Kur 'an ve sünnete yapişmak biD'at ve biD'at ehli 2 Konuyla İlgili Rivayetler 3



Yüklə 307 Kb.
səhifə5/11
tarix30.10.2018
ölçüsü307 Kb.
#76377
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Dersler Ve Öğütler

Hafız İbni Hacer, Feth'de bu hadisle ilgili olarak şu açıklamada bulunmuş­tur:

"Bu hadisten, nafile ibadetlerin vakitleri konusunda içtihadda bulunmanın caiz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Hz. Bilal (r.a) sözünü ettiği konuyu istinbat yani hüküm çıkarma ve içtihad yoluyla belirlemiş ve Resulullah (a.s) da doğru olduğunu ifade temiştir.51 Buhari'nin rivayet etmiş olduğu Hubeyb hadisi de bunun gibidir. Orada şöyle deniliyor:

"O (Hubeyb) öldürülen bir kişi için iki rekat sabır namazı kılmayı başlatan ilk kişidir (yani öldürülmesine hüküm verilenin bu hükmün infazından önce iki rek'at namaz kılmasını ilk başlatan kişidir.)"52

Bu hadisler, Hz. Bilal (r.a) ile Hz. Hubeyb (r.a)'in nafile ibadetlerin vakitleri konusunda içtihadda bulunmuş olduklarını açıkça göstermektedir. Resulullah (a.s) genel bir istek dışında bu konuda özel olarak bir söz söylemiş ya da iş yapmış değildir. Hadiste bildirildiği üzere namaz hayır getiren bir temel olarak konulmuştur. İsteyen nafile olarak az kılar, isteyen de çok kılar. Ancak bir kim­se, namaz kılmanın yasaklandığı vakitlerden birinde namaz kılma işi başlatırsa, söz konusu yasağın genel olduğu görüsünde olanlara göre bir bid'at başlatmış olur. Ancak yasağın mutlak anlamda nafile ibadetlere özel olarak konulmuş olduğu görüşünde olanlara göre ise bid'at başlatmış olmaz. Şafii alimleri (Al­lah kendilerine rahmet eylesin) herhangi bir sebebe dayanmayan vakitsiz nafi­lelerin özel olduğu görüşündedirler. Şafii alimleri abdest almak dolayısıyla kılınan sünnet konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. İmam Gazali bu sünnetin söz konusu vakitlerde yerine getirilmesine karşı çıkmakta ve şöyle söylemektedir:

"Kişi namaz kılmak için abdest alır, yoksa abdest aldığından dolayı namaz kılmaz. Dolayısıyla bu namaz herhangi bir sebebe dayanan namaz değildir." Her bir ilim adamının kendine göre bir metodu, anlayış biçimi ve kavrayış şekli vardır Allah Teala hepsinden razı olsun."


420- Buharı, Rifa'a bin Rafi (r.a)'den rivayet etmiştir: "Rifa'a bin Rafi' (r.a) şöyle söylemiştir:

"Resulullah (a.s)'ın arkasında namaz kılıyorduk. Resulullah (a.s) rükudan başını kaldırınca "Semi'allahu limen hamideh" dedi. Bu sırada arkasındaki bir adam: "Rabbena ve leke'l hamd haniden kesiran tayyiben mubareken" dedi. Resullah (a.s) namazı bitirince, "O sözü söyleyen kimdi?" diye sordu. Adam: "Ben" dedi. Resulullah (a.s) da şöyle buyurdu:



"Otuz küsur meleğin, bu sözün sevabını hangisinin yazacağı üzerinde ara­larında münakaşa ettiklerini gördüm."53

Dersler Ve Öğütler

Hafız İbni Hacer, Feth'de bu hadisle ilgili şu açıklamada bulunmuştur:

"Bu hadis, namazda, rivayetlerde gelmiş olan zikirlerden birini söylemenin, rivayetlerdeki uygulamalara ters olmaması halinde caiz olacağını göstermekte­dir. Yine bu hadis, insanların namazlarını karıştırma ihtimali olmaması halinde namazda zikir esnasında sesi yükseltmenin caiz olduğunu göstermektedir.

San'ani Abdurrezzak'ın, Musannet'te İbni Ömer (r.a)'den rivayet etmiş oldu­ğu hadis de bunun benzen bir özellik taşımaktadır. Orada rivayet edildiğine göre İbni Ömer (r.a) şöyle söylemiştir:

"İnsanlar namazda iken bir kişi gelip safa durdu ve: "Allahu ekber kebiran ve'l hamdu lillahi kesiran ve subhanellahi bukreten ve esila (Allah'ın şanı pek yücedir, Allahu Teala'ya pek çok hamdolsun, sabah ve akşam Allah'ın şanının yüceliğini anarını)" diye söyledi. Resulullah (a.s) namazını tamamlayınca: "O sözleri söyleyen kişi kimdi?" diye sordu. Adam: "Bendim, ey Allah'ın Resulü" dedi. Resulullah (a.s) da: "Ben göklerin kapılarının o söz için açıldığını gör­düm" diye buyurdu. İbni Ömer şöyle söyledi: "Ben bunu duyduktan sonra o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım."54

Bu hadisi Nesai de rivayet etmiş, ancak o, rivayetinde şöyle bir ifadeye yer vermiştir:

"Oniki melek bu sözler için (yani bu sözlerin sevabını yazmak için) münaka­şaya girdi." 55

Bir başka rivayette ise: "Bu sözler pek hoşuma gitti" ifadesi ile "onun için göğün kapılan açıldı" anlamına gelen ifadeler yer almıştır. Yine bu rivayette İbni Ömer (r.a)'in şöyle söylediği bildirilmiştir:

"Resulullah (a.s)'ın böyle söylediğini duyduktan sonra, o sözleri tekrarla­mayı bırakmadım"56

Allah bizi hakka ulaşmaya muvaffak kılsın. Namaza başlama konusunda daha önce kendisi tarafından söylenmemiş bir zikir ilavesini Resulullah (a.s) nasıl geçerli saymış ve bunu yapan için de en yüksek derecelerden ve rızadan söz etmiştir. Bu, yukarıdaki iki olayın gerçekleştiği yerin, namazda Allahu Teala için hamd ve senada bulunulacağı yer olması dolayısıyladır.

Burada üzerinde durulması gereken Resulullah (a. s)'in, iki sahabinin, namaz­da kendisinden nakledilmemiş olan zikir sözleri ilavesinde bulunmalarını ye­rinde bulmasıdır. Daha önce geçtiği üzere buradaki uygulama bir istidlal (bir delile dayanarak hüküm çıkarma) hadisesidir. Söz konusu iki sahabi, kendi içinde içtihad ve istinbatları ile bu uygulamayı yapmışlardır.
421- Buhari, Enes (r.a)'inşöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Rivayete göre Enes (r.a) söyle bildirmiştir:

"Ensardan bir adam, kendilerine Küba Mescidi'nde imamlık yapıyordu. Her rek'atta kıraatta bulunurken önce bir sure okuyor, onu okuduktan sonra "kul huvellahu ehad" suresini baştan alıp sonuna kadar okuyordu. Ardından da bir başka sureyi okuyordu. Bu hareketi her rek'atta tekrarlıyordu. Arkadaşları ken­disine: "Sen başlangıçta bu sureyi okuyorsun, sonra onu yeterli görmeyip bir başka sureyi okuyorsun. Ya şu sureyi oku, ya da onu bırakıp diğerini oku" de­diler Adam: "Ben bu uygulamayı bırakmam. Ama böyle isterseniz size imamlık ederim, istemezseniz sizi kendi halinize bırakırım' dedi. Arkadaşları bu kişinin, en faziletlileri (üstünleri) olduğuna inanıyorlardı. Bunun için başkasının ima­mete geçmesini uygun görmediler. Resulullah (a.s) gelince durumu kendisine bildirdiler. Resulullah (a.s):


"Ey filanca, seni arkadaşlarının söylediklerini yapmaktan alıkoyan nedir?


Seni her rekatta şu sureyi okumaya yönelten sebep nedir?" diye sordu. Adam: "Ben onu seviyorum" dedi. Resulullah (a.s) da: "Senin ona olan sevgin, seni cennete sokar" diye buyurdu."57


Yüklə 307 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə