Martin heidegger


NIETZSCHE’NİN  TANRI  ÖLDÜ SÖZÜ



Yüklə 72,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/29
tarix07.12.2017
ölçüsü72,79 Kb.
#14380
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   29

NIETZSCHE’NİN  TANRI  ÖLDÜ SÖZÜ
vardır.  Yaşamın  korunması,  yaşamın  arttırılmasına  yardım  eder 
hep.  Kendini  yalnızca  korumayla  sınırlayan  her  yaşam  zaten 
çöker.  Yaşayan  için,  yaşam  alanının  güvence  altına  alınması, 
hiçbir  zaman,  amaç  değildir;  yaşamın  arttırılması  için,  yalnızca, 
bir  araçtır.  Tersine  yaşamın  artması,  alanın  genişletilmesi  yö­
nünde  yeni  ihtiyaçları  çoğaltır.  Ama  kalıcı  servetin  güvenli 
olarak,  böylece  de artabilir olarak  korunmadığı yerde  hiçbir şey 
artamaz.  Bu  nedenle  de  canlı,  arttırma  ile  korumanın  temel 
özelliklerine,  yani  "yaşamın  karmaşık  yapısına"  bağlıdır.  De­
ğerler  görme  noktası  olarak  "karmaşık  yapılar  bakımından" 
görmeye  yol  gösterirler.  Görme,  her  zaman,  canlıda  hüküm 
süren  yaşama  bakış  adına  görmedir.  Yaşam,  canlı  için  amaçlar 
koyarak,  özünde  değer-koyucu  olduğunu  kanıtlar  (Güç  İstemi. 
A.  556.  Y.  1885/6)
"Yaşamın  karmaşık  yapıları"  koruma  ile  kalımlılık  koşulları 
bakımından  yönlendirilir.  Böylece  kalıcı  olan,  arttırma  içinde 
kalıcı  olmayana  dönüşmek  için  kalır  yalnızca.  Yaşamın  bu  kar­
maşık  yapılarının  süresi,  arttıma  ile  korumanın  karşılıklı  ilişki­
sine  bağlıdır.  Bundan  ötürü  süre  görelidir,  canlının,  yani  yaşa­
mın  "göreli"  süresi  olarak kalır.
Nietzsche'nin  şu  sözüne  göre  değer,  "Oluş  içindeki  yaşamın 
göreli  süresinin  karmaşık  yapıları  bakımından,  koruma-artırma 
koşullarını  kuran  görme  noktasıdır".  Gerek  burada  gerekse  ge­
nelde  Nietzsche  metafiziğinin  kavram  dilinde,  çıplak,  belirsiz 
oluş  kavramı  ne  her  şeyin  gelişigüzel  akışı,  ne  durumun  saf 
değişimi,  ne  gelişigüzel  gelişme,  ne  de  belirsiz bir  açılma  anla­
mına gelir."01uş  "bir şeyden  bir  şeye  geçiş  demektir;  Leibniz’in 
Monadoloji'de  (Blm.  11)  die  changements  naturels  [doğal  deği­
şim]  dediği  oluş,  her  devinende,  her  devındirilende,  ens  qua 
ens’te  [varolan  olarak  varolanda];  yani  ens  percipiens  et 
appetens‘de  [algılayan,  isteyende]  hüküm  sürer.  Nietzsche  bu 
hüküm  sürmenin,  bütün  gerçek  olanların,  yani  geniş  anlamda, 
varolanların  temel  özelliği  olduğunu  düşünür.  Böylece  varo­
lanlarda  varolanların  essentia’sı  (özü)  olarak  belirleneni  "güç 
istemi"  olarak  anlar.
Nietzsche’nin  değerlerin  öz  betimlemesini  “oluş"  sözcüğü 
ile  bağlamasının  nedeni,  son  sözcüğün,  yalnızca  değerlere,  de­
29


