Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri • Educational Sciences: Theory & Practice 13(4) • 2087-2104



Yüklə 0,61 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/11
tarix17.11.2018
ölçüsü0,61 Mb.
#81004
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

K U R A M   V E   U Y G U L A M A D A   E Ğ İ T İ M   B İ L İ M L E R İ

2096


reylerin özgüvenleri yüksek olacağından girişimde 

bulunmaktan çekinmeyeceklerdir. Buna ek olarak 

öz-anlayışa sahip olmaları ve gelişime istekli kişiliğe 

sahip olmaları, bu bireylerin bireysel gelişim yönleri-

ni destekleyeceği düşünülmektedir.

Yaşam amacı, bireylerin yaşamlarına anlam katan bir 

yön, hedef ve amaçlılık özelliklerini ifade eder. Yaşam 

amacı, bireylerin geçmiş ve şimdiki yaşamlarının an-

lamlı olduğunu hissetme, hayatta var olmalarının bir 

anlamı olduğunu, gelecek için hedeflere ve amaçlara 

sahip olma ve hepsinden önemlisi yaşamlarının bir 

amacı olduğuna dair inançlara sahip olmayı içerir. 

Hayatın getirdiği sorunlara olumlu yaklaşım sergi-

leyemeyen, yani öz-anlayışa sahip olamayan bireyler 

problemlerini çözüme kavuşturmak yerine onları ru-

mine ederek yaşamlarını depresif olarak sürdürebilir-

ler. Depresyon insanlarda değersizlik algısını tetikle-

yen bir durumdur. Aynı zamanda depresyon nevrotik 

bir bozukluk, yani duyguların dengesizliğini barındı-

ran patolojik bir durumdur. Bulgulardan yola çıkarak 

bir değerlendirilme yapıldığında, duygusal dengeye ve 

öz-anlayışa sahip, sorumluluklarının farkında olan bi-

reyler; yaşamlarını daha pozitif algılamayı, hayatlarına 

değer katmayı, yaşamlarının belli amaçları olduğunu 

ve bu amaçlar doğrultusunda yaşamlarını idame ettir-

meyi başarabileceklerdir. Bunun da onların psikolojik 

iyi olma algılarını yükseltebileceği varsayılmaktadır.

Ryff (1989a) kendini kabulü, kişinin kendine ait 

olumlu tutumlar takınması olarak tanımlamakta-

dır. Kendini kabul, kişinin kendine karşı olumlu 

bir tutuma sahip olması anlamına gelmektedir. 

Olumlu ve olumsuz yanları ile benliğinin farklı 

yönlerini kabul etmek ve geçmiş yaşamı hakkında 

olumlu duygular hissetmek kendini kabulün temel 

unsurlarıdır. Öz-anlayışın bir boyutu da bireylerin 

kendilerine şefkatle yaklaşmalarıdır, yani kendine 

karşı eleştirel olmaktan çok anlayışlı olmasıdır. Öz-

şefkate sahip bireyler, kendilerini sert bir biçimde 

eleştirmek yerine kendine karşı nazik ve olumlu 

yaklaşım sergilerler. Bireyin kendine dönük olumlu 

tutuma sahip olması kendini kabul ile öz-anlayış’ın 

ortak noktalarıdır. Kişilik özelliği olarak dışa dö-

nük olan bireyler de toplum içinde olmayı, sosyal 

ortamlarda yer almayı seven insanlardır. Bu sosyal 

ortamlarda kabul gören bireylerin, bu durumun so-

nucu olarak olumlu bir benlik algısına sahip olacağı 

düşünülebilir. Bu bağlamda sosyal kabul algılayan 

bir birey, benliğinin olumlu yönünü kabul edecek 

ve kendini kabulü gerçekleştirecektir. Duygusal 

dengeyi kişiliğinde barındıran bireyler hallerin-

den hoşnutturlar (Friedman ve Schustack, 1999) ve 

olumlu duygular yaşamaya eğilimlidirler (McCrae 

ve John, 1992). Bu doğrultuda yordayıcıları bütün-

leştiren bir bakış açısı oluşturulduğunda öz-anlayış 

kendini kabulün temelini oluştururken, dışa dö-

nüklük ve duygusal denge de buna katkı sağladığı 

düşünülebilir. Kendilerine dönük olumlu kabulleri

bireylerin psikolojik iyi olma düzeylerine katkı sağ-

layacağı söylenebilir.

Araştırma sonuçları genel olarak değerlendiril-

diğinde, bireylerin psikolojik iyi olmalarında öz-

anlayışın ve kişilik özelliklerinin etkisinin önemli 

olduğu görülmektedir. Bu bağlamda bireylerin 

öz-anlayış düzeyini artırmaya yönelik deneysel 

çalışmalar yapılabileceği gibi; olumlu kişilik özel-

liklerinin kazandırılması amacıyla ailelere yönelik 

bilgilendirme toplantıları, ana-baba okulları vb. 

çalışmalarla psikolojik olarak daha iyi olan nesiller 

yetiştirilmesine katkı sağlanabilir.



Educational Sciences: Theory & Practice  -  13(4) • 2097-2104 

©

2013 Educational Consultancy and Research Center



www.edam.com.tr/estp

DOI: 10.12738/estp.2013.4.1740

In recent years, psychologists have focused on 

positive sides of people rather than their problems. 

The purpose of positive psychology is to initiate 

a change that concentrates on equipping people 

with positive qualities rather than struggling to 

change bad aspects of life. One of the concepts of 

this approach is psychological well-being (Seligman 

& Csikszentmihalyi, 2000). Ryff (1995) suggests 

that well-being should be defined with respect to 

positive properties. Psychological well-being means 

*  This study is a summary of the master’s thesis written by Halim SARICAOĞLU under the supervision of 

Dr. Coşkun ARSLAN, and it appeared as an oral presentation with the same title at the Eleventh National 

Conference of Psychological Counseling and Guidance on 3th-5th October, 2011.

a  Halim SARICAOĞLU is a research assistant of Psychological Counseling and Guidance. Contact: Cumhuriyet 

University, Faculty of Education, Department of Guidance and Psychological Counseling, Sivas, Turkey. 

Email: hsaricaoglu@gmail.com. 

b  Coşkun ARSLAN, Ph.D., is currently an associate professor of Guidance and Psychological. His research 

interests include interpersonal conflict and problem solving and anger management. 

Correspondence: 

Assoc. Prof. Coşkun ARSLAN, Necmettin Erbakan University, Faculty of A.K. Education, Department 

of Guidance and Psychological Counseling, Konya, Turkey. Email: coskunarslan@konya.edu.tr  

Phone: +90 332 323 8220/5691.

Halim SARICAOĞLU

a

Cumhuriyet University



Coşkun ARSLAN

b

Necmettin Erbakan University



Abstract

The purpose of this study is to investigate the correlation between psychological well-being, personal traits and 

self-compassion levels, and to find out whether personal traits and self-compassion level significantly predict 

psychological well-being. The study sample is composed of 232 (36.5%) students from Education Faculty of 

Selçuk University, 195 (30.7%) students from Cumhuriyet University, 209 (32.9%) students from Ahi Evran Uni-

versity. There were totally 636 randomly selected students in the study group, 405 of them (%67.5) being females 

and 231 of them (32.5%) being males. The data were collected using Psychological Well-being Scale, Adjective 

Based Personality Scale, Self-compassion Scale and personal information form. To analyze the data, Pearson 

conduct moment correlations, and stepwise regression analysis technique were used. It was seen that there 

was a significant positive correlation between all subscales of psychological well-being and self-compassion. 

There was a negative correlation between psychological well-being and neuroticism and a positive correlation 

between psychological well-being and other personality traits, whereas no significant correlation was found 

between autonomy and agreeableness. Personal traits and self-compassion significantly predict all subscales 

of psychological well-being. It was found that the most significant predictor of positive relations with others as 

a subscale of psychological well-being is extroversion; that the most prominent predictor of autonomy, environ-

mental mastery, and purpose in life and self-acceptance subscales is self-compassion, and that the variable 

which predicts the subscale of personal growth best is openness to experience as personal traits.

Key Words

Five-factor Personality Theory, Personal Traits, Psychological Well-being, Self-compassion.

An Investigation into Psychological Well-being Levels of 

Higher Education Students with Respect to Personality 

Traits and Self-compassion

*



Yüklə 0,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə