Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi



Yüklə 177,88 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/7
tarix05.10.2017
ölçüsü177,88 Kb.
#3124
1   2   3   4   5   6   7

K7AÜİFD 

|

 2015/2 



|

 CİLT: 2 

|

 SAYI: 3


78

lini oluşturduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu arayış hem “doğ-

ru inanç”

100


 olan imana, hem de “doğrulanmış doğru inanç”

101


 olan bilgiye 

doğru bir arayıştır diyebiliriz. Bu arayışın sonunda, eğer bir tasdike ulaşıla-

caksa, bu her ikisi için de geçerli bir durumdur. “Ancak objesi gereği, bilgi-

de insan tasdike zorlanırken, imanda ise işin içerisine irade karışmaktadır.”

102

 

O halde, bilgi ve iman yolunda, doğru bilgiye ve doğru inanca ulaşmak için 



“bir vasıta, bir aşama olan şüphe, ‘metodik’ veya ‘metodolojik’ yani bilimsel 

şüphe,”


103

 en azından, şüpheyi amaç edinmeyen bir şüphedir.

3. Şüphenin Varlık İmkânı

Yukarıda kavramsal içeriğine yer verdiğimiz “şüphe”nin, “varlık 

imkânı”ndan ne kastettiğimizi “varlık” ve “imkân”  kavramları ile ne tür bir 

münasebet içerisinde olabileceğini yine kavramsal açıdan ele alarak açıkla-

maya, din ve felsefedeki tezahür alanını Tanrı’nın idraki bağlamıyla sınır-

landırarak görmeye çalışacağız. 

1.1.  Şüphenin Varlık İmkânının Kavramsal Değerlendirmesi

Varlık, felsefe literatüründe, “hem bir isim ve hem de bir sıfat olarak 

kullanılmıştır.“

104


 İlk akla gelen “yokluğa karşıt olarak, var olan şey”

105


 an-

lamıdır. Zira “herhangi bir şekilde varlığa sahip olmayan bir şey, tek keli-

meyle ‘yok’tur.”

106


 

Bu nedenle “...şüphenin varlık imkânı” diye sorgulamada bulunurken 

“varlık”tan kastettiğimiz ‘varlık gösteren’, ‘mevcut olan’, yani ‘yok’ olanın 

zıddı anlamında, lakin sıfat olarak alıyoruz. Aslında “imkân” kelimesin-

de ‘yokluk’ kadar ‘varlık’ da mündemiçtir. Dolayısıyla sadece “...şüphenin 

imkânı” demek mümkündür. Bu durumda, ‘şüphenin varlığı veya yokluğu-

nun kaçınılmaz olmadığı’ anlamını verir ki, yeterli de olur. Yukarıda geçtiği 

üzere, nasıl ki imkân kelimesi, felsefî terminolojideki anlamının gerisin-

de kalsa bile, günlük dildeki anlamıyla da iş görmektedir ve yaygın olan 

bu kullanımdır. Aynı şekilde, ilk yer verdiğimiz “yokluğa karşıt olarak, var 

olan şey” anlamıyla bir kullanım da tercih edilebilir diye düşünüyoruz. Bu 

100


 Özcan, a.g.e., s. 100. 

101


 Özcan, a.g.e., a.y. 

102


 Özcan, a.g.e., s. 100. 

103


 Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi..., s. 425; Özcan, a.g.e., s. 50. 

104


 Cevizci, Felsefe Sözlüğü, s. 1582. 

105


 Cevizci, Felsefe Sözlüğü, s. 1582. 

106


 Ömer Mahir Alper, Varlık ve İnsan -Kemalpaşazâde Bağlamında Bir Tasavvurun Yeniden İnşası-, 1. 

Baskı, Klasik, İstanbul, 2010, s. 25.




79

FELSEFE VE DİNDETANRI’YI İDRAK İMKÂNI BAĞLAMINDA ŞÜPHENİN VARLIK İMKÂNI SORUNUNA BİR GİRİŞ

durumda, ‘varlığın varlığı’ ifade edilmiş ve bununla da ‘şüphenin varlığı-

nın varlığı’ anlaşılmış olur. Fakat imkân, basit şekliyle de olsa, kelâmî veya 

felsefî literatürdeki karşılığıyla terkibe dâhil edilirse, bu durumda ‘varlı-

ğın varlığı veya yokluğu’ olmak üzere ‘varlık’ da ‘yokluk’ da kastedilmiş ve 

maksadımız hâsıl olmuş olur.

Şüphenin varlık imkânından ne anlaşılması lazım geldiği konusunda, 

yer verdiklerimize ilaveten şunu söylemek isteriz: Evet, “imkân” terimini 

açıklarken onun ‘varlık’ veya ‘yokluk’ açısından bir “zorunluluk” taşımadığı 

yönündeki genel anlamını öne çıkardık. Fakat yerine göre, bu terimi; zuhur 

etme (varlık bulma) ve zail olma (yok olma) anlamlarını içeren yönüyle ifa-

de etmek de mümkündür. Aristoteles (MÖ. 384-322)’e atfedilen ve Türkçe’ye 

geçmiş “kuvve”

107

 terimi, bu konuya açıklık getirmektedir. Aristoteles’in 



‘kuvve’yi, biri kendisine hareketin eşlik ettiğini söylediği ‘güç’, diğeri de fiil 

haline geçebilen ‘imkân’ olmak üzere iki anlamda aldığı kaydedilir. İlki, ‘Bir 

şeyin başka bir şeyde veya bizzat kendinde değişim meydana getirmesini 

sağlayan güç,’ bir tür dinamizm, diğeri ise, “bir durumdan daha mükemmel 

bir durumda olma fiil(eylem)i, veya olabilme imkânı,”

108


 bir başka deyişle 

‘potansiyel’i olarak ifade edilmiştir. Her ikisi için getirilen örnekler konu-

muza ışık tutacak niteliktedirler; Örneğin, bir inşaat ustasının sahip olduğu 

sanat bir güç/kuvve olarak belirleniyor ve bu gücün uygulaması ise, bizzat 

yapıyı inşa etme süreci olarak gösteriliyor. Diğer ilke için, görme kabiliye-

ti olan fakat uyumakta olan biri kuvve/imkân, uyanık olanın durumu ise 

kuvve/fiil halinde olana örnek getiriliyor. 

109


 Biz kuvvenin ‘imkân’ anlamını, 

diğer dinamik süreç veya eylem hallerini temsil eden anlamlarıyla beraber, 

insanın bilgi veya inanç(/iman) sürecinde zıt eğilimlere açık potansiyeline 

ve bu süreçteki gelgitli dinamizmine örneklik teşkil edecek bir hal olarak 

görüp “şüphe”yi anlama ve açıklama unsuru olarak referans alabileceğimizi 

düşünüyoruz. 

1.2.  Şüphenin Varlık İmkânının Tezahür Alanları 

İnsanda “kendi sahaları içinde kalarak, tesirde bulunan iki ayrı saha 

mevcuttur; bunlar akıl ve inanç sahalarıdır.”

110


 Bu açıklamada yer alan 

“akıl” ve “inanç” ifadeleri, insanın idrak imkân ve alanlarına ve çeşitle-

rine dikkatimizi çeker. Bu noktaya odaklandığımızda, “inanç üzerinde 

107


 bkz. Kaya, Varlık ve İmkân, s. 45. 

108


 bkz. Kaya, Varlık ve İmkân, s. 45.

109


 bkz. Kaya, Varlık ve İmkân, s. 45.

110


 Taylan, a.g.e., s. 91; Peterson, a.g.e., s. 356-359.


Yüklə 177,88 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə