ge-
rekliliğini vurgulamaktır.
Olgu
Dış kulak yolunda yabancı cisim hissi yakınması olan 46
yaşındaki kadın hasta polikliniğimize başvurdu. Hastanın
anamnezinden 15 gün önce pikniğe gittiği, sonrasında sağ
kulağında ağrı, yabancı cisim ve kaşıntı hissi geliştiği öğrenil-
di. Bu şikayetleriyle on gün önce sağlık ocağına başvuran ve
kulağında buşon olduğu söylenerek evine gönderilen hasta
evinde kulak pamuğuyla kulağını temizlerken dış kulak yo-
lunda bir böcek gördüğünü ifade ederek polikliniğimize baş-
vurdu. Hastanın otoskopik muayenesinde, sağ dış kulak yolu
posteroinferior bölgesinde deriye yapışmış kene görüldü. Ke-
neye ait parçalar dikkatlice temizlendi. (Resim 1). Müdahale
sonrasında yapılan otoskopik ve otomikroskopik muayenesin-
de, dış kulak kanalının hiperemik, timpanik membranın doğal
olduğu görüldü. Başvuru sırasında olgunun vücut sıcaklığı
36.2°C olarak ölçüldü. Hastanın fizik muayenesinde patolojik
bir bulgu saptanmadı. Tam kan sayımı, protrombin zamanı,
INR, karaciğer fonksiyon testleri, kreatin fosfokinaz ve laktat
dehidrogenaz değerleri normal sınırlar içerisindeydi.
Olgumuz kene çıkartılmasını takiben kene kaynaklı in-
feksiyonların belirti ve bulgularına yönelik eğitim verilerek,
poliklinik kontrolü altında on dört gün izlendi. Herhangi bir
anormallik tespit edilmedi.
İrdeleme
Zorunlu kan emici dış parazitler olan keneler, bütün yaşam
dönemlerinde konaklardan kan emmek zorundadırlar (3). Ko-
nak yelpazeleri oldukça geniş olup, memeli, kanatlı, sürüngen
ve amfibik hayvanlardan kan emebilirler. Gelişme safhalarının
tamamını memeli hayvanlarda geçirebildikleri gibi, bu safha-
lardan birini veya ikisini kanatlıda, diğerini memelide tamam-
layabilirler (3). Keneler konak olarak yararlandığı insan veya
hayvanlarda direk ve indirekt etkiler oluşturur. Kan emdikleri
konaklarında güç kaybı, verim düşüklüğü, hatta küçük hayvan-
larda aşırı anemi dolayısıyla ölümlere sebep olurlar (3). Bazı
türlerin tükürük salgısında bulunan birtakım bileşikler, konakta
toksik etki oluşturmak suretiyle kene felcine neden olabilirler
(3). Literatürde kene ısırması sonucunda nadirde olsa fasiyal
sinir paralizi öyküsü mevcuttur (7,8). Direkt etkilerinin dışında,
kenelerin konaklarındaki esas zararlı etkileri, yaşam tarzları iti-
bariyle kan emme ve konak değiştirme özelliklerine bağlı ola-
rak virus, bakteri, riketsiya, protozoon ve helmint gibi birçok
hastalık etkenini nakletme kabiliyetine sahip olmalarıdır (3).
Olgumuzda klinik ve laboratuvar olarak herhangi bir infeksiyo-
nun belirti ve bulgusu yoktu. Ancak şehir merkezinde yaşayan
ev hanımı olgumuz keneyle bulaşabilen infeksiyon hastalıkla-
rının belirti ve bulgularına yönelik eğitildi ve poliklinik takibine
gelmeleri istenilen günler dışında bu belirti ve bulgularla karşı-
laşılması durumunda, derhal acil servise başvurmaları yönün-
de bilinçlendirildi. Hastanın poliklinik takiplerinde, laboratuvar
ve klinik muayenelerinde patolojik bir bulgu saptanmadı.
Literatür taramasında dış kulak kanalında kene olgularına
nadir rastlanmaktadır (1,9,10). Bu olgular incelendiğinde or-
tak noktalarının, dış kulak kanalından kenenin başarılı bir şe-
kilde çıkarılmasının ardından hastaların hiçbirisinde infeksi-
yon gelişmemiş olmasıdır. Yalnız iki olguda (3 yaşında çocuk
hasta ve 33 yaşında erkek hasta) dış kulak kanalında kene ısır-
ması sonucu gelişen fasiyal paralizi dikkati çekmektedir (7,8).
