Derman Tıbbi Yayıncılık
9
Giriş
Kitle yıkım silahlarıdır. Gaz, sıvı, aeresol ve pudra ha-
linde bulunan oldukça toksik sentetik kimyasal madde-
lerdir [1]. Kimyasal ajanlar ısı ve basınca bağlı olarak
katı, sıvı veya gaz halinde bulunurlar. Kargaşa kont-
rol ajanları ise sprey halinde bulunabilirler. Bazı ajanlar
ise buhar ve duman halinde de bulunabilirler. Kimyasal
ajanlar uçucu (non-persiste) (sarin, siyanidler) veya ka-
lıcı (persiste) (mustard, Vx) olarak da adlandırılabilir.
Tüm ajanlar genelde 24 saat içinde parçalanırlar ancak
sıvı olanlarda parçalanma süresi daha uzundur. Öldü-
rücü veya kapasite bozucu olarak etki ederler. Binler-
ce kimyasal ajan olmasına rağmen ancak bir kısmı sa-
vaş ajanı olarak kullanılmaktadır. İlk olarak 1915 yılın-
da Almanya Belçika üzerinde Klorin gazı kullanmıştır.
II. Dünya savaşında Almanya’nın kullandığı Zyklon-B
(Hidrojen Siyanid) gazı sonucu milyonlarca sivil ölmüş
ve uluslararası anlaşmalarla kullanımı yasaklanmıştır
[2]. Ancak 1994 yılında Tokyo metrosunda Sarin gazı
kullanımı sonucu 5500 kişi yaralanmış ve 12 kişi haya-
tını kaybetmiştir [3].
Güven Kuvandık, Ali Karakuş, İyad Fansa
Kimyasal Gazlar ile Zehirlenmeler
K
it
ap
B
ölümü
DERMAN
Derman Tıbbi Yayıncılık
1
DOI: 10.4328/DERMAN.3483
Received: 03.04.2015
Accepted: 04.04.2015
Published Online: 10.04.2015
Corresponding Author: Ali Karakuş, Acil Tıp ABD, Mustafa Kemal Üniversitesi,
Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi, Hatay, Türkiye. T.: +90 3262291000-2604
GSM: +905052540433 F.: +90 3262455654 E-Mail: drkarakus@yahoo.com
Derman Tıbbi Yayıncılık
10
Derman Tıbbi Yayıncılık
2
Kimyasal Ajanların Sınıflaması 1:
1. Sinir Ajanları: Tabun (GA), Sarin (GB), Soman(GD),
Siklosarin(GF), Vx (CNS, 20116)
2. Yakıcı Ajanlar: Lewisite, Nitrojen mustard (Hardal
gazı)
3. Kan Ajanları: Hidrojen siyanid, Siyanojen klorid
4. Akciğer İrritanları: Fosgen, Difosgen, Klor
5. Kargaşa Kontrol Ajanları: Biber gazı, Siyanid, CS,
Kusturucu ajanlar
6. Kapasite Bozucu Ajanlar: LSD, Opiatlar, Benzodiaze-
pinler, BZ (3- Linusiklidinil benzilat)
7. Toksinler: Yaşayan canlı mikroorganizmalardan sen-
tezlenen bileşiklerdir. Protein içeren ve içermeyen
gruplar olarak ayrılırlar [4].
Kimyasal Ajanların Sınıflaması 2:
Fizyolojik ve Askeri olarak ikiye ayrılır.
I.Fizyolojik Sınıflandırma:
1. Akciğer İrritan Ajanlar: Akciger, göz ve solunum yol-
larında irritasyona neden olurlar. Fosgen (CG), Difos-
gen (DP), Klorin(CL), Kloropikrin(PS)
2.Kan Ajanları (Siyanojenler): Bu ajanlar kan yoluyla
tüm vücuda dağılarak Sitokrom a3 oxidase üzerinden
hücrelerdeki oksidatif olayları bozarak hücresel anok-
siye neden olurlar.
3.Yakıcı Ajanlar(Blister, Vesicant Ajanlar): Göz ve deri-
de irritasyon yaparlar, ancak inhalasyonla alınırlarsa
solunum yolu müköz membranlarında pseudomembran
formasyonu oluştururlar. Sülfür mustard(H\ HD) , Nit-
rojen mustard(HN), Lewisite(L), Fosgen oxime(CX).
4. Sinir Ajanları: Kolinesteraz enzimini inhibe ederek
kolinerjik sinir uçlarında asetil kolin birikimine neden
olarak sinir aşırı uyarımına sebeb olurlar.
II.Askeri Sınıflandırma:
1. Toksik Kimyasal Ajanlar: Vücud hasarı veya ölüme
neden olurlar. Bunlar
Akçiger İrritan Ajanlar, Kan Ajanları, Yakıcı Ajanlar ve
Derman Tıbbi Yayıncılık
11
Derman Tıbbi Yayıncılık
3
Sinir Ajanlarıdır.
2.Kapasite Bozucu Ajanlar: Geçici olarak fiziksel ve\
veya mental bozukluklara yol açarlar [5].
Sinir Ajanları
İlk kez Almanya’da sentezlenen organo-fosfat bileşik-
leridir. Genelde oda sıcaklığında likit formda olup gaz
halinde de üretilebilen solunum, kornea, deri ve yiye-
ceklerle sindirim sisteminden alınabilen bileşiklerdir
[6]. Sinir ajanları G ve V gazları olarak iki gruba ayrı-
lır. G gazları (G= Germany ve A,B, D ise spesifik kim-
yasal bileşiği göstermektedir. Tabun = GA, Sarin= GB,
Soman=GD, Siklosarin=GF). V ajanlara ise genelde Vx
(O- etil –S [ 2 (di- isopropilamin) etil) metilfosfoetio-
dat) gazları denilmekte ve diğer ajanlara göre daha
az uçucu, yağlı bileşiklerdir, daha etkilidir ve persis-
te maddelerdir. GD ajana plastik maddeler eklenerek
yapıştırıcı üretilmekte ve persiste hale getirilmektedir
[7]. Sinir ajanları genelde renksiz, kokusuz, tatsız bile-
şiklerdir. Ancak G gazlarının hafif meyve kokusunda ve
V gazlarının ise kokusuz ancak kehribar renginde oldu-
ğu rapor edilmiştir. G ajanlar genelde uçucu maddeler-
dir ve en uçucu olan GB gazıdır. V gazları yağlı bileşik-
lerdir ve yüksek sıcaklıklarda dağılarak geniş alanla-
rı etkilerler.
TABUN (GA); O-EtilN, N Dimetilfosforoamidosiyanid,
normalde renksiz ve kokusuzdur. Buharı meyve koku-
sunda olabilir. Saf hali renksiz ancak düşük saflıkta
kahverengi bir sıvıdır.
SARİN (GB) ; İzopropil metil fosforofloridat, renksiz sı-
vıdır ve sarımsak kokusundadır.
SİKLOSARİN (GF); Siklohekzil metil fosforofloridat; oda
sıcaklığında küf veya şeftali kokusundadır ve renksiz
bir sıvıdır. Etkisi çok hızlıdır ve yüksek uçuculuk özel-
liği vardır.
SOMAN (GD); Pinokolil metilfosforo floridat; Sarı kah-
verengi renkli ve kafur kokulu bir sıvıdır. Etkisi çok hız-
lıdır.
V MADDELERİ (Vx); Renksiz kokusuz yogun bir svıdır.
Derman Tıbbi Yayıncılık
12
Derman Tıbbi Yayıncılık
4
Uzun süreli etki potansiyeline sahiptir.
Bu gazların letaliteleri sırasıyla Vx LD 50 (1-100) > So-
man= GD LD 50 (100) > Sarin= GB LD 50 (100) >Tabun
=GA LD 50 (400) şeklindedir.[ LD50 (popülasyonun %
50 sini öldüren dozdur ve herhangi bir zamanda ölçü-
len dozdur, Mg dakika\ M3 ile ifade edilir. ED50 effec-
tive dosage (popülasyonun % 50 sini etkileyebilen tah-
mini doz)]. Buhar ve aerosol şeklinde olanlar özellikle
çok tehlikelidir, maruziyet sonucu dakikalar içinde öl-
dürücü olabilmektedir.
Etki Mekanizması
Kolinerjik sinapslardaki asetilkolin- esteraz (AchE) en-
zimini irreversible bloke ederek toksik düzeylerde si-
naptik junctionda Asetilkolin (Ach) birikimine neden
olurlar ve over stimülasyona yol açarlar. Ach nörot-
ransmitter olarak Santral sinir sistemi, Sempatik pre-
ganglionik sinapslarda ve Otonom sinir sistemi para-
sempatik postganglionik sinapslarda bulunur. Para-
sempatik lifler; İskelet kası ve ter bezlerinde sonlanır.
Sinir gazları; AchE deki enzimin aktif bölgesindeki Se-
rin rezüdülerine bağlanarak fosfat veya fosfat ester-
leri oluştururlar. Olay irreversibldir ve yeniden enzim
üretimi gerekir bu işlemde yavaş olmaktadır. Enzimin
rejenerasyonu Oximlerle hızlandırılabilmektedir. Sinir
gazlarının yarılanma ömrü; Soman için birkaç dakika,
Sarin de 5 saat, Siklosarin de 22 saat, Tabun ve Vx
gazında ise 40 saattir [8]. Vx gazı en etkili gazdır; di-
ğer gazlara nazaran detoksifikasyona daha dirençlidir,
çevrede kalıcılığı daha fazladır, daha az uçucudur ve
deri penetrasyonu daha fazladır Ayrıca Vx gazının 10
µM miktarı hücre metabolizmasını büyük ölçüde azaltır
[9]. G gazlarının hayvan deneylerine bağlı olarak tah-
mini letal dozu 1 mg.dır (insanlar için) ve inhalasyonla
alınan miktar deriden emilime göre daha hızlıdır [10].
İnsan vücudunda 3 tip kolinesteraz mevcuttur.
1.Gerçek Kolinesteraz (AchE) : Nöronlar, nöromüsküler
junction ve eritrosit membranında bulunurlar.
2.Bütirilkolinesteraz (BchE) : Pseudokolinesteraz da
Derman Tıbbi Yayıncılık
13
Derman Tıbbi Yayıncılık
5
denir. Kolinerjik nöro-iletimde rol oynar. Organfosfat
maruziyetinde biomarker olarak önemli rol oynama-
sına rağmen sinir gazı maruziyetinde fizyolojik etkiler
üzerinde rol oynamazlar [11].
3.Serum Kolinesteraz: Karaciğer tarafından üretilir.
Serebrospinal sıvı, karaciğer, glial hücreler ve plazma-
da bulunur. Fizyolojik etkileri bilinmemektedir.
Klinik
Alınan doza bağlı olarak dakikalar veya saatler için-
de belirginleşebilmektedir. Sinir gazları su ve yağlı bi-
leşiklere benzediklerinden, renkleri ve kokuları olmadı-
ğından dolayı tespit edilmeleri çok zordur. Ancak aynı
bölgede benzer semptomlara sahip çok sayıda hasta
varsa şüphelenme ile ilk yaklaşım yapılmalıdır. Bu du-
rumda sinir gazları için özellikle de buhar ve duman ha-
linde kullanılmışsa en sık rastlanan semptom miyozis-
dir ve en iyi göstergedir [12]. Teorik olarak kolinerjik
faz, intermediate faz ve polinöropati fazı görülebilir.
Akut sinir gazları ile zehirlenmelerde İntermediate faz
ve Polinöropati fazı bildirilmemiştir. Bilinen tek durum
1995 yılında Tokyoda kullanılan Sarin gazı saldırısıdır.
Yapılan hayvan deneyleri ve az sayıdaki klinik tecrübe-
lere göre toksisite organofosfat bileşikleri ile benzerlik
göstermekte, ancak klinik tablolarda farklı sistemlerin
etkilenmesine bağlı olarak farklılıklar oluşmaktadır. Si-
nir gazları diğer organo-fosfat bileşiklerine göre daha
fazla santral apneye neden olabilmektedirler.
Muskarinik Bulgular: Salivasyon, lakrimasyon, ürinas-
yon ve diyare, karında rahatsızlık hissi, bulantı kusma,
Miyozis ve Bradikardi; özellikle önemli bulgulardır ve
aynı bölgede fazla sayıda kişide mevcutsa şüphelenil-
melidir. Bronkokonstrüksiyon ve bronşlarda sekresyon
artışı görülebilir. Muskarinik etkiler daha çabuk geliş-
mektedir.
Nikotinik Bulgular: Kas fasikülasyonları, kas krampları
ve güçsüzlük görülür. Başlangıçta otonomik etki ile ta-
şikardi, hipertansiyon, Midriazis, diafram felçi ve yet-
mezliği, paralizi ve arefleksi görülebilir.
Derman Tıbbi Yayıncılık
14
Derman Tıbbi Yayıncılık
6
Sanral Sinir Sistemi Bulguları: Bayılma hissi ve ser-
semlik hissi, konfüzyon, ataksi, dizartri, nöbet, koma,
solunum yetmezliği ve ölüm görülür.
Organlar ve sistemlere göre bulgular:
Gözler: Pinpoint Pupil (Miyozis; en yaygın bulgudur),
Bulanık ve Donuk görme, Parlak ışıkta göz üzerinde
ağrı (kirpiklerin spazmına bağlı olarak),Subkonjinctival
kızarıklık mevcuttur. Bu bulgular en kolay ve en çabuk
saptanabilen bulgulardır ve birden fazla kişide, aynı
bölgede saptanmışsa gaz maruziyetinden şüphelenil-
melidir. Miyozisin kalıcılık süresi birkaç gün ile 9 haf-
ta arasıdır [12].
Deri: Aşırı terleme, deri altında karıncalanma hissi,
ince tremorlar. Deri altı yağ dokusunda birikime bağ-
lı olarak semptomlar 2-3 saat kadar uzayabilir [10]. Vx
gazı deriden 7-8 dakikada diğer ajanlara göre daha
hızlı emilir ve absorbsiyon hızını arttıran faktör çevre
ısısıdır (18-46 0C)
Kaslar: İstemsiz kas seyirmeleri ve bazı kaslarda ka-
sılmalar.
Solunum Sistemi: Nazal akıntı ve nazal kojesyon (lo-
kal irritasyon ve agır maruziyette sistemik etki sonucu)
[13]. Wheezing, zorlu solunum, göğüste sıkışma hissi,
öksürük ve solunum yetmezliği görülebilir.
Gastrointestinal Sistem: Diyare ve aşırı sekresyon, Bu-
lantı, kusma (ilk saptanan ve ensık bulgudur. Sarin gazı
maruziyetinde bulantı % 60.4, kusma % 36.9, Diyare
% 5.4) deriden emilmeyi takiben sinir sistemine bağlı
komplikasyonlara bağlıdır, idrar ve gayta inkontinansı,
kan şekeri artışı (Adrenal medulla stimulasyonuna bağ-
lı Epinefrin ve Norepinefrin artışına bağlı).
Sinir sistemi: Sersemlik hissi, Anksiyete, Düşünme zor-
luğu, Uyku bozukluğu ve Gece kabusları görülebilir [7].
Yüksek doz maruziyette halsizlik, yürüme güçlüğü ve
güçsüzlük, kas krampları, generalize fasikülasyonlar,
nöbetler ve status epilepticus görülür. Ani ortaya çıkan
apne mevcuttur ve antitodal tedaviye rağmen oluşabi-
lir. Geç bulgu olarak da flask paralizi gelişebilir [13,14].
Yapılan çalışmalarda periferik motor ve sensorial poli-
Derman Tıbbi Yayıncılık
15
Derman Tıbbi Yayıncılık
7
nöropatiler saptanmış olup daha çok alt extremiteler-
de olmak üzere sensorial polinöropatiler daha ön plan-
dadır (sensorial polinöropatiler % 84.5 ve motor defi-
sit % 17.7) [15].
Genitoüriner Sistem: Sinir gazı ve metabolitlerinin atı-
lımı için bu sistem hayati rol oynar, bu nedenle yakın-
dan takip edilmelidir. Ayrıca hastalarda idrar inkonti-
nansı mevcuttur.
Kardiyovasküler Sistem: İlk beklenen bulgu bradikar-
di ve AV Blok (vagal tonus artışına bağlı) gibi düşünül-
mesine rağmen, taşikardi ve hipertansiyon mevcuttur
(korku, anksiyete, sinaptik gangliyon ve adrenal medul-
la da Ach birikimine baglı). Ventriküler aritmi çok na-
dirdir ve nadirde olsa Q-T uzaması olur. Maliğn taşi-
kardiler olabilir. Tabun, Sarin ve Vx gazı sonrası LD 50
zamanı 5-10 dakikadır ve dolaşım kollapsı ve sonrasın-
da apne gelişir [16].
Tanı
Gerçek Kolinesteraz (AchE) ölçümü; En yaygın kullanı-
lan yöntemdir. Ancak bu yöntemin sakıncaları vardır.
Sinir gazı ajanları dışında başka kimyasallarda AchE
seviyesini düşürürler. İnhibisyon seviyesi % 20 den az
ise saptanamaması; enzim seviyesinin kişiler arasın-
da farklılık göstermesi ve yeni enzim üretimi nedeniy-
le retrospective analiz yapılamamasından kaynakla-
nır. Wang ve arkadaşlarının geliştirdigi non-invaziv bir
teknikle tükrükte Kolinesteraz aktivitesinin (Karbon-
nanotüp elektrokimyasal dedektör [ CNT]) ölçümü hızlı,
sensitif bir yöntemdir. Bu gün kullanılan yöntem AchE
düzeyinin serumda ölçümüdür. Enzim seviyesinin kişi-
ler arasında farklılık göstermesi nedeniyle seviyesin-
de % 20 den fazla değişim saptanması patolojik ola-
rak kabul edilir. Daha da duyarlısı Eritrosit AchE düze-
yinin ölçümüdür.
AchE Hidroliz Ürünlerinin Ölçümü; Plazma ve idrarda
saptanması esasına dayanır. Gas-Chromatography-
Mass Spectrometry (GC-MS), Liquid- Chromatog-
raphy- Mass Spectrometry (LC-MS) yöntemleridir.
Derman Tıbbi Yayıncılık
16
Derman Tıbbi Yayıncılık
8
Bütirilkolinesteraz (BchE) Ölçümü; Pseudokolinesteraz
da denir. Yarılanma ömrü 5-16 gündür ve Gerçek Koli-
nesteraz (AchE) ölçümüne göre daha az duyarlıdır, an-
cak kullanılan bir yöntemdir.
Sinir Gazlarına Maruz Kalma Ciddiyet Sınıflaması
Hafif Vakalar: Hastalar ayakta ve yürüyebilir pozisyon-
dadır. Salivasyon, Lakrimasyon, Pinpoint Pupil (Miyo-
zis), Bulanık ve Donuk görme, Parlak ışıkta göz üzerin-
de ağrı, Öksürük, Bulantı- Kusma, Karın ağrısı, Terle-
me, Hafif bradikardisi mevcuttur.
Orta Derece Vakalar: Hafif bulgulara ilaveten hastalar-
da yürüyebilme kabiliyeti azalır, ancak konuşabilirler.
Gögüste sıkışma hissi, Nefes darlığı, Wheezing, Yaygın
kas krampları ve Tremorlar, Diyare, İdrar ve Gayta ka-
çırma, sonuçta Koma.
Ağır Derece Vakalar: Orta derece bulgulara ilaveten,
Ani şuur kaybı, Solunum yetmezliği ve hatta yokluğu,
Epileptik nöbetler ve geç bulgu olarak Flask paraliziler.
American Army Medical Research of Medical Defen-
ce göre triyaj;
A. Acil Vakalar: Anormal vital bulguları olanlar. Bunlara
hemen hayat kurtarıcı girişimler başlatılmalıdır.
B. Geciktirilebilir Vakalar: Geciktirilebilir ancak hemen
taburcu edilmemelidirler.
C. Az Etkilenme: Yürüyebilen ve konuşabilen vakalardır.
D. Hamileler: Optimal tedavi ve hayat kurtarıcı müda-
hale gerekir.
Tedavi
Sinir ajanları oldukça öldürücü ve çok çabuk etkili ajan-
lardır, bu nedenle hızlı davranılmalı ve koruyucu ön-
lemler alınmalıdır. En önemli noktalardan birisi ölülerle
sağ kalanların ayrımını yapabilmektir. Çoğu kişide şuur
kaybı olacağından bu kişilerin kusma sonucu aspiras-
yonun önlenmesi gerekir. Eğer hastanın bilinci yerinde
ve yutma refleksi varsa oral alımlarda aktif kömür uy-
gulanmalı ve hasta kusturulmamalıdır. Ayrıca çoğu ki-
şide apne olacağıdan teknik koşullar yetersiz ise he-
Derman Tıbbi Yayıncılık
17
Derman Tıbbi Yayıncılık
9
men ağızdan ağıza solunum başlatılmalıdır [17].
Hastalar sadece toksine maruz kalmamış aynı zaman-
da travmayada maruz kalmışlardır, bu nedenle hasta-
lar bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle te-
davi akut fazda, daha sonra sağlık kuruluşunda olmak
üzere planlanmalı, ayrıca sinir gazı uzun dönem etkile-
rinden korunmak için dekontaminasyon işlemleri der-
hal başlatılmalı ve koruyucu önlemler alınmalıdır.
Akut Dönem Tedavisi; Hastalara tedavi hızlıca başlan-
malıdır. Atropin ve Oximler olmak üzere iki temel ajan
mevcuttur. Ancak yeni tedavi yöntemleri ve yeni ajan-
larda kullanılabilmektedir [18-20]. Atropin ve Oxim-
lerle hazırlanmış tedavi kitleri mevcuttur. En bilinen-
leri MARK-I kiti ve Antidot otoenjektörleridir ATNAA.
MARK-I kiti (2 mg Atropin [ 0.7 ml] ve 600 mg 2-PAM
[ 2- Piridin Aldoxime Methyl Cholorid]) içerir. USA da
bu kit (2.1 \ 0.7 ml Atropin ve 600 mg \ 2ml PAM) içe-
rir. Hastalarda miyozis ve rinore varsa hemen verilme-
lidir [13,21]. İkinci önemli semptom ise ciddi solunum
sıkıntısıdır. Eğer hastalarda; ciddi solunum sıkıntısı, si-
yanoz, kas fasikülasyonları ve tremorları, nöbet veya
şuur kaybı varsa Mark-I Kiti ve Diazepam birlikte veril-
melidir [22]. 2 mg atropin güvenli bir dozdur, ancak bu
dozda terlemenin azalması ve ısı artışı sonucu hareket
kabiliyeti azalır. Kitteki oxime dozu 600 mg dır ve 6.3
µg\ ml plazma konsantrasyonu elde edilmektedir (8.9
mg\ Kg). Kitler IM verilmelidir. Bu esnada aynı zaman-
da dekontaminasyon işlemleri de başlatılmalıdır. Akut
dönem sonrası hastalara triyaj uygulanmalı ve maruzi-
yetin ciddiyetine göre uygun tedavi sağlanmalıdır.
Atropin: Atropin parasempatolitik ve muskarinik re-
septörlerde Asetilkolinin (Ach) kompetetif antagonis-
tidir. Ayrıca muskarinik reseptörler için antidot özelli-
ği olup, SSS ve nikotinik reseptörler için antidot özelli-
ği yoktur. Atropin nöromüsküler nikotinik reseptör blo-
kajını önleyemez, bu nedenle kas fasikülasyonları, kas
güçsüzlüğü, flask paralizi ve solunum arrestini önleye-
mez. Atropin bloke olan AchE tekrar restore edemez,
ancak antikolinerjik etki ile bradikardi, salgıların azal-
Derman Tıbbi Yayıncılık
18
Derman Tıbbi Yayıncılık
10
tılması, düz kas kontraksiyonlarının azaltılması, bron-
kokonstrüksiyonu önlemede oldukça etkilidir [17,23].
Bu etkiler için belirlenebilen belirli bir atropin dozu
yoktur [21]. Yapılan bir çalışmada başlangıç dozu 4 mg
Atropin ile başlayıp 1-2 dak aralıklarla 5 mg IV verilmiş
olup, bu sırada kalp hızı monitörize edilerek 60-100
atım\ dk arasında tutulmuştur [24]. Başlangıç atropin
dozundan sonra % 5 Dextroz içinde hastalar asempto-
matik olana kadar (özellikle kalp hızı monitörize edile-
rek 60-100 atım \ dk) devamlı infüzyon yapılmıştır. Bu-
radaki amaç membranların yani sekresyoların kuruma-
sı tam ve kalıcı atropinizasyonun sağlanmasıdır [21].
Atropin hipotansif hastalarda damar yolu açılana ka-
dar trakea-bronşial yolla kullanılabilir. USA de Medical
Aerosol Sinir Ajan Antidot Kiti (MANAA) sprey halinde
ve FDA onayı almış olup kullanımdadır. Myosiz duru-
muna göre atropin doz ayarlamasında yüksek doz at-
ropin verebilme olasılığı vardır. Buhar şeklinde kullanı-
lan sinir ajanlarında midriazisin sağlanması uzun sür-
mekte, bu nedenle doz aşımına sebebiyet verebilmek-
tedir [17]. Göz yolu ile alımlarda atropin (% 0.25- % 1
lik solüsyonlar) ve atropin benzeri bir ilaç olan Hemat-
ropin göze uygulanabilir. Ciddi göz ağrısı veya baş ağ-
rısını azaltır, aynı zamanda kusma ve miyozisin azal-
masında da etkilidir. Göz bulaşmalarında % 0.5 veya %
1 Tropikamid solusyonları kullanılabilir.
Oximler: Tedavide kullanılan ikinci ana grup ilaçtır.
Oximler pirimidium bileşikleri olup mono ve bi-s pirimi-
dium olarak iki tiptir. Nükleofilik ajanlar olup fosfori-
le kolinesteraz enzimini reaktive ederek sinir ajanı en-
zim bağlantısını koparırlar [25]. Atropine nazaran daha
fizyolojik bir ajandır. Atropinden farklı olarak; AchE in-
hibisyonunu düzeltirler, daha çok nikotinik reseptör-
ler üzerinden etkilidir, sinir ajanlarının santral etkileri-
ni düzeltemezler [26]. Oximler sinir gazlarında aynı et-
kinliğe sahip değildir.
Sarin gazında; HI-6, HGG-12 ve Pralidoxim (2- PAM) ol-
dukça etkilidir, ancak Tabunda etkinliği azdır.
Sarin ve Vx gazında; H oximler (HLO-7, HI-6) ve BI-6 ol-
Derman Tıbbi Yayıncılık
19
Derman Tıbbi Yayıncılık
11
dukça etkili, ancak 2-PAM ve Obiodoxime daha az etki-
lidir. HLO-7, HI-6 dan daha az etkilidir. Tabun gazında
HLO-7, HI-6 ve BI-6 etkisizdirler.
Tabun gazı; K oximler (KO74, KO75) akut toksikasyon-
da daha etkilidir. KO74 ajanı Santral Sinir Sistemin de
tabuna karşı diğer ajanlara göre daha etkilidir. K oxim-
ler Obiodoksime göre daha etkilidir.
Oximlerin seçiminde elde edilebilirlik ve maliyet önem-
lidir. Bu nedenle farklı ülkeler kitlerinde farklı ajanlar
kullanmaktadır. İngiltere ve USA 2-PAM, Avrupanın di-
ğer ülkeleri TMB4 ve Obidoxime, Japonya Pralidoxi-
me İyodid, Kanada HI-6 kullanmaktadır. Son zamanlar-
da G ve V gazları için kitlerdeki en uygun kombinasyo-
nun (Atropin + HI-6 + Benactyzine) olduğu söylenmek-
tedir [27]. Yan etki olarak; Geçici sersemlik hissi, bu-
lanık görme, kan basıncında artma görülebilir. Bu ne-
denle; hipertansif etkiyi önleyebilmek için az dozda ve
uzun sürede vermek gereklidir (30-40 dak da ve 45 mg\
Kg dozda)
Konvülsiyon tedavisi: Konvülsiyon tedavinin gecikmiş
oldugunu gösteren bir kriter olarak kabul edilebilir. Di-
azepam çocuklarda 0.2-0.5 mg\ Kg, erişkinde 5-10 mg
olarak kullanılır. Diazepam sadece antikovülsif etkili
değil, aynı zamanda kolinerjik ve GABAerjik etkili bir
ilaçtır. Diğer ajanlar; Lorezepam ve Midazolamdır. Fe-
nitoin, barbitüratlar ve diğer antikonvülsan ilaçlar et-
kisizdir. FDA onaylı olarak, epileptik \ konvülsif nöbet-
lerde Convülsive Antidote Nerve Agent (CANA) 10 mg
Diazepam onayı mevcuttur ve MARK- I , ATNAA kitleri
içinde 3. Ajan olarak mevcuttur.
Organo-fosfat zehirlenmelerinde N- Metil-D- Aspartat
(NMDA) reseptörlerinde aşırı uyarıma yol açarak kon-
vülsiyona neden olurlar. Hayvan çalişmaları ile Anti-
NMDA ve Anti- Glutamat ajanlar denenmiştir. Gacycli-
dine, Tezampanel, Ketamine, Huperzin A, Donepezil, Ri-
vastigmin ve Galantaminedir [28,29].
Sodyum Bikarbonat (NaHCO3); Amaç kan PH sının
7.45-7.55 arasında sürdürülmesidir. Organo-fosfat bi-
leşiğinin esteratik bölümündeki hidrolizi arttırır ve asi-
Derman Tıbbi Yayıncılık
20
Derman Tıbbi Yayıncılık
12
dik yan ürünlerin atılımını arttırır. 3-5 mg\ Kg\ 24 saat
infüzyon hızında atropin tedavisi kesilene kadar devam
edilir. Kardiyotoksisiteyi önler ve nöromüsküler fonksi-
yonlar üzerine düzeltici etkisi vardır [30].
Ventilasyon; Sinir gazı zehirlenmelerinden sonra ven-
tilatör desteği tedavinin ana parçalarından birisidir.
Şuur kaybı, yogun kas spazmları ve tremorlar, konvül-
sif hareketler, apne ve solunum zorluğu varsa hastalar
ventilatörde takip edilmelidir [17]. En iyi tedavinin At-
ropin+ 2-PAM+ Ventilatör desteği olduğu düşünülmek-
tedir.
Hemoperfüzyon; Tedavideki etkinliği tartışmalıdır. An-
cak Tokyoda ki olaydan sonra bu yöntem kullanılmış
olup şuur durumunu düzeltmiş, pupilleri dilate etmiş ve
kolinesteraz aktivitesini arttırmıştır [31].
IV Lipid Solusyonları; Yapılan hayvan modellerinde et-
kisinin olmadığı saptanırken, bazı çalışmalarda ise
yağda depolanan lokal anestezikler ve organofosfat-
lar üzerinde etkili olduğu belirtilmiştir. [19,20,32,33].
Magnezyum Sülfat (MgSO4); IV 4 gr MgSO4 uygula-
ması; Hospitalizasyon süresini azaltmakta, Kalsiyum
kanalları üzerinden Ach salınımını azaltmakta, NMDA
üzerinden Santral sinir sistemi aşırı uyarımını azalt-
maktadır [34,35].
Aritmi tedavisi; Ancak organo-fosfat zehirlenmelerin-
de taşikardi ve ST depresyonu saptanmıştır. Bunlarda
da Propranolol kullanılmıştır [36].
Proflaksi
Amaç; AchE aktivitesinin sağlam kalmasıdır. En basit
yöntem AchE aktivitesini reversible bloke eden ajan-
lar olan Karbamatlardır. Bu ajanlar enzime bağlanır ve
sinir gazı ajanlarının bağlanmasına karşı direnç oluş-
tururlar [37,38]. Pridostigmin, Protein Yapılı Enzimler,
Benactyzine + HI-6, Huperzin-A kullanılmaktadır.
Yüksek Riskli Gruplar; Hamileler, sinir gazları plesenta-
yı geçerek fetusta toksik etki gösterirler. 2-PAM hami-
lelikte kategori C tipi ilaçtır.2-PAM ve atropin dozu az
tutulup, yakından takip edilmelidir.
Derman Tıbbi Yayıncılık
21
Derman Tıbbi Yayıncılık
13
Çocuklar, Mortalite hızı daha yüksektir. Ayrıca çocuk-
ların atropin ve oxim dozuna duyarlılığı fazladır. Atro-
pin dozu 0.05 mg\ Kg olarak düzenlenmelidir. 2-PAM
25 mg\Kg 15-30 dak infüze edilmelidir. Akut olaylar-
da MARK-I kitleri eğer IV tedavi yapılamayacaksa ço-
cuklarda kullanımına onay verilmiştir. Ciddi vakalarda,
kilogram bazlı antidot doz uygulaması yapılamıyorsa,
çocuklar semptomatik ise 1< yaş ise sadece Atropin,
1> yaş ise Atropin+2-PAM birlikte MARK-I kiti verile-
bilir [39].
Yaşlılar; Multisistem yetmezliği daha sıktır ve mortali-
te hızı daha yüksektir.
GEÇ DÖNEM KOMPLİKASYONLARI; Hipoksik ensefalo-
pati, kardiyomiyopati, halsizlik, parestezi ve başağrısı,
Gulf war sendromu; EEG de yüksek voltaj artımı ve epi-
leptik EEG değişiklikleri görülebilir [40-42].
Dekontaminasyon
Sinir gazları vücudun herhangi bir bölümünden emile-
bilirler. Ancak en hızlı ve tam emilim solunum yoluyla
olmaktadır. Sinir gazları buharı hızlıca inhalasyon ve
korneadan emilerek lokal ve sistemik etki oluştururlar.
Fakat sıvı olanların emilimi birkaç dakika ile 18 saate
kadar uzayabilir. Bu nedenle mümkün olur olmaz deri-
den dekontamine edilmelidir.
Dekontaminasyon işlemi iki bölümdür;
1. Fiziksel dekontaminasyon (giysilerden arındırma vs)
2. Kimyasal dekontaminasyon
Fiziksel Dekontaminasyon; Buhar şeklinde olan maruzi-
yette deri dekontaminasyonu gerekli değildir ve giysi-
lerin çıkartılması yeterli olmaktadır. Diğer durumlarda
deri dekontaminasyonu yapılmalıdır. Çok toksik ajan-
lar genelde deriye penetre olurlar, bu nedenle mümkün
olur olmaz giysiler çıkartılmalıdır (likit formlar % 80,
gaz formlar % 100 kontamine etmektedir). İşlem sı-
rasında intertrijinöz alanlar, axilla, kasık ve tırnak ya-
taklarının temizlenmesi esastır [10]. Bu amaçla M291
Risin kit mevcuttur. Pudra şeklinde olan bu kitler yüz,
Derman Tıbbi Yayıncılık
22
Derman Tıbbi Yayıncılık
14
deri ve çevre yaralara uygulanabilir. Bu temizleme kiti
gibi ve ayrıca çevre dekontaminasyonu içinde kullanı-
mı önerilen Un, Toprak, Toz sabun, Toz deterjanlar da
aynı amaçla kullanılabilmektedir. Ayrıca bu maddeler
soman, Vx ve nitrojen mustart gazında da etkilidirler.
Yaralar bandajlanmamalıdır, çünkü buradan toksik ga-
zın bir miktarının penetre olup emilmesi bile öldürü-
cü olabilir [43]. Özellikle Vx gazı yaralar üzerinde uzun
süre penetre kalabilmektedir. Tüm bandajlar ve yaban-
cı cisimler çıkartılmalı bol sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Kimyasal Dekontaminasyon; Asit veya baz ile hidroliz,
Su veya sabunlu su, ev temizlik maddeleri (beyazlatı-
cı tozlar), Oksidasyon yöntemleri ile uygulanır. % 0.5
Hipoklorit solüsyonunu genel dekontaminasyon solüs-
yonu kabul edilmesine rağmen, su veya sabunlu su da
aynı işlevi görebilmektedir[44]. Sinir gazı ajanlarında
temel arındırma yöntemi Hidroliz veya Oksidasyon re-
aksiyonudur. Oksidatif klorinizasyon (aktif klorin ile)
sinir gazları önemli kimyasal reaksiyonlara girerek cid-
di bir dekontaminasyon yöntemi olarak karşımıza çıkar
% 0.5 Sodyum ve Kalsiyum Hipoklorit solüsyonunu (ev
temizlik malzemeleri) deri arındırması yapılabilir ve
sonrasında bol suyla yıkanmalıdır. Aletlerin arındır-
ması için bu maddelerin % 5 solüsyonları kullanılabilir
[45]. Sinir gazlarından arındırma; Su ve sabunlu su ve
Alkali sıvılar kullanılarak yapılır.