ğer-koymalara  ait  temel  bir  alanı  göstermesindendir.  Nietzsche 
için  "oluş",  "güç  istemidir"."Güç  istemi  dirimin  temel  özelliği­
dir.  Nietzsche  dirim  sözcüğünü,  çoğu  zaman,  geniş  anlamında 
da  kullanır,  bu  kullanımda,  sözcük,  metafiziğin  içindeki  (Hegel 
ile  karşılaştırın)  "oluş"a  eşitlenir.  Nietzsche'nin  dilinde  güç 
istemi,  oluş,  dirim,  Varlık,  geniş  anlamda  aynı  anlama  gelir 
(Güç İstemi.  A.582.  Y.1885/86  ile  A.689.  Y.  1888).  Oluş  iç'inde 
yaşam;  yani  dirim,  kendini  her  zaman  belirleyici  güç  istemi 
merkezlerinde  biçimler.  Buna  göre,  bu  merkezler  yönetici 
biçimlerdir.  Nietszsche  sanatı,  devleti,  dini,  bilimi,  toplumu 
böyle  anlar.  Nietzsche,  bunun  için,  "Değer,  özünde,  hüküm 
süren  bu  merkezlerin  artma  ya  da  azalması  için  (yani  onların 
yönetici  niteliği  bakımından)  özce  bir  görme  noktasıdır"  diye­
bilmektedir.
Nietzsche  değerlerin  özünün  sözü  edilen  tanımında,  değer­
leri,  yaşamın  koruması  ile  arttırılmasının  görme-noktası  niteli­
ğindeki  koşulu  saymakla,  aynı  zamanda  da  yaşamı  oluş  içinde 
temellenen  güç  istemi  olarak  kabul  ettiği  için,  bu  görme nokta­
sını  koyanın  güç  istemi  olduğunu  açığa  vurur.  Güç  istemi, 
(ens’in  nisus  esse’si  )  [şeyin  çabası]  olması  bakımından  kendi 
"iç  ilkesinden"  (Leibniz)  çıkarak,  değerler  aracılığı  ile  değer 
verendir.  Güç  istemi,  değer-koyma  zorunluluğu  için  bir  temel­
dir,  değer  biçmenin  olanağının  kökenidir.  Nietzsche  buradan 
çıkarak  “Değer  ile  değerin  değiştirilmesi,  değer  koyucunun 
gücündeki  artmaya orantılıdır.” der.  (G.İ.  A. 14. Y.  1887)
Burada  değerlerin  güç  isteminin  kendine  koyduğu  koşullar 
olduğu  açıklık  kazanır.  Değerlerin  nereden  çıktığı,  bütün  değer 
koymaların  ne  ile  taşındığı,  ne  ile  yönlendirildiği,  ancak  güç 
isteminin  ilk  kez  bütün  gerçek  olanların  temel  özelliği  olarak 
ortaya  çıktığı;  yani  hakiki  olduğu,  buna  göre  de  bütün  gerçek 
olanların  gerçekliği  olarak  kavrandığı  yerde  görülür.  Artık, 
değer  koymanın  ilkesi  bilinmektedir.  Değer  koyma  "ilkece" 
yapılacak;  yani  varolanın temeli  olarak  Varlıktan  çıkarak  yerine 
getirilebilecektir.
Bundan ötürü güç  istemi  böyle  bilinen,  yani  istenen  ilke ola­
rak,  yeni  bir  değer  koymanın  da  ilkesidir.  İlke,  ilk  kez,  kendi 
ilkesinin  bilgisinden  çıkarak,  bilinçli  olarak  yerini  aldığı  için
NIETZSCHE’NİN  TANRI  ÖLDÜ  SÖZÜ  ve  DÜNYA RESİMLERİ  ÇAĞI
30


NIETZSCHE’NİN  TANRI  ÖLDÜ  SÖZÜ
yenidir.  Değer  koyma,  kendi  ilkesini  kendisi  için  güvenceye 
aldığı,  bu  güvenliği  kendi  ilkesinden  çıkarak,  koyulan bir  değer 
olarak  sağlama  bağladığı  için  yenidir.  Bununla  birlikte,  yeni 
değer  koymanın  ilkesi  olarak  güç  istemi,  şimdiye  kadarki  de­
ğerlerle  karşılaştırıldığında,  aynı  zamanda,  şimdiye  kadarki 
değerlerin  yeniden  değerlendirilmesinin  de  ilkesidir.  Oysa  şim­
diye  dek,  en  yüce  değerler,  duyulur  dünya  üzerinde,  duyuüstü- 
nün  yüceliğinden  çıkarak  egemen  oldukları  için;  ama  bu  ege­
menliğin  biçimi  metafizik  olduğu  için,  bütün  değerleri  yeniden 
değerlendirmek  amacı  ile  yeni  bir  ilke  koyulduğunda,  bütün 
metafizik  de  alt  üst  edilir.  Nietzsche  bu  alt  üst  etmeyi  metafizi­
ğin  üstesinden  gelmek  saydı.  Yalnız  bu  tarzda  her  altüst  etme, 
bilinemez  duruma  gelen  aynının  içinde  gözleri  kamaşan  bir 
şaşkınlık olarak kalır.
Gelgelelim,  Nietzsche,  Hiççiliği  tarihte  şimdiye  kadarki  de­
ğerlerin  değerden  düşürülmesinin  yasallığı  olarak  anlıyor;  ama 
şimdiye  kadarki  değerlerin  değerden  düşürülmesini  bütün  de­
ğerlerin 
yeniden 
değerlendirmesi 
olarak 
açıklıyorsa, 
Nietzsche'nin yorumuna  göre,  değerlerin  egemenliği  ile  çöküşü, 
böylelikle  de  genelde  değer  koymanın  olanağı  Hiççiliğe  daya­
nır.  Değer  koymanın  kendisi  güç  isteminde  temellendirilmiştir. 
Bundan  dolayı,  Nietzsche'nin  Hiççilik  kavramı  ile  "Tanrı  öldü 
sözü",  ilk  kez,  ancak  güç  isteminin  özünden  çıkarak  enine  bo­
yuna  düşünülebilir.  Biz bu  sözün  aydınlatılmasındaki  son  adımı 
Nietzsche’nin  bulduğu  "güç  istemi"  teriminde  ne  düşündüğünü 
açıklarken atacağız.
Bu  "güç  istemi"  sözü  öylesine  açıktır  ki  insan  bu  sözün 
açıklanması  için  neden  sıkıntıya  girildiğini  anlamaz,  çünkü 
istemin  ne  olduğunu  her  zaman  herkes  kendinden  bilebilir.  İs­
temek,  bir  şey  için  çabalamadır.  Bugün  herkes  günlük  dene­
yimlerinden çıkarak,  gücün,  egemenlik  ile  erk olduğunu biliyor. 
Buna  göre  gücü  istemenin  erke  ulaşmaya  çabalamaktan  başka 
anlamı yoktur.
Bu  kanıya göre,  "güç  istemi"  terimi,  iki  ayrı  olgu  olduğunu, 
bu  olgular  arasında  birbirini  bütünleyici  bir  ilişki  bulunduğunu 
varsayar:  Bir  yanda  güç,  bir  yanda  istek  vardır.  Sonuç  olarak 
biz,  sözü  edilenleri  başka  bir  biçimde  söylemekle  kalmayıp,
31


Yüklə 72,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə