Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 20, Sayı: 1, Sayfa: 155-184 , ELAZIĞ-2010
KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE BAZI HALK İNANIŞLARI
Some Folk Beliefs of Classical Turkish Poetry
Hakan YEKBAŞ
*
ÖZET
Halk kültürü ve yaşamı, klasik Türk edebiyatının önemli kaynaklarındandır. Bu bakımdan
divan şâirleri de temsilcisi oldukları toplumun kültürel değerlerini şiirlerinde başarıyla
kullanmıştır. Özellikle halk kültürünün önemli unsurlarından biri olan halk inanışlarından, klasik
Türk şiirinde yararlanılmıştır. 16. yüzyıl klasik Türk şiiri de bu bakımdan zengin bir edebî
geleneğe sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Klasik Türk şiiri, divan şâirleri, 16. yüzyıl, halk kültürü, halk inanışları.
ABSTRACT
Folk culture and way of life is among the important sources of the classical Turkish
literature. İn this context, in their poetry divan poets successfully used the culturel values of
society they represented. Classical Turkish poetry particularly made use of folk beliefs which is
one of the important elements of folk culture. In this point of view, 16. century’s classical Turkish
poetry has rich literary customs.
Key Words: Classical Turkish poetry, 16. century, divan poets, folk culture, folk beliefs.
*
Türk Dili Okutmanı, Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili Bölümü, Sivas; hakyek@gmail.com
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2010-20/1
156
Giriş
Bir edebî eser ne kadar ferdî olursa olsun yine de bir sosyal ve kültürel tarafı
vardır. Her edebî eserde hem içinden çıktığı milletin kültürünü, hem de onu meydana
getiren şahsın dünyasını görmek mümkündür. Bu bağlamda edebî eserin ortaya çıkışında
şâirin kendi dünyasına ait unsurların yanında yaşadığı toplumun yaşamına ait birçok
kültürel unsur da etkili olmaktadır. Bu kültürel unsurlar bütün milletlerde bir sözlü
geleneğe dayanır. Bu sözlü gelenek zamanla yazılı edebiyata kaynaklık eder ve yazılı
edebiyatın önemli kaynaklarından biri haline gelir. Bu nedenle bir toplumun yazılı
edebiyatında o toplumun kültürüne ait unsurların bulunması kaçınılmazdır. İçinde
yaşadığı toplumun kültürüyle şekillenen şâirler ve yazarlar da ister istemez temsilcisi
oldukları toplumun deyimlerine, atasözlerine, geleneklerine, inanışlarına kısacası yaşam
şekline ait her unsuru eserlerinde kullanacaklardır.
Klasik Türk Edebiyatı da doğduğu ve geliştiği coğrafyanın çok dinli, çok dilli, çok
kültürlü yaşam anlayışından kaynaklanan eskilerin deyimiyle nev’i şahsına münhasır bir
edebî geleneğe sahiptir. Klasik Türk şiirinin kaynağında farklı inanışlar ve kültürler
olmasına rağmen felsefesini ve dünya görüşünü şekillendiren en önemli kaynaklardan biri
de hiç şüphesiz içinden çıktığı halk kültürüdür. Halkın günlük yaşamının birer tezahürü
olan gelenekler, inanışlar, atasözleri, deyimler, merasimler vs. doğal olarak klasik
şiirimizin de en önemli kaynaklarından biri olmuştur. Agah Sırrı Levend’in ifade ettiği
gibi; “Doğal olarak herhangi bir edebiyatın –ne kadar mücerret olursa olsun- bulunduğu
devrin hayatını aksettirmemesi kâbil değildir.” (1984: 259).
Walter Andrews’un ifadesiyle; “Gerçek hayatla hiçbir ilgisi olmamak şöyle
dursun, çok büyük bir ihtimalle, kendini üreten kültürün ve toplumun hayatıyla her türlü
alışverişi...” (2000: 32) gerçekleştiren klasik şiirimiz, yaşadığı dönemde içinde
bulunduğu toplumun kültürünü yansıtması bakımından önemlidir. Osmanlı toplum
hayatına ait kültürel ve folklorik pek çok unsurun etrafında oluşan klasik Türk şiiri de bu
yönüyle değerlendirilmelidir. Klasik edebiyatımıza ait metinler incelenirken özellikle
halk kültürüne ait unsurların değerlendirilmesi, devamlı olarak halktan kopuk ve soyut
olmakla suçlanan bu edebiyatın doğru bir şekilde anlaşılması ve yorumlanması için
önemlidir.
Klasik Türk edebiyatına içinden çıktığı toplumun kültürel unsurlarını yansıtan bir
edebî gelenek olarak bakıldığında kültür tarihimiz açısından önemli bir kaynak olduğu da
görülecektir. Cem Dilçin bu gerçeği şöyle ifade eder: “XIII. yüzyıldan başlayarak XIX.
yüzyılın sonlarına kadar yaşamış olan divan şiiri, kapsadığı uzun zaman dilimi dikkate
alındığında, Türk kültürü açısından çok zengin bir kaynak oluşturmaktadır.” (1999: 618).
Klasik Türk Şiirinde Bazı…
157
Bu yüzden Osmanlı toplumunun âdet, usûl ve gelenekleri ile günlük hayata ait birçok
unsuru anlamak için klasik edebiyatımıza farklı açılardan yaklaşmak faydalı olacaktır.
Bu bağlamda klasik Türk edebiyatının halk kültürüne olan ilgisini gösteren en
belirgin örneklerden biri de halk inanışlardır. İnanış ile inanç kavramlarını bir arada
kullanan Pertev Naili Boratav, halk inanışlarını; “...belli bir toplumun eski dinlerinden
miras alıp kendi çağının şartlarının gerektirdiğince yeni biçimler, yeni içerikler ve
anlatışlarla...” oluşan bir kavram olarak açıklamaktadır (1973: 8). İnanış kavramına
karşılık inanç terimini kullanan İsmet Zeki Eyüboğlu, inancın; bir kimsenin günlük
yaşamını, davranışlarını etkileyen, başkalarından öğrenme yoluyla kazanılan düşünce
varlığı olduğunu söyler (1974: 17). Bu tanımlardan yola çıkıldığında inanış ile inancın eş
anlamlı olarak kullanıldığını görmekteyiz. Hilmi Ziya Ülken ise halk inançlarının önemli
bir kısmının eski çağlardan ve başka kültürlerden gelen unsurlar olduğunu belirttikten
sonra inanışların Türk kültürü ve folkloru ile bütünleşmiş olduğunu belirtir (1974: 35).
Halk inanışlarının bu bağlamda genellikle eski geleneklerin ve diğer inanç sistemlerinin
bir uzantısı olarak kabul edildiğini görmekteyiz. Bu anlayışın bir sonucu olarak halk
inanışları; bâtıl itikat, bâtıl inanış, yanlış inanış, boş inanış ve hurafe gibi kavramlarla da
ifade edilmektedir.
Türk kültüründe önemli bir yeri bulunan halk inanışlarının etkilerini yaşadığımız
sosyal hayatın yanı sıra edebî eserler de de görmekteyiz. Klasik şiirimiz de içinden çıktığı
toplumun inanışlarını yansıtması bakımından önemli bir kültür kaynağıdır. Halk inanışları
az veya çok, klasik şiirimizin yaşadığı her asırda divan şairleri tarafından önemli bir
malzeme olarak kullanılmıştır. Bu bakımdan özellikle 16. yüzyıl klasik Türk şiiri zengin
sayılabilecek bir içeriğe sahiptir. Bu bağlamda 16. asırda yaşayan Amri (Çavuşoğlu
1979), Bâkî (Küçük 1994), Fuzûlî (Akyüz vd. 2000), Cafer Çelebi (Erünsal 1983), Cinânî
(Okuyucu 1994), Hayretî (Çavuşoğlu, Tanyeri 1981), Nev’î (Tulum, Tanyeri 1977), İshak
Çelebi (Çavuşoğlu, Tanyeri 1990), Helâkî (Çavuşoğlu 1982), Ravzî (Aydemir 2007),
Rûhî (Ak 2001), Süheylî (Harmancı 2007), Vasfî (Çavuşoğlu 1980), Yahyâ Bey
(Çavuşoğlu 1977) ve Zâtî’nin (Tarlan 1967, Tarlan 1970, Çavuşoğlu, Tanyeri 1987)
şiirlerinden seçtiğimiz örnek beyitlerden yola çıkarak divan şâirlerinin halk inanışlarını
nasıl kullandıklarını göstermeye çalışacağız.
16. Yüzyıl Klasik Türk Şiiri ve Halk İnanışları
16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin gelişme ve yükselmesine paralel olarak klasik
edebiyatımız da gerek şiir tekniğiyle gerekse şiir geleneği ve sanatıyla en olgun ve parlak
dönemlerini yaşamıştır. Osmanlı Devleti içinde farklı coğrafyalarda yaşayan kültürlerin