40 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
116- 182. sayfada Atlay’dan alõnan koşmada da bir bilim adamõnõn düzelt-
mesi ve tamir etmesi gereken hususlar vardõr. Bu hususlarõn Sakaoğlu tarafõn-
dan giderilmesi beklenirdi:
İlk dörtlüğün
Kaçma benden sevgili yârim
şeklindeki 1. mõsraõ hece açõsõndan eksiktir, dize
Kaçma benden canõm sevgili yârim
şeklinde düzeltilmeliydi. Yine dördüncü kõtanõn
Bilse
idim
bağrõmõ od’a yakmazdõm
şeklinde verilen ilk dizesinin hece ve durak bakõmõndan
Bilse
idim
bağrõm oda yakmazdõm
şeklinde düzeltilmeye muhtaç olduğu görülmektedir.
117- 185. sayfadaki ilk cümlenin sonunda bir cümle olarak karşõmõza çõkan
“Doğrudur.” ifadesi gereksizdir, bozuk bir üslûp ürünü olarak telâkki edilebilir.
Yine bu sayfada başka anlatõm bozukluklarõyla da karşõlaşmak mümkündür.
118- 187. sayfadaki “Karaca Oğlan bazen de birkaç kuşu birden aynõ dörtlüğünde
benzetme unsuru olarak kullanõverir. O, bazen de, daha sonra görüleceği üzere bu işi
meyvelerle de yapõverir.” şeklinde görülen cümle (!) de bozuktur. Ayrõca kompo-
zisyon derslerinde anlatõm bozukluklarõna verilebilecek çok güzel bir örnektir.
119- 188. sayfadaki “Karaca Oğlan’da Meyve Motifi” başlõğõ altõndaki ilk cüm-
leler “pek fazladõr” ve “oldukça fazladõr” şeklinde sonlandõrõlmõş olup bu da akõcõ-
lõğõ bozmakta ve anlatõm bozukluğuna sebep olmaktadõr.
120- 189. sayfanõn ilk cümlesinde de bir anlatõm bozukluğu görülmektedir.
Cümle “Bazõ mõsralarda görülen birden fazla meyve sayõsõ, başka bir mõsrada ise dördü
bulmuştur; böylece Karaca Oğlan mõsraa sadece meyve adlarõnõ yerleştirivermiştir.”
şeklinde olup gerek cümlenin bozukluğu, gerekse anlatõmdaki güçlük açõsõndan
dikkati çekmektedir. İnsanõn “Acaba dört birden fazla değil mi?” diyesi geliyor.
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
41
Söz konusu cümlenin hemen altõnda yer alan iki dizede de mana açõsõndan
bir bozukluk sezilmektedir. “
İncir” sözcüğünün “
incinir” olarak düzeltilmesi
gerekir. Zaten kelime metinde de “incinir” şeklinde doğru olarak verilmiştir.
121- 190. sayfanõn son iki dizesinin birincisi
Baktõm koynundaki gülleri
şeklinde olup metinde olduğu gibi
Baktõm koynunda gülleri
olarak düzeltilmelidir.
122- 193. sayfadaki “cinas” bahsine alõnan ilk iki dörtlükte de cinas görül-
memektedir. Cinas sanatõna örnek gösterilen ilk dörtlük
Sakla beni bucağõnda
Can
vereyim
kucağõnda
Odun olam ocağõnda
Yak oduna kül et beni
şeklinde olup dizelerde halk şiirine göre söz konusu sanata rastlanmamaktadõr,
buradaki cinas (nâkõs cinas) eski yazõya, eski edebiyata göre düşünülebilir. İkin-
ci dörtlükte de cinas için zorlama söz konusudur, tam açõk bir cinas söz konusu
değildir. Hava gözlerim/düzlerim/yâri gözlerim benzerliklerinde “Cinas nerede-
dir?” diye sormak gerekiyor.
123- 195. sayfada “Aşağõdaki bunlardan ikisi örnek olarak verilmiştir.” gibi nok-
tadan sonra büyük harfle başlamõş ve nokta ile sonlandõrõlmõş, öyle anlaşõlõyor
ki cümle muamelesi görmekte olan kelimeler topluluğu yer almaktadõr.
124- 199. sayfanõn ilk paragrafõndaki “Araştõrmacõlarõmõz” kelimesinden son-
ra “zaman zaman” kelimesi getirilmelidir. Yine aynõ sayfanõn 2. paragrafõnda
“bilgilerin çoğu”na dokunma söz konusudur.
125- 200. sayfada yer alan dörtlükteki “Mağarasõ’ndan” kelimesi hece ve du-
rak açõsõndan “Mağrasõ’ndan” olarak düzeltilmelidir. Söz konusu dörtlükten
sonraki “Bu şiirin diğer kaynaklarda pek azõ benzeyen, çoğu daha farklõ devamlarõ var-
dõr.” şeklindeki cümlede de bir gariplik görülmektedir.
126- 203. sayfanõn son paragrafõnda bir hata yüzünden Sayõn İlhan Başgöz
acõmasõzca eleştirilmiştir. İlhan Başgöz’ü eleştirdiği aynõ çeşit hatalar Sakaoğlu
Hoca’da yüzlerce defa görülmektedir. Acaba Sayõn Sakaoğlu “neyin arkasõna
42 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
gizlen”ecektir. Bir de paragraftaki “Türkmenceyi bilmemek, Türk şiir sanatõnõ bil-
memenin arkasõna gizlenmemeliydi:” cümlesinden kompozisyon dersi hocasõ Prof.
Dr. Sakaoğlu’nun ne anladõğõnõ doğrusu merak etmekteyim. Ayrõca 204. sayfa-
ya sarkan paragraftaki, öğrenciye “metin okuma-metin onarõmõ” işlemlerine
başladõğõna dair ifadelerine ben katõlmõyorum. Çünkü elimizdeki yayõnladõğõ
metinlerde (metinler başkalarõndan alõnsa bile) tamir edilmesi gereken -
yukarõda bazõ örneklerini gördüğümüz- yüzlerce kelime ve mõsra ile karşõlaş-
maktayõz.
127- 212. sayfadaki Yalgõn’dan aldõğõ ikinci dörtlüğün
Azrailden
de
başkasõna aman mõ
şeklinde olan son mõsraõndaki hece fazlalõğõnõ, Başgöz’ü acõmasõzca eleştiren
Sakaoğlu, niçin giderme ve düzeltme ihtiyacõ duymamõştõr?
128- 224. sayfadaki birçok anlatõm bozukluğundan biri “Burasõ, karşõ tepede
de kendisinin mezarõ bulunan, Mut’un Çukur köyündedir.” şeklindeki cümledir.
225. sayfadaki bir sürü anlatõm bozukluğundan sadece biri de “Nuri Akõncõ’nõn
senaryosunu yazõp yönetmenliğini üstlendiği bu filmde Karaca Oğlan rolünü Salih
Güney üstlenmiştir.” olarak verdiği cümledir.
129- 226. sayfanõn en sonundaki “Şiirler hemen daima âşõğõmõza aittir.” cümle-
sinde yine bir anlatõm bozukluğuna şâhit oluyoruz. Bir sonraki sayfanõn sonun-
da da daha önce defalarca karşõlaştõğõmõz gibi “…Anday’õn çalõşmasõna da doku-
narak…” şeklinde bir dokunma söz konusudur.
130- 229. sayfanõn ilk cümlesinde yer alan “Türkçe konuşulan ülkelerin” keli-
melerinin yerine “Türk illerinin” ifadesi konmasõ bilgi ve ilmîlik açõsõndan ye-
rinde olur. Yine aynõ paragrafõn sonundaki “Anlaşõlõr bir dille, herkese seslenen bir
konu zenginliği ile yola çõkan âşõk, böylece kendisi için tanõnma, şiirleri için de bilinme
fõrsatõ yakalamõş olmaktadõr.” şeklinde olan cümle ile âşõğõn bazõ kaygõlar içerisin-
de olduğu anlatõlmak istenmiştir. Bize göre Karaca Oğlan’õn, cümlede söz ko-
nusu edilen kaygõlarõnõn olmadõğõ bir gerçektir.
131- 229. sayfada başlayan, Selman Mümtaz’dan alõnan ve Sakaoğlu tara-
fõndan da Arap harfleriyle ve Azerbaycan Türkçesiyle olduğu ifade edilen şii-
rin, 230. sayfadaki son dörtlüğünün 2. ve 3. mõsralarõnda hece eksiklikleri söz
konusudur. Eğer Sayõn Sakaoğlu birinci mõsraõ görebilseydi bu eksiklikleri gi-
derirdi. O zaman biz, Sayõn Sakaoğlu için ilk dizeyi de göz önünde bulundura-
rak dörtlüğün ölçülü bir okunuşunu, yani doğru olmasõ gerektiği şeklini buraya
alalõm: