“Küresel Tehdit, Zoonozlar”
29
KUş GRiBi: TüRKiYE DEnEYiMi
Prof. Dr. Mehmet AKAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
Kuş Gribi (Avian Influenza, Tavuk Vebası,), genellikle evcil kanatlıları etkileyen asemp-
tomatikten akut ve yüksek ölüme kadar farklı klinik bulgulara neden viral bir hastalıktır.
Virusun doğal konakçısı su kuşlarıdır. Hastalık ülkemizde bildirimi zorunlu (H5 ve H7) ve
tazminatlı hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalık oldukça bulaşıcıdır ve tavuk ve
hindiler başta olmak üzere birçok kanatlı türünde hastalığa neden olmaktadır. Hastalığa
neden olan bazı serotiplerin (H5N1) insanlarda da infeksiyona neden olması, halk sağ-
lığı açısından hastalığın önemini arttırmaktadır.
Kuş gribi virusları, Orthomyxoviridae familyasında Influenzavirus A cinsinde sınıflandırıl-
mıştır. Influenza virusları nükleokapsid ve matriks antijenlerine göre A, B, C olmak üzere
üç gruba ayrılmıştır. Bunlardan sadece A grubu, kanatlılarda hastalıktan sorumlu etken-
leri içerir. AI virusları, kanatlılarda hafif solunum sistemi belirtileri ve verimde düşmelere
neden olan “düşük patojeniteli viruslar (low pathogenic AI virusları; LPAI)” ve kanatlılar-
da yüksek ölümlerle karakterize ciddi tablolara neden olan “yüksek patojeniteli viruslar
(highly pathogenic AI virusları; HPAI)” olarak iki grupta incelenirler. Yüksek patojeniteli
viruslarda H antijen yapısı oldukça önemlidir ve tüm HPAI viruslar H5 ve H7 özelliğindedir.
Türkiye’de hastalık ilk kez 2005 yılında görülürken en son 2015 yılında bildirilmiştir.
2005-2015 (2005, 2006, 2007, 2008 ve 2015 yıllarında dönemsel) yılları arasında bil-
dirimlerin çoğunluğu serbest yaşayan evcil kanatlılarda görülmüştür. Hastalığın ticari
kanatlı sürülerinde görülmesi, ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Hem hay-
vanların itlafı hem de beklenen üretimin gerçekleşmemesi nedeniyle kayıplar oldukça
yüksektir. Hastalığın koruma ve kontrolüne yönelik çalışmaların zorluğu ayrıca ciddi bir
problem oluşturmaktadır. Ekonomik kayıplarına ilave olarak ve daha da önemli etkisi,
insan vakalarının görülmesidir. Zoonoz bir hastalık olan AI, insanlarda, 1997 yılına kadar
H1, H2, H3’nin alt tipleri tarafından oluşturulurken bu yıldan sonra (Hong Kong; 1997
ve Asya ülkelerinde; 2001-2007, Asya ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika 206-2007) H5N1 ön
plana çıkmıştır. Ülkemizde ise insan vakaları dikkate alındığında 2005 yılının son günleri
ile 2006 yılının ilk aylarında çıkan vakalarda toplam 21 insan etkilenmiş ve bunlardan
4’ü hayatını kaybetmiştir. Ülkemizdeki vaka sayısı, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre
12 olarak belirlenmiştir. Son yıllarda insan vakalarında tüm dünyada belirgin bir azalma
kaydedilmiştir. Avian Influenza’nın hem doğal yaşamda hem de evcil kanatlılarda izlen-
mesi, hastalığa bağlı kayıpların ve insan sağlığı için potansiyel problemelerin çözümünü
sağlayacaktır.
VI. ZOONOTİK
HASTALIKLAR SEMPOZYUMU
30
OTURUM-5: KıRıM-KOnGO KAnAMALı ATEşi
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Zülal Özkurt, Prof. Dr. Zafer Karaer
KıRıM KOnGO KAnAMALı ATEşi EPiDEMiYOLOjiSi
VE YüRüTüLEn çALışMALAR
Uzm. Dr. Doğan Barış ÖZTÜRK
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Bunyaviridae ailesinden Nairovirus soyundan virüs-
lerin meydana getirdiği kene kaynaklı enfeksiyondur. Hastalıkla ilgili ilk kayıtlar yüzyıllar
öncesine dayanmaktadır. Onikinci yüzyılda bugün Tacikistan’ın bulunduğu bölgelerde
KKKA ya benzeyen bir hastalığın görüldüğü belirtilmiştir. Hastalığın ilk ismi olan Kırım
Kanamalı Ateşi ilk kez 1944 yılında Kırım›da köylülere yardım eden Sovyet ordusu
askerlerinde görülmesinin ardından yapılan inceleme sonuçlarına göre verilmiştir.
Daha sonra hastalık 1956’da Kongo’da görülmüş olup, 1969 yılında ikisinin aynı hastalık
olduğu belirlenmiş ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak adlandırılmıştır.
Hastalığın vektör ekolojisiyle doğrudan ilişkili olduğu bilinmektedir. Mevsimsel özellik
göstermekte olup Türkiye’de bahar ve yaz aylarında görülmektedir.
KKKA bulaşı başlıca olarak; kene tutunması veya keneyle temas (Hyalomma margina-
tum), viremik dönemdeki hayvanların kan, idrar gibi vücut çıkartıları ve dokularıyla
korunmasız temas ve hasta kişiler kan ve vücut sıvılarıyla korunmasız temas ile olabilir.
Hastalık için tarım çalışanları, hayvancılıkla uğraşanlar, veteriner hekimler, veteriner
sağlık teknikerleri, sağlık çalışanları, askerler, kamp ve piknik yapanlar ve orman işçileri
risk altındadır.
Dünyada Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi 56 ülkede (Kuzeybatı Çin, Orta Asya, Güney Avru-
pa, Afrika, Orta Doğu ve Hint yarımadası, özellikle eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Doğu
Avrupa) görülmektedir. 1970’lerden önce olguların çoğunluğu Sovyetler Birliği (Kırım,
Astrahan, Rostov, Özbekistan, Kazakistan, Tajikistan), Bulgaristan, ve çok daha fazla ol-
mak üzere Zaire (Kongo) ve Uganda’dan bildirilmiştir. 1970 ve 2000 yılları arasında Gü-
ney Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Moritanya, Burkina Faso, Tanzanya, Senegal’den ayrın-
tılı çalışmalar sunulmuş, Orta Doğu ülkelerinden Irak, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri,
Suudi Arabistan, Umman Sultanlığı ve Çin’den önemli sayıda olgu bildirilmiştir. 2000 yılı
itibariyle Pakistan, İran, Senegal, Arnavutluk, Yugoslavya, Bulgaristan, Türkiye, Yunanis-
tan, Kenya ve Moritanya’dan yeni salgınlar veya sporadik olgular bildirilmiştir. Hindis-