ix
vi
adanın daha güvenli bir yer olmasını sağlayacaktır, en azından temenniler bu
yöndedir; ancak durum hiç de göründüğü gibi olmaz.
Megali İdea saplantısına bağlı olarak Enosis denilen Kıbrıs adasının
Yunanistan’a ilhakı rüyası bir kere daha depreşince Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ömrü de
sadece 3 yıl, 4 ay ve 5 gün sürer. 21 Aralık 1963 günü Akritas Planı denilen ve adada
yaşayan bütün Kıbrıs Türklerini ortadan kaldırmayı ve adada artık Türk kalmadığı
için adanın doğrudan Yunanistan’a bağlanmasını hedefleyen çılgın ve korkunç plan
devreye girer ve Kıbrıs Türkleri bir kere daha canlarının derdine düşer. Yüzlerce Türk
köyü boşaltılır, insanlar çaresiz bir şekilde yüzlerce yıldır yaşadıkları, doğup
büyüdükleri topraklarını, bağlarını, bahçelerini bırakmak zorunda kalırlar ve daha
güvenli olacağını düşündükleri bölgelere kaçmaya başlarlar. 1963–1974 dönemi
Kıbrıs Türkleri için hayatın bütün acılarıyla yaşandığı, çadır kentler ve gettolarda
sıkışıp kalmış hayatlar anlamına gelmektedir.
Kıbrıs Cumhuriyeti fiilen ortadan kalktığından insanlar işlerine gidememekte,
tarımla, ziraatla ve hayvancılıkla uğraşan köylüler bütün mal varlıklarını arkada
bıraktıklarından çaresiz bir halde geleceğe bakmakta ve kara kara düşünmektedir.
Üretim sıfırlandığından o zamana kadar üretici durumunda olan binlerce insan artık
doğrudan tüketici konumundadır ve güven ortamının bulunmadığı sorunlar ve göçler
adası Kıbrıs’ta kaygılı bir bekleyiş söz konusudur. Kıbrıs Türk Kurumları
Federasyonu başta olmak üzere daha sonraki süreçte Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi gibi
Kıbrıs Türklerinin resmi hükümeti olarak kabul edilebilecek kurumların çabası,
Türkiye’de Kıbrıs Türk Kültür Derneği ve Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçiliği
vasıtasıyla Kıbrıs’la Türkiye arasında adeta bir köprü oluşturulmaya çalışılır. İşte tam
da bu aşamada her sıkıntılı yerde, her yardıma muhtaç olunan bölgede olduğu üzere
karşımıza Türkiye’nin gözbebeği kurumlarından belki de ilki olan Kızılay olanca
ulviyetiyle can simidi gibi çıkar. Daha 1950’li yıllarda başlayan Kıbrıs’a yardım
girişimleri 23 Aralık 1963 tarihinde resmen başlatılır ve başta Türk Hava Kuvvetleri
ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olmak üzere yardım ve işbirliği çabalarına girişilen
devletin önemli kurumlarıyla Kıbrıs’a yapılacak çok geniş çaplı yardım operasyonu
x
vii
için de böylece düğmeye basılmış olunur. İlk üç seferde uçaklarla, daha sonraki
süreçte ise tamamı Mersin’den hareket eden Kızılay yardım gemileriyle olmak üzere
Mersin-Mağusa arasında bir hayat köprüsü oluşturulur adeta.
Bu dönemde Yunanistan’ı 1960’lı yıllardan itibaren yönetmekte olan Albaylar
Cuntası ile ters düşen ve kedisine verilen talimatları dinlemeyerek adeta Yunanistan’a
meydan okuyan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başpiskopos Makarios
(Michael Mouskos) bir yandan silahlanmaya devam ederken, bir yandan üçüncü
dünya ülkeleriyle sıcak ilişkiler kurma derdine düşer. Bunun sonucunda da
EOKA’nın en eli kanlı katillerinden birisi olan ve Mahi gazetesinin de sahibi olarak
bilinen Nikos Sampson’a yaptırtılan de facto darbenin ardından Makarios adayı terk
etmek zorunda kalırken Sampson da kendisini cumhurbaşkanı olarak ilan eder. 1960
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de temelini oluşturan Londra ve Zürih antlaşmalarına uygun
olarak meşru garantörlük haklarını korumak isteyen Türkiye ise adadaki duruma
müdahale etmeleri için Yunanistan ve İngiltere’ye müracaat eder. Tıpkı 1960
döneminde olduğu üzere Türkiye’nin yaklaşımını ve müracaatını umursamayan bu
ülkelerin yaklaşımları sonrasında Türkiye Kıbrıs Türklerinin can, mal ve namus
güvenliklerini sağlamak üzere adaya müdahalede bulunur.
Bu çalışmanın ilk ayağını oluşturan ve basılmak üzere Kızılay Genel
Müdürlüğüne teslim edilen “Kızılay Belgeleri Işığında Kıbrıs 1963-1974” isimli
bilimsel araştırma da tıpkı bu çalışma gibi Kızılay Genel Müdürlüğü’nün son derece
zengin arşivinde binlerce arşiv belgesi arasında yapılan titiz çalışmaların ardından
ortaya çıkmıştır. Kızılay tarafından özellikle 21 Aralık 1963 devresinde başlayan ve
Kıbrıs tarihine Kanlı Noel olarak geçen dönemden itibaren 20 Temmuz 1974
tarihinde Türkiye’nin meşru haklarına bağlı olarak garantör devlet sıfatıyla adaya
yaptığı müdahaleye kadar geçen süreci mercek altına alan çalışma esasında Kızılay
tarafından Kıbrıs’a ve Kıbrıs Türklerine yönelik yardım faaliyetlerinin 1963 yılından
çok daha önce ve çeşitli vesilelerle yapıldığını ve başlatıldığını da ortaya
koymaktadır. Bu çalışmanın tamamlanmasının hemen ardından başlattığım Kızılay
arşivlerindeki çalışmamda yakın tarihimizin gerek Türkiye ve Kıbrıs, gerekse Kıbrıs
xi
viii
Türkleri ve şüphesiz Kızılay bağlamında son derece önemli bir kısmını ortaya
koymaya gayret ettim. Bu noktada 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın
başlamasından hemen önce çalışmaya başladığım süreç ağırlıklı olarak savaş
döneminde Kıbrıs’ta Kızılay faaliyetlerini mercek altına almaktadır.
Araştırmanın Giriş Bölümü’nde özellikle 1950'li yıllara kadar Kıbrıs’ın genel
durumu, Rumların Enosis talepleri ve son olarak Birleşmiş Milletlere müracaat ederek
adayı bir Yunan adası haline getirme gayretleri yanında Kızılay tarafından aynı
dönemde sadece Kıbrıs Türklerine değil, bütün insanlığa yönelik olarak yapılan çeşitli
yardım faaliyetleri arşiv belgelerine bağlı olarak irdelenmeye çalışılmıştır.
Araştırmanın Birinci Bölümü’nde Kıbrıs’ta cumhuriyet öncesi dönemden
başlayarak 16 Ağustos 1960 tarihinde Rumlarla eşit haklara sahip iki eşit halk
esasında ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde kurulan Kıbrıs
Cumhuriyeti dönemi ve bu dönemin sonunu hazırlayan 21 Aralık 1963 tarihinde
başlayan Rum saldırıları ön plana çıkartılmıştır. Bu dönemin sonu ise maalesef son
derece kanlı bitecek ve Kıbrıs tarihine Kanlı Noel olarak geçecek olan kıyım ve
katliam dönemi başlayacaktır. Nikos Sampson’a ait Mahi gazetesi tarafından 1967
yılından bir kısmı deşifre edilen Akritas Planı adı verilen ve adada yaşayan Kıbrıs
Türklerinin hepsinin katledilmesi sonrasında adanın otomatikman bir Yunan adası
haline gelmesini öngören bu kanlı planın uygulamaya geçirilmesinin ardından Kıbrıs
Cumhuriyeti fiilen yıkılırken Kıbrıs Türkleri de daha güvenli yerlere göç etmeye
başlar ve çadır kentler kurulmaya başlar. Bu dönem Kızılay tarafından derhal ve son
derece planlı bir organizasyonla Kıbrıs’a yardım faaliyetlerinin başlatıldığı ve devam
ettirildiği dönemdir. Bu bölümde 20 Temmuz 1974 tarihine kadar Kıbrıs’ta
yaşanılanlar ve Kızılay faaliyetleri mercek altına alınmıştır.
Çalışmanın İkinci Bölümü ise özellikle 15 Temmuz 1974 tarihli Yunan Cuntası
tarafından Nikos Sampson'a yaptırılan oldu bitti askeri darbe öncesi dönemde
Kıbrıs’ta durum, Yunanistan’da Albaylar Cuntası tarafından darbe hazırlıklarının
başlatılması, buna karşı oluşan askeri ve siyasi tepkilerle Barış Harekâtı’nın
başlaması, Türkiye’de Kıbrıs’a yönelik yardım faaliyetlerinin organizasyonu
Dostları ilə paylaş: |