Çevre Dekontaminasyonu; Çevre dekontaminasyonu
için Un, toprak, toz sabun ve toz deterjanlar kullanıla-
bilir. Un dekontamine alanları temizlemek için kullanı-
labilir
Korunma
Kimyasal gaz zehirlenmelerinde korunma 4 seviyelidir.
SEVİYE A; Solunum sistemi, göz ve müköz membranlar
için en yüksek seviye korunmaya ihtiyaç vardır.
SEVİYE B; En yüksek düzeyde solunum sistemi korun-
ması ihtiyacı vardır. Deri ve göz koruma seviyesi daha
aşağıdadir.
Derman Tıbbi Yayıncılık
23
Derman Tıbbi Yayıncılık
15
SEVİYE C; Hava temizleyici solunum maskeleri seçil-
melidir. Deri ve göz maruziyet oranı düşüktür. Bu ara-
da havada gaz ölçüm seviyeleri yapılmalıdır.
SEVİYE D; Solunum korumasına ihtiyaç olmayan ancak
minimal deri koruması gerektiren seviyedir. Solunum
için herhangi bir aparata ihtiyaç yoktur [25].
Sonuç
Kimyasal sinir gazları yapı olarak organo-fosfat bile-
şiklerine benzer olmalarına rağmen davranış ve yıkım
etkisi bakımından çok farklıdır. Organofosfat bileşikle-
ri ile oluşan zehirlenmelerde klinik tecrübemiz mevcut,
ancak sinir gazı ile zehirlenmelerde bu gazların kullanı-
mı uluslararası anlaşmalarla yasaklandığı için sadece
hayvan deneyleri ve nadiren kullanım sonucu olan de-
neyimlerimize bağlıdır. Kimyasal gazlar çok geniş grup
bileşiktir, bu nedenle her birinin ayrı ayrı anlatımı ge-
reklidir.
Kaynaklar
1. Aas P. The threat of mid-spectrum chemical warfare agents. Prehosp Disas-
ter Med 2003;18: 306–12.
2. Smart JK. History of Chemical and Biological Warfare: An American Pers-
pective. In: Sidell FR, Takafuji ET, Franz DR, editors. Medical Aspects of Che-
mical and Biological Warfare. Washington, DC: Office of the Surgeon Gene-
ral; 1997. p. 15.
3. Okumura T, Suzuki K, Fukuda A. The Tokyo subwy sarin attack: Disaster ma-
nagement, Part Hospital response. Acad Emerg Med 1998;5: 618–24.
4. López-Muñoz F, Alamo C, Guerra JA, García-García P. The development of
neurotoxic agents as chemical weapons during the National Socialist period
in Germany. Rev Neurol 2008;47: 99–106.
5.Treatment of Chemical Agent Casualties and Conventional Military Chemi-
cal Injuries: FM8-285. Departments of the Army, the Navy, and the Air Force,
and Commandant, Marine Corps 1995.
6.Demetrius Evison, David Hinsley, Paul Rice. Chemical weapons: BMJ
2002;324:332–5.
7.The Europan Agency for the Evaluation of Medicinal Products Pre-
Authorisation Evaluation of Medicine for Human Use: London 25 April 2003
EMEA\CPMP\1255\03.
8.Balali-Mood M, Balali-Mood K, Hosseini Shirazi F: Recent advances in tre-
atment of acute organophosphorous nerve agents poisoning. IJPR 2006,
5:79–87.
9.Cao CJ, Mioduszewski RJ, Menking DE, Valdes JJ, Katz EJ, Eldefrawi ME, El-
defrawi AT: Cytotoxicity of organophosphate anticholinesterases. In Vitro Cell
Dev Biol Anim 1999, 35: 493–500.
10.Balali-Mood M, Balali-Mood K: Neurotoxic disorders of organophosphorus
Derman Tıbbi Yayıncılık
24
Derman Tıbbi Yayıncılık
16
compounds and their managements. Arch Iran Med 2008, 11: 65–89.
11.Mohammd Moshiri1, Emadodin Darchini-Maragheh2,3 and Mahdi Balali-
Mood2,4*: Advances in toxicology and medical treatment of chemical warfare
nerve agents. DARU Journal of Pharmaceutical Sciences 2012, 20: 81.
12.Nozaki H, Hori S, Shinozawa Y, Fujishima S, Takuma K, Sagoh M, Kimura H,
Ohki T, Suzuki M, Aikawa N: Secondary exposure of medical staff to sarin va-
por in the emergency room. Intensive Care Med 1995, 21:1032–1035.
13.US Army Medical Research Institute of Chemical Defense: Nerve agents.
In Medical management of chemical casualties handbook. 3rd edition. Edited
by (USAMRICD) UAmriocdCccd. Edgewood: Aberdeen Proving Ground; 1998.
14.Leikin JB, Thomas RG, Walter FG, Klein R, Meislin HW: A review of nerve
agent exposure for the critical care physician. Crit Care Med 2002, 30:2346–
2354.
15.Jalali N, Balali-Mood M, Jalali I, Shakeri MT: Electrophysiological changes in
patients with acute organophosphorous pesticide poisoning. Basic Clin Phar-
macol Toxicol 2012, 108:251–255.
16.Singer AW, Jaax NK, Graham JS, McLeod CG Jr: Cardiomyopathy in Soman
and Sarin intoxicated rats. Toxicol Lett 1987, 36:243–249.
17.Sidell FR, Newmark J, McDonough JH: In Textbooks of military medici-
ne, medical aspects of chemical warfare. Edited by Lenhart MK, Tuorinsky
SD. Washington D.C: Department of the Army, United States of America;
2008:155–219.
18.Alp H, Karakuş A, Çelik MM, Başarslan SK. Organofosfat Zehirlenmesinde
Yeni Bir Tedavi Yaklaşımı: Fitoterapi. Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakülte-
si Dergisi 2012; 3: 8-16.
19. Karakuş A,Çelik MM, Karcioğlu M, Tuzcu K, Erden ES, Zeren C. ‘Cases of
organophosphate poisoning treated with high-dose of atropine in intensive
care unit and the novel treatment approaches’. Toxicology and Industrial He-
alth 2014; 30(5):421–5.
20.Tuzcu K, Alp H, Ozgur T, Karcioglu M, Davarci Isil, Evliyaoglu O, Karakuş A,
Hakimoglu S. Oral Intralipid Emulsion Use: A Novel Therapeutic Approach to
Pancreatic ß-Cell Injury Caused by Malathion Toxicity in Rats. Drug and Che-
mical Toxicology 2014; 37(3): 261-7.
21. Kuvandık G, Gökel Y. A prospective analysis of complications of organop-
hosphate insecticides intoxication. Tez erişim tarihi:1.4.2015 Erişim adresi:
https://tez.yok.gov.tr
22.Marrs TC, Rice P, Vale JA: The role of oximes in the treatment of nerve
agent poisoning in civilian casualties. Toxicol Rev 2006, 25:297–323.
23.Yılmaz MS, Kavalcı C, Kavalcı G,OngarM, Özlem M. Datura Stramonium
Abuse: A Case Report. J Clin and Anal Med 2014 DOI: 10.4328/JCAM.2579
24.Newmark J: The birth of nerve agent warfare: lessons from Syed Abbas Fo-
routan. Neurology 2004, 62:1590–1596.
25.Sidell FR, Borak J: Chemical warfare agents: II. Nerve agents. Ann Emerg
Med 1992, 21: 865–871.
26.Kassa J: Review of oximes in the antidotal treatment of poisoning by orga-
nophosphorus nerve agents. J Toxicol Clin Toxicol 2002, 40:803–816.
27.Shih TM, Guarisco JA, Myers TM, Kan RK, McDonough JH: The oxime pro-
2-PAM provides minimal protection against the CNS effects of the nerve
agents sarin, cyclosarin, and VX in guinea pigs. Toxicol Mech Methods 2011,
21: 53–62.
28.Hirbec H, Gaviria M, Vignon J: Gacyclidine: a new neuroprotective agent ac-
ting at the N-methyl-D-aspartate receptor. CNS Drug Rev 2001, 7: 172–198.
Derman Tıbbi Yayıncılık
25
Derman Tıbbi Yayıncılık
17
29.Zhi QX, Yi FH, Xi CT: Huperzine A ameliorates the spatial working memory
impairments induced by AF64A. Neurorep 1995, 6: 2221–2224.
30.Nurulain SN: Different approaches to acute organophosphorus poison tre-
atment. J Pak Med Assoc 2012, 62: 712–717.
31.Yokoyama K, Ogura Y, Kishimoto M, Hinoshita F, Hara S, Yamada A, Mimu-
ra N, Seki A, Sakai O: Blood purification for severe sarin poisoning after the
Tokyo subway attack. JAMA 1995, 274:379.
32. Bania TC, Chu J, Stolbach A: The Effect of Intralipid on organophosphate
toxicity in mice. Acad Emerg Med 2005; 12: 7–12.
33.Gönüllü H, Gönüllü E, Soyoral L, Özbay MF, Kaya Y. Toxicity of Lidocaine
Improved with Lipid Emulsion Treatment: Case Report. J Clin and Anal Med
2013 DOI: 10.4328/JCAM.1572
34.Pajoumand A, Shadnia S, Rezaie A, Abdi M, Abdollahi M: Benefits of magne-
sium sulfate in the management of acute human poisoning by organophosp-
horus insecticides. Hum Exp Toxicol 2004, 23: 565–569.
35.Eddleston M, Buckley NA, Eyer P, Dawson AH: Management of acute orga-
nophosphorus pesticide poisoning. Lancet 2008, 371:597–607.
36.Valero A, Golan D: Accidental organic phosphorus poisoning: the use of
propranolol to counteract vagolytic cardiac effects of atropine. Isr J Med Sci
1967, 3: 582–584.
37.Bajgar J, Fusek J, Kassa J, Kuca K, Jun D: Chemical aspects of pharmaco-
logical prophylaxis against nerve agent poisoning. Curr Med Chem 2009, 16:
2977–2986.
38.Masson P: Evolution of and perspectives on therapeutic approaches to ner-
ve agent poisoning. Toxicol Lett 2011, 206:5–13.
39.Baker MD: Antidotes for nerve agent poisoning: should we differentiate
children from adults? Curr Opin Pediatr 2007, 19: 211–215.
40.Singer AW, Jaax NK, Graham JS, McLeod CG Jr: Cardiomyopathy in Soman
and Sarin intoxicated rats. Toxicol Lett 1987, 36: 243–249.
41.Darchini-Maragheh E, Nemati-Karimooy H, Hasanabadi H, Balali-Mood M:
Delayed Neurological Complications of Sulphur Mustard and Tabun Poisoning
in 43 Iranian Veterans. Basic Clin Pharmacol Toxicol 2012, 111:426–432.
42.Engel CC, Jaffer A, Adkins J, Riddle JR, Gibson R: Can we prevent a
second’Gulf War syndrome’? Population-based healthcare for chronic idiopat-
hic pain and fatigue after war. Adv Psychosom Med 2004, 25: 102–122.
43.Gordon RK, Feaster SR, Russell AJ, LeJeune KE, Maxwell DM, Lenz DE, Ross
MC, Doctor BP: Organophosphate skin decontamination using immobilized
enzymes. Chem Biol Interact 1999, 119–120:463–470.
44.Sidell FR, Maynard RL, Marrs TC: Chemical warfare agents: toxicology and
treatment. 2 Revisedth edition. London: Wiley-Blackwell; 2007. an imprint of
John Wiley & Sons Ltd.
45.Hurst CG: Decontamination. In Textbooks of military medicine, medical as-
pects of chemical warfare. Edited by Lenhart MK, Tuorinsky SD. Washington
D.C: Department of the Army, United States of America; 2008:351–359.
Dostları ilə paylaş: |