KAYNAK B L M ,
Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988, Sayı 3
25
DOLGU TOZLARI
Bazen özlü tel, “tersine çevrilmiş” örtülü elektroda benzetilir. Gerçekten bu sonuncusunun
örtüsünde kullanılan tozlar özlü telin içinde bulunmaktadır.
Tozlardan prensip itibariyle bir cüruf oluşturmaları, ergime banyosunu tasfiye etmeleri
(oksitlerden temizlemesi), koruma gazları meydana getirmeleri, kaynak arkını ionize etmeleri ve
terk edilen metale istenen kimyasal bileşimi sağlamaları beklenir.
CÜRUF OLUŞTURUCULAR
Özlü teller esas itibariyle rutil (DIN 8559 SGR1) ve bazik (SGB1) tipleri şeklinde olur.
Cürufun terk edilen metal üzerine metalürjik etkisi telin ucunda damlanın ergimesinden
itibaren başlar. Metal ergimeye başladığı anda cüruf meydana çıkar: oluşma sırasında damlayı
sarar ve onu çevredeki havanın olumsuz etkisinden korur. Bu ergimiş metal – ergimiş cüruf
karşılıklı metalürjik etki, bazik tip tellerle, yüksek bir safiyet derecesinde bir terk edilmiş metal
elde etme olanağını sağlar (bu arada ark içinde meydana gelen metalürjik olayların ayrıca
koruma gazının cinsi ve kullanılan dekapana bağlı olduğu unutulmamalıdır.)
Telin ucunda oluşan damlanın transfer şekli cüruf tarafından etkilenir: rutil tipi cüruf ince
tarafından etkilenir: rutil tipi cüruf ince damlalar halinde bir transfer (geçiş) verirken bazik cüruf
daha iri damlalar meydana getirir.
Metal damlalarının boyutları ve cürufun viskozitesi, ergimiş kaynak banyosunun yüzey
gerilimini, ve dolayısıyla, dikişin görünüş ve şeklini etkiler. Rutil tipi tel, koruma gazı altında,
düzgün ve çok ince tırtıllı, bazik tel ise hafifçe daha bombeli ve daha az tırtıllı bir dikiş verir.
REDÜKLEY C MALZEMELER
Terk edilen metal tasfiye edilmelidir; böylece de, metal içinde oksit girdi oranının
sınırlandırılması gerekir. Ergime banyosunun oksitlerden arındırılması, dolgu tozuna redükleyici
maddeler karıştırmak suretiyle olur: oksijenin karşısında bu maddeler ergimiş metal içinde,
cürufta toplanan oksitler oluşturur.
Bununla birlikte, katılaşma sırasında bir asgari oksit girdisi miktarının gerekli olduğu
kaydedilecektir şöyle ki bunlar tohum filizi gibi davranarak metal tanelerinin gelişmesinde rol
oynarlar. Bu oksitlerden belli bir konsantrasyon daha ince bir tane sağlar.
KAYNAK B L M , Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988, Sayı 3
26
Gaz altı kaynağı için sızdırmaz özlü tel olan Fluoxofil tipi tellerde, rutil tipi teller tarafından
terk edilen metalin oksijen içeriği 500 ile 600 ppm, bazik tellerde 300 ile 400 ppm’dir.
GAZ OLUŞTURUCULAR
Özlü teller toz altı ve gaz altında kullanıldıklarından bunların gaz oluşturucu madde
içerdikleri nispeten azdır. Bu husus bu telleri, bu maddelerden çoğu kez fazla miktarda içeren
çubuk örtülü elektrodlardan belirgin şekilde ayırır.
ONLAŞTIRICI MADDELER
Bunlar bu yolda kullanılan potasyum birleşimleridir. Bunların kolaylıkla ionize olmaları
kaynak sırasında arkın stabilitesini (istikrarını) sağlar. Bununla birlikte, özlü tellerde yüksek
akım şiddeti yoğunlukları dolayısıyla bunlarda bu maddelerin önemi, örtülü elektrodlara göre
daha azdır.
MALATLA LG L HUSUSLAR
Fluxofil tipi teller yuvarlak kıvrılıp kaynak edilen bir metal banttan yapılmaktadır. Bundan
sonra tüpün içine özel bir sistemle toz doldurulur. Bundan sonraki işlemler haddeden çekme,
tavlama, dekapaj, ve bakır kaplamadan ibarettir
Böylece de her türlü rutubet girme olasılığı peşinen giderilmiş olmaktadır. Sızdırmaz zarf
dolayısıyla kaynakta hidrojen oranı çok aşağıda tutulabilir ve tozun tespit edebileceği rutubetten
hasıl olan gözeneklik tehlikesi yok edilmiştir.
Aşağıdaki tablo, özlü tellerin rutubet alma dereceleri hakkında değerler verir.
Özlü tellerin rutubetlenmesi üzerine ambarlanmanın etkisi
KAYNAK B L M , Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988, Sayı 3
27
Bu hususta aşağıdaki sınıflandırma genellikle kullanılır:
-
Çok alçak H oranı: 0-5 ml/100 gr terkedilmiş metal
-
Alçak H oranı: 5-10 ml/100 gr terkedilmiş metal
-
Orta H oranı: 10-15 ml/100 gr terkedilmiş metal
-
Yüksek H oranı: >15 ml/100 gr terkedilmiş metal
Kıvrak tellerin (Şek. 1b... 1g) aksine, bu sızdırmaz tüp tellerde gerilme bulunmayışı
nedeniyle tel, üfleçten çıkarken dalgalanma eğiliminde bulunmaz. Bu nitelik özellikle
otomatik kaynakta çok değerli olmaktadır.
KAYNAK B L M , Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988, Sayı 3
28
GAZ ALTI KAYNAĞ
INDA GAZ TÜRÜNÜN ETK S
Bir gazın oksitleme kabiliyeti önemli bir veri olmaktadır; bu kabiliyet gazın bileşimine
bağlıdır.
CO
2
, bir alaşım elementi kaybına yol açar: bu nedenle Ar-CO
2
oranının fonksiyonu
olarak hafiftir.
Terk edilen metalin kimyasal bileşimi üzerinde kullanılan gazın etkisi aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir.
Tablo ve Şek. 26 ve 27den kullanılan gaz türünün etkisi belli olmaktadır. Bunlardan, CO
2
nin Ar la değiştirilmesi sonucu C, Mn ve Si oranlarının arttığı ve bunun sonucu olarak da kopma
mukavemetinin yükseldiği (Şek. 26) ve çentik darbe mukavemetinin azaldığı görülür (Şek. 27).