xx
Manu Kanunnamesi onun dini konularda verdiği bilgilerden ibarettir. Aslında
eseri gerçekten yazan kişi Manu değildir. Eserin birden fazla yazarının
olduğu ve
farklı bölümlerin farklı zamanlarda meydana getirildiği konusunda araştırmacılar
görüş birliği içindedirler. Ayrıca bu, metin içindeki bilgi ve hüküm çeşitliliğinden de
anlaşılmaktadır.
20
Önemli olan Manusmriti’nin vahiy kaynaklı olup olmadığı
değildir. Eser üzerindeki tartışmalar daha çok onun tutarsız olup olmadığı, ahlaki,
dini ve hukuki değeri üzerinedir.
Manu, Sanskritçe düşünmek anlamına gelen
man kelimesinden türetilmiştir.
Manu’dan aynı zamanda insan ırkının atası olan kişi, dünyanın yasa koyucusu olarak
da bahsedilmektedir.
21
“
Rivayetlere göre Manu ilk kanun yapıcıdır. İnsanı ortaya
çıkaran kişi olduğu da söylenir. Sanskritçe manava kelimesi gibi, İngilizce man
(insan) kelimesinin de kökü etimolojik açıdan Manu kelimesine kadar götürülebilir.
Manu kelimesi de man fiil kökünden türemiştir. Öyleyse insan etimolojik açıdan
düşünen bir varlık anlamına gelmektedir. Fakat Manu düşünme usullerinden ziyade
doğru davranış usulleri üzerine kafa yormuştur. Öyleyse Manu’nun halefi olarak
insanoğlu düşünen, ahlaki bir varlıktır.”
22
Satapata Brahmana’da geçen şu hikâye bize, Manu’nun insanların atası kabul
edilmesi ile ilgili fikir vermektedir;
“
Manu’ya ellerini yıkaması için su getirdiler, artık ellerin yıkanması için su
getirmenin alelade olması gibi. Yıkarken ellerine bir balık çıkageldi. Balık dile
gelerek ‘beni büyüt, seni kurtaracağım’ dedi. ‘Neden kurtaracaksın beni?’ ‘Bir sel
bütün mahlûkatı alıp götürecek. Ben seni o selden kurtaracağım.’ ‘Pekâlâ, ben seni
nasıl büyüteceğim?’ ‘Balığı balık yutar. Küçük kaldığımız sürece bizi bekleyen yok
oluştur. Beni önce bir kavanozun içinde tut. Büyüyünce bir göle, daha da büyüyünce
denize koy. Böylece tehlikeden uzak olayım.’ Balık kısa süre içinde tüm balıkların en
büyüğü (Caşa) haline geldi. Sonra Manu’ya ‘Sel, filan yıl gelip çatacak. Beni dinle,
bir gemi yap. Sel gelince ona bin. Ben seni sel sularından koruyacağım’ dedi. Böylece
20
MS, introduction, s. xIiv, xIvi.
21
John Dowson,
A Classical Dictionary of Hindu Mythology and Religion, Rupa Paperback, New
Delhi, 1987, s.199.
22
Raju, s. 132.
xxi
Manu, besleyip büyüttüğü balığı denize attı. Balığın söylediği yıl gelince gemiyi yaptı.
Sel suları yükselince gemiye bindi. Balık yüzüp onun yanına geldi. Manu geminin
halatını balığın boynuzuna bağladı ve hızla Kuzey dağının oraya erişti. Balık o
zaman şöyle dedi: ‘Ben seni kurtardım. Gemiyi bir ağaca bağla ve dağın
tepesindeyken suların seni karaya oturtmasına müsaade etme. Sular çekildikçe sen de
yavaş yavaş aşağı inersin.’ O da tedricen aşağı indi. Sel bütün mahlûkatı alıp
götürdü. Geriye bir tek canlı olarak Manu kaldı. Evlat arzusuyla tapınıp kendini
cezalandırmaya başladı. Sonra pişmiş aştan bir adak hazırladı. Sulara adak olarak
tereyağı, ayran, kaymak ve lor sundu. Bir yıl içerisinde bu adaklardan bir kadın
yaratıldı. Kadın, üzerinden damlalar dökülür halde ayağa kalktı. Erimiş yağ onun
ayak izlerinde birikti. Manu evlat arzusuyla eşiyle birlikte tapınmaya ve kendini
cezalandırmaya devam etti. İşte o kadın vasıtasıyla Manu’dan bu ırk türedi. Bu,
Manu’nun ırkıdır. O kadın vasıtasıyla ne istediyse ona verildi.”
23
Buradan da anlaşılmaktadır ki Manu sadece Manu Kanunnamesi’ni yazan kişi
değil, o aynı zamanda birçok dini inanç ve gelenekte var olan tufan inancının
başkahramanı ve insanoğlunun ilk atası\atalarının genel adıdır. Manu ifadesi bizdeki
insan kelimesinin Hint kültüründeki karşılığı olarak kabul edilebilir.
Bundan başka Manu’dan, Visnu Purana ve Mahabharata gibi kutsal
metinlerde de bahsedilir. O, Mahabharata’da,
on tane çocuğu olan
24
, güçlü ve büyük
bir bilge, Vivasman’ın oğlu, şan ve şerefte
Brahma’ya eşit
25
bir kişi olarak
tanımlanır. Bunlar, Manu’nun eserde bahsedilen özelliklerinden sadece bazılarıdır.
Manu’yla ilgili Manu Kanunnamesi'nde yer alan
ifadeler onun önemini ve
dindeki değerini göstermektedir:
“Büyük bilgeler Manu’ya yaklaştı. Manu tek amaçlı
konsantrasyon halindeydi. Düzgün bir şekilde karşılıklı selamlaştılar. Ona şöyle
dediler; Efendim, lütfen bize dört sınıftaki insanların ve iki sınıf arasında doğmuş
23
The Satapatha Brahmana,
Sacred Books of the East, trans. Julius Eggeling, 1882, v. 12, part I, 8/1-
10’dan derleme, http://www.sacred-texts.com/hin/sbr/sbe12/sbe1234.htm, (15.10.07).
24
Mahabharata, trans. Kisari Mohan Ganguli, 1883–1896, book 1, section LXXXV,
http://www.sacred-texts.com/hin/m01/m01076.htm, (16.10.07).
25
Mahabharata, book 3, section CLXXXVI, http://www.sacred-texts.com/hin/m03/m03186.htm,
(16.10.07).