Ülkemizde keneyle bulaşan infeksiyonlardan en önemlisi
etkin bir tedavisinin olmaması nedeniyle önemli bir halk sağ-
lığı sorunu oluşturan Kırım- Kongo kanamalı ateşi (KKKA)’dir.
Ülkemizde ilk kez 2002 yılında görülen ve 2003 yılında tanım-
lanan hastalık, her yıl Nisan-Ekim ayları arasında görülmekte
ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır (11). KKKA,
Hyalomma marginatum marginatum türü avcı keneler ara-
cılığıyla bulaşmaktadır. Keneler KKKA hastalığının doğadaki
esas taşıyıcısı ve rezervuarı olarak kabul edilirler (2). KKKA
virusunun doğal döngüsü yabani ve evcil hayvanları kapsa-
yan keneler ve kene-omurgalı ana döngüsü arasında transo-
varyal ve transstadial bulaşmayı içerir (12). KKKA virusunun
da içerisinde bulunduğu Nairovirus cinsinin tüm üyeleri ço-
ğunlukla sert kenelerle (Ixodidae ailesi) aktarılırlar (12). Has-
talığın klinik seyri inkübasyon, prehemorajik, hemorajik ve
konvelesan periyod olmak üzere dört evrede tarif edilmiştir.
İnkübasyon süresi 1-7 gün arasında değişir; ancak temas
şekline ve viral yüke göre daha uzun olabilir (12). Olgumuz,
hastaneye başvurmadan yaklaşık 15-20 gün önce kene tema-
sı tarif etmekteydi. Kulağında yabancı cisim hissiyle 15 gün
önce başvurduğu sağlık ocağından kulağında buşon olduğu
söylenerek evine gönderilmişti. Ancak şikayetleri geçmeyen
hasta kendisi dış kulak yolundan keneyi çıkarmış ve polikli-
niğimize başvurmuştu. Olgumuz polikliniğimiz tarafından
14 gün boyunca takip edilerek, kene temas tarihinden bir ay
sonrasına kadar izlendi. Klinik ve laboratuvar olarak herhangi
patolojik bir bulgu tespit edilmemiş olması nedeniyle, has-
tamız keneyle bulaşan herhangi semptomatik bir infeksiyon
hastalığı geçirmemiş olarak kabul edildi ve asemptomatik
infeksiyon hastalığı geçirip geçirmediğine yönelik serolojik
inceleme yapılmadı.
KKKA dışında ülkemizde görülen, önemli diğer kene kay-
naklı hastalıkların başlıcaları tularemi, Q ateşi, Lyme hasta-
lığı, Akdeniz benekli ateşi, anaplazmoz, babezyoz, keneyle
bulaşan ensefalit gibi hastalıklardır (5). Tularemi Francisel-
Resim 1. Hastanın dış kulak yolundan çıkarılan keneye ait parçalar.
Kader Ç, Erbay A. Dış Kulak Yolunda Kene Tutunması 117
la tularensis tarafından insanlarda ve hayvanlarda hastalık
oluşturabilen bir hastalıktır. Lyme hastalığı kene kaynaklı bir
spiroket olan Borrelia burgdorferi ile gelişen farklı klinik evre-
leri olan zoonotik bir hastalıktır. Lyme hastalığı remisyonlar,
alevlenmeler ve herbirinde farklı klinik bulguların hakim ol-
duğu evreler halinde seyretmektedir (11). Q ateşi, Rickettsi-
aceae ailesinin üyesi zorunlu hücre içi bakteri olan Coxiella
burnetii’nin neden olduğu zoonotik bir infeksiyon hastalığıdır
(13). Keneyle bulaşan ensefalit santral sinir sisteminin viral
bir infeksiyonudur; Flaviviridae ailesinden keneyle bulaşan
ensefalit virusu tarafından oluşturulmaktadır (14).
Sonuç olarak kene kaynaklı infeksiyon hastalıklarının,
özellikle KKKA hastalığının endemik olarak görüldüğü bölge-
lerde, hastaların muayenelerinde vücudun muhtemel kene te-
mas bölgeleri dışındaki bölgelerinin de dikkatlice incelenme-
si gerekmektedir. Dış kulak yolunda yabancı cisim görülmesi
rutin kulak burun boğaz pratiğinde sık görülen bir durumdur
ancak canlı yabancı cisim varlığı nadir görülmektedir. Özel-
likle kene varlığı tespit edildiği anda, kenenin uygun yöntem
kullanılarak dış kulak yolundan çıkarılması ve çıkaran heki-
min de kendini korumak adına infeksiyon kontrol önlemlerini
alması ve kırsal kesimde yaşayan ve dış kulak yolunda yaban-
cı cisim şüphesiyle hekime başvuran hastalarda kene olabile-
ceğinin akılda tutulması gereklidir.
Çıkar Çatışması
Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Kaynaklar
1. Görgülü O, Özdemir S, Selçuk T, Canbolat EP, Akbaş Y. Dış kulak
yolunda kene ısırmalarında tedavi. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri
Dergisi. 2012; 32(3): 827-31.
2. Vatansever Z. Vektör kenelerin ekolojisi. In: II. Türkiye Zoonotik
Hastalıklar Sempozyumu: Kene Kaynaklı Enfeksiyonlar (27-28 Ka-
sım 2008, Ankara) Bildiri Kitabı. Ankara: Medisan Yayınevi, 2008:
27-36.
3. Aktaş M. Kene biyolojisi. In: II. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sem-
pozyumu: Kene Kaynaklı Enfeksiyonlar (27-28 Kasım 2008, Anka-
ra) Bildiri Kitabı. Ankara: Medisan Yayınevi, 2008: 21-5.
4. Anderson JF, Magnarelli LA. Biology of ticks. Infect Dis Clin North
Am. 2008; 22(2): 195-215.
[CrossRef]
5. Karaer Z, Kar S. Kenelerle oluşan zoonozlar. In: Doğanay M, Al-
tıntaş N, eds. Zoonozlar: Hayvanlardan İnsanlara Bulaşan Enfek-
siyonlar. Ankara: Bilimsel Tıp Yayınevi, 2009: 1127-34.
6. Bozkurt MK, Saydam L, Ertürk Ö, Keleş B. Lyme hastalığına bağ-
lı bilateral fasiyal nöropati. Tıp Araştırmaları Dergisi: 2011; 9(3):
185-7.
7. Gürbüz MK, Erdoğan M, Doğan N, Birdane L, Cingi C, Cingi E.
Olgu sunumu: kene ısırması ile oluşan izole fasiyal paralizi. Türk
Parazitol Derg. 2010; 34(1): 61-4.
8. Doğan M, Devge Cem, Tanrıöver Ö, Pata YS, Sönmezoğlu M. Fa-
cial nerve paralysis due to intra-aural Hyalomma tick infestation.
Türk Parazitol Derg. 2012; 36(4): 254-7.
[CrossRef]
9. Iwasaki S, Takebayashi S, Watanabe T. Tick bites in the external
auditory canal. Auris Nasus Larynx. 2007; 34(3): 375-7.
[CrossRef]
10. Keleş E, Karlıdağ T, Işık Ö, Saki CE. Dış kulak kanalında kene: olgu
sunumu. Fırat Tıp Derg. 2010; 15(2): 110-2.
11. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Zoonotik Hastalıklar
Daire Başkanlığı. Zoonotik Hastalıklar Hizmet İçi Eğitim Modülü.
Ankara: Sağlık Bakanlığı, 2011: 53-80.
12. Erbay A. Crimean-Congo hemorrhagic fever virus. In: Liu D, eds.
Molecular Detection of Human Viral Pathogens. Boca Raton, FL:
CRC Press Taylor and Francis Group, 2010: 617-29.
13. Maurin M, Raoult D. Q fever. Clin Microbiol Rev. 1999; 12(4): 518-53.
14. Uyar Y, Akçalı A, Çarhan A, Özkaya E, Ertek M. Türkiye’de kene
ısırığı öykülü olgularda tick-borne encephalitis virüsünün serop-
revalansı. Türk Hij Den Biyol Derg. 2007; 64(2): 21-5.
118
Klimik Dergisi 2013; 26(3): 116-8
Dostları ilə paylaş: |