xxv
karmaşık bir dünya görüşü üzerine oturtan bir din kitabı olması nedeniyle, metnin
neye tekabül ettiğini daha doğru karşılayacak bir kelime olduğunu söylemişlerdir.
38
Ancak biz, eser, Kanunnameler olarak değerlendirilen Dharma Sastralar kategorisine
dâhil olduğu için, Kanunname başlığını tercih ediyoruz. Çevirmenler her ne kadar
öğreti kelimesinin metnin içeriğini daha doğru yansıttığını söyleseler bile, bu anlamı
direk karşılayabilecek “doctrine” ya da “teaching” kelimelerini değil, ilk olarak
hukuk ve kanun anlamına gelen “law” kelimesini başlık yapmayı tercih etmişlerdir.
Eser geleneksel Hindu düşüncesinde merkezi öneme sahip
kast öğretisi için
temel kaynak olmuştur ve bu özelliğini devam ettirmektedir. Asırların geçmesiyle
onun dini gelenekteki merkezi önemini doğrularcasına 9 ayrı şerhi yapılmıştır.
39
Batılı araştırmacılar hiçbir eserin Manusmriti kadar ünlü ve asırlarca
otoritesini devam ettiren temel kaynaklardan biri olmayı sürdürmeyi başaramadığını
söylerler.
40
Manusmriti Avrupa dillerine çevrilen ilk Sanskrit eserlerdendir. Eser ilk
defa Kalküta’da 1794’te Modern Hindoloji’nin temelini atan William Jones
tarafından çevrildi. Hatta Jones’un Londra’daki Saint Paul Katedralinde bulunan
heykelinin bir elinde Manusmriti vardır. Jones’un çevirisi 1797’de Almancaya
çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Daha sonra Fransızca, Almanca, Portekizce ve Rusça
dillerine yeni çevriler yapıldı. Eserin Max Müller tarafından
düzenlenen Sacred
Books of the East (Doğunun Kutsal Kitapları) serisine dâhil edilişi Avrupalı
oryantalistlerin esere verdikleri önem ve değerin büyük bir göstergesidir. Eser
karşılaştırmalı hukuk alanında batılı araştırmacıların ilgisini çekmektedir. J. Duncan
M. Derrett’e göre eser kadim hukuk alanında dünyanın ilk eserlerindendir ve her
yönüyle Hammurabi Kanunları’ndan bile daha değerlidir.
41
Bugün eserin faklı kişiler tarafından İngilizce’ye yapılmış birçok çevirisi
vardır. Bunların en bilineni Max Müller editörlüğünde hazırlanan (S.B.E) serisinde
38
MS, Introduction, s. xviii.
39
Aynı yer.
40
Moriz Winternitz,
A History of Indian Literature, Vol. 2, part 2, Scientific Literature, trans.
Subhadra Jha, Delhi, 1967, s. 546; aktaran, W. Doniger ve B. K. Smith,
MS, introduction, s. xviii.
41
J.D.M. Derrett,
Manuśāstravivarana, vol. 2, Wiesbaden, 1975, introduction; aktaran,
MS,
introduction, s. xix.
xxvi
George Bühler tarafından yapılan
42
çeviridir. Biz çalışmamızı yaparken W. Doniger
ve B. K. Smith’in ortaklaşa yaptığı çeviriyi esas almakla birlikte gerekli gördükçe,
özellikle de anlaşılması zor kısımlarda Bühler’in tercümesinden de yararlandık.
Çalışmada esas kaynak olarak Bühler’inkini değil bu tercümeyi kullanmamızın
nedeni, çevirinin daha anlaşılır ve sade bir dille yapılmış olmasıdır. Bühler’in
tercümesinin 120 yıl önce yapıldığı düşünülürse bu durumun doğal olduğu anlaşılır.
Manusmriti’nin çevrilmesinden sonra Avrupa’daki ünü Hindoloji sınırından
öteye geçti.
43
Nietzsche ona övgüler yağdırmıştır. Manusmriti’yi İncil’le
karşılaştırmış ve Hıristiyanlığı şöyle eleştirmiştir:
“Hıristiyanlığın hasta evinden ve
zindan gibi atmosferinden, onun sağlıklı, yüksek ve geniş dünyasına gelen kimse
derin bir nefes alır. Manusmriti’yle karşılaştırıldığında Yeni Ahit ne kadar kötü, ne
kadar berbattır!”
44
Diğer yandan O, eseri Hıristiyanlıkla karşılaştırdığında Manusmriti’nin de
yalan söylediğini ancak onun yalanlarının emir veren düşünür ve soyluların
(brahman ve kşatriyalar) halkı (ayak takımını) yönetmesi gibi iyi bir amaç için
söylendiğini ve önemli olanın niyetin iyiliği olduğunu söyler.
45
Nietzsche İncil’i
eleştirirken Manusmriti’nin tam tersi bir duyguyla okunduğunu, karşılaştırılamaz
ölçüde ruhsal ve üstün bir eser olduğunu, kitabın ardında
ve içinde, gerçek bir
felsefesi olduğunu söyler.
46
Manu Kanunnamesi’nde birbirine zıt iki dünya görüşü vardır. Bunlardan biri
hayatta kalmak için kişinin her şeyi yapmasını ve yemek için öldürmesini mubah
görür.
“Yaratılmışların efendisi bu âlemi hayat nefesine sahip olanları beslemek için
biçimlendirdi. Sabit veya hareketli her şey yaşayanlar için yemektir. Hareket
etmeyenler edenler için, köpek dişleri olmayanlar olanlar için, elleri olmayanlar
42
The Laws of Manu, tr. By George Bühler, Sacred Books of the East, 1886, vol. 25,
http://www.sacred-texts.com/hin/MS.htm, (18. 10. 07)
43
MS, İntroduction, s. xix.
44
Friedrich Nietzsche,
Twilight of the Idols, ‘The “Improvers” of Mankind’, section 3,
http://www.praxeology.net/twilight3.htm, (18.10.07).
45
Friedrich Nietzsche,
The Antichrist, s. 56–57,
http://www.corrupt.org/data/files/friedrich_nietzsche/etc/friedrich_nietzsche-the_antichrist.pdf,
(17.10.07).
46
Aynı yer.
xxvii
olanlar için ve korkaklar cesurlar için birer yemdir.”
47
Manusmriti’deki bu cümleler
dünya hayatını ve
insan ilişkilerini, adeta hayvanlar âlemindeki besin zinciri gibi
tanımlamaktadır. Bu dünyadaki tüm varlıkları kabaca yiyenler ve onlara av olacaklar
şeklinde ikiye ayırmaktadır.
Diğer yandan Hinduizm’in
Ahimsa anlayışı canlılara zarar vermeyi ve
öldürmeyi yasaklar. Manusmriti’deki bu iki zıt görüş aynı bölümde geçen, canlılara
zarar vermemeyi öğütleyen şu ifadelerde iyice açığa çıkmaktadır:
“Bir kişi canlılara
(bağlamak ve öldürmek yoluyla) zarar vermek istemezse, herkes için en iyi olanı
yapmak isterse sonsuz bir güzelliği, mutluluğu tecrübe eder.”
48
“Bir kişi kurban
hayvanını dini bir amaç dışında öldürürse, öldürdüğü hayvanın tüyleri sayısınca
yeniden doğmak suretiyle acı dolu ölümler yaşar.”
49
Yemek için öldürmek ve vejetaryenlik konusundaki uyuşmazlık eserdeki
çelişkili konulardan göze en fazla çarpanıdır. Bazı araştırmacılar, eserdeki bu
zıtlıkları, metnin kendi içinde bir bütün olarak değerlendirilebilmesi
önünde kesin bir
engel olarak görürken, diğerleri eserin ana bir felsefesi olduğunu ve görünüşteki bu
zıtlıkların özdeki birliğe zarar vermeyecek nitelikte olduğunu iddia eder. Bizim
kullandığımız metnin iki çevirmeni de eserdeki çelişkiler için bu farklı görüşleri
benimsediklerini eserin sunuş bölümünde belirtmişlerdir.
50
Bu durumun,
kullandığımız çeviriyi, eseri tek bir kişinin bakış açısıyla ele alan diğer çevirilerden
daha üstün kıldığını düşünmekteyiz. Yine aynı nedenle bu çevirinin, eseri,
diğerlerine göre daha objektif değerlendirebileceğini tahmin ediyoruz.
Çevirmenlerden W. Doniger, eserin çelişkilerinden bahsederken bunların
çözümsüz olduğunu, ama mutlak şekilde uzlaşmaz olmadığını söyler. Ayrıca
eserin
birden fazla kişi tarafından yazıldığının çok aşikâr olduğunu ve iki farklı metnin
birleştirildiğinin belli olduğu yerlerdeki pürüzleri gidermek için çok iyi bir editöre
ihtiyaç duyulduğunu söylerler. Diğer yandan B. Smith eserdeki çelişki ve
47
MS, V, 28, 29.
48
MS, V, 46.
49
MS, V, 38.
50
MS, introduction, s. xvi, xvii.