297
LENGÜİSTİKPSİKOLOJİ VEYA
DİLİN PSİKOLOJİSİ
(ÖZET)
Psikolengüistik araştırmaların
analizi sonucu belli oluyor ki, onun
klasik mekteplerine
(veya “behaviorizm” ve “neobehaviorizm” adlanan
Batı Avrupa mekteplerine), aynen de sonuncu
mektebine (“Sovyet
Psikolengüistikası” veya “Nutuk faaliyeti teorisi” de adlandırılan Doğu
Avrupa mektebine) ait psikolengüistik araştırmalar, yani dilin psikolojik
problemlerini öğrenmeği amaçlayan araştırmalar, ilk bakıştan metnin,
söylemin veya formanın araştırılmasına adanmış olsa dahi, orada
sadece
psikolojik problemler irdelenmekte, lengüistik meseleler göz ardı
edilmekte, kimi hallerde ise, alay ediyormuş gibi psikolengüistik
araştırmalarda lengüistik problemlerin ele alınmasının önemsizliği vurgulan-
maktadır.
Bu nedenle lengüistik problemlere önem vermeden sadece
psikolojik problemlerin öğrenilmesi ile değil, dilin ve söylemin yapısına
ilkönce lengüistik bakış açısından yaklaşan, dil yapı birimlerinin ve
söylemin, konuşmanın, birinci ve ikinci dilin benimsenmesinin hem
psikolojik, hem de lengüistik problemlerinin öğrenilmesini amaçlayan yeni
psikolengüistik mektebin ve ya psikoloji ile buluşma noktasında dilciliğin
yeni yönünün yaratılmasını gerekli görüyoruz.
1. Bu araştırmanın
psikolojik esası akademik İ.M.Seçenov
tarafından saptanan: 1) insana gösterilen dış etki (stimul), 2) bu etkinin
insanın dahilinde yarattığı hisler, 3) insan tarafından gerçekleştirilen faaliyet
basamaklarından oluşan psikolojik süreç ve bu sürecin üçüncü basamağının
L.Vıqotskinin psikolojik faaliyet teorisinin dışa yönelik faaliyetler kısmı ile
pekiştirilmesi ve tarafımızdan modelleştirilmesi yolu ile elde edilen
S+K+F=MD (stimul + kod + faaliyet = benimseme veya derk etme)
şemasıdır.
1.1. İlk bakıştan
öyle görüne bilir ki, dil yapı birimlerinin ve
söylemin yaranması ve derk olunması sürecinin şerhi, bazı cihetleri ile ilkin
derk etme sürecinden farklıdır ve bu şemaya sığamaz. Yani, gerçeklik
öğesinin ve onun adının derk olunması (F) böyle gerçekleşmektedir ki,
gerçeklik öğesinin (G
1
) duygu organlarına etkisi (S
1
) sonucu, beyin gücü ile
hemen gerçeklik öğesine eşit olan
birinci entelekt simgesi (E
1
) oluşuyor (F
1
).
298
Birinci entelekt simgesi ile ilgili bilgi vermek gereksinimi (S
2
) sonucu
sinktual derk etme yolu ile aynı gerçeklik öğesini yansıtan
dil yapı birimi
(G
2
) oluşuyor. Dil yapı biriminin bağımsız
gerçeklik öğesi kimi derk
olunması sonucu
ikinci entelekt simgesi (E
2
) oluşuyor (F
1
). Her iki gerçeklik
öğesi ve entelekt simgeleri aynı bir e
ntelekt kodunda (K) birleşerek baş
beyinde muhafaza olunuyor, yani derk ediliyor (D).
Görüldüğü gibi, bu lengvopsikolojik süreç ve faaliyetlerin mecmusu
ilkin şemadan farklı olan daha mürekkep bir şema esasında, yeni:
G
1
+S
1
+E
1
+F
1
+S
2
+G
2
+E
2
+F
2
= MD şeması esasında gerçekleşiyor.
Burada
(G
1
+G
2
)=G; (S
1
+S
2
) =S; (E
1
+E
2
)=O; (F
1
+F
2
)=F
ve hatta
G
1
+G
2
+E
1
+E
2
= K
Olduğunu göze alsak, o halde
tüm benimseme ve derk etme
süreçlerinin bu şema esasında gerçekleştiği kesindir:
S+K+F=D (stimul + kod + faaliyet = benimseme veya derk etme).
Bu psikolojik şemaya dayanarak böyle bir sonuca varabiliriz ki, derk
etme, tefekkür, düşünme ve diğer beyin aktiviteleri sırasında insan gerçeklik
öğelerini ona eşdeğer olan entelekt simgeleri ve kodları yardımıyla derk
ediyor, aklında tutuyor ve hatırlıyor.
1.2. Araştırmanın
ilkin psikolojik birimleri “derk olunan en küçük
birim” ve “derk etme sürecinin gerçekleşmesine olanak sağlayan en küçük
apellyativ birim” kavramlarıdır ki, onlar tarafımızdan
gerçeklik öğesi ve
entelekt simgesi adlandırılmaktadır.
Eşya, nesne ve hadiseler, anlayış,
norma ve prensipler, aynen de
onların gerçek veya ihtimal olunan nitelik, karakter, özellik ve hareketleri
birer
gerçeklik öğeleridir.
Gerçeklik öğeleri şartı olarak iki gruba ayrılmaktadır. İnsan
bilincinden asılı olmadan âlemde mevcut olan tüm gerçeklik öğeleri birinci
gruba ait edilmektedir. Dil yapı birimi kimi gerçeklik öğeleri ise, ikinci
gruba dâhildir. Çünkü bu gerçeklik öğeleri insanın beyin aktivitesi sonucu
oluşmakta
ve en önemlisi, gerçeklik öğesi özelliğini, sadece beyin aktivitesi
ile temas halinde kazanabilmektedir. Benimseme ve derk etme açısından ise
onlar arasında hiç bir fark yok. İster birinci, isterse de ikinci gruptan olan
gerçeklik öğeleri aynı derk etme süreçleri ve aşamalarından geçmekle
benimsenmekte veya derk olunmaktadır.
Araştırmada tüm derk etme, tefekkür ve düşünme süreçlerinin en
299
küçük apellyativ birimlere, yani gerçeklik öğesine
veya onun hisselerine
eşdeğer olan tefekkür birimleri esasında gerçekleştiği kanıtlanmış ve en
küçük apellyativ birimler “
entelekt simgesi” adlandırılmıştır.
Araştırmada birinci ve ikinci sıra gerçeklik öğelerine eşdeğer olarak,
entelekt simgesinin de iki sırası tespit edilmiştir.
2. Araştırmanın
lengüistik esasını böyle bir aksiyoma oluşturuyor
ki, enformasyon iletişimi insan olmağın esas göstergesidir. İnsan sosyal
toplumun ferdi olması ve her zaman aktif ve ya pasif enformasyon iletişimi
ortamında bulunması sebebiyle, sürekli olarak dil yapı birimleri ve
söylemlerle temas halindedir.
2.1. İnsanın gerçekleştirdiği derk etme ve tefekkür sürecini bazen
birinci ve dördüncü basamaklarda total modullaşmalarla aktif şekilde, bazen
ise kod fonksiyonu ile pasif şekilde dil ve ya söylem izlemektedir.
2.1.1. Derk etme ve tefekkür sürecinin dördüncü basamağında
görülen total modullaşma kommunikal söylem yaratma, onun sinktual derk
etme bazında gerçekleşen kısmı ise entelektual söylem yaratma faaliyetidir.
Tefekkür sürecinin birinci basamağında görülen total modullaşma ise,
genelde kommunikal söylemin benimsenmesi ile ilgilidir.
2.1.2. Derk etme ve ya tefekkür, yani, fikir esastır ve birincidir, dil,
söylem ve forma ise ondan türemedir ve ikincidir. İlkin fikrin formalaşması
sürecine dil, söylem ve ya forma hiçbir katkıda bulunmamaktadır.
2.1.3. Dil yapı biriminin forma ile beraber bir manaya
da sahip
olması, onun beynimizde bir gerçeklik öğesi ile bağlı olan entelekt simgesini
yansıtması sayesinde mümkündür. Bu cihet aynı dil yapı biriminin kelime
grubunun cümle akışındaki fonksiyonu ise, onun fonetik, morfolojik veya
sentaktik özelliklerinin belirlenmesine olanak sağlamaktadır.
300
ЛИНГВОПСИХОЛОГИЯ ИЛИ
ПСИХОЛОГИЯ ЯЗЫКА
(РЕЗЮМЕ)
Исследования, как классических психолингвистических
школ
(или
западноевропейские
школы
так
называемые
«бихевиоризм»
и
«необихевиоризм»)
, так и последних из них (
восточноевропейская школа, так
называемая «советская психолингвистика» или «Теория речевой
деятельности»),
считаются научными попытками по изучению
психологических проблем языка. Но в результате критического анализа
выясняется, что в этих исследованиях рассмотрение лингвистических, т.е.
языковых проблем игнорируется. Даже в тех работах, якобы посвященных
конкретному тексту, речи или высказываниям, изучаются только
психологические аспекты.
По этой причине создано новое течение психолингвистики или новое
направление языкознания на стыке с психологией под названием
«Лингвопсихология». Лингвопсихология занимается не только психологи-
ческими аспектами, но и затрагивает лингвистические аспекты. Лингвопси-
хология в первую очередь исходит из лингвистических взглядов на структуру
языка и речевого высказывания. Лингвопсихология также учитывает
психологические особенности образования языка и речи. Предметом
лингвопсихологии являются образование, восприятие и понимание
структурных единиц языка и речи, усвоения первичного и вторичного языка.
1.
Психологической основой данного исследования является cхема
С+K+Д=ВМ (Стимул + Код + Деятельность = Восприятие и Мышление).
Предложенная нами схема получена путем дополнения и модулирования
трехступенчатого психологического акта И.М.Сеченова, который изначально
состоял из: 1) внешних воздействий на человека, 2) чувств и образов,
возникающих в результате этих воздействий, 3) деятельности человека,
возникающих в результате этих воздействий и образов. Данный
психологический акт И.М.Сеченова в третьей ступени дополнен «Теорией
деятельности» Л.С.Выготского.
1.1.
На первый взгляд кажется, что образование и восприятие
структурных единиц языка и речи отличается от процесса восприятия
элементов действительности и не укладывается в вышеприведенной схеме.
Но следует учесть, что механизм восприятия элемента действительности и его
названия таков:
1.1.1.
Элемент (
Э
1
) действительности
стимулирует (
С
1
), т. е.
оказывает влияние на органы чувств, и в результате
деятельности (
Д
1